Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 CEDAVV KOMİTESİNİN TAVSİYESİ ğin Ispanya ve Italya'da "tutku suçları" deniyordu bu cinayetlere. Ama yapılan hukuksal düzenlemelerle bunların önüne geçikneye çalışıldı ve başarılı da olundu. Ama hükümet delegasyonu namus cinayetlerine ilişkin "Namustöre aynı şey. Biz yasal düzenlemeyle çözdük" dedı. ZAMANA YARDIM ETMEK GEREK Herhangi bir olumsuzluk yaşandı mı? M. Bilgütay: Mısırlı üyeyle yaşadığımız olay beni çok şaşırttı. Gölge Rapor'da yer alan "cinsel yönelim ayrımcılığına" ilişkin maddeye çok sert tepki gösterdi ve "Bunun sonu pedofiliye, zoofiliye kadar varır. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz" dedi. Ben de eşcinsellikle bu kavramların hirbirine karıştırılamayacağını, dahası karşılaştırılamayacağını, pek çok insanın, lezbiyen kadınların bu nedenle mağdur olduklarını anlatmaya çalıştım. Ama beni dinlemeyi bırakın, neredeyse avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Bunu anlamak mümkün değildi tabii. 1. tlkkaracan: Bir de siyasete katılımda kotaya ilişkin sorularda Devlet Bakanı Güldal Akşit'le Portekizli komite üyesi arasındaki diyalog ilginçti. Üye, "Yasal reformlarınız fena değil. Gerçek sayılara bakılınca, kota, işgücü söylendiği gibi görünmüyor" deyince Güldal Akşit de "Zaman lazım. Her şey bir anda düzelmiyor" dedi. Üye de "lyi de siyasete katılımda bunca yılda yüzde l'den yüzde 4'e gelmişsiniz. Bir hesap yaparsak istenen düzeye gelmeniz 230 yıl alacak. Zaman demekle olmaz, zamanın da yardıma ihtiyacı var" dedi. Hükümetin aktif olarak çalışması gerektiğini, esprili ve ince bir dil . le anımsattı. CEDAW'ın bir yaptırımı yok. Peki tam olarak önemi ne? î. tlkkaracan: BM'nin iç işleyişi açısından pek çok komite birbirine bağlı. Türkiye'nin taraf olduğu diğer sözleşmelere ilişkin komitelere de CEDAWdan çıkan rapor gidiyor. Aynca AB süreci açısından da önemli CEDAW. Her şey birbirine bağlı yani. Bir de Güldal Akşit'in basına "Bu önemli değil, yaptırımı da yok" şeklinde yansıyan sözleri oldu. Böyle bir komiteden ne bekliyorduk kiı* BM askerlerinin ülkeyi işgal etmesini mi! Anayasanın 90. maddesi zaten yaptırımın ta kendisi. Ne diyor madde? CEDAW senin kanunlarının üstünde. Nokta! Hükümetlerin gözüyle bakılınca STK'ler nasılsa bir şey yapmıyor gibi bir rehavet oluşabilir. TCK kampanyası da bunun aksini ortaya koydu. Bu, CEDAW görüşmelerine nasıl yansıdı? 1. tlkkaracan: Tavsiye kararlarına girer mi bilemem ama, orda hükümet yetkililerine "Ortalık boş değil ve sen Türkiye adına canının istediği gibi konuşup durumu istediğin gibi anlatamazsın" mesajını vermek açısından orada olmamız çok önemliydi. Yani artık politika sadece resmi kişilerden oluşmuyor. STK'ler de son derece aktif biçimde burada yer alıyor. M. Bilgütay: Bizim istediğimiz, gölge raporun okuması ve bunun üzerinden diyalog kurabilmekti, ama KSGM dışında hükümet delegasyonu pek diyaloğa açık değildi. tçişleri Bakanhğı'nın aile içi şiddet konusunda 5 genelge yayımladığını söylediler. Ben de buna çok sevindiğimizi, kadınlara eğitim verdiğimizi söyledim ve genelge numaralarını istedim. Neredeyse binadan dışarı kaçacaktı yetkili. • 20 ŞUBAT 2005 / SAYI 987 HAYVANLAR Zamanın yardıma ihtiyacı var Özgür Erbaş Kedi ve köpeklerde beslenme Aylin Tunç öpekler her ne kadar etçil hayvanlar olsa da, uzun yıllar boyunca insana yakm olmaları sonucu, beslenme alışkanlıkları hemen hemen insanlarınkine yaklaştı. Aslında köpekler et ve et ürünleri tercih etmelerine karşın, evlerde yaşayan köpekler makarna, çeşitli sebze yemekleri, tahıllar hatta meyve ve çerezleri de severek tüketiyorlar. Örneğin çiğ havuç, taze fasulye yiyen köpekler mevcut. Kedilerdeyse etçil özellikler daha belirgin. Et ve balık ürünleri en çok tercih ettikleri gıdalar. Kedilerde beslenme alışkanlıkları aynı zamanda son derece inatçı. Alışkın olduğu yiyecek dışında bir şey yemeyi asla istemezler. Hatta marka seçerler! Örneğin her zaman aynı peynir markasını isteyebilirler. Gelişmiş ülkelerde hazır kedi köpek gıdaları çok yaygın. Bizim ülkemizde ise ev yemekleri, hatta yemek ve kasap artıkları kullanılıyor. Köpekler günde bir kez beslenirlerken kediler K B M Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşrnesi (CEDAW) şu anda bu alanda altına en çok imza konmuş sözleşme. Buna bağlı komite de bu alandaki en yetkili merci. Sözleşmeye imza atan ülkeler 3 yılda bir komiteye raporlarını sunmalda yükümlü. Ocak ayında Türkiye de 4'üncü ve 5'inri dönem birleştirilmiş raporlannı sunmak üzere BM'deydi. Tabii kadın örgütleri de hazırladıklan "gölge raporlarla", "gölgedekalanları gün ışığına çıkarmak için" yerlerini aldılar. Türkiye kadın hareketi komite üyelerinin "takdirini" toplarken, arkasında 2 yıl başarıyla sürdürdüğü TCK kampanyasını da götürdü New York'a. Kadının Insan Hakları Yeni Çözümler Vakfı'nca (KÎHV) hazırlanan gölge rapor, kadın örgütlerine gölge rapor eğitimi veren IWRAW Asya Pasifik örgütünce "örnek rapor" seçildi. Biz de KlHV'den Ipek tlkkaracan ve Müjde Bilgütay'la CEDAW Komitesi'nde yaşananları konuştuk: Raporunuzun "örnek rapor" seçilmesinin nedeni neydi? tpek Ilkkaracan: Raporda yer alan bütün konular Türkiye'de aktif çalışan feminist örgütlerin neredeyse tamamının uzun zamandır üzerine çalıştığı, çok yoğun kafa yorduğu konulardı ve genel talepler değildi. Örneğin TCK'yle ilgili olarak, namus cinayetlerinin nasıl sürdüğü, maddenin bu şekilde formüle edilmesini, bunun sürmesini nasıl sağladığı ve maddenin nasıl formüle edilmesi gerektiğini de içeren bir rapordu. Aynı şey diğer konular için de geçerli. Bunlar aynı zamanda daha önce TBMM'delobiciliğini yaptığımız konulardı. CEDAW üyeleri de zaten bunu is Yani önce senin kendi alanında çalışmış olmanı mı istİyorlar? t. tlkkaracan: Evet. Yani sen burada hiçbir şey yapma, bir kere Meclis'e gidip dilekçe verme, bir kere bile basına açıklama yapma, sonra gidıp Türkiye'yi CEDAW'a şikâyet et! Bu çok anlamsız bir şey. Amaç önce burada diyalog ortamı yaratıp, burada taleplerini dile getirmek. KOMİTE DE GELİŞİYOR Siz ilk defa 1997'de gittiniz komiteye sanırım. Aradan geçen sürede neler değişti? î. tlkkaracan: Çok büyük fark olduğu nu söylemek lazım. Öncelikle 1997'de uluslararası STK'ler geliyordu, yerelden STK'lerin gelnıesi duyulmamış birşeydi. Biz 1997'de 78 ülkeden yerel kadın örgütleri olarak gitmiştik. Görüşmeler öncesinde IWRAW'dan eğitım alırken komite üyeleriyle nasıl görüşeceğimizi sorduğumda bana, "Siz odanın arkasında oturuyorsunuz, kollayın giriş çıkışlarını. Komite üyelerinden birinin dışarı çıktığını görünce siz de peşinden fırlayın. Tu valete gidiyorsa, girmeden önce değil çıkarken konuşun" demişlerdi. Benkendimi çok kötü hissetmiştim, çok ağırıma gitmişti bu hiyerarşik yapı. Ama şimdı durum çok değişti. Gidip orada sunıım yaptık. BM kayıtlarına geçti. Komite üyeleri "gölge rapor sunanlar randevu alıp bizimle görüşsünler" diye haber yolladılar ve anında randevu verdiler. Peki STK'lerin oradaki varlığının anlamı ne tam olarak? Müjde Bilgütay: 179 ülke, 23 ülkeden gelen kadınlardan oluşan komite tarafından gözden geçiriliyor. Bütün ülkelerdeki durumu bilmeleri imkânsız. Nerden bilecekler tam olarak ne olduğunu, doğru soruları nasıl formüle edecekler? Işte aslında STK'ler komiteye bu anlamda yardım ediyor ya da daha doğrusu komi tenin işlerliğini sağlıyor. Oradan bakınca namus cinayetleri bölgeye özgii olarak mı algılanıyor? M. Bilgütay: Evet, ne yazık ki. Özellikle Müslümanlara özgü olarak algılanıyor, ama biz bunun doğru olmadığım anlatmak için elimizden geleni yaptık. Örne günde iki kez beslenebilir. Genelde kedilerin önlerine yemek konur ve gün içinde aralıklarla tüketmeye bırakılır. Oysa köpeklere yemek verildikten sonra yarım saat beslenme süresi tanınmalı ve sonra mama kabı kaldırılmalı. Sürekli yemek yemesi gereksiz enerji alımına ve dolayısıyla aşırı kiloya neden olur. Taze su ise her zaman hazır bulundurulmalı. Bunun dışında kasap artıkları, kemikler ve özellikle tavuk kemikleri verilmemeli. Tavuk kemikleri sindirilemez ve bağırsaklarda tıkanıklığa, kabızlığa, kusmaya neden olur. Bu gibi dıırumlar, zamanında müdahale edilmezse öldürücüdür. ^ Aşırı yağlı, tuzlu, baharath yiyecekler zararlı, beklemiş, bozuk gıdalar da. Dolaptan çıkmış yiyecekler bir süre oda ısısında bırakılmalı ya da hafif ısıtılarak verilmeli. Çok sıcak ya da çok soğuk olmamalı. Dışarıda yemek yemeleri mümkün olduğunca önlenmeli. Bazı kediler avlamr ve bunları yerler. Böyle kedilerin iç ve dış parazit ilaçlamaları aksatılmadan yapılmalı. Aşırı yeme, hızlı yeme, yabancı cisim yutma, kedilerdeyse tüyler kusmaya neden olur. Kusma yememeye neden olduğunda önemlidir. Hızlı yiyen köpeklerde öğün azar azar verilir. Yemeklerden sonra aşırı hareketten kaçınmah.# AB kafa karıştırıyor... A vrupa Birliği'ne aday ülke konumundaki Türkiye'nin önünde "uzun ve sancılı bir uyum süreci yatıyor" deniyor. Ancak uyum süreci üye olmakla da bitmiyor. Brüksel, üye ülkeler arasında tam uyum sağlamak için akla gelecek ya da gelmeyecek her konuda yönetmelik çıkartmaya devam ediyor. O kadar ki AB üyesi ülkeler bile zaman zaman arkası kesilmeyen bu direktiflerin içinden çıkmakta zorlanıyor. AB de gerçekleri aydınlatmak için bir site hazırlamış. tşte AB direktifleri konusunda iyice kafası karışan Ingiliz medyasında yer alan asılsız haberler ve arkalarında yatan gerçekler. / Efsane: Evcil hayvanlar düdüklü tencerede pişirilecek. AB'nin hayvan atığı ile ilgili talimatlarına göre ölen evcil hayvanlarınızı yarım saat süreyle 130 derecede düdüklü tencerede pişirdikten sonra gömebileceksiniz. Sunday Telegraph gazetesi Gerçek: Yönetmelik sadece deli dana hastalığı bulaşmış inekler gibi yüksek riske * sahip materyallerin onaylanmış bir arıtma tesisine bırakılmalarını şart koşuyor. Yönetmelikte bulaşıcı hastalık yayma riski taşımayan ölmüş evcil hayvanlarıruzın gömülmesini ya da yakılmasmı engelleyecek bir şey yer almıyor. Efsane: Kasaplar köpeklere kemik veremeyecek. Yeni AB yönetmeliği uyarınca dükkân sahiplerinin, yıllardır köpek maması olarak görülen kemikleri ve kesilmiş parçaları köpeklere ayırmalan yasaklanacak. BBC'nin internetteki haber sitesi Gerçek: 2002 yılından beri yürürlükte olan AB'nin hayvan yan ürünleri yönetmeliği, deli dana gibi hastalıkların riskini azaltmak için, insanlar tarafından tüketilmeyen parçaların güvenli yollardan ortadan kaldırılmalannı şart koşuyor. Kasapların, ellerinde kalan kemikleri köpek sahiplerine vermelerini engellemiyor. Efsane: Domuzlara oyuncak verilmeli. Çiftçiler ya 90 gün içinde domuz ahırlarına oyuncak koyacaklar ya da üç ay hapis cezasına çarptınlacaklar. Bu kuralın amacı, domuzların mutlu olmaları ve birbirlerim ısırmamaları. The Tımes gazetesi Gerçek: AB yasaları uyarınca domuzlara önemli bir davranışsal gereksınımlerini karşılamak için "idare edilebilir materyal" verilmesi gerekiyor. Yönetmelikte bu materyale örnek olarak saman, ot, gübre veriliyor. Domuzlara oyuncak verilmesi gerekiyor diye bir şey yok. Efsane: Euro hasta ediyor. Euro'ya geçmekle ilgili anayasal problemleri boşverin, metal paraların kendileri sağlığınıza zarar verebilir. Yeni bilimsel araştırmalara göre, ortak para insan sağlığına tehdit oluşturabilir. Guardıan gazetesi Gerçek: Bir ve iki Eurolarda kullanılan nikelin kimi insanlarda alerjilere yol açtığı doğru ancak bozuk paralarda nikel kullanımı yeni bir şey değil. tngiltere'de kullanılan tüm bozuk paralarda bulunduğu gibi, Euro'ya geçen 12 ülkede de aynı oranda nikel bulunan bozuk paralar vardı. Efsane: tskoç erkeklerinin geleneksel kilti kadın giysisidir. AB bürokratları, îskoçların geleneksel eteği kiltin "kadın giysisi" sayılması gerektiğini ilan etti. AB komiseri Ispanyol Pedro Solbes, ulusal giysimizin resmi belgelerde etek olarak geçmesi gerektiği konusunda ısrarh. Kilt üreticileri, buna uymazlarsa 1000 Sterlin'e kadar para cezasına çarptırılabilirler. Daily Record gazetesi Gerçek: Üreticilere gönderilen bir anket formunda kiltlerin, "kadın kıyafeti" olarak listelenmesi istendi. Ne var kı bu form, AB'nin istatistik bölümü Eurostat tarafından değil, Ingiliz Ulusal Istatistikleri Bürosu tarafından gönderildi. AB'nin kafa kartstırdtğına aıt örnekleri çoğaltmak mümkün. Basında yer alan "efsaneler" arasında fırmaların ışyerlertnde ıçılen çayın seçımı konusunda çalışanlara danısmak zorunda olmaları, muz ve havuçlann düz olması gerektiği de var • The Guardian'dan çeviren: AZEMARŞAN f