02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 29 MAYIS 2005 / SAYI 1001 Haz kibrit kutusuna sığmaz! Şişman ayrımcılığı 1Ü Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr, Başak Yiicel, aynı zamanda Yeme BozukJukları Birim sorumlusu. Insanların şişman olduklarını çevrelerinden gelen tepkilerle fark ettilderini söyleyen Yücel, şişmanlara yönelik ayrımcılığın yükselişte olduğunu vurguluyor. Beden imajı nedir? Nasıl oluşur? Bedeni algılayış biçimi, kişinin beden imajını oluşturur ve temeli çocukluk ve ergenlik döneminde atılır. Annenin bebekle kurduğu duygusal ve dokunmaya dayalı ilişkinin niteliği, annebabanın çocuğun kilosuyla aşırı uğraşı, kilolu çocuk ve ergenlere yönelik eleştiride bulunmaları, yemeğini kısıtlama çabaları, kilosu fazla çocuklara özellikle akran ve arkadaşlarından gelen olumsuz mesajlar, alaya alınma, ergenlik döneminde medyada sunulan ince kadın, adaleli erkek modelleri, geri kalan vücutların makbul sayılmaması gibi aileden başlayıp toplumun çeşitli düzeylerindeki mesajlar beden imajının sağlıklı ya da hasarlı olmasına etki edebüir. Beden imajı hasar görmesinin sonuçları nelerdir? Bedenimizi algılayışımız, kendimizi algılayışımızın bir parçası. Düşüncelerimiz, duygularımız, kendiliksaygımız, ilişki biçimlerimiz, eylemlerimiz de kendimizi algılayışımızın diğer parçalan. Beden imajının bozulması sonucu, ya belli vücut bölümlerinin olumsuz algılanması elleri büyük bulma gibi ya da genel olarak vücuda ilişkin memnuniyetsizlik oluşur. Bunlar da anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza ve tıkınırcasına yeme bozukluğu olan 3 ana yeme bozukluğunun temelini oluşturur. Bütün şişmanların beden imajı bozuk mudur? Çalışmalar şişmanların sadece bir bölümünde beden imajı sorunu olduğunu gösteriyor. Şişman çocuk ve gençlerde kiloyu merkez almayan ilişki biçimleri "seni her halinle seviyoruz" demek, oyunlar, spor ve okuldaki başardarın desteklenmesi, iyi arkadaş ilişküeri erişkinlikteki beden imajı sorunları için koruyucu rol oynar. Şişman olmaya yüklenen anlamlar ve güzellik anlayışı nedeniyle fazla kilolu insanların mutsuz edilmesinin altında yatan nedir? Bu sosyolojik bir soru, ama psikolojik olarak bedenle uğraşmaya yönlenmiş kişinin dış dünyaya ve çevreye, başka sorunlarla ilgilenmeye yeterli ruhsal enerjisinin kalmayacağı tahmin edilebilir. Şişmanlığın bu kadar dile gelmesi sorunun büyüklüğünden çok, sanırım gundemi değiştirip insanların daha tehlikeli (!) konularla ilgilenmelerinin önüne geçme çabası ile ilgili. Kişilere kendilerinı kötü hissettirip Sonuçta kaç kişi medyadaki manken ölçülerine sahip kü yapay sorunlar oluşturma etkili bir yöntem. Sadece gündem değiştirmek de değil sanırım? Evet, son dönemde modern toplumun ayrımcılık türlerinden biri olan şişmanlara yönelik damgalamaya da değinmek gerekli. Batı toplumlarında neredeyse toplumun üçte biri şişmanken medyada ve sunulan modellerde sadece zayıf, güzel kadınlar ve sportmen kaslı erkeklerin yer alması ayrımcılığın işaretleri. Ayrıca şişmanlara yönelik gizli ya da açık önyargılar sanırım tanıdık: Disiplinsiz, kendini kontrol edemeyen, başarısız, beceriksiz, iradesiz, duygusal problemleri olan, itici vb. Bir de çocuklukta ya da ergenlikte yaşanan travmayla kilo arasında ilişki kuruluyor, bu ne kadar doğru? Şişmanlar için yiyecek duygusal yakınlık ihtiyacını hafifleten, kişiyi bu noktada yatıştıran bir nesne olabilir. Sıkıntı, gerginlik ve huzursuzluk için bir tür kendi kendini tedavi görevi üstelenebilır. Vücudu saran yağ dokusu dış dünyanın tehlikelerine karşı sembolik bir koruyucu katman işlevi yapabilir. Fazla kilolar cinsellikten bilinçdışı korkular için de uzaklaştırıcı olabilir. Ruhsal travmalarla kilodan çok yeme bozuklukları arasındaki ilişkiler araştınlmış. Çocukluk çağı istismarı ve travmaların bulimiya nervosada anoreksiya nervosadan daha fazla olduğu şeklinde sonuçlar var. Anoreksiya ve bulimianın orta gelir grubuna kadar inmesini nasıl açıklıyorsunuz ? Yeme bozuklukları gençler arasında hızla artıyor.. Batı kültürünün ve onun sunduğu modellerin, kadın bedeni üzerinde vurgulanan özelliklerın, genç, güzel, zayıf kadın imajının kabul görme ve beğenilmenin yolu olduğu mesajı medya yoluyla açık veya gizli, en licra köşelere dek ulaşıyor. Dolayısıyla her gelir düzeyinden genç kızlar artık bu hastalıklarla bize ulaşıyor. Toplumsal değişim var olana ekleniyor, olan yatkınlığı olan genç kızlara oluyor! Şişmanlar mutsuz mudur? Kimi mutsuz oldukları için şişmandırlar diyor, kimi de önyargıların onları mutsuz ettiğini söylüyor. Genler, aile, çevre, yaşanan sorunlar, yaşama biçimi, beslenme alışkanlıkları... Şişmanlığın nedeni ne olursa olsun, sadece normalin üzerinde kilonuz olduğu anlamına geliyor. Daha fazlası değil! Özgür Erbaş Şişmana başrol yok! ir zamanlar heykel ya da resimle gelen "ideal vücut" anlayışı, artık çok daha yaygın bir araç olan medya üzerinden yayılıyor. Üstelik medyada gördüğümüz kadın ve erkekler gerçek! Sektörün içinde yer almak için de moda olan güzellık ölçüderi neyse taşımanız gerekiyor. Mesleğini ^ • bütün bedeniyle M icra eden oyuncu Serra m Yılmaz, "gereken ölçülere" J sahip değil. "Anayurt Oteli" dışında hıçbır filmde başrol oynamamasını biraz da buna bağlıyor. Sizce, şişmanlıkla ilgili tanımlamaların ne kadarı tıbbi, ne kadarı psikolojik, ne kadarı sosyal algılama ve yönlendirmeden kaynaklanıyor? Sosyal algılamanın dığerlerinden çok daha önde olduğunu düşünüyorum. Malum ülkcmizde insanların çok buyük bir çoğunluğu hatta belli mevkilere gelmiş olanları bile tıp ya da psikoloji konusunda cahildir. Bir sürü tanıdığım hâlâ masajla yağlarını "kırdırabileceğini" sanıyor! Ayrıca ülkemızde çok kolay laubali olunduğundan, hiç tanımadığınız insanlar, bedeniniz hakkında yorum B yapmakta kendilerini serbest addedip "Sen yine mi kilo aldın", "Kilo vermen iyi olmuş gidişat çok korkunçtu" derler. Tıbba göre şişmanlık bir hastalık, ayrıca kendiyle barışık şişmanların da kendini kandırdığına inanılıyor. Siz gövdenizle birlikte olmaktan ne kadar hoşnutsunuz? Zayıflama yolunda denemeleriniz oldu mu? Barışık olan da var, olmayan da. Ayrıca zayıflama ve diyet sanayii, sunulan modeller sayesinde tüketiciye mal satıyor. Dolayısıyla tabii ki gençlik ve güzellik empoze edilecek. Yoksa kim sürecek o kremleri, kim yiyecek o dıyet çikolataları? Ben bedenimi değil, arzumu sevdim her zaman, ama son dönemde kendimden hoşnut değilim. Çünkü sağlığım açısından kilo vermem şart ve bir türlü yapamıyorum. Daha önce verdim, ama sonra yine aldım... Birini yitirdiğimde çok kilo alıyorum... Bir kadının şişman olmasıyla bir erkeğin şişman olması arasında, kabul görme açısından sizce nasıl farklılıklar var? Kadında akıl, erkekte güzellik aranmaz gibi bir şartlanma var. Yaşını başını almış göbekli bir takım adamlar katiyen hicap hissetmeksizin gencecik kızlara sarkıyorlar. O kadar eminler ki bulunmaz hint kumaşı olduklarından! Dolayısıyla şişmanlık erkekte asla kadındaki kadar "vahim" görülmez. E, ne de olsa onun bir "süs bebeği" olması gerekmiyor... Bedenin en çok görüldüğü alandasınız. Şişmanlığınız oyunculuğunuzun değerlendirilmesine engel oldu mu sizce? Düşünmedim, çünkü ben zayıf da olsam genç kız rollerinın oyuncusu olmadım ki hiç. Oyunculara en çok sorulanlardan biri de "en çok hangi karakteri canlandırmak istersiniz?" Sizin için de bu soru geçerli mi ve şişmanlık nedeniyle böyle rollerden birini kaçırdığınızı düşünüyor musunuz? Beni en çok isteyen yönetmenin, benim için düşündüğü karakteri canlandırmak isterim. Rol kaçırdığımı düşünmüyorum. Şişmanhğın da ötesinde özel bir fiziğim var; bu tabii sadece dış görünüş değil, "iç görünüşgörüş"ü de kapsıyor. O yüzden kimse genel geçer bir rol için beni düşünmüyor, vani beni özellikle seçiyor ve istiyor... Bugüne kadar böylc oldu... Tek başrol oynadığınız film, "Anayurt Oteli" ve bu film, popiiler filmin kalıplarından uzak bir yapıt. Dünya sinemasında ise "Bağdat Cafe", "Koyu Kırmızı" gibi, şişman kadınların başrolde oynadığı ender de olsa filmler var. Bir şişman neden başrolde oynatılmıvor? Bence "9" da bir başroldü. Kaldı ki "Anayurt Oteli"ndeki rolümü kimse, örneğin Antalya Film Festivali bir başrol olarak görmedi. Eleştırmenlerse "yardımcı rol" bilip o rolün bana getirdiği tek ödülü verdiler. Ama bu, söylediğinizin doğruluğunu değiştırmiyor. Bırakın bir şişmana başrol oyn^ıtmayı neredeyse yok sayılıyor. Basına bakınca, "genç, güzel, ince ol, kırışıksız gir mezara" sanayinin satış aracı olan dergiler de asla şişmanlarla ilgilenmez, röportaj yapmaz. Benimle bir ödül sonrası söyleşiler yaptıklarında bir başka şişman arkadaşım "Aferin dergilerin ambargosunu deldin" diye tebrik etmıştı. Çıinkü boyle bir talimatları olduğunu biliyordu. Nitekim şişmanlar ancak özel bir vesileyle "layık" olunca bu dergilerde boy gösterirler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle