16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

13 MART 2005 / SAYI 990 Daha yolun başmdayım Önce kliplerde, reklam filmlerinde, tiyatro ve dizilerde oynadı. Ayça İnci, şimdi de "O Şimdi Mahkum" filmiyle sinemada... Bitmeyen bir aşkın kahramanı Suzan'ı canlandırıyor. Onu "Yanık Koza" dizisinde de izleyeceğiz. Her karakterde biraz da kendini keşfe çıktığını düşünüyor... Esra Açıkgöz yça tnci, ashnda 15 yaşından beri dizilerde oynuyor, ama adını Alacakaranlık dizisiyle duyduk. Yeni başlayacak " Yaruk Koza" dizisi ve "O Şimdi Mahkum" filmiyle duymaya devam edeceğiz. Filmde Karlıdağ'ın (Yavuz Bingöl) sevgilisi Suzan'ı canlandırıyor. Suzan, 8 yıldır dokunamadığı bir aşkı yaşıyor. tnci de bu karakter sayesinde böyle bir aşkı tatmış. Çünkü Inci'ye göre, oyunculuk oynadığın karakteri doğurmak. "Sen" diyor "onu ete kemiğe bürürken, o da sana yeni hayatlar yaşama şansı veriyor". Ayça Inci'yle yeni filmi ve oyunculuk üzerine konuştuk. A Artık mankenlik yapmıyorum. Oyunculukla birlikte yorucu oluyor. Asıl hedefim oyunculuk olduğu için bütün enerjimi ona aktarıyorum, ama moda çekimlerine katılarak o zevkimi de tatmin ediyorum. Mankenlik de zevkli bir meslek. Size zevk veren ne mankenlikte? Müzikle, koca podyumda üstünüzdeki giysinin ruhunu hissetmek, onu gözlerinizle, yürüyüşünüzle insanlara vermek. Orada da oyunculuktaki gibi bir ritim, matematik var, ama bunu çok az kişi duyabüiyor. OYUNCU OLMALIYDIM... Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor? Nefes alma amacım. Onun için dünyaya gelmişim. Bir ara ressam, bir ara da fotoğrafçı olmak istedim. Onları da iyi yapıyordum. Ama kendimi en iyi oyunculukla ifade edebildiğimi gördüm. Sesimle, gözlerimle, ruhumla bir şeyler üretip, insanlara bunları vermem gerektiğini hissettim. Oyunculuk çok bütünsel, ama içinde bir çok şey var; duygu, erdem, sosyoloji, psikoloji... Bu bana çok daha çarpıcı, büyülü mü geldi? Bilmiyorum. Ama oyuncu olmam gerekiyordu. Sizin de oynadığınız, "tstanbul Şahidimdir" dizisi birkaç bölüm sonra kaldırıldı. "Köpek"te ise bir bölümde görünüp gittiniz. Genç bir oyuncu olarak korkularınız neler? Köpek adlı dizide zaten konuk oyuncuydum. Sadece bir dizim kaldırıldı, ama Türkiye'de kalitesiz şeyler yayından kaldırüıyor diye bir şey yok. Çok kaliteli bir film de seyirci bulmayabiliyor. Bunları biliyorum, ama yine de insanı üzüyor ve kaygdandınyor. Ailedeki tek oyuncu siz değilsiniz. Bilal tnci dedeniz. Onun oyunculuğunuzda etkileri var mı? Ailemde herkes oyuncu, annem, babam, dedem. Ben de bir sanatçı olacaktım, bu kesindi. Bence oyunculuk doğuştan gelen bir yetenek, bizim de genlerimizde var. Ama eğitimle pekiştirümeli. Ayça tnci, "O Şimdi Mahkum", filminde Menderes .Samancılar'la birlikte oynuyor... Önce sizi tariıyalım. Oyunculuktan önce neler yapıyordunuz? 14 yaşında mankenliğe başladım, ama asıl isteğim oyuncu olmaktı. Bu nedenle konservatuvar sınavlarına girdim, kazanamadım. Çünkü çok fazla talep vardı. Marmara Üniversitesi'nde resim eğitimi almaya başladım, ama 2. seneden sonra bırakıp, Ali Poyrazoğlu'nun kursuna gittim. Oyuncu olmak isteğim daha da güçlendi. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde üç sene akşam okuluna gittim, sonra da Amerika'da oyunculuk üzerine bir yaz okuluna. Daha sonra klipler, reklam çekimleri geldi, arkasından da diziler ve tiyatro... Şimdi de sinema... Ya mankenlik... Dedemin etkisi muhakkak vardır. Dedeniz, sinemanın "kötii adam"larından biriydi. O zamanlann seyircisi ise naifti ve filmle gerçeği birbirine karıştırıp sokakta rastladığı kötii karakteri canlandıran oyuncuya saldırıyordu... Hep "Deden kötü adam" diyorlardı. Oysa ben onun iyi biri olduğunu biliyorum, ama çok da fazla hatırlamıyorum o yılları. Zaten çok yakın değildik. Dedem sürekli başka şehirlere giderdi. "O Şimdi Mahkum"a nasıl katıldınız? Görüşmeye çağırdılar, senaryoyu okudum ve kabul ettim. Daha önce de sine ma filmlerinden teklif gelmişti, ancak doğru filmi bekliyordum. llk sinema filmim olduğu için çok önemli. Dev bir perdede ilk kez yüzümü izleyeceğim. Canlandırdığınız karakterlerle aranızda bir bağ var mı? Evet var. Ama tabii ki ne onlar Ayça, ne de Ayça onlardan biri. Onları ben doğuruyorum, ete kemiğe büründürüyorum. Önce masa başı çalışma yapıyorum. O karakterin içini açıyor, psikolojik, sosyal, ekonomik durumunu inceliyorum. Sonra da içimde keşfe çıkıp onlan ortaya çıkanyorum. Gerekirse gözlern yapı Ayça tnci'nin canlandırdığı her karakterle arasında bir bağ var, "Ama tabii ki ne onlar Ayça, ne de Ayça onlardan biri". Kıraç Müzisyen En biiyük hatanız nedir? Büyük bir hatam yok. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Hayallerinin yıkılmasıdır. Hayattaki en büyük keyfıniz nedir? Şarkı söylemek. En sevdiğiniz yazar kim? Çan Dündar. En sevdiğiniz film/yönetmen? Matrıx. Oliver Stone. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Leyla ile Mecnun. Sizi en çok güldüren şey nedir? Cem Yılmaz. En büyük mutsuzluk? Umutsuzluk. En son ne zaman dibe vurdunuz? Yılbaşı gecesinde. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Kartal. En çok yaşamak istediğiniz şehir? Istanbul. Yangında kurtaracağınız ilk üç şey nedir? Gitarım, kara kaplı defterim, DVD'lerim. Bir hayali kahraman olsaydınız kim olurdunuz? Niye? t Şeker kız Candy'de Terry olmak isterdim; çok efendi, iyiliksever, kâşif ruhlu, yakışıklı bir karakter. Sizi en çok tedirgin eden ve en beğendiğiniz özelliğiniz? Kararsızlığımadalet duygum Sizin için affedilemeyecek hata nedir? Benım için affedilmeyecek hata yok Sahip olduğunuz en değerli şey? Sesim. Hangi sıklıkta yalan söylersiniz ve hangi durumlarda? Karşımdaki sıkıcı ve gereksiz konuşuyorsa başımdan savmak için yalan söylerim. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Bush'un tekrar seçilmesi, Güney Asya depremi ve sahte rakı yüzünden hayatını kaybeden insanlar. Dünya gündemindeki ya da hayatınızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Iskenderiye Kütüphanesi'nin yakılmasını engellemek isterdim. Hayata gelirken seçme şansınız olsaydı, ne olmak isterdiniz? Ben olmak isterdim. En sık kullandığınız kelime nedir? Eyvallah. yor, çevremdekilerle kitaplardakini harmanhyorum. Her şeyi sana yönetmen vermiyor, önce sen yaratmalısın. Altın dolu olmalı ki, üstüne bir şeyler katılsın. Bir oyuncu aldığı yüzleri en iyi şekilde yansıtmah, giydiği gömleği iyi taşımalı. Gerek duygusal, gerek fiziksel yönden... 14 yıldır oyuncusunuz. Ancak bu filmle röportaj talepleri artacak, ünleneceksiniz. Bu sizi korkutmuyor mu? Asltnda özellikle Alacakaranlık'tan beri gazete ve televizyonlardan gelen yoğun bir röportaj teklifi vardı. Ancak çok seçici bir insanım. Az röportaj veriyorum, böyle bir kararım var. Bu kararın nedeni ne? Türkiye'de her şey çok çabuk tüketiliyor; insanlar, yapılan işler... Bence halk bizleri artık biraz daha az görmek istiyor. Yoruldular. Biraz gözden uzak olup özlenmen, "ne zaman yeni bir iş yapacak" diye heyecanla beklenmen lazım. Bu kovalamaca içinde kaçırdığınız şeyler oluyor mu? Muhakkak, farkında olmadan kaçırdığım şeyler vardır. Ama anı yaşamayı sevdiğim için bunlann az olduğunu düşünüyorum. îşimi seviyorum, bu yüzden daha fazla çalışabilir, uykusuz kalabilirim. Üretmeli, insanlardan bir şeyler almah, onlara bir şeyler vermeliyim. Belki de oyunculuğu bu yüzden seviyorum. Oyunculukta nerede görüyorsunuz kendinizi? Daha çok başındayım. 12 sene olmasına rağmen mi? Evet. Önümde 4050 yıllık örnekler var. Daha kendime oyuncu bile diyemiyorum. Ben bir anten gibi görev yapıyorum. Senaryodan aldıklarımı insanlara sunuyorum. Ya bu iletim sırasında sizde kalanlar... Tabii ki bana da bir şey kalıyor. Suzan'la sekiz yılhk, kavuşulamasa da bitmeyen bir aşkı öğrendim, "Istanbul Şahimdir"deki Esme'yle büyük bir baba sevgisini, "Alacakaranlık"taki Songül'le dişiliği, dişliliği, gücü... O>aınculuk, algılarımın ne kadar açık olduğunu gösterdi, farklı hayatlar yaşama imkânı verdi. Sürekli yeni şeyler öğreniyorsunuz. Zaten hayat da bu değil midir? Bir araştırma, arayış... •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle