Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ŞUBAT 2005 / SAYI 987 Yepyeni bir dünya yaratacağız Porto Alegre'ye bu yil Türkiye'den katılım olmadı. Çünkü pahalı bir yolculuktu ve Türkiyeli muhaliflerin bunu karşılamaya güçleri yoktu. Ama Dünya Sosyal Forumu amacına ulaşmış; kapitalist küreselleşme karşıtları arasındaki tanışıklık ve dayanışma, sınırları kaldırmıştı... Porto Alegre'ye gidip Dünya Sosyal Forumu'na katılan Yunan Petros Constantinou izlenimlerini Cumhuriyet Dergi için yazdı. rezilya'nın Porto Alegre kentinde yapılan Dünya Sosyal Forumu giderek tırmanan alternatif küreselleşme akımının çarpıcı bir göstergesiydi. Eyleme katılım şaşırtıcı boyutlardaydı. Açılış gösterilerini 200 bini aşkın kişi izledi. Foruma 133 ülkeden 155 bin kişi katıldı. Gösteriler yapan ve bunaltıcı sıcakta görüş alışverişinde bulunan Brezilya yerlileri, Hindistan Dalit'leri, toprakları ellerinden alınmış çiftçiler, sendikacılar, kadınlar, eşcinseller, Müslüman dernekler, savaş karşıtı örgütler, çevreciler, demokratlar, sosyalistler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, küresel adalet ve adil ticaret yanlılarından oluşan bu yüz binlerce insan inanılmaz bir renk yelpazesi sergiliyordu. 30 bini aşkın genç insan Dünya Sosyal Forumu'nun 1500 kadar seminerinin yapıldığı yerin ortasından geçen ırmak boyunca kamp kurmuştu. Görüntü 6O'lı yıl B Porto Alegre Brezilya yerlilerini, Hindistan Dalit'Ierini, toprakları ellerinden alınan çiftçileri, sendikacıları, kadınları, eşcinselleri konuk etti... ların Woodstock'unu andırıyordu! Kapitalist küreselleşme ve bitmek bilmeyen savaşa karşı başlatılan eylemin giderek güçlendiği ve gezegenimizin büyük bir çoğunluğuna yeni ufuklar açabileceği ortada. Girişimin karar ve eylem planı da bunu yansıtıyordu. Öncelikle Irak'taki işgale son verilecekti. Dünya Sosyal Forumu Savaş Karşıtı Kongresi "askerlerin hemen çekilmesi ve savaşa son verilmesı" çağrısında bulunurken, Irak'ın işgalinin 2. yıldönümü olan 1920 Mart günlerini, tıpkı tüm dünyadan 30 milyonu aşkın kişinin sokaklara döküldüğü 15 Şubat2003 günü gıbi, dünya çapında savaşa karşı eylem günleri ilan etti. Girişim bu yıl haziranda îskoçya'nın Gleneagles kentinde G8'e karşı küresel çapta bir eylem çağrısında da bulundu. G8 gündeminde " Afrika'da Yoksulluğa karşı Marshallbenzeri bir tasarı" önerisi de yer alıyordu. Tony Blair hükümeti bakanlarından Gordon Brown kendisini AIDS ve açlıktan ölen sefıl Afrikalıların kurtarıcısı olarak göstermeye çalışıyordu. Porto Alegre'deki alternatif küreselleşme eylemcileri Brezilya Başkanı Lula Ignacio da Silva'nın Blair ve Clinton'a verdiği destekten pek de hoşnut değillerdi. Lula Davos'ta zengin ülkelerin temsil ettiği Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak amacıyla buna karşıt bir girişim olarak düzenlenen Dünya Sosyal Forumu'nu terk etti. Lula ve yönetimdeki PT partisi tam da halkın hoşnutsuzluğunun arttığı bir dönemde forumu kendi siyasal hedeflerine alet etmeye çalıştı. Ülkede emekçiler ücret ve emekli maaşlarına yönelik saldırılardan yaka silkiyorlar. Savaş karşıtı eylemciler Lula'nın neden Haiti'ye asker gönderdiğini sorguluyorlar. Çevreciler yağmur ormanlannın kurtarılması için neden hiçbir şey yap madığını merak ederken, çiftçiler topraklarına el konulmasının hesabını soruyorlar. Lula'nın "Yoksulluğa Karşı Küresel Eylem Tasansı" yönündeki önerisi Dünya Sosyal Forumu'nu dünyayı yönetenlere karşı bir baskı grubu olarak sunma girişimiydi. Oysa eylemcilerin büyük bir bölümü girişimlerinin bu biçimde sunulmasına karşıydı. Onlar eylemlerini, dünyanın her bir yanından gelerek sıradan insanları temsil eden delege ağları aracılığıyla, eşgüdum içinde yerine getirmekten yanaydılar. Onlar için önemli olan "bir avuç kurnaz ve zengin insanın getir diği" önerilerden çok, eyleme geçmekti. TEPEDEN İNME REFORMLAR... Chavez konuşmasında kapitalizm karşıtı herkesin can damarına basarak, "Sosyalizme bir tez, bir proje ve bir yol olarak eski saygınlığını kazandırmalıyız. Ancak bu, insanlan makinelerin ya da devletin üstünde tutan yeni bir tür sosyalizm olacaktır. Bu görüşün tüm dünyada benimsenmesine çalışılmalıdır" diyordu. Chavez bir dizi yoksul ülkeyi ABD'ye karşıt bir güç olarak sunmayı hedefliyor ve sendikalarla sivÜ toplum örgütlerinin Venezüella'da yaptığı reformlara destek vermelerine çalışıyordu. Gelgelelim, söz konusu reformlar zaten yaklaşım açısından son derece "tepeden inme"ydiler. Önümüzdeki yıl Dünya Sosyal Forumu'nun Fas ya da Kenya'da yapılmasına karar verildi. Ancak bu karar yakında yapılacak olan Uluslararası Konsey'de bir sonuca bağlanacak. 2006 yılında Atina'da yapılacak olan Avrupa Sosyal Forumu'nun da Avrupa'da çok büyük bir yankı uyandırması bekleniyor. Avru pa'nın her yanından delegelerin katılacağı Hazırlık Kongresi'nin ilk toplantısı 2527 Şubat tarihleri arasında Atına'da yapılacak. 1999 depremi ile 2001 Cenova, Floransa, Paris ve Londra'dakı Avrupa Sosyal Forumu ve 2003 Selanik girişimlerinin ardından Ege'nin her ıki yakasın dan sendikalar, sivil toplum örgütleri ve eylemciler arasında kurulan bağlar giderek daha da güçleniyor. Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye arasındaki eşgüdümlü savaş karşıtı eylemler bu bölgede barışın sağlanması yönünde bir güvence niteliği taşımasının yanı sıra, önümüzdeki yıl Atina'da yapılacak Avrupa Sosyal Forumu'na binlerce kişinin katılmasını da sağlayacak itici bir güç olacak. Her şey bir yana, bu yıl Porto Alegre'de yapdan Dünya Sosyal Forumu, kapitalizm karşıtı bu girişimin giderek serpılip gelişen genç bir girişim olmasına karşın, savaş ve yoksulluğun olmadığı başka bir dünyanın da var olabileceğini ve böylesi bir dünyaya ivedilikle gereksinim duyulduğunu milyonlarca insana kanıtlamayı başardı. Öyle ki, ya George W. Bush'un savaş ve neoliberalizm rüzgârlarının kol gezdiği çılgın bir dünyada yaşamayı sürdüreceğiz, ya da el ele vererek insanların tüm başka çıkarların üstünde tutulduğu yepyeni bir dünya yaratacağız.0 Porto Alegre bu ay 200 bini ~ aşkın { küreselleşme, kapitalizm ve '• savaş karşıtını. ağırladı... Küreselleşme , önerilerine karşı Porto *' Alegre'de • < eylem vardı... Bağımsız Film Festivali Ortadoğu Şimdi! Tawfik Abu Wael, Mania Akbari, Ruthie Schatz, Adi Barash, Mary Ayoubi dünya gündeminin merkezindeki Ortadoğu'nun genç yönetmenlerinden bazıları. 4. AFM Uluslararası Bağımsız Film Festivali programında "Ortadoğu: Şimdi!" başlığı altında gösterilecek filmleriyle bu hafta îstanbul'da olacaklar. Bu bölümde gösterilecek filmler "Peçe Arkasından Afganistan", "20 Parmak", "Bağdatlı Liberace", "Bahçe", "Işgal Altında: Bir Seçki" ve "Susuzluk"tan oluşuyor. Hepsi de tsrail, Filistin, îran, Irak ve Afganistan'da yaşananları sorgulayan, yeni bir sinema dili oluşturmaya çalışan Ortadoğu sinemasının yeni örnekleri. Bu filmler çerçevesinde Ortadoğu sinemasının var oluşu, yapılanması da söyleşilerle ele almacak. 25 Şubat'ta, 15.30'da AFM Fitaş Salonu'ndaki "Peçenin Arkasından Afganistan" filminin gösteriminden sonra düzenlenecek "Zor Yaşamları Dile Getirmek" adlı söyleşinin baş konuğu genç bir Afgan kadım. Temmuz 2002 ile Ağustos 2OQ3 arasında, AINA Afgan Medya ve Kültür Merkezi'nde kamera ve sözlü tarih teknikleri üzerine eğitim alan 14 Afgan kadınının, ülkedeki kadınların yaşadıklannı anlattıkları bir film çektiler. Onlar aynı zamanda son 10 yılda Afganistan'da gazetecilik eğitimi alabilen ilk kadınlardı. Mary Ayoubi işte bu kadınlardan biri. Söyleşide ona AINA temsilcisi Nicolas Delloye de eşlik edecek. Konuşmanın moderatörü ise, Sabancı Üniversitesi'nde antropoloji ve sözlü tarih dallarında dersler veren Leyla Neyzi. "Genç Ortadoğu Sineması: Öyküleri Aktarmanın Yeni Yolları..." başlıklı söyleşide ise Tawfik Abu Wael, Mania Akbari ve Ruthie Schatz yönetmen olarak yaptıklan seçimleri Tül Akbal'ın moderatörlüğünde tartışmaya açacaklar. Söyleşi 26 Şubat'ta, 15.00'te Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu'nda olacak. Ytne Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu'nda 27 Şubat'ta saat 15.00'te yapılacak bir diğer söyleşinin başlığı ise "Ortadoğu ile Avrupa Arasında: Sinemanın Köprüleri". Ortadoğu sinema endüstrisinin Avrupa'nın bakışıyla belirlenmesinin sorgulanacağı söyleşide, Avrupalı ortaklar, bu bölgenin sinemasının geleceğine dair işaretler veriyor mu, Avrupalılar Ortadoğu sinemasında ne arıyorlar, Ortadoğulu sinemacılar bu bakış hakkında neler düşünüyor sorulannm cevabı aranacak. Tartışmaya, Ortadoğu'dan Tawfik Abu Wael, Mania Akbari ve Ruthie Schatz; Avrupa'dan ise Momento Prodüksiyon ve dağıtım firmasından Pierre Menahem, Barcelona'daki Babylon Arşivleri'nden AbuAli Serra ve AINA'dan Nicolas Delloye katılacaklar. • Bilgi için: www.ifistanbul.con