22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 HAZİRAN 2005 / SAYI 1004 BURHAN ÖÇAL Bu kez Dosu'dan esıyor... Ali Deniz Uslu V urmalı çalgıların üstadı Burhan Öçal son albümii " Yeni Rüya"da farklı renkleri keşfetmek için doğuya açılıyor. Bu serüvende yanına tstanbul'a yerleşen füzyon miiziği dahisi Fransız Jean Pierre Smajda'ı, Türk sanat müziğinin divası Emel Sayın'ı ve keman ustası Volkan Gümüşlü'yü alıyor. Burhan Öçal ile "Yeni Rüya"sını konuştuk. Sultan Orhan'da kısa bir süre sonra şimdi "Yeni Riiya" ile karşımızdasınız. Bu albütnünüzden biraz bahseder misiniz? "YeniRüya" uzun sürediraklımdaolan bir projeydi. Bu albümdeki müziklerin bir kısmını zaten ikı sene önce Zürih'te tamamlamıştım. Albüme keınani dostum Volkan Gümüşlü düzenlemeleri ve "Büyiilü Dans" bestesi ile katıldı. "Şeyh'in Rüyası" ise Volkan ileortak çalışmamız. Tabii ki Smajda'da bu süreçte bizimleydi. Çok geniş bir yaylılar ekibiyle çalıştık. Aslında bu albümde şimdikinden daha da kalabalık, en az otuz kemandan oluşan bir orkestra düzeni düşünüyordum. Ama bu haliyle de istediğimizi gerçekleştirdik. Bir de bu albümdeki bestelcr yaylı enstrümanlar için düşünüldüler ve hazırlandılar. Şark ve Türk musikisinde bu kadar çok yaylı pek kullandmaz. Daha doğuda, Arap müziklerinde yaylılar kendini fazlaca gösterir. Düşük ve orta üstü tempolardan oluşan bu çalışmamda oryantalin dozu da oldukça yüksek. Buna Türk sanat müziğimizden bir iki örnek de koymayı uygun gördük. Sultan serisinde nasıl bir tarih öğesi bulunuyorsa bunda da Türk müziğini hatırlamak, korumak ve tekrar tekrar dinletmek önemliydi. Bu yüzden Emel Sayın ile çalışmak harika olur diye düşündüm ve albümde benimle çalışmasını teklif ettim. Burada yapmak istediğim "Çile Bülbülüm", "Ben Seni Unutmak için Sevmedim" gibı klasikleri Emel Sayın'ın yorumuyla dinleyiciye sunmaktı. YENİ ŞARK RÜYASI... O zaman Burhan Oçal bu sefer Doğu'dan geliyor? Ilk kez bunu size söylüyorum ki dedemin büyük babası Şamlı. Sanırım oradan kanıma girmiş bu tarz, yani arabesk kanımda yok değil. Bu da yeni yeni müziğime tezahür ediyor. "Yeni Rüya"da Şark rüzgârı Şam'dan Kahire'ye doğru esiyor. Bendeki arabesk mental değil, yalnızca müzikal anlamda bir arabesk. Ben dünya müziği yapıyorum ve tstanbul da bunun merkezinde. Müziğimde etnık kökler den uzaklaşmadan farklı birelektronik alt yapı kullanıyorum. Bu eserleri de genç ve dinamik bir kadroyla icra edip "Rüya"mı gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. Önceki albiimlerdeki 9\8'lik ritimler bu albümde biraz daha az gibi... Evet, burada hiç aksak ritim yok. Zaten benim albümlerim birbirine benzemez. Her albüm farklı karakterler içcrir. Bu albümdeki ise Istanbul merkezli bir oryantal. Buranın ruh bütünlüğünü barındırıyor. Geleneksel yapıdaki oryantal sazlarla kendini gösteriyor. Albümdeki öne çıkan parçalar "Boğaziçi" ve "Yeni Şark Rüyası"ndan konuşsak... Boğaziçi'nin girişj Volkan'a ait, güçlü bir düzenlemesi var. Gözlerinizi kapatıp dinlediğinizde Boğaziçi'ni hissedebiliyorsunuz. "Yeni Şark Rüyası"n da ise yok yok. Müzikal açıdan tüm zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu şarkılar her zaman dinlenebilecek, her döneme hitap edebilecek tarzda. Yeni bir icadınız da konserlerde tencerelerle çalmak. Bu nasıl ortaya çıktı? Bir arkadaşın cvinde sohbet ederken, farklı bir şeyler denemek istedik. "Ne kadar tenceren varsagetirmutfaktan" dedım. Onlarla ritim tutup çalmaya başladım ve çok eğlendik. TV'de yapınca da çok ilgi gördü. Ben de bunu konserlere taşıdım. Dışarıdan pek tark edilmiyor ama oradaki ritim gerçekte çok fazla teknik bilgi içeriyor, dışarıdan görüldüğü gibi yalnızca şova yönelik bir çalışma değil. Iki albüm arası bir de filmde oynadınız... Film benim için çok zevkliydi. Çok güzel eleştiriler geldi. Değerli yorumcular ve gazcteciler sinemayı bırakmamam gerektiğini söylediler. Ben de rolun içini doldurduğumu düşünüyorum, biraz da o tarzı içımde yaşatıyorum belki. Rolümdeki kişiliği hayata geçirebilmek için çok uykusuz kaldım, öyle ki yeni yeni toparlanıyoruın. Filmde yünetmen Abdullah Oğuz "Bana oyle bir bak ki korkayım. Çünkü ben korkarsam herkes korkacak" demişti. Ben de elimden geleni yaptnn. Yeni projeler gelirse farklı karakterleri oynamayı da çok isterün. Şimdi neler yapacaksınız? "îstanbul New Orıental Ensemble" çalışmalarımı sürdürüyorum. Sultan scnsınin dördüncü albümü "Sultan Murat" için ise EylülEkim aylarında kayıtlara başlayacagız. Bu aralar çok yoğun bir çalışma dönemı geçirdik. Küçük bir dünya turu yaptık bile diyebıliriz. Şimdi de dostlarıma biraz zaman ayırmak istiyorum. # Kendimi arıyorum... Esra Açıkgöz Pervane, NtLGÜL'ün üçüncü albümü. İlhan îrem'in bir şarkısını yorumlaması tartışmalara yol açtı. Çünkü albümde pop kadar arabesk şarkılar da var. P ervane, Nilgül'ün üçüncü albümü. tlk albümü, "Ömürsüz Sevdalar" ekonomik krize denk gelmiş. îkinci albümü, "Arabesk Günler"in prodüktörlüğünü Kıraçyapmış. "Sadeceyaptığım işle anılmak istiyorum" diyen Nilgül'le yeni albümü ve müzik üzerine konuştuk. Nilgül kim? Insanın kendini tarutması dünyanın en zor işi. Çünkü insan hep kendinden yanadır ve bu da beni ürkütür. Yine de anlatmaya çalişayım. îzmirliyim. 3 kız kardeşin ortancasıyım. Kendimi sadece anlatıcı, şarkılarla dünya arasında bir aracı olarak görüyorum. Müziğe ne zaman ve nasıl yöneldiniz? 9 yaşımdan beri otobüse, minibüse binerken bile şarkı söylerdim. Bazı şeyler vardır ki, nasıl çıktığını anlatamazsınız, siz de bilmezsiniz, çünkü o hayatınızda hep vardır. Müzik de benim için böyle, istemsiz yaptığım bir şey. Şarlu söylerken kendimi unutuyorum. Bir yandan kendinizi arıyor, diğer yandan kendinizi unutmak için şarkı söylüyor, deneme yazıyorsunuz... Bu bir çelişki, ama zaten sorular çelişkileri doğurur. Kendi kendimi çürütmeyi seviyorum. Bir olaya tek bir bakış yoktur. Ben de acılanmı çoğalttıkça kendimi ve insanlan anlayabileceğimi düşünüyorum. Tek doğru benim, diye dolaşan bir salak olmak istemiyorum. Insanın kendini önemsemesinin tehlikeli olduğunu söylüyorsunuz. Içinde bulunduğunuz ortamda bu zor değil mi? Klipleriniz yayrmlanıyor, ekranlarda gözüküyorsunuz ve insanlar sizi tanıyor, yani bir şöhretsiniz... Kendi gözümde şöhretsizim. Aslında şöhret denilen şey, karşınızdaki insanların size bakışının değişmesidir. Eğer şöhret olduğunuzu düşünüp kendinize farklı bakmaya başlarsanız, o çok tehlikeli bir iş. Hem şöhret olmak ne demek? Tanınıyor olmak mı, başarılı olmak mı?.. Kendi ruh durumunuzu korumak, bu etkilerden sakınmak zorundasınız. Ne şöhret olamadığım için üzülürüm, ne de şöhret olunca sevinirim. Benim için yaptığım iş ve onu iyi yapmak önemli. Bir röportajınızda "Hiç olmak için önce bir şey olmanız lazım" diyorsunuz. Nedir sizin için hiç olmak? En kısa anlatımıyla, kimsenin diğerinden üstün olmadığı bir eşitlik. Orada küçük zaferler, büyük acılar, mutsuzluklar, başarılar yok, öne geçenler, arkada kalanlar da. Kısaca yaşadığımız oyalanmaların bitmesi. İnsanlar çocukken ve yaşlıyken daha özgürler. Orada ne cinsel kimlik, ne iktidar vurgusu var, ne de rekabet. Ben de kendimi yaşlılığıma hazırlıyorum, belki o zaman dinginleşirim. Bu dünyadaysan bir şeyler yapman lazım, bunu bilıyorum, ama bunlan aslında sonumun hiçe gıttığıni debilerekyapıyorum.. Bütün bunları düşünmek zor, ama başka türlü nasıl yaşanır bılmiyorum. "Arabesk Giinler" albümüniizün kapağında Ömer Hayyam'ın bir söziine yer vermiştiniz. Bir pop albümü için beklenmedik bir durum. Nilgül bu tanımlara da karşı çıkıyor, "Bu insanı sınırlıyor" • diyor. Evet. Ömer Hayyam benim kafamdaki hiçliği yakalayan en önemli isimlerden biri. Bir de Neyzen Teyfik. Onlar çok önce çözmüşler kafamdaki soruları. Biraz da albümden konuşalım. Nasıl gelişti albüm hazırlığı? Çok sancılı bir dönemdi, çünkü büyük bir ameliyat geçirdim. O yüzden istediğim kadar iyi okuduğumu düşünmüyorum, ama kapasitemi biliyorum. Benim ve kız kardeşimin yazdığı birer parça var. En önemlisi de Ilhan Irem'in "Konuşamıyorum" parçası. Yoğun tartışmaların yaşandığı parça... Evet, çok tartışıldı, ancak çok içinde değilim ve anlayamıyorum da. Parçalarınızı nasıl yazıyorsunuz? Gözlemlediklerim, yaşadıklarım, biriktirdiklerim...Aslında yazmak, hastahklı bir durum aynı zamanda. Yazarken yaralarım sarılıyor. Albümünüzde popun yani sıra, arabeski anımsatan parçalar da var. Siz tarz olarak kendinizi nerede görüyorsunuz? Tarz olayını anlamıyorum, tanımlamak sınırlıyor insanı. Kategoriye koyulmaktan rahatsızlık duyuyorum. Hayatın içinde ne varsa, nasıl hissediyorsam öyle söylüyorum. Ileride albümlerim değişebilir, çünkü ben de değişeceğim. Yaşadığımız coğrafya ıtibarıylc arabesk hayatımızdan kolayca atabileceğimiz bir unsur değil. Ayrıca arabesk kaka da değil. Insana ait hiçbir şey kötü dcğildir. Bence müzik duyguların anlatımı ve duyguların elıti, alt sınıh dıye bir şey de yok. • 4 .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle