02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

15 MAYIS 2005 / SAYI 999 Zor rollerin, tutkulu oyuncusu Yelda Reynaud "Gece 11.45 "teki rolü için "oynadığım en tutkulu kadın" diyor. Zaten ona hep "zor rollerin kadını" olmak düşüyor. Bunu dert etmiyor, çünkü daha fazlasını istiyor. Özlem Altunok 1. sayfanın devamı Bu bir yıl içinde, hızlı bir giriş yaparak 4 filmde rol aldınız: "Hoşgeldin Hayat","Anlat îstanbul", "Yolda" ve "Gece 11.45". Bu kadar hız biraz da görünmek, "ben de burdayım" detnek miydi? Evet, böyle de denilebilir. Burada yaşamayı deniyorum ve sadece kendimleyim, savuntnasızım. Birazcık hoş göriilmek istiyorum, özellikle Türkçe konusunda. En çok "Hoşgeldin Hayat"tan memnun kalmadım. Sonuçta oynamayınca geçinemiyorsunuz. Bir sürü insan dizilerde bir haftada milyarlar kazanıyor, bense ancak 8 hafta uğraştığım bir filmle o parayı alabiliyorum. Evet, pek de başarılı olmayan bir filmde oynadım, ama sebebivardı... Size neden dizi teklifi gelmiyor peki? Görmüyorlar, fark etmiyorlar. Burada yaşadığımı bilen yok neredeyse. Enteresan. TRT'de "Kasabanın încisi" diyebir dizide oynadım. Yönetim değişince birçok program çöktü, biri de bizim dizi oldu. O sıralarda özel kanallardan dizi tek lifleri geliyordu, ama daha kalitelı ve daha az paralı olan bu işi seçmiştim. Yakında iyi projeler olacak sanırım. O zaman istediğim projelere imza atabılirim. Gece 11.45, son sinema filminiz. Yine sorunlu ve ağır bir karakteri canlandırıyorsunuz... Şimdiye dek hiç bu kadar tutkulu bir karakteri oynamamıştım Zeynep evli olduğu halde her şeyi bırakıp sevgilisinin peşinden giden bir kadın. Kaçak, saklanmak zorunda, dolayısıyla paranoyak tavırlar gösteriyor. Saçlarını kestiriyor, yetmıyor, peruk takıyor, kıyafet değiştiriyor. Çünkü çok korkuyor, ama bir yandan da yaşamak istiyor... Filmde sade oyunculuklar, daha doğrusu oyunculuk üzerine kurulu basit bir anlatım var. Oyuncu kadrosu da ilginç: Feridun Düzağaç, Yiğit Özşener, Nihat Odabaşı, Çağan Irmak... Yönetmenle, diğer oyuncularla diyaloglarınız nasıldı? Aynı mekânlarda dolaşan, ama birbirlerine çok az tesadüf eden insanları oynadık. Çoğu oyuncuyla ortak sahnemiz neredeyse yoktu. Herkes kendi roliinü çıkardı diyebilirim. Gözlemlerime gelince... Feridun'un sessiz, depresif hali, filmdeki o içine kapanık kâğıt toplayıcısı rolüne çok uydu sanırım. Yiğit Özşener çok şeker bir adam, birlikte çok eğlendik. Beni en çok etkileyen kişi evleneceğim adamı oynayan Nihat Odabaşı'ydı. Bu film için çok heveslendi, Şahika Tekand'dan oyunculuk dersi aldı. Bir fotoğrafçının başka bir işe kendini bu kadar kaptırması, heyecanlanması çok hoştıı. Size "Yara"yla başlayan "zor rollerin kadını" imajının yiiklendiğini düşünüyor musunuz? Doğru. "Bu zor rollerin altından Yelda kalkar" diyorlar. Mesela Fatih Akın, benim hiçbir filmimi izlemediği halde, Yelda Reynaud "Gece 11.45"te kaçak, dolayısıyla her an yakalanma korkusu yaşayan bir kadını oynuyor. Sczen Aksu'nun klibinde bana "taxi driver" rolünü verdi. Düşünsene Robert de Niro gibı... "Sende o adamın potansiyeli var" dedi. Yakında görürsünüz klibi. Klipte Levent Yüksel, Nejat tşler, Güven Kıraç, Yasemin Alkaya da oynuyor. Erden Kıral'ın "Yolda" filminde de Tezer Özlü'yü canlandırdınız. Heyecanlandınız mı bu küçük ama önemli rolde? Erden Kıral geldı ve "Bu kadın önemlı bir yazar, şairdi ve benim karımdı. Onu bir tek sen oynayabilirsin, Tezer'deki o çılgınlık sende de var" dedi. Çok gururlandım, ama zorlandım da. Küçük, bağımsız bir sahnem vardı. Bir diğer zor rol de taze ödüllii filminiz "Anlat tstanbul"daki transseksüel karakteriydi herhalde... O sırada iki filmde birden çalışıyordum, yine de projeyi öğrenince hemen "varım" dedim. Sonra transseksüeli oy nayacağımı öğrendim ve şoka girdim Önce erkek sonra kadın olmayı vermek çok zor geldi. Geceleri çıktım, gözlemler yaptım, sese çok çalıştım, en çok da hislerimle oynadım. Yönetmen güvendi ve ben de rolü buldum. Ve ödülü aldınız... Evet. Çok güzeldi. Çok istedim o ödülü, açık açık söylüyorum. Hak ettiğimi düşündüğümden değıl, ama çok istedim. Ne var istemenin temelinde? înanıyorum. Dünyaya, iyiliğe... 33 yaşındayım, hâlâ hayata saf bakıyorum. Hepimiz doğduğumuzda bembeyaz bir sayfayız, önce anne baba karalıyor o kâğıdı, sonra okul, çevre... Kendımizi koruyamıyoruz. Kirleniyorsak, güzelleşiyorsak kader değil. Bu, hayatın yaramğı tesadüfler, karşılaşmalar... Her zaman bizden daha iyi, daha mutlu, "daha daha" birileri vardır. Onun peşinden gidiyoruz. Los Angeles'ta da yaşadınız bir ara. Oscar'a göz dikerek... Bu da bir "daha daha"mıydı? Denedim, çabaladım, olmadı. Kısacası derede boğuldum. Hem 11 Eylül sonrası uygulanan kısıtlamalar, hem de parasızlık vüzünden dönmek /orunda kaldım. Ayrıca, orada Türkiyelı bir oyuncuya yer olmadığını anladım. En doğrusu burada gürültü yapıp onların senı görmek zorunda kalması sanırım. Dolayısıyla son durağınız Îstanbul... Burada yaşamayı aklımın ucundan geçirmezdim. Bu ülkcyi ne kadar bastırdığımı, unutmaya çalıştığımı anladım ve özlem, kaybettiğim yıllar çok ağır vurdu bana. Çok ağladım. Burdayım işte ve buraya inanıyorum. Burada bir şeyler patlayacak. Benim de sürprizlerim var. Şımdi söyleyemem, 2006'yı bekleyin. O zaman herkese ihtiyacım olacak. Doğal, içten ama sanatsa S At Meydanı'nda 800 beygir... ormula 1 Dünya Şampiyonası'nı lider olarak sürdüren Renault Fl Takımı, bugün 13.15'te Formula 1 aracını Sultanahmet Hipodrom Meydanı'nda otomobilscverlerle buluşturuyor. Halka açık olarak ve ücretsiz düzenlenecek bu gösterinin yıldızları ise Ispanyol pilot Fernando Alonso ile Renault Fl aracı olacak. Türkiye Fl Grand Prix yarışına üç ay kala yapılacak Renault Formula 1 Roadshovv öncesinde At Meydanı tarihi yarış otomobillerinin defilesine sahne olacak, ardından pistte yaklaşık 10 tur atacak olan Fernando Alonso ilc Renault Formula 1 otomobilinin nefes kesen gösterisi izlenecek. Renault MAIS Genel Müdürü Ibrahim Aybar'a göre gösterinin amacı Renault Fl Takımı ilc f Uğ otomobilseverleri yaklaştırarak motorsporlarına olan ilgiyi arttırmak. Renault Fl Team Pilotu Fernando Alonso ise "îstanbul'u tanımıyorum, ama en çok görmek istediğim yerlerin başında geliyor. Böylesine tarih yüklü bir kentin sokaklarında Fl aracımı kullanma fırsatına sahip olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Daha önce Madrid'de yaptığım Renault Fl Roadshow bende unutulmaz anılar bıraktı. Istanbul'da da böyle olacağına inanıyorum" dedi. F imay Bilgin, Pınar Ceylan, Tatyana Çeliktop, Ece Dündaralp, Selin Göksel, Ilke Haspalamutgil, Zuhal îçöz, Nurdan Iskender, Sema Kocameşe, Handan Korkmaz ve Mihriban Mihrap Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanadar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü son sınıf öğrencileri... Aynı atölyede oluşturdukları çalışmalarını Artdepo Sanat Galerisi'nde sergiliyorlar. 29 Mayıs'a kadar açık tutulacak serginin bir de amacı var: Giderek akademikleşen ve ticarileşen sanata, doğallık, içtenlik ve mutlak sanatsallık gibi kavramlarla yeni bir hareket getirmek. Sergide 11 öğrencinin aynı atölyede ve bir arada yetişmiş olmasına karşın çok farklı kişiliklere sahip oluşları bir bakıma Türkiye'de az rastlanan bir durumu da gerçekleştiriyor. Öğrenciler, anlayışlarını, "Sanat çevresinin beğenisine değil, yaratıcıhğa ve uluslararası olmaya yönelik" diye tanımlıyorlar, bunun da risk ve sorumluluğu üstlenmek anlamına geldığını düşünüyorlar. "Geriye tek şey kalıyor" diyorlar "Bu direnci sürdürebilmek". Eserler www.artdepo.com.tr sitesinde görülebilir. Galeri pazar dahil her gün 11:0019:00 saatleri arasında açık. Tel: 0212 351 97 1316
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle