22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 EYLÜL 2004 / SAYI 963 Bana editörünü Özlem Altunok Gazetelerden öğrendik, yayınevleri arasında editör transferleri yaşanıyordu, tıpkı sporcular, yazarlar ya da oyuncular gibi... Sezon öncesi bu hareketlilik, akla "Editörlük de popülerleşiyor mu?" sorusunu getirdi. Editörlere ve yazarlara sorduk: Yayın dünyasında neler oluyor? vıELAL ÜSTER Can Yayınevi sana Çok para kazanmaya evet, ama... Yayın dünyasına amatör ve aile yayınevlen yenne nıspeten büyük sermayenin gırmesı sonucu daha hızlı uretım yapan yayınevlen oluştu. Bu da ıster istemez sistemleşmeyı, yol yordam izlemeyı gerektırdı. Dolayısıyla bu durum bir editörün yanı sıra, farklı dillenn, türlenn, alanların editörlennın oluşmasını sağladı Tüm bunları sadece piyasanın gelişmesine mi bağlıyorsunuz? Rekiam kampanyaları, yazar transferleri, çok satan kitaplar da yayınevinin mutfağını daha görünür kılmıyor mu? Değışen koşullann beraberinde getirdiğı bir zorunluluk aslında Yayınevlennın çok satan kitaplara ulaşmak ve daha çok para kazanmak ıstemesi anlaşılabıhr, ama bunu gerçek yayıncılığın gerektirdiği ılkelenn dışına çıkmadan yapmak gerekıyor. Ortada birçok spekülasyon dolaşıyor, bunu denetlemek de mümkün değil. Mesela bir kıtabın 200 bin satıp satmadığmı öğrenebılmehyız. •T<^^^^ Sizce Türkiye'de editörlük ne kadar '' kurumlaştı? Dışandan bir örnek, Ingılız edebiyatının usta yazan Joseph Conrad'ın ılk yazarlık dönemındekı edıtörünün ona çok büyük yaran olduğunu okumuştum. Hatta o kadar kı; Conrad editörune "denızlere mı açılayım, yazarlığa devam mı edeyım 9 " dıye sorarmış Türkiye'de bunun örnekleri var mı bılemıyorum Mesela Orhan Pamuk'a bir editör ne kadar müdahale edebılir, Orhan Pamuk'un böyle bir ısteğı ya da bu kadar güvendiğı bir editör var mıdır? Bunlan konuşmak lazım. Genele baktığımızda ıse olumlu bir yere doğru gidiyoruz. dergisi genel yaym yönetmeni Celal Üster, ' artık Can Yayınlan'nın da yayın yönetmeni. Uzun yıllardır editörlük, çevırmenlık yapan ve yazılar yazan Üster, değışımi kabul edıyor ve bunu büyük sermayenin yayın dünyasına girmesine bağlıyor. Editörlüğü nasıl tanımlıyorsunuz? Dünyada edıtörlüğün farklı yapılan var. Edıtörden genel olarak yayın yönetmenını anhyorsak, o kışı yayınevının yayın pohtikasını çızebılen kışıdır Bugün daha farklı bir editör profiliyle karjılaşınıyor muyuz? ILKNUR ÖZDEMÎR Yapt Kredi Yayınlan MÜRŞİT BALABANLILAR îş Kültür Yayınlan TANKUT GÖKÇE Doğan Kitap Transferin nedeni bilgi ürşit Balabanlılar' göre editörlük bilgi ve deneyim istediği için transferler oluyor... Editörlük kurumu sizce Türkiye'de ne kadar oturdu? Yayıncılığın gelişmesine paralel olarak, editörlük mesleği de önemi daha iyi kavranmaya başlandığı için son zamanlarda tartışıhyor. Hal böyle olunca "edıtörlük"ün flu suıırlannı çizip, tarif vermek mümkün. "Flu" diyorum, çünkü "şu konular editörlüğün alanına girmez, şunlar gırer" gibi konularda, özgül koşullardan kaynaklanan anlaşmazlıklar var. Editör, öncelikle hukuken, kendisine teslim edilen "yaratma eser"in özüne dokunacak bir müdahalede bulunamaz. Son zamanlarda basına da yansıyan editör transferleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bence fazla değışıklik yanı transfer yok, ama varsa bu, bir ihtıyacın sonucudur. Çünkü kitabı bıçımlendırmek öyle kolay iş değil. Yalnızca kapakta bile editörün düzenlemesi gereken bir çok iş var. Bu da, konuyla ilgili genel kültürün yanı sıra teknik bilgiyi gerektirir. Özetle bence bilgi ve deneyim istendıği için "transfer"ler oluyor. Evet, popülerleşti oğan Kitap 'ınbaş editörü Tankut Gökçer'e göre editör yayınevinin kendisi, elı, ayağı... Son zamanlarda editörlük kurumu ve transferleri de popülerleşti, sizce bunun nedenleri ne? Son yıllarda popülerleşmeyen bir şey göstermek zaten çok güç. Elbette editörlük müessesesi de popülerleşecekti ve popülerleşti. "Yazar" olmak nasıl günümüzde moda haline geldiyse editörlük de moda oldu sanırım. Tıpkı olanaksız fiyatlarla kitap satıp, herkes okusun popülizminin arkasına sığınıp popülerleşen yayınevleri gibi. Editörün yayınevi ve okuyucu arasında durduğu yer neresi olmalı, bizde nasıl? Editör, yayınevi ile okur arasında duran bir unsur değil bana göre. Bizzat yayınevinin kendisi, eli, ayağı, kulağı, gözü. Yayınevinin yayın kurulu tarafından kı o yayın kurulunun önemli bir parçası da editördür saptanan yayın politikası çerçevesinde okura yeni kitaplar, yazarlar sunan bir unsur. Seçtiğiniz yayınların kıstasları neler? Okura her şeyden önce okunabilecek, okurken kitapla, yazanyla bütünleşebilecek kitaplar sunmak gerekır. M D İyi kitabın, iyi editörü olur... aha önce Can Yayınları yayın yönetmeni olan îlknur Özdemir editör transferlerinde adı geçenlerden. Şımdi Yapı ICredi Yayınlan'nda danışman editör. Editörlüğün popülerleşmemesı gerektiğıni söylüyor: "Editörlüğün popülerleştiğinı düşünmüyorum, popülerleşseydi herhalde dehşet verici olurdu. Çünkü popüler olabilecek bir meslek değil. Gündeme gelmesını yayınevlerinin kendi içlerindeki değişikhklere bağlıyorum. Türkiye'de editörlük çok eski olmasa da hep vardı. Son zamanlarda gerçek editörlük daha tammlanabilen bir kunım oldu. tyi kitaplar arttıkça, iyi kitaplann iyi edıtörlere ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Artık kitabı yazar kadar bilmek, sahiplenmek, özellikle telif kitapta yazarla birlikte çalışarak kitaba değişik bir yol çizmek geçerli. Batıda bir editör yayınevini değiştirdiği zaman yazarlar da peşinden gider, onunla çalışmak isterler. Bu, bizde de, yeni yeni başladı diyebiliriz." diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle