Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZAR EKİ 1 CMYK YIL 20 SAYI 1076 / 5 KASIM 2006 FİLMDEKİ ATLARDAN BİRİ DE BENİM... Üç lise öğrencisi, Erdinç Baydar, Sercan Çınar, Gülenay Doğan... Üçü de gözyaşları içinde izlediler Ömer Faruk Sorak’ın “Sınav” filmini. Çünkü film ÖSS yarışını, yani kendilerini anlatıyordu. Yönetmen sınavı atlarla simgeleştirmişti, bu da üç gence yabancı değildi... Engin Karabacak Sayfa 7 “YÖK’e Hayır”... Yarın öğrenciler yine bu sloganla özerkdemokratik üniversite isteyecekler. İhtimal dövülecekler! YÖK, tam 25 yıldır var. Bilimi ve eleştirel düşünceyi engellemekle suçlanıyor. Üstelik artık o da kendini eleştiriyor, bazı sorunları çözmede başarılı olamadığını söylüyor, değişim istiyor. Peki 25 yılda üniversitelerde neler oldu? YÖK üyeleri, öğretim elemanları ve öğrenciler yanıtlıyor... Berat Günçıkan / Esra Açıkgöz Bu itiraz bitmeyecek, ta ki... ükseköğretim Kurulu, baş harfleriyle YÖK, yarın 25 yaşını dolduruyor. Yıldönümü kutlamalarına öğrenciler de katılacak, ama onlarınki farklı bir kutlama: Basın açıklaması yapacak, slogan atacaklar. Büyük ihtimalle de engellenecek, cop yiyecek, gazla dağıtılacaklar… Bu çeyrek asırda neler oldu? Bugünün YÖK’ü nasıl bir kurum? Kimilerine göre biraz “yumuşadı”, “kendine daha eleştirel bakabiliyor”, kimilerine göre değişen tek şey isimler, bazen de gündemler… YÖK, 6 Kasım 1981’de çıkarılan 2547 sayılı yasayla, bilimsel değil ahlaki vaatlerle kuruldu. İlk işi muhalif öğretim kadrolarını tasfiye etmek oldu, bu öğretim üyelerinin kimi açtıkları davaları kazanıp geri döndü, kimi başka mesleklere geçti, kimi de özel üniversitelerin açılmasını bekledi! YÖK’ün işleyişi de biraz 12 Eylül yönetimine benziyordu, özerklik talebinden bıyığa her şey yasaktı. Her yıl yüzlerce öğrenci, öğretim üyesi ve personel bu yasakları çiğ Y nemekle suçlanıp cezalandırıldı, çoğu okulundan ya da işinden oldu… Elbette karşı davalar da açıldı. 2003 adalet istatistiklerine göre, Danıştay’a YÖK hakkında, bir önceki yıldan devredenlerle birlikte toplam 1615 dava dosyası iletildi. Sadece İÜ’de bir dönemde 50’yi aşkın kişiye 800 soruşturma açıldı. “Cezalandırılan” öğretim üyesi sayısı da az değil. 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren’in, Muğla Üniversitesi’nden yayımlanan bir televizyon programında söylediği “İdam kararlarını imzalarken elim hiç titremedi” sözlerini, “Çalıştığım üniversitenin darbeci bir generale kucak açmasından utanıyorum” diye protesto eden Yrd. Doç. Dr. Dilek Hattatoğlu’nun akademik kariyeri donduruldu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işten çıkarılan 213 işçinin hakını savunan Prof. Dr. İzge Günal işten atıldı… İyi de her 6 Kasım’da protestolara yol açan, öğretim üyelerinin üniversiteleri ticarethaneye döndürmekle eleştirdiği YÖK bugün ne âlemde? Kurum şimdilerde AB esas ları doğrultusunda değişimi tartışıyor. Son strateji raporunda az da olsa iğneyi kendine batırıyor, başarısızlığı kısmen de olsa kabul ediyor. YÖK’ün geçmişe göre daha az merkeziyetçi olduğunun ama alınacak hayli yolun bulunduğunun vurgulandığı raporda dahası da var, üniversitelerin özerkliğini arttırmak ve karar alanlarını genişletmek… Bu vaatler kurumu eleştirilmekten kurtaramadı, özellikle de vakıf üniversitelerinin payının yüzde 7'den yüzde 16'ya çıkarılmak istenmesi ve üniversitelerde özelleştirmenin yoğunlaşacağının sinyallerini vermesi… Öyle görülüyor ki, YÖK hep tartışılacak... İşte, YÖK’ün içinde ve dışındaki öğretim üyeleri ile öğrencilerin eleştirileri... Devamı 45. sayfalarda Almodovar bir kadın müttefiki... İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, son filmi “Volver/Dönüş”te ironisini bir yana bırakıp travmayı, kederi öne çıkarıyor. Yine kadınlara dost, yine kadınlardan yana... Kendisi ölümle yüzleşirken kadınları “cezasız” bırakması da bu yüzden... Sayfa 2 Kurbanlar, failler ve bir toplum... İki günde yedi ölü, iki katil zanlısı... Olay, eski bir tartışmaya noktayı koydu, evet artık Türkiye’de de seri cinayetler işleniyordu! Bu ilginin, merak ve infialin nedenlerini Adli Psikiyatri Bilim Dalı öğretim üyesi Gökhan Oral değerlendiriyor. Berat Günçıkan Sayfa 6 Desen: Zeynep Özatalay