Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
îşgal bir îpek Yezdani Amerikan politikası kullanıldığını düşünüyorum. Çünkü stratejik önemi olan bir ülke ve de nüfusunun büyuk bölümü Müslüman. Ve bundan dolayı da Amerika, Arap dünyasında kredisini arttırmak amacıyla Türkiye'yi kullanıyor. Amerikan kamuoyunun Irak savaşıyla ilgili tepkisi şu anda ne durumda? Phillips: Bush'un Irak'ta başarısız olduğu düşünülüyor. Sıradan Amerikah yurttaşlara baktığımızda, ınsanlar gelinen noktadan tatmin olmamış durumda. Yüzeysel de olsa bir tepki ve beğenmeme söz konusu. Jones: Insanlar 11 Eylül saldırılarının ardından ABD'nin savaşa girmesi gerektiğine inandırılmıştı. Çünkü o zaman bu saldırıları düzenleyenlere karşı büyük bir tepki vardı, bir düşman bulunması gerekiyordu ve onlara göre bu düşman da belliydi. Ama bugün çoğu insan Irak'la savaşa girmenin büyük bir hata olduğunu düşünuyor. Irak savaşının ABD'ye pahalıya mal olmasından dolayı mı? Phillips: Bana göre eğer ABD Irak'ta başarılı olsaydı, kamuoyu bu denli tepki duymayacaktı ve Bush'u destekleyenlerin sayısı bugün çok daha fazla olacaktı. Yani kamuoyunun tepkisi, Amerikan politikalarına ya da işgale duyulan bir tepki değil. Başarısızlıktan kaynaklanan genel bir kızgınlık söz konusu. Irak'ta her giin Amerikan askerlerinin ölmesinin bu tepkide payı nedir? Tabii ki payı var. Ancak Irak'ta Amerikah askerlerden çok daha fazla sayıda Iraklı sivil hayatını kaybetti. Maalesef Iraklı ınsanlar için gerçekten sempati besleyen çok az insan var. Bush'un politikaları hakkında ne diişünüyorsunuz? Bana göre eğer elinde bu kadar güç olmasaydı Bush ancak bir palyaço olabilirdi. Bush'u destekleyenler genellikleiktidar ve güç odakları. Amerika askeri yönden çok güçlü bir ülke ve bu kadar büyük bir gücün Bush gibi birinin elinde ne kadar tehlikeli bir hale gelebileceğini gördük. Ancak şunu da unutmamak lazım: Evet, Bush Afganistan ve Irak'a saldırdı; ama Clinton'ın başkanlığı döneminde de Irak'a uygulanan ambargo nedeniyle çok sayıda masum insan hayatını kaybetti. Bu tek bir kişinin değıl, Amerika'nın politikası. Adı da emperyalizm. Tabii ki Bush çok tehlikeli bir adam. Ancak Amerika gibi bir ülkenin genelde neokolonici politikaları benimsemiş olması herhalde tek bir adamın bu tür bir politıkayı benimsemesinden çok daha kotübırdurum. I ndustrial Workers of the World (DünyaEndüstri Işçileri Birliği) üyesi Jason Phillips (30) ile kız arkadaşı Susan Jones (25), ABD'deki başkanlık seçimleri öncesinde medya nın "taraflıyayıntndan" ve "propa ganda bombardımanından" sıkıldıkları için "biraz temiz hava almak üzere" ülkelerinden ayrılan iki anarşist. Phillips ve Jones, önceAvrupa'yı geziyorlar, yol güzergâhlarında başka anarşistlerle tanışıyorlar, daha sonra da NATO zirvesini protesto gösterilerine katılmak amacıyla soluğu îstanbul'da alıyorlar. Hilton Oteli'nin önünde geçen hafta "NATO'yu Sevmeyen Grup" adlı anarşist grup ile birlikte "kaktüs eylemine" katılan Phillips vejones'la, Amerikan kamuoyunun IraksavaşıveBush'abakışı ile NATO'yu konuştuk: Türkiye'ye özellikle NATO zirvesini protesto etmek için mi geldiniz? Jones: Kısmen. Amaaynızamandaburadaki anarşistlerle bağlantı kurmak ve buradaki Türk arkadaşlarımızı desteklemekiçin degeldik. NATO'ya neden karşı çıkmalıyız? Phillips: NATO adeta dünyanın başına gangsterkesilmiş durumda. NATO, uluslararası askeri bir organizasyon olduğun dan dolayı üye ülkelerin yurttaşlarının o ülkelerin askeri politikalanyla ilgili yöneticilerini etkileme şansını da ortadan kaldırıyor. Biz aslında tüm askeri yapılanmalara ve ordulara karşıyız ama NATO'ya özellikle karşıyız. Bu zirvede Bush'un diğer ülkeleri de NATO kanalıyla Irak'a çekmeye çalışacağına inanıyoruz. Türkiye'nin ABD ile "yakınlık"ı hakkında ne diişünüyorsunuz ? Phillips: Türkiye'nin ABD tarafından Behice Boran Berat Günçıkan adm. 32 yaşında. Adı Behice Boran. Psikolog. Adını söyler soylemez, insanların aklına üşüşen görüntüye alışkın. O görüntüde 1950'de kurucusu ve başkanı olduğu Barışseverler Cemiyeti 'nin yayımladığı" Kore Savaşı'na karşı" bildiriden dolayı 15 ay hapis cezası alan, Türkiye Işçi Partisi (TİP) genel başkanlarından Behice Boran var. Bu görüntüyü bozmak ıstemiyor elbette, ama sadece bu görüntünün bir, parçası olarak kalmak, böyle algılanmak, kişiliğinin ismine hapsedilmesine izin vermek istemiyor... O da savaş karşıtı eylemlere katılıyor," Bush Gelme" diyor... Behice Boran ismini alması anlaşılır bir durum: îşçi emeklisi baba, 1972 'ye denk gelen doğumu, Malatya, yani doğum yeri... Ancak ortaokulda farkına varabiliyorismininçevresındeördüğühalenin... "Behice Boran sen misin? " diye soranların yüz ifadelerindeki öfke ya da sevecenlik onların kim olduğunu da ele veriyor. " Her tarafa sizden once giden bir isminiz var" diyor " Sevenlere de sevmeyenlere de sizden önce ulaşıyor". Savaş karşıtı olmak, Boran'ın aile içindeedindiği bir duruş. Bunu besleyen, uzmanlık alanı olarak " travma "yı seçmesini açıklayan bir geçmişi var. Çocukluğunda bir gün Malatya'da, AleviSünni çatışmalarının ortasında buJuyor kendisıni. Anımsamadığı, babasının anlattığı bir olay bu: Seninleben sokakta yürürken, önümüzde bir çocuk vuruldu. Büyüdükçe düşüyor diğer Behice Boran'ın peşine. Hayatına dair ne varsa okuyor. Tantmadığı birileri ona adı yüzünden kitap armağan ediyor. Behice Boran'la bir yıl hapis yatmış biri, onu ayakta karşılıyor, gözlerindeki saygıyla karışık coşkuyu gizlemeden. Behice Boran, Behice Boran 'ı bir kadın olarak da başardıklarıyla etkiliyor, ön plana çıkması, fikirlerini savunması, partinin başına geçmesi, insanların onun arkasındangitmesi... Yurtdışında ölüp de cenazesi Türkiye'ye getirildiğinde üzülüyor. Gazetede ne zaman ona dair bir haber çıksa, kendi adını görmüş gibi okuyor. Boran insanlara, onları ideolojilerine göre ayırmadanbakıyor. "Uzun zaman işkence travması ile çalıştım. Beni ilgilendiren kişilerin görüşü değil, yaşadıkları. Çünkü asker de geldi, onun karşısında olan bir mağdur da. Ikisinede baktım..."Elbettesavaşakarşı... "İnsanların, çaresizliği ümitsizliği, korkuyu, utancı, suçluluğu hissetmedenyaşamalan" için... K Fotoğraflar: Uğur Detnir Ne Avrupa, ne ABD, ne Japonya D ünyadaki savaş karşıtı hareketin, Dünya Sosyal Forumu'nun ve Uluslararası Küresel Adalet Koalisyonu'nun kurucularından.FransızIşsizlerHareketi (AC!) Temsilcisi Christoph Aguiton, " Alternatif Zirve"ye katılmak üzere Istanbul'da. Irak Savaşı, G7, G20... Dünya yeni ayrışmaların, saflaşmaların içinde... Küreselleşme karşıtlaruıın bu dönemdeki rolü ve sorumluluğu ne ? Öncelikle, savaşı durdurmak. George Bush ve Tony Blair'i ve de onların politikalarını sona erdirmek için dünyada bir koalisyonoluşturduk. Ancak biz, Bush'u bitirdikten sonra eski neoliberal sisteme geri dönmenin de bir hata olacağını düşünüyoruz. Çünkü dünyanın bu durumuna gelmesinin en önemli sebeplerinden biri de 90'lardan itibaren tüm dünyayı saran neoliberal politikalar. O yüzden de başka bir yol bulmak zorundayız. Nediro"başkayol?" Bizim "Bir başka küreselleşme" adını verdiğimiz şey. Savaş politikalannı ve neoliberal küreselleşme politikalannı reddetmemiz, milliyetçiliği ve ulusal politikaları desteklediğimiz anlamına gelmiyor. Şu anda ülkeler arasındaki bu bölünmeden dolayı yeni çatışmalann meydana gelmesi riski de var. Örneğin Avrupa'da "Avrupa'nın ABD'den çok daha iyi" olduğunu düşünen çok insan var. Ama bizim görüşümüze göre ABD'ye karşı Avrupa'yı savunmak ya da yarm öbür gün Avrupa'ya kanş Japonya'ya savunmak, hep yanlış politikalar. Biz, savaş karşıtı güçlerolarak "bir başka küreseUeşme"yi inşaetmeliyiz. Bunun için ne gerekli ? Öncelikle KuzeyveGüneyyarımküre arasında başka türlü bir ılişkinin inşa edılmesi, IMF polıtikalannın reddedilmesi gerek. Türkiye'nin IMF için özel bir yeri var, çünkü siz aynı zamanda NATO üyesı siniz. Bu yüzden sizin üzerine çok fazla gelmiyorlar ama siz de IMF politikalarınm acı reçetelerinin sonuçlarını yaşıyorsunuz. BirdeArjantin'indurumunudüşünün. Jeopolitik önemi olmayan bir ülke. O yüzden de Amerika, IMF'ye " Ne istersen yap " diyor. îşte biz tüm bu politikaların bitmesıni istiyoruz. Sırada barış bandosu var Özlem Altunok T eşvikiye Caddesi'nde yükselen binalardan birinin üzerinde beş metrelik 'Gelme Bush' afişi dalgalanıyor. Bina Kısmet Apartmanı. Asan mimar Mehmet Selim Baki. Bir68'li. Nereden aklınıza geldi bu protesto şekli? Tezkere öncesi ve sonrasında bazı STK hareketlerininiçindebulundum.Orgütlübirçalışmanın yanında, herkesin kendi olanaklarıyla bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Bu karşı duruş benim kişisel onurumla ilgili. Bush'un buraya gelmesi onuruma dokunuyor. Biz millet olarak misafirperverizdir ama böyle birini burada ağırlamak gururumu kırar. Kim ne anlatırsa anlatsın, NATO'nun neye ve kime hizmet ettiği belli artık. Her platformda, her vesileyle bunun anlatılması lazım. Benim elim de kullanabileceğim bir bina yüzeyi vardı, ben dekullandım. Nerede, nasıl hazırladınız ? Eskiden de yatkınız böyle işler yapmaya, bir el becerisi var, ama artık böyle çalışmalar yapmak isteyenler için teknoloji yardıma yetişiyor. llk yaptığımız afiş kazaya geldi, sonra bir tane daha yaptık. Önce kendim bir tasarım yapmayı düşündüm, sonra aynı imajı kullanmanın daha etkıli olacağında karar kıldım. Boyutları 4.60'a4.60. Sokaktan ya da apartmandan tepki ya da destek geldi mi? Karşıdan apartmanın fotoğrafını çekiyorlar zaman zaman görüyorum. Dar bir sokak, bina da yüksek olduğu için sokaktan çok fazla algılanamıyor, uzaktan görülüyor daha çok. Afiş yere kadar uzansın isterdim ama bu kadar oldu işte. Binadaki herkesi tanımıyorum, dolayısıyla şikâyet eden olmuş mudur, bilmiyorum. Po lis gelir mi diye de bekledim doğrusu, gelmediler... Birısi 'Niye asıyorSunuz, ya bombalarlarsa?' dedi, 'Ben de zaten hiçbir yerin bombalanmaması için asıyorum' dedim. Birey olarak nasıl bir sorumluluk duygusu içindesiniz ki örgütlü eylemler kesmedi sizi? Bilinen sözleri tekrarlamak ıstemem. Sonuçta üç darbeyle sindirilmiş, saptırılmış bir toplumdayaşıyoruz. Bana Irak savaşı öncesi müthiş bir güç geldi, sokaktaki insan da sanki bir sihirli değnekle canlanmıştı o sıralar. Sonra her şey yeniden unutuldu. Aslında şu anda savaştan daha korkunç şeyler yaşanıyor. En son savaşa karşı Ispanya'da yapılan eylemde milyonlarca insan sokağa dökülmüştü. Bizdeki duyarsızlık, hafızasızlık korkunç. Mucıze beklemiyorum, tabii ki zirve olacak. Ne kadar ses çıkarırsak o kadar iyi olur, tüm bu yapılanların daha sonra olacaklara muhakkak bir faydası olacaktır. Ümidi kaybetmemek lazım. Benim gibi dü şünen çok insan var ama harekete geçmiyorlar. Bugün muhalif olmanın, protestoların biçimleri de değişti herhalde... Eskiden yaşadığımız imajla beraber insanlara korku yüklendi biünçli bir şekilde. Bizler 7071 'de ODTÜ'deydik, hiçbir örgütsel bağım olmadığı halde her eyleme katılır, genel ortam içindeki o ruhu yaşardım. Saraçhane'de toplanan az sayıda kişinin yanında bugün insanın içi sızlıyor. Insanlar telefonda 'yağmur yağıyor, gelemiyoruz' diyordu. Biz o zamanlar değil yağmur, kurşun yağmuru altında yapıyorduk bu eylemleri. Sanırım 12 Eylül planladıklarından çokdahabüyükbirbaşarısağladı. O ruh bugün belki debütün dünyadan gitti. Eylemleriniz devam edecek mi ? Günlerdir bu işle yatıp, bu işle kalkıyoruz. Hiçbir şey yapmamayı hazmedemiyorum. Hırslanıyorum, yeni şeyler bulmak için sürekli arkadaşlarımla tartışıyoruz. Bugün insanlar çeşitli yöntemlerle tepkilerini daha farklı biçimlerde yansıtıyorlar. Benim de kaf amda uygulamak istedığim daha çok hayal var. Bu eyleme yetişmedi, ama bir dahaki sefere müziği de işin içine kattığım bir eylem şekli düşünüyorum: Müzik yapan bir bando: Barış bandosu.