17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

f "10 Yönetmen ve Türk Sineması" ve sevilen filmlerin arka planı... Benim yönetmenlerim MEMDUH UN T 7 üme çekemediğim ve X çok hayıflandığım roman Orhan Pamuk'un Sessiz Ev'idir. Araya birçok kişiyi koydum, ama izin vermedi. Hatta Ömer Kavur'u da araya koydum, ama olmadı. "Benim romanımdan kötü bir film çekecek". Ee, sana ne ya? Film kötü olabilir. Senin romanın mı kötü oluyor burada. Ben romanımı bunlara vermeyeyim, dışarıdan birine çok paraya satarım. Buysa, hava alırsın. Kimse çekmez. Bugün bana verse ben ne yapayım Sessiz Ev'i? O günkü atmosfer yok Türkiye'de. Göksel Üldes T ERDEN KIRAL T oseph L. Mankiewicz 1 Cannes'da jüri üyesiyken bana, neden "Hakkari'de Bir Mevsim" filmini Oskar'a göndermediğimizi sordu. Filmin yasaklandığını söyledim. Üstelik o zamanki Türk hükümeti Berlin Film Festivali Düzenleme Komitesi'ne, filmin gösterilmemesini isteyen bir yazı bile yazmıştı. Onlar ise tam tersine filmi gösterdiler. M ürk sineması üzerine yaptığımız tartışmalar, çoğu kez Türk filmlerini kötülemek ya da göklere çıkarmaktan ibaret iki uç noktada gidip geliyor. Hollywood'un vazgeçilemeyen gölgesi altında, Türk sinemasına duyulan görece ilgisizlik, teknik, ekonomik ve siyasi birçok boyutuyla, hâlâ tartışılmayı hak ediyor. Bu açıdan sinemamızın tam da göbeğinden yükselen kimi seslere kulak vermek, Türk sinemasının başarılanna, başarısızlıklarına, olanaklarına ve vaatlerine daha farklı bir yerden bakmamızı sağlayabilir. "10 Yönetmen ve Türk Sineması" bize bu firsatı sunan kitaplardan biri. Kendisi de Türk sinemasına emek veren isimlerden biri olan Ertekin Akpınar'ın hazırladığı, Agora Kitaplığı'ndan yayımlanan kitap, Ömer Kavur, Halit Refiğ, Erden Kıral, Atıf Yılmaz, Yavuz Özkan, Ziya Öztan, Ali Ozgentürk, Memduh Ün, Yeşim Ustaoğlu ve Tunç Başaran'la yapılmış söyleşilerin bir toplamı. Zıkkımın Kökü'nden Anayurt Oteli'ne, Uçurtma'yı Vurmasınlar'dan Selvi Boylum Al Yazmalım'a birçok önemli yapımın kamera arkası hikâyelerini de öğrenebildiğimiz bu çalışma, yakın dönem Türk sinema tarihinin kısa bir özetini veriyor. Yönetmenlerin kendi kişisel serüvenleriyse, kaçınılmaz olarak bugüne kadar anlatılmamış birçok olayı, itirafları ve hesaplaşmaları gündeme getiriyor. Işte söyleşilerden alıntıladığımız kimi kısımlarla, sinemamızın arka planından birkaç ayrıntı... YEŞİM USTAOĞLU G eriye dönüp birçok ana şaşırarak baktığım oluyor. Geçmişimdekı filmlerimin hepsi mükemmel olsaydı bir sonraki filmimi yapamazdım. Mükemmel olan bir şeyin ismini ne koyacaksınız ki. Yapma arzusu bile duymazsınız. Tabii ki filmlerinizle yüzleşirsiniz. Filmleri yaparken de kendinizle yüzleşirsiniz. Çünkü onlar sizin kendi kopuşunuzun bir parçası olmaya başlıyorlar. HALİT REFİĞ ALİ OZGENTÜRK "Ben gidiyorum Atıf Abi" dedim. O da artık gideceğime inandı. Ertesi sabah çekime gitmedim. Bulunduğumuz yerden şehre inmek zor. Sabah kalktım, inecek araç bekliyorum. Bütün ekip çekime gitmiş. Otelin lobisinde Rüçhan Beyi gördüm. Bana, "Ali Bey bugün sete gitmemişsiniz" dedi. "Sizin yüzünüzden işi bıraktım" dedim. Oturdum karşısına, ne kadar yanlış olduğunu, Türkan Hanım'a nasd kötülük yaptığını, starlığın böyle olmayacağını söyledim. Daha sonra, filmin konusunun ne olduğunu, bizim neler yapmak istediğimizi, istedikleri finalin filme ne kadar çok zarar vereceğini göremediklerini anlattım. Rüçhan Bey karşımda ağlamaya başladı. "Ali Bey sizden rica ediyorum, bugün gitmeyin" dedi. Gideceğimi söyledim. O ısrar etti. Gitmedim. Akşam odamda oturdum, kitap okuyorum. Atıf Abi içeri girdi, "Sen bu Rüçhan Bey'e ne yaptın? Bunlar kararlarını değiştirdiler" dedi. Kaldım ve filmi öyle bitirdim. ünya sinema tarihinde negatifleri yakılmış benden başka bir yönetmen yok. Buradaki temel mesele şu: Bizim aydınlarımızın büyük bir kısmı bugün için de geçerlidir Batı değerlerine şartlanmış durumdadırlar. Bugün Batı değerlerini eleştiren aydın kesiminin sayısı çok azdır. 1983 yılında Yorgun Savaşçı'nın yakılıştndan bugüne kadar geçen 21 yıl içerisinde, Batı'dan bir tek gazeteci bana gelip, "Bu Yorgun Savaşçı meselesi nedir" diye sormadı. Yorgun Savaşçı'nın yakılışından sonra gittiğim ülkelerde katıldığım toplantılarda, Yılmaz Güney'i, Bilge Olgaç'ı sordular. Kimse bana Yorgun Savaşçı'dan bahis açmadı. "Biliyor musunuz, benim de filmimi yaktılar, benim başıma neler geldi" demedim. 4 D H ÖMER KAVUR enim gözümdeher film bitmiş bir aşkgibidir. Ama hâlâ o filmle ilgili içimde de yaşayan bir şey vardır. Onlarla yüzleşmek istemiyorum. Bende hüzün yaratıyor. Türkiye'nin birçok yerinde film çektim, bir daha o mekânlara gitmedim. Hatta o şehirlere bile gitmedim. Bu çok kişisel bir şey. Bunun benim için anlaşılır bir açıklaması yok... Ben bireyin yalnızlığına inanan bir insanım. Yalnız olan bir insanın kendisiyle hesaplaşması kaçınılmazdır. Sinema yapabilmek için gösterilmesi gereken direncin kaynağı da, bu yalnızlıkla baş edebilme çabasıdır. B em Atıf Abi, hem Türkan hem de Kadir, Selvi Boylum Al Yazmalım'ın setınde bana yönetmen olduğumu hissettirdiler. Bir gün sett^, Atıf Abi gelip, "Filmin finalini değiştireceğiz Ali. Türkan Hanım ve Ruçhan Bey (Adlı) senin yazdığın finali beğenmedi. Filmin sonunda star stara gider (Türkan Şoray ile Kadir Inanır'ın filmin sonunda birbirine kavuşmasından söz ediyor.) Finalde kadın, Ahmet Mekin'de kalmasın, Kadir'e dönsün. Ne yap yap bunu hallet" dedi. Toros Dağları'ndayız ve çekimin bitmesine bir hafta var. îtiraz etmeye kalktım. "Hayır, biz star filmi yapıyoruz" dedi. Ertesi akşam Atıf Abi'nin yanına gittim. "Yapamayacağım. Bütün gece ağladım. Bütün bir film bu final üzerine kurulu. Biz bunu yapmadığımız zaman bu film gider, yıkılır, ölür" dedim. "Hayır" dedi. Songül Öden Oyuncu En büyük hatanız nedir? Hiç hata yapmayacağımı düşündüğüm anlar. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Kusursuzluk fikrine kapılmak. Hayattaki en büyük keyfîniz nedir? Nefes alıp vermek ve bu mucizeye şahit olmak. En sevdiğiniz yazar kim? Gabriel Garcia Marquez. En sevdiğiniz film/yönetmen? Bisiklet Hırsızları (Vittorio de Sica ) 400 darbe (François Truffaut). En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Benimki. Sizi en çok güldüren şey nedir? Peter Sellers. •£. â En büyük mutsuzluk? Savaş. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Her yere hissettirmeden girebilen, hoşnutlukla kabul edilen, mide bulandırmayan herhangi bir hayvan. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Yaşadığım şehir yani aziz Istanbul. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Ailemi, komşularımı, kendimi. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? Alaaddin'in Cini, tüm insanların üçer dileğini karşüıksız olarak gerçekleştirebilmek için; ruh satın alıcısı şeytanlar işsiz kalsın diye. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Cesaretim. Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Öleceğini bildiğin halde hiç ölmeyecekmiş gibi kibirle yaşamak. Sahip olduğunuz en değerli şey? Hayata olan inancım. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Savaş, savaş, savaş... Dünya gündemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Sınıfsal adaletsizlik ve sonucu olmayan fırsat eşitsizliği. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Şimdiki aklımla yine kendim. En sık kullandığınız kelime nedir? Neden? TUNÇ BAŞARAN O günlerde Sinefekt'te Hilmi Güver'le Sen de Gitme Triyandafilis'in montajını yapıyorum. Kapı çalındı. tçeriye Tomris Hanım (Giritlioğlu) girdi. "Hilmi Bey'e bir şey soracağım, müsaade eder misiniz?" dedi. "Tabii..." dedim, konuştular. Sonra bana "Yeni bir projeniz var mı?" diye sordu. "Evet, Salkım Hanım'ın Taneleri'ni yapmayı düşünüyorum," dedim. Aradan bir ay geçti, gazetede haberler: "Tomris Giritlioğlu, Yılmaz Karakoyunlu'nun eseri Salkım Hanımın Taneleri'ni film yapıyor." Söylemeseydim keşke. Sonra defalarca, "Başka bir projeniz var mı" diye sordu. Hiç söylemedim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle