Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 TEMMUZ 2004 / SAYI 95 Cinayet bir oyun mu? Avukat Ufuk Gürler'e göre hayat bir oyun gibi algılanınca, adli psikiyatr Gökhan Oral'a göre medya suçu marifetten sayan rol modelleri sununca ergen de tetiğe, bıçağa sarılıyor. Oğuz Polat ise ekonomik problemlere dikkat çekiyor. îpek Özbey çüncü sayfadan birinci sayfaya taşınan bir haber: "Bir kız öğrenci, bin sevgilisi 3 liseli arkadaşıyla birlikte 8 yaşındaki kuzenini kaçırdı. 250 milyar lira fidye ısteyen gençler, çocuğu mezarlıkta boğarak öldürdü." Habere göre, Isparta'da Anadolu lisesinde okuyan 17 yaşındaki T.K., babasıyla ortak hayvan ticaretiyle uğraşan amcasından para sızdırmak için bir plan yaptı. Kuzeni Ö.F.'yi Ömer Faruk'u fidye için kaçıracaktı.T.K. ile aynı mahallede oturan biri polis, ikisi öğretmen çocuğu üç arkadaşı, Ö.'yü kent dışındaki mağaraya götürdü. Babasından telefonla fidye istendi. Polis devreye girince korkan gençler, çocuğu boğarak öldürdü. Olay sonrasında anne, "Fidye uydurma. Ö.'nün annesi kızıma küfretmişti. Intikam olabilir" açıklamasını yaparken baba, "Kızım gelgit akıllıydı. Psikologlara gitti ama kâr etmedi" dedi. Bir çırpıda okuyup geçüebilecek bir haber U değil bu. Daha fazla bilgi için, aile, avukat, polis, gazeteci, kim varsa sorduk. Cinayetten sonra gençlerin hep birlikte yemeğe gittiğini, dahası şehir içinde kiraladıkları mobiletlerle gezdiklerini öğrendik. Üstelik neşeliymişler. Karakolda da olay aydınlanmadan önce gayet rahat bir şekilde, alaylı konuşmalar yapmışlar. Bu, akla şu soruyu getiriyor: Acaba, cinayet onlar için bir oyun mu? Sorunun yanıtını, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Oğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Polat ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Psikiyatrı Bilım Dah Öğretim Üyesi Doçent Doktor Gökhan Oral ve îstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Çocuk Mahkemeleri ve Tutukevi Çalışma Grubu Sorumlusu Ufuk Gürler'in anlattıklarında aradık. kuzenini fidye Uyuşturucu kullanımına dikkat! Esra Açıkgöz Bir de aynanın öteki yüzü var, şiddete uğrayan çocuk lar... Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Polat, işte aynanın bu yüzündeki çocukları iyi tanıyor. Çocuğu Istismardan Koruma ve Rehabilitasyon Derneği (ÇlKORED) ile Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği'ninkurucusu. Çocuk veŞiddet, Sokak Çocukları başta olmak üzere çocuklarla ilgili 9 kitabı var. Şimdilerde ise 018 Çocuk Hakları için Yurttaş Hareketi'nin başkanhğını yapan Polat'lakonuştuk. Çocuk istismarı ne anlama geliyor? Çocuğun gelişimini engelleyen, kişiliğini yok sayan sözel, fiziksel her türlü hareket istismardır. Ne yazık ki, çocuk istismar ve ihmalinin önlenmesi için, ne genel ne de yerel yönetimlerin bir politikası bulunuyor. Özel girişimler ise bu tür hizmetlerin sadece devlet eliyle verileceği gerekçesi ile engelleniyor. Bu nedenle çok sayıda çocuk sokakta yaşıyor, ölüyor, tacize uğruyor... Türkiye'nin bu konudaki tutumu nedir ? Türkiyegelişmekteolan birülke. Son yıllarda AB'ye girme konusundaki iddiamız bu ivmeyi yükseltiyor. Ancak olumsuzluklar da devam ediyor. Çocuklara yönelik şiddet ve sokak çocuklarının sayısı artıyor, töre cinayetleri bir türlü bitmiyor... Ama asıl korkutucu olan, gelişmiş ülkelerin 30 yıl önce tanıştığı uyuşturucunun, bizde de, ender rastlanan kategoriden, günlük yaşamda sıklıkla rastlanan konuma yükselmesi. Diğer önemli sorun ise çocukların seks ticaretinde kullanımlan. Çocuk fahişeliğiyle ilgili geçen yıl sadece 4 olgu görülmüş. Ama diğer olgularda bile sağlıklı kaydın tutulamadığı ülkemizde, yeraltı dünyasının içinde olduğu bu sektörle ilgili doğru rakamları beklemek iyimserlik olur. Kız çocuklannın neden sokakta çalışan çocuklar arasında sadece 7 yaşına kadargörüldüğünü araştırdığımda, mafya şebekelerinin onlan fuhuş sektöründe kullanmak üzere sokaktan aldığını öğrenmiştim. Bunlan önlemek için neler yapılabilir? İstismar olgularının önlenmesınde olayın sap tanması, tedavisi ve rehabilitasyonu kadar hukuksal düzenlemelerin de büyük önemi var. Uyuşturucu kullanma yaşının her araştırmada birkaç yaş birden diiştüğünü görüyoruz... Artık, madde kullanımı lise çağlarına kadar ilerledi. îstanbul'da çok sayıda okulun önünde satıcılar bulunuyor. Uyuşturucuya alışılmasıyakın çevreden kaynaklanıyor, en önemli etken ise arkadaşlar. Türkiye uyuşturucu trafiğinin kavşak noktası olmaktan, kullanım kavşağı olma aşama sına hızla ilerliyor. Emniyetin verilerine göre uyuşturucu kullanma yaşı 15'in altına indi. 'Suçlu çocuk' kimdir? Batı literatüründe "JuvenileDelinquency" terimiyle açıklanan, tam karşılığı" reşit olmayanın suçluluğu" olarak çevrilebilecek terim, ülkemizde "Çocuk Suçluluğu" olarak kullanılıyor. Yaş smırı çeşitliülkelerde721 yaş arasında farklılık gösteriyor. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 53. ve 54. maddelerinde "çocuk" ve "küçük" kavramları kullanılıyor. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun (CMUK), 15yaşınıhenüzbitirmemiş olan çocuklara ait duruşmaların gizli olmasını söyleyen 375. maddesi, 15 yaş altını çocuk olarak tanımlıyor. Çocuk Mahkemeleri Kuruluş Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 41. maddesinde "küçük" deyimi 15 yaşını bitirmemiş olanları kapsıyor. Çocukları suça iten nedenler neler ? Doğduklan bölgelere göre değerlendirme yapıldığında, suça itilmiş çocukların geldikleri bölgelerin, toplumsal gelişmesinde sorunlar yaşanan bölgelerden oluştuğu açık. Bunların bir bölümü (Güneydoğu ve Doğu Anadolu) olağanüstü şartların yaşandığı, bu şartlardan ötürü, eğitim, sosyal denetim, ailebirliği, kurumsal denetim vb. sosyalleştirme güçlerinin zayıf olduğu (çoğu zaman hiç olmadığı) bölgeler. Suçlu çocukların yaklaşık yüzde 60'ının ailesi Istanbul'a göç etmişler. Bir diğer olgu da göç süreciyle Istanbul'a gelen ailelerin yüzde 80'inin kırsal kökenliolmaları. Suç nasıl önlenebilir? Çocuk suçluluğunu önleyici bir bakış açısıyla yaklaşıldığında, aile başta olmak üzere, çocuğun içinde bulunduğu tüm sosyalleştirme argümanlarının, suça ortam hazırlayabilecek özelliklerinin sürekli gözleminin yapılması gerekiyor. Ayrıca çeşitli kurumlann uzmanlan erken tanı ve risk faktörlerinin tanımlanmasına yönelik sosyal çalışma grupları oluşturmalı. Çocuk suçluluğu sosyal bir problem. Bu problemın çözülmesinde bugüne kadar uygulanan otoriter yaklaşım ve caydırıcılık için ceza uygulanması terk edilıp önleyicilik ve yeniden sosyalleştirme kavramları açısından yaklaşılmalı...