Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC HALDUN TANER Yonca Hanbay Sayfa4 AYÇA İNCİ Esra Açıkgöz Sayfa 9 2005 YAZ MODASI RENKLİ VE NEŞELİ... Fatma Ovacık Sayfa 16 Artık Teoman'ın da bir filmi var: Balans ve Manevra. Yönetmenliğin yanı sıra filmin senaristi, yapımcısı, oyuncusu da o. Müzikleri de unutmamak lazım... "Hepsi benim karelerim" diyor Teoman, "bir benzeri de yok!" Iyi de neden bunca iddia... Yanıtlıyor: "Canım sıkılıyor!" Özlem Altunok afası karışık Teoman'ın. Üstelik bu kanşıklıktan da rahatsız değil. Hayatı böyle idare edebileceğini düşünüyor, bizleri de... Düşünmekle de kalmıyor, hayattaki rollerine bir yenisini ekliyor; yönetmenlik. Balans ve Manevra bu konuda imzasını attığı ilk iş. Filmin hem senaryo yazan, hem yönetmeni, hem oyuncusu, hatta yapımcısı... Elbette müzikler de ona ait. Iddialı. Böyle bir filmin bir benzerini bulamayacağımızı söylüyor. Dahası, filmini beğenip beğenmemeniz de umurunda değil. Siz söyleyeceksiniz, o isterse dinleyecek, istemezse... "Şarkı sözü yazar gibi çektim" dediği filmin hıkayesi, Bodrum'daki müzisyenlik günlerinden kalma. Babasının terkettiği alkolik Timur, ona aşık ve dolayısıyla mutsuz sevgilisi Zeynep, kaptan Ümit, yarı deli kamyoncu Ali.... Burak Sergen, Bülent Kayabaş, Seda Akman, Bülent Polat filmi sırtlayanlar, diğerleri ise yi K ne tanıdık; ya üniversiteden ya da ünlüler diyanndan Teoman'ın arkadaşları. Işte "yüzde yüz" bir Teoman filmi! Bir film çekmenin koşulları nasıl oluştu? Film çekmeyı yıllardır istıyordum. 20 senedir arkadaşlarımla da bunları film yapsak diyorduk. Sinema, son 100 yılın akışına en uygun sanat dalı. tçinde müzik var, görüntü, hikâye var. Film çekmek ayrıca insanlara daha kolay geliyor... Sadece seyirci, okur ya da dinleyici olmak da bana yetmiyor... Müzik gibı, sinemada da özne olmak istiyorum. Peki Balans ve Manevra, fiili olarak nasıl bir filme döniiştü? Sinan Çetin'in filminde (Banka ve Romantik fılmlerinden söz ediyor.Bu iki film de gösterime girmedi) oynarken parasal koşullar konuşulduğunda "Para yerine, ileride yapacağım film için teknik ekipman istiyorum" dedim. Lensten kameralara, montaj aletlerine kadar bir liste oluşturdum ve ücretimi böyle aldım. Hikâye, 8995 yılları arasında Bodrum barlarında şarkı söylerken yaşadıklarınıza, gözlemlerinize dayanıyor... Oradakı karakterleri, kötüler, kadınlar dahil tanıyorum, kendime yakın buluyorum... Bu karakterleri bir filme sokan ne? Bunları zaten yıllardır anlatıyordum. Filmi yapamasaydım ya kitabını yazar ya da anlatmaya devam ederdim. îsteseydim sadece Kamyoncu Ali ya da Timur'la Zeynep'in aşkları üzerine bir senaryo da yazabilirdim. Ama sonuçta, zaten hepsinin birleştiği bir yer var. Burası neresi? îletişimsizlik. Daha çok bir erkek filmi olduğunu söyleyebilir miyiz Balans ve Manevra'nın? Evet. Oradaki herkes benim, kızlar dahil... Hepsi kendimden çıkardığım hikâyeler. Bu yüzden erkek filmi tabii. Devamı 8. sayfada ARMAĞANLI BULMACA | DİJİTAL DÜNYA | SATRANÇ | BRİÇ | ANKET DEFTERİ | MODA | HAYVANLAR | DEKORASYON | LABİRENT Bekâret dediğin nedir ki? Barbaros Çocuk Köyü'nde bekâret kontrolüne gönderilen genç kızlar intihara kalkıştı. Görülen o ki, bekâret hâlâ "ahlak" ölçüsü. F.Ö. bu ölçüye karşı çıkıyor ve... G. Serpil Geçmen Sayfa 11 Rakının keyfini kaçırdılar, ama... Sahte rakılar can alsa da İstanbul meyhaneleri yine dolu. Çünkü rakının tadı ve sohbeti başka içkilerde yok. Ama rakının değil, insanların tadının kaçtığından şikâyetçi olanlar da var... Özgür Erbaş Sayfa 4