02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 MART 2005 / SAYI 992 15 Eskisehir'de bir karikatür müzesi Prof. Dr. ENGİN ATAÇ Anadolu Üniversitesi Rektörü Rojdan Alpkaya Anadolu Üniversitesi, çağdaş eğitimin gereği olarak sanatın her alanında yol gösterici ve özendirici görevini sürdürüyor. Cumhuriyet Tarihi Müzesi ve Çağdaş Sanatlar Müzesi'nden sonra şimdi de Karikatür Müzesi'ni hayata geçirdik. Toplumıın tarihsel gelişim sürecini yansıtan karikatür sanatı, sorunların dile getirilmesinde önemli görevler üstleniyor. îçerisinde eleştiri boyutu olan, ama bunu güler yüzlü bir şekilde irdeleyen karikatürün yaratıcılık yönü de tartışma götürmez. Dünya çapında karikatürcüleri olan Türk karikatürü konusunda bilimsel araştırmalar çok fazla yapılmadı. Bilimsel çalışmalar için bir ışık anlamındaki bu çabaların Türk ve dünya karıkatürünc de katkı yapmasını umuyor, karikatür sanatçılarının ve mizahsever herkesin dcstcklerini bekliyoruz. Prof. ATİLA ÖZER A Ü Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi 2002 yılında kuruldu. Amaçlarından birisi müze açmaktı. Kısa zamanda bu amaç gerçekleşti. "Neden müze?" ya da "Karikatür müzelik mi oldu?" diye sorulabilir. Hayır; biz, 20. yy'da altın çağını yaşayan Türk karikatürünün ustalarını unutturmamak için müze açmak istedik. Cemal Nadir, Yalçın Çetin, Mim Uykusuz, Şadi Dinççağ, Altan Erbulak, Mıstık, Nehar Tüblek, Ferruh Doğan, Ali Ulvi Ersoy, Oğuz Aral gibi daha nice karikatür ustaları artık yaşamıyor. Onların çizgileri gazete, dergi sayfalarında unutulup gitmemeli diye düşünüyorum. arikatür toplumca yaşadığımız zorluklara, olumsuzluklara gülümseyerek bakabilmemizde en büyük yardımcılanmızdan biri; aynı zamanda güldürürken düşündüren, olumsuz hal ve gidişi komik yanından yakalayıp eleştiren bir sanat... Toplumsal çarpıklıkları, anlamsızlıkları, bağnazlığı, savaşı, komik insanı çizgi ile inceden inceye alaya alır; kişiyi insanın bu hallerine hesapsız, katıksız güldürür. Italyanca "caricaresaldırmak" fiilinden türeyen karikatür, hayata katlanabilmenin, kendine gülebilmenin bir yolunu çizer kafalarımızda. Türkiye yetiştirdiği yüzlerce karikatür sanatçısı, bu alanda yayımlanan sayısız dergi ve gazeteyle her zaman bir karikatür cenneti oldu. 1867'de "Terakki" adlı bir siyasal derginin mizah eki "Terakki Eğlencesi" Türkiye'nln Iklnci ile başlayan karikatür serüvenikarikatür müzesi mizde bugüne değin yayınlanan Eskişehir'de açıldı. dergiler, gazeteler, mizah ekleri, albümler bunu kanıtlıyor. Ve Şu sıralar Turhan Cem, Cemal Nadir, Ramiz GökSelçuk'un "Grafik çe, Turhan Selçuk, Ali Ulvi, Ferruh Doğan, Nehar Tüblek, SeMizah" sergisine mih Balcıoğlu, Oğuz Aral, Tan ev sahipliği yapan Oral gibi nice ustalar bu serüvenin büyük aktörleri. müzede Ülkemiz karikatürüne Pertev önümüzdeki ay Ertün, Beytullah Heper, Yılmaz Büyükerşen, Bülent ArabacıoğSemih lu, Atila Özer, Hikmet Cerrah, Balcıoğlu'nun Dinçer Pilgir, Yaşar Arda, Atilla Yakşi, Selçuk Erdem gibi birçok çalışmalarına yer karikatürcü armağan etmiş olan verilecek. Eskişehir, armağanlarına bir de karikatür müzesi ekledi. "Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi" 17 Aralık 2004'te açıldı. Müzenin üst katında yabancı çizerlerin ürünlerinden oluşan "eğitim" konulu sürekli bir sergi yer alıyor. Alt katın duvarları ise açılışta Tan Oral'ın "Eğiltim" başlıklı, yine eğitim konusundaki karikatürlerinden seçilmiş bir sergi ile şenlenmişti. Müze, şu günlerde Turhan Selçuk'un "Grafik Mizah" sergisine ev sahipliği ya K pıyor. Sıra, nisan ayında Semih Balcıoğlu'nun, mayısta Gürbüz Doğan Ekşioğlu'nun sergilerine gelecek. Türkiye'nin ilk karikatür müzesi 1975 yılında îstanbul'da kuruldu ve yönetimi Karikatürcüler Derneği'ne bırakıldı. tkinci bir karikatür müzesi için yaklaşık otuz yıl beklemek gerckti; bu onura, üniversitesi aracılığıyla Eskişehir sahip oldu. Türkiye, dünyada belki de iki karikatür müzesi olan ilk ülke olarak anılacak. Eğitim Karikatürleri Müzesi binası, kentin Odunpazarı semtindeki, yapımı yirminci yüzyılın ilk yıllarına dayanan bir Müzenin salonlarında dünya karikatüründen örneklerin bulunduğu sergiler yer alıyor. konağın kökten onarımıyla elde edilmiş bir yapı. Semtin tarihsel konakları büyükşehir belediyesi ve üniversite tarafından onarılarak yeni işlevleriyle yaşama kazandırılıyorlar. Bunlardan birisi de, üniversitenin konukevi olarak hizmet veriyor. Askerlik şubesinin etkileyici eski binası ise "Cumhuriyet Tarihi Müzesi" haline getirildi. Üniversitenin Yunus Emre kampusunda da, gözetimini Güzel Sanatlar Fakültesi'nin yaptığı, içinde ünlü sanatçıların çok sayıda özgün yapıtlarının sergilendiği (sergi birkaç ayda bir yenileniyor) "Çağdaş Sanatlar Müzesi" yer alıyor. Bu bina ise, üniversite kurulmadan önce askeri bölge olan alandan kalmış bir yapının restorasyonuyla kazanılmış. Eğitim Karikatürleri Müzesi'nde şimdilik çeşitli ülkelerden 351 çizerin binden çok yapıtı bulunuyor. Müze, üniversite bünyesinde Türk karikatürünün belgelerinin değerlendirilmesi ve araştırma yapmak istcyenleri desteklemek amacıyla kurulan "Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Merkezi"nin (KSAUM) bir uzantısı, laboratuvarı da sayılabilir. Müzede, karikatür çalışmalarının yapılabilmesi ve genç karikatür meraklılarının yeteneklerinin geliştirilebilmesine yönelik odalar da düşünülmüş. Usta karikatürcülere, Eskişehirli çizerlere ayrılmış bölümler; odalarda, karikatür üzerine yazılmış kitap, albüm, süreli yayınları kapsayan, bağışlarla oluşturulmuş kitaplıklar da bulunuyor. Müzenin arka bahçesinde ziyaretçi öğrenciler Turhan Selçuk'un çok bilinen bir karikatürünün rölyefi önünde (üstte). 1900'Iü yılların başında yapıldığı düşünülen, toplanı yapı alanı 265 m2 olan müze binasının zemin katında bir ana tnekân ve üç oda, üst katta ise sofa ve beş oda var. Gençlik yıllarında profesyonel çizerlik yapmış olan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in karikatürle yakın bağı, Anadolu Üniversitesi'nin karikatür tutkunu Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç'ın katkıları, karikatür sanatçısı olan KSAUM Müdürü Prof. Atila Özer'in çabaları Eskişehir'i bir karikatür merkezi olmaya götürüyor. Ne eğlenceli bir yolculuk... • Eelge bağışında bulunmak hteyenler için tel 0222 230 02 01. Yeniden merhaba hayat Ebru Baran Levent Özgürel H aluk Yüdırım, 1972 Bursa doğumlu. Yaklaşık yirmi yıldır hayatının vazgeçilmezi olan basketbol serüveni, uzun boylu olması ve zamanın meşhur dizisi "Beyaz Gölge"nin etkisiyle başlamış. Bir yıl önce yakalandığı lenf kanseri, onu sadece bir süre basketbol sevdasından uzaklaştırabilmiş. Hastalığından sonra yeni bir sayfa açmamış hayatında. Hastalığınızı nasıl fark ettiniz? Yaklaşık bir sene önce Ülkerspor ile Zagreb maçı dolayısıyla Hırvatistan'dayken ateşlendim ve boyun bölgemde bezeler olduğunu fark ettim. Yapılan tetkikler sonucunda lenf kanserine yakalandığımı öğrendim. tlk gece gerçekten çok zor geçti. Ama daha sonra hastalığımın henüz ikinci evrede oluşu ve ilaçlı tedaviyle yüzde 90'a varan iyileşme şansımın olması beni biraz olsun rahatlattı. Sporcu olarak sürekli sağlık kontrollerinden geçiyor, birçok insana göre daha sağlıklı besleniyorsunuz. Bunlara rağmen böyle bir hastahkla karşılaşmak ne düşündürdü size? Her sezon öncesi checkup yaptırıyorum, beslenme ve yaşantıma mümkün olduğunca özen gösteriyorum. Yani gayet normal bir ha yat yaşarken bu hastalığa yakalandım. Hastalığın nedeni büinmiyor, ama özellikle Türkiye'de bu hastalığı geçiren insan sayısı çok ve hepsi de eski sağlıklarına kavuşmuşlar. Ben bunu hayatta bana verilmiş ikinci bir şans olarak değerlendirdim. Tedavi süresi nasıl geçti, neler yaşadınız o dönemde? Hastalığın tedavisinin olduğunu öğrenince önceükle kendime hedef koydum ve "bu hastalığı yenmeliyim" dedim. Hastanede iki haftada bir kemoterapi tedavisi görüyordum. Bu tedaviden sonra ikiüç gün vücudum hayli yıpranıyordu ve genellikle evde dinleniyordum. Normal yaşantıma devam ediyordum ama biraz daha kapalı yaşıyordum. Dört ayı böyle geçirdim. Bir aylık radyoterapi tedavisinden sonra doktorum eski sağlığıma kavuştuğumu ve tekrarlama riskinin olmadığını söyledi. BIRAKMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİM... Hastalığınız ortaya çıktıktan sonra basketbola ara verme süreci nasıl gelişti, tamamen bırakmayı hiç düşündünüz tnü? Hastalığımı öğrendikten iki ay sonra dok torum, vücudumun dört ay kemoterapi görmesi gerektiğini vc bu süre boyunca bütün vücut değerlerımın düşeceğini, bu yüzden de basketbola ara vermem gerektiğini söyledi. O yüzden altı ay ara verdim ama tamamen bırakmayı hiç düşünmedim. İlk hedefım hastalığı yenmekti. Sonrasında basketbola döneceğime inanıyordum. O zamanki kulübünüz Ulkerspor'un tavrı nasıl oldu? On bir yıl Ülker'de baskctbol oynadım. Maddi, manevi her şeyimı Ulker sayesinde kazandım. Hastalık sırasında bir problem yaşamadım. Sözleşmemdeki parayı aldım. Ama gelecek sezonla ilgili bazı sıkıntılar oldu. Sözleşmemi feshettıler ve Beşiktaş'a geçtim. Basketbola Beşiktaş'ın oldukça güçlü olduğu bir dönemde döndünüz. Bu size avantaj sağladı mı? Hastalığımdan sonra ligde iddiası olmayan bir takıma girıp orada vücudumu da deneyebilirdim. Ama iddıalı bir takımla başlayarak bir kez daha zorlanmak istedim. Neler yapabileceğimi tekrar görebilmek için Beşiktaş'ı seçtim. Ayrıca onlarda bana basketbola dönme fırsatı verdiler ve en uygun şartları sağladılar. • Haluk Yıldırım, Ülker'de basketbol oynuyordu. Bir maç sonrasında boyun bölgesindeki bezeleri fark etti. Lenf kanseriydi. Altı ay boyunca basketbola ara verdi. Kemoterapi gördü, eski sağlığına ulaşmayı bekledl... Kazanan o oidu... Yıldırım şimdi Beşiktaş'ta...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle