26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 KASIM 2005 / SAYI 1027 "Fotoğrafçı değil, foto muhabiriyim" diyor Ara Güler. Hayatının hafızasını tutuyor fotoğraflarıyla. Bugüne kadar 800 bin fotoğraf çekmiş, dünyayı birkaç kez dolaşmış. Peki neydi tüm bu çabanın nedeni? "Hep keşfetmenin peşinde oldum" diye yanıtlıyor. Fotoğrafı belgesel olarak görse de, îran Şahı önünde düşünce, elini denklanşörden çekmiş. Güler, geride 77 yıl bıraktı. Şimdi sevenleri, eserlerini kitaplaştırıyor... Anormal biradamla konuşuyorsun! Esra Başıbüyük ürkiye'nin ünü sınırları aşmış belki de nadir foto muhabirlerjnden biri. Başlığı okuyup nereden çıktı bu derseniz , söz Ara Güler'ındir. 77 yılın altında kabarık kilometrelerce kat cdilen yollar ve kabarık bir arşiv var. " Anormallik" de buradan geliyor. Ünlü usta Ara Güler bir keşfin peşinde dünyaya takılmış... Beyni de bunları arşivlemiş, onun deyımiyle aslında o hayatının anılarını yazmış bu f otoğraflarla... Yakın bir zamanda 77 yaşınıza ithafen bir serginiz oldu... Bir özet miydi o sergi? Özet olur mu, 800 bin tane resim çekmişim! 77 yaşgünüm için yaptılar. Ben istemiyordum. Zorla yaptılar, bir de kitap yaptılar. Kitap mühimdir biliyorsun, ilerisi için...Onun için kabul ettim, güzel bir kitap oldu. Bir mekân çekseniz bile bir yerinde insan var. Size "insan fotoğrafçısı" diyebilir miyiz? Evet, böcek resmi çekmiyorum. Beni hayat ilgilendiriyor. Peki, hayat nedir diye sorsam? Hayat en güzel şeydır! Ama hayata nasıl baktığın önemli: Bazı adamlar vardır, hayat zorluğuna bakar. Yaşadığın zaman bir şeyin farkına varmaktır, hayat! Başka heyecanları olup da, bir kenara iteleyen insan yaşasa ne olur yaşamasa ne olur? T Unutanlar olmuştur, fotoğraf muhabiri ne demektir? Fotoğrafçıyla, foto muhabiri çok ayrı şeylerdir. Ben fotoğraf çekmek için fotoğraf çekmiyorum. Bir olay var onıı zapt etmek için çekiyorum. Ben aslında hayatımın "memorisini" yazıyorum. Gittiğim, gördüğüm yerlerin kaydını tutuyorum. Arada fark budur. Fotoğrafçı dediğın adam; pazar günleri ya da boş zamanlarında ya da fotoğrafçıysa işı buysa, alır makineyi çıkar, bir şeyler çeker. Ben o değilim. Ben araştınyorum, buluyorum ve bulduğum şeyi çekiyorum. Sanatçı olayım da resim mi yapayım istiyorlar, anlamadım. Bir foto muhabiri sizin benzetmenizden yola çıkıp, silah gibi düşünürsek aynı zamanda hızlı karar veren kişi midir? Evet. lyi bir silahşörün silah çekmesi kadar çabuk karar veren adamdır. VARTO DEPREMİNDE BİR AN... Peki, hızlı olamadığınız için pişmanlık duyduğunuz bir fotoğraf karesi var mı? A tabiı... Gidersin bir yere, yanında makine yoktur, çekemezsin. Kastettiğim elinizde makineniz varken... Bilerek, çekmedığım resim var. Kimdi? îran Şahı önümde yere düştü. Düştüğünde resmini çeksem "Düşük Şah" diye başlık atılacaktı. Yerden bana baktı, çekiyor muyum, çekmiyor muyum, diye. Bilerek çekmedim. Ne olacak, "Şah düştü" dıyeceksin. O zaman o bir imparator, duşün! Peki hiç insanlığınız makinenizin önüne geçti mi? Nasıl? Orneğin yardım etmeniz gereken bir noktada... Ben deklanşöre basarım, ama sonra yardıma giderim. Varto zelzelesinde öyle oldu... Orada molozların altında ezilmiş bir adam bana bakıyordu. Yardım için gittim. Kafası dışarıdaydı, üstüne bina yıkılmıştı. Benim orada yapabileceğim bir şey yoktu. Çektim, kafası düştü, öldü. Böyle şeyler olmuştur. O dakika biraz daha hızlı olsam diye düşündüniiz mü? Bir b... yapamayacaktım, gene de ölecekti, resmi de çekememış olacaktım. Binlerce kere fotoğraf çekmişsiniz, aklınızda yer eden bir kare var mı? Oyle bir kare yok. Çekerken düşüniir müsünüz yoksa artık otomatiğe bağlanmış mıdır? Ara Güler, "Araştınyorum, kayıt tutuyorum" diye açıklıyor sanatını. Işte son sergide yer alan o kayıdardan ikisi... herif geldi, ikiz kulelerin benzerini yapmak için. Nedir ulan o? O çirkinlik îstanbul'a yakışır mı? Ben fotoğrafçı olmasaydım mimar olacaktım. Bu kadar çirkin bir olay, bir daha görülmemiştir. Bu aslında fukaralıktır, bu zenginliğin fukaralık sembolüdür. Hem de iki yönden fukaralıktır; bir akıl, iki estetik! Bunu kimse umursamıyor... Umursamıyor, herkes paranın peşinde, memleketi seviyorum diyen hiç kimse de gerçekten sevmiyor. KÖYLERİN TARİHİ YAZILSA... Onemsediklerinizi çekmişsiniz. Var m« çekmek istedikleriniz hâlâ? Başka önemseyecek yaratık bulamıyorum. Yani, kim? Belki Spilberg, o da gittikçe gözümden düştü. Belki Bill Gates, Stefan Hawking bunlar gibi herifler olabilir. Dünya medeniyetine bir şey katıyor mu katmıyor mu ona bakıyorum. Yoksa beş kuruşluk edebiyatçıyı çekecek boş vaktim yok benim. Edebiyatçı var, edebiyatçı var! Birçok genç fotoğrafçı için mihenk taşısınız... E, tamam... Onlar için söylemek istediğiniz bir söz var mı son olarak? Bir sürü genç çocuk çok güzel şeyler çekiyor. Ne işe yarayacak? Biz daha o seviyeye gelmemişiz. Almanya'da küçük bir kasabaya gidiyorsun, o kasabanın tanhi hakkında bütün bilgileri öğreniyorsun. 46 bin köy var Türkiye'de... Hiçbirınin tarihi yazılmamıştır. Insanlar nerede oturduklarını bilmezler. Bu memlekette hiç kimse nerede, ne için dünyaya geldiğinin farkında değil! • [email protected] KEŞFİN PEŞİNDE OLDUM... Siz neyin peşinde oldunuz? Ben hep keşfetmenin peşindeydim. Bütün dünyayı gezen bir adamım. Anormal bir adamla konuşuyorsun! Çünkü ne Türkiye'de, ne de dünyada benim kadar bir yerlere giden bir adam yoktur.Yeni bir şeyler görme, öğrenme arzusu... Onların resimlerini çekmek! Güney Amerika kıtası hariç her yere defalarca gittim. Mesela, Hindıstan'a en az yirmi kere gittim! Anladın mı? Hani başbakan gidiyor yirmi dakıka kalıyor dönüyor ya, öyle değil. Ben gıdiyorum, araştırma yapıyorum, oturuyorum. Oradaki merciyi arayarak gidiyorum. O yüzden dünyayı daha çok tanıyorum onlardan. O zaman boş sandıklar da bir yerden bir yere gider, pilotlar da gider... Ne yapayım öyle gitmeyi, havada uçmak demektir o! Senelerinizi bu işe verdiğiniz için ne kadar istemeseniz de, size birçok sıfat veriyorlar. Ama siz ısrarla "abartmayın, ben foto muhabiriyim" diyorsunuz. Öyle. Beynim çekiyor yav fotoğrafı! Şimdi mi çekeceğim, daha sonra mı bilmem o yüzden. Fotoğraf çekerken ne ararsınız? Hiçbir şey aramam. Yaptığınız işte kiminle yoldaşlık etmek isterdiniz, dünyadan da olabilir. Hani burada olsa da sohbet etseydik diyebileceğiniz biri. Bugün yaşayanlar içinde gidip de bir şey öğrenebileceğim hiç kimse yok. Ama eskiden olmuştur. Ama onlarla da bir araya gelince sanat filan konuşmuyoruz.. Ne konuşurdunuz? Dedikodu! Yanı bir araya gelince öyle hayat mayat konuşmazdık. •Kadınlarla aranız nasıldı? Pıcasso'yu geçnıışimdir... Çok âşık oldunuz mu? Yok ya, ben hiç âşık olmadım. Valla olmadım. Karımı seviyorum, yetmiyor mu? Kaç senelik evlisiniz? 2728... tşinizin biiyük bir parçası anlar ve estetik. Evet. Günümüzde kadınlar yüzlerindeki çizgileri botox'larla falan siliyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Insanların ne kadar aptal olduğunu! Bakıyorsun, genç güzel kızlar açmışlar bellerini. Ulan belinden soğuk alacaksın.Dünyada şu modacılar var ya, bunlar kadınları rezil yapmak için, ne lazımsa onu düşünüyorlar, aptal kadınlar da bunlara inanıyor. Bak estetik deyince yaz bunu... İSTANBUL'A İKİZ KULE OLMAZ! Neyi? Benim anladığım estetiği artık sokaklarda dolaştığımda bulmuyorum. Yine de çekiyorum çünkü bu hali de bir dokümantasyondur. Ama pespaye fotoğraf mı çekeceğiz! Bir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle