26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

9 EKlM 2005 / SAYI1020 RÖYKSOPP Elektronik tapınak Zekeriya S. Şen Yeniden McCartney B ir müzik eleştirmenini ürkütmek isterseniz, kulağına "Paul McCartney'in son albümü" sözcüklerini fısıldamanız yeterli olabilir. Beatles'ın dağılmasından sonraki 35 yıl içinde McCartney, 19 albüme imzasını attı. Bu albümlerin kimi iyi, kimi değildi. Beste ve kayıtlarınm tümüne aynı ciddiyetle eğilmediğini kendisi dc kabul ediyor. Neyse ki, kısa bir süre önce yayımlanan yirminci albümü "Chaos and Creation ın the Backyard" işleri kolaylaştırıyor. Hemen hemen tüm müzik alederini kendi çaldığı ıçin kayıt ışlemleri iki yıl süren bu duygusal açıdan karmaşık ve melodik albüm McCartney'in son zamanlarda ürettıği en kayda değer çalışma. O, albümü için "Beatles'dan bu yana, gelişigüzel albümler yaptım. Çoğu zaman salt iş olsun dıye albüm çıkartıyordum. Ancak iyi bir albüm yapmaya da can atıyordum. Bu kez nitelikli bir iş çıkarmaya kararlıydım" diyor. McCartney'in yeniden kızışan bu hırsının ardında yatanı anlamak hiç de güç değil. 63 yaşında, koyu kumrala boyanmış saçlarıyla yaşından çok daha genç gösterse de, "Beyler, sayılar asla yalan söylemez," yorumunu yapıyor. Yaklaşık 30 yılını paylaştığı karısını çoktan gömen, George Harrison'un 2001'de kansere yenik düşmesiyle bir kez daha sarsılan McCartney, "Canciğer olduğunuz onca yıllık bir dostunuzun ansızın çekip gitmesi çok garıp bir •duygu. Birbirimize söyleyecek daha ne çok sözümüz vardı. Yaşamımı her açıdan etkileyen bu duygudan kurtulmam epey zaman alacak. Oysa, bundan sıyrılmak ve daha önce dile getirilmeyenleri söylemek isterdim" diyor. McCartney daha önce dile getiremediği şeylerin bir bölümünü yeni albümüne aktarmaya karar verdiğinde, ilk işi her zamanki gibi George Martin'i aramak oldu. Yapımcılıktan elini eteğini çekmiş olmasına karşın, onun sanatsal ve ruhsal yol göstericisi olmayı sürdüren Martin, ona Nigel Godrich'i önerdi. McCartney'den yaklaşık otuz yaş küçük olan Godrich, Radiohead ve Beck gibi topluluklarla yaptığı çalışmalarla müzik dünyasında rock'un yenilikçi yapımcısı olarak ün salmıştı. Dahası, keskin görüşlerini tath bir uyumla aktarmasıyla da tanınmıştı. Godrich, "Ona olur dedim. Ancak solo çalışmalarının çoğundan pek hoşlanmadığımdan, benim bildiğim yoldan gideceğimizı söyledim. Meydan okuduğum insan Paul McCartney'di, söylediğimden kendim de utanmıştım. Ama, sanırım o da ne demek istediğimi anlamış ve yeni bir şeyler denemeyi göze almıştı," diyordu. T orbjörn Brundtland ve Svein Berge'den oluşan Norveçli ikili 2001 Ekim tarihli ilk albümleri, Melody A.M., ile neredeyse kusursuzluğu yakaladı. Düşük tempolu, birbirine geçmiş bateri dalgalarının ahengi içinde süzülen sıcak melodiler ve detaya verilen önem albümü uzun süre gündemde tuttu. Grubun adını söylemeyi bir yana bırakın, hayatta adını bile duymamış olanlar "ben bu melodiyi" biliyorum diye zıp zıp ortalıklarda hoplamaya başladı. Bu târz bir kitlesel talep karşısında hemen uzaklaşabilen çekirdek müzikseverlerin ise buna rağmen Röyksopp'a olan ilgileri bir an olsun azalmadı. Ne de olsa grup her türlü müzik formuna adapte olabilen ve klişeleşmiş müziğin küllerinden yenilikçiliği yaratabilen bir oluşumdu. Röyksopp'un en büyük ayrıcalığı, keyif almayı eksiksiz olarak müziğe işleyebilmesi ve müziğin eklemlerini hiçbir zaman hareketsiz bırakmaması. Melody A.M.'in bizlere yapmış olduğu elektronik iğnenin etkisi oldukça uzun sürdü. Bu etki gruba Brit ödüllerinde En tyi Uluslararası grup adayhğını ve MTV Avrupa ödüllerinde en iyi video klip ödülünü getirdi. îkili, başarılı bir ilk albümden sonra sözde üretilmesi "zor olan" ikinci albümleri The Understanding'i geçen aylarda Wall Of Sound etiketi ile piyasaya sürüldü. Albüm Türkiye'de EMI/KENT etiketi ile piyasaya çıktı. The Understanding ilk dinleyışte Melody A.M. II olmadığından dolayı hayal kırıklığı yaratabilir ancak ikilinin amacı zaten yaptıklarını tekrarlamamak. İlk albüme kıyasla The Understanding daha ham, melodik ve direkt bir çalışma. Albümün tematik dokunuşları DOSTLUK, SEVGİ VE HÜZÜN McCartney de sonuçtan memnun kalmıştı. "Olay bana çok cazip geldi. Benim gibi yıllardır onca şey üreten biri için, insanları etkilemek çok hoştu. Ancak, böyle bir girişimın ters tepmesi de işten değildi. Bu yüzden kesin kararlar almak ve gerçekten kayda değer bir şeyler üretmek zorundaydım" diyor. Godrich hemen işe koyularak McCartney'in bestelerini elemeden geçirdi. Sonunda ilgisinı çeken parçalar üzerinde çalışacağını, 50'lerden kalma basmakalıp rock numaralarına yer veremeyeceğini söyledi. Bir haftalık kayıt sürecinin ardmdan, McCartney'e eşlik eden grubun da devre dışı bırakılması gerektiğıne karar verdi. "Chaos and Creation" albümü her şeye rağmen beylik McCartney ezgileriyle dolu. Albümde insanı ilk çeken şey, hüzünlü parçaların gerçekten de hüzünlü olması. "At the Mercy" adlı parça, gerçek sevgınin insanı güç ve güvenden yoksun bırakabileceğı gerçeğiyle sarsıyor. Sırt çevrilen dosduğu anlatan "Riding to Vanity Fair" ise, "ObLaDi"ye de imza atan bestecinin insanlara duyduğu nefret ve güvensizliği çarpıcı biçimde dile getirdiği bir parçaya dönüşüyor. Kısacası, "Follow Me" ve "Promise to You Girl" gibi canlı ve neşeli parçaların da yer aldığı albüm, yalnızca hoşlukları değil, McCartney'in yaşadığı tüm duyguları içeren bir kataloğu çağrıştırıyor. McCartney pop dünyasındaki konumuna kabuğunu yararak yükselmediğini biliyor. "Asi ruhlu biri değilim. Aslına bakarsanız sözünü sakınmayan,, doğru dürüst biriyimdir ve insanlann beni öyle görmelerinden de pek gocunmam" dese bile, müziki, açıdan bir dönüm noktasından geçmiş gibi görünüyor. • Time'dan çeviren: RtTA URGAN Paul McCartney, Beatles dağıldıktan sonra, lylkötü 19 albüme imza attı. Yeni albümü "Chaos and Creation" ise açık ve hüzünlü sözleri, yenilikçi altyapısıyla son zamanlardaki en kayda değer çalışması. Röyksopp'un oluşturduğu temelden uzak değil, fakat farklı. İkili, ilk albümlerinde oluşturdukları yapıda açık kalan çatlakları, bu albümleri ile sıvalıyorlar. Böylece bu iki albümleri ile gerçek kişiliklerini tam anlamıyla ortaya koyuyorlar. Röyksopp'u bir bütün olarak anlamak, algılamak için her iki albümü de bir albüm olarak görmemiz gerekir. The Understanding'in en belirgin özelliklerinden birisi ise ikilinin söz yazma ve şarkı söyleme unsurlarına ağırlık vermiş olmaları. Bu da elbette albüme zenginlik katıyor. Ruhsal özelliklerini albüme başarıyla yansıtabilen ikili, bunu en iyi şekilde albümün açılış parçasmda sunuyor. Triumphant, grubun geçmişi ve geleceği arasına monte edilmiş bir kapı. Röyksopp'un yüksek tansiyonlu, duygusal ambiyans yüklü müzik katmanlarından oluşan bir parça. İlk çıkan 45'lik Only This Moment'ta sizi, Kate Havnevik'in gizemli büyüleyici sesi karşılıyor. Bu, robotsal atmosferin içinde, alışık olmadığımız kadar bol sözlerle süslenmiş bir elektronik bilinçaltı marşı. 49 Per Cent kurnaz dil tekerlemesi ile Garage müziğinden örnekler içeriyor. Circuit Breaker albümdeki en dobra parça, mırıldanmalarla yavaş yavaş çarpıntı hızınızı arttıran, olduğunuz yerde sizi koşturabilecek enerjiye sahip bir çalışma. Sekiz dakikanın üzerindeki enstrümantal Alpha Male dinamik bünyesi ile oldukça keyif verici bir ses potpurisi sunuyor. The Knife ve Honey Is Cool'dan tanıdığımız BjörkCydi Lauper vokal karışımh Karin Dreijer'in insanın içini gıdıklayan sesi ile süslenmiş What Else Is ThereP'in Reamonn'u bir gecede üne kavuşturan Supergirl parçalarının başlangıcına birebir benzediği gözden kaçmayacak kadar belirgin. Her şeye rağmen Torbjörn Brundtland ve Svein Berge, bir parçayı kırılma noktasına kadar taşıyıp kırılmasına izin vermeyen yeteneklerini albüm boyunca koruyorlar. The Understanding, Röyksopp'un ileriye akıllıca atmış olduğu daha melodik yeni bir odak noktası ve kendilerine dans müziği locasında bir koltuk garantileyecek nitelikte. Modern disko, düşük tempolu pop ve Brian Eno'nun Vangelis ile bütünleşebileceği bir ambiyans oluşturan davetkâr bir albüm olmasına rağmen atlanmaması gereken önemli bir nokta var; Işin özünde Röyksopp'un gerçekleştirmiş olduğu çalışma önceden yapılmış olanların altını çizmekten ileriye gidemiyor. Ancak söz konusu kulvarda sanatlarını en iyi uygulayan grup olduğu tartışılmaz. • Ali Deniz Uslu Seattle'dan 'grunge rock'... D f uman grubundan Kaan Tangöze ile müziği keşfetmek için Seatde'a giden Yakup Trana Istanbul'a döndü. Hem de sıkı bir rock albümü ile. Bu albümde Yakup'a bas gitarda Seattle'da dost olduğu Rüçhan Uner, davulda ise Bryan Lash eşlik ediyor. Yakup Trana'nın albümünde Nickelback'ten Daniel Adair de davul çalıyor. Türkiye'deki rock müzik pazarının hızla genişlediğine dikkat çeken grup "Duman" ile müzikal benzerliklerini ise müziklerindeki farklı elementlerin anlaşılamamasına bağlıyor. Kolay kolay sindirilemeyecek bir müzik yaptıklarım söyleyen "Yakup" ile konuştuk. Seattle maceranız nasıl başladı? Rüçhan: Ben iş amaçlı olarak Seattle'a gitsem de müzik her zaman öncelikliydi. Zaten Seattle müziğin kalbinin attığı şehirlerden biri. Yakup ile dört sene önce onun "Akdeniz Flamenko" projesinde tanışıp dost olduk. Sonraları farklı projeler denedik. Kendi ezgileri mizle birikimlerimizi birleştirip iyi bir müzik yaptık. Çok keyif aldık bu çalışmadan. Bu heyecan bizi albüme kadar getirdi. Yakup: Ben Seattle'a Duman grubundan dostum Kaan ile gittim. Orada Cornish Caz okulunu bitirdim. Dört sene eğitim aldım, müzik yaparak ve ders vererek hayatımı sürdürdüm. Eğitim bana çok fazla tarzda çalabilme yetisi kazandırdı. Bu sayede farklı lezzederi tattım, ama en son rock müzikte kaldım. "Seattle" müzikle anılıyor... Orada var olmak nasıl bir duygu? Yakup: Bence bu insanların kafasında oluşmuş bir düşünce. Dünyanm her şehri bu tarz yaratım süreçlerine açık. Seattle yalnızca havası gereği biraz öne çıkmış. Birkaç büyük grup da isim yapmca durum buraya gelmiş. Seatde yalnızca biraz depresif. Olay müzisyenlikle başlıyor, şehirle değil. Burada eğitimli olmasa da çok çalışmış, rock müziği yiyip bitirmiş insanlar var. Amaç Yaktıp Trana, bir süre Seattle'da soluklandı. İstanbul'a İki müzisyen, Rüçhan Uner ve Bryan Lash'la döndü. Bir de bir rock albümüyle, "Şunu Bunu". lan, günümüzdeki gibi üç akordu besteler ile popüler olmak değil. Peki "Yakup" müziğinde neler anlatıyor? Yakup: "Müziğimiz neler anlatıyor"dan çok neler anlatmıyor demek belki de daha doğru. Negatif anlatımlar yok. Bunun dışında her şey var. Zaman zaman politik, zaman zaman güncel, ama olumsuz bir tavırla değil. Müzik içinde bir tavrımız yok, biz sadece müzik için varız. Biz bütünün parçasıyız, o yüzden yazdıklarımız evrensel. Klip şarkısı "Geçmez" ise bir anda akıp gelep bir parça. Seatde'da yaşarken buraya duyduğum özicmi anlatıyor. Seattle'dan buradaki müzik piyasasını takip ettiniz mi? Rüçhan: Şu dönemde Türk ezgilerine bir dönüş var. Eskiden buralar daha Batıcı idi. Türk kimliğini bir kabulleniş sanırım, bunun nedeni. Etnik dönüşler de müziğe yansıyor. Bunlar müzik adına çok güzel. Yakup: Ben burayı hiç takip etmedim. Yalnızca çok yakın arkadaşlarım olduğu için "Duman" grubu ile iletişim içindeydim. Buradaki piyasaya son altı ay bakabildim. Güzel gelişmeler var. "Duman", "Mor ve Ötesi" pazarı genişletti. Zaten bu müzikal açılım olmasa biz de burada olmazdık. Bryan: Burada dikkatimi ilk olarak "Duman", "Mor ve Ötesi" ve "Şebnem Ferah" çekti. Daha çok uzun zaman olmadı, o yüzden buradaki müziğe hâkim değilim. Izlediğim kadarıyla farklı ve zengın bir müzikal yapı var. Yaptığınız müziğin "Duman" ile benzerliği için ne söylersiniz? Yakup: Müziğimizde farklı elemender var. Herkes bunları kolay kolay sindiremeyecek. Zaten Duman'a benzetilmemiz konusunda yorumlar bu elementlerin iyi anlaşılamaması ve kimliğimizın iyi çözülememesinden kaynaklanıyor. Bizi anlayınca farkımız zaten ortaya çıkacaktır. Ayrıca Duman da bizim müziklerimizi en çok seven gruplardan bırı. Aslında bu soruyu bir de onlara sormak lazım. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle