17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 TOPLUM Kimliksizlerin fotoğrafları Bugün Dünya Mülteciler Günü. Dünyanın çeşitli yerlerinde savaşın ve mültecilerin fotoğrafını çeken Türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı Bikem Ekberzade, mültecilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla sergi açtı. îpek Yezdani alkanlar'da, Azerbaycan'da, Pakistan'da, Afganistan'da veTürkiye'de 6 yıl boyunca savaşın ve mültecilerin fotoğraflarını çekti. Fotoğrafları Oxford Müzesi'nin kalıcı koleksiyonlarına girdi. Associated Press, Newsweek, New York Times ve Sigma gibi dünyanın sayılı medya kuruluşlarıyla çalıştı. Yaşı; sadece 33, namı; "Türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı", adı: Bikem Ekberzade. Ekberzade'nin Türki B tuğugünlüktenalıntılardanohışan"llle gal" adlıkitabısonbahardayayımlanacak Ekberzade'yle, savaş fotoğrafçılığını ve mültecilerin sorunlarını konuştuk: tlk savaş fotoğraflarınızı Kosova'da çekmişsiniz. Kosova'va gidişiniz nasıl oldu? Kimseyebağlıolmadan, tamamen kendi cebimdeki parayla gittim. Asıl amacım Kuzey Arnavutlıık'taki mültecileri görüntülemekti. Istanbul'dan Tiran'a ııçtıım, Ekberzade, Arnavutluk'taki mülteci kampında bir kağnının üzerinde görüntülediği "Mira" adh genç kızdan bir daha haber alamamış. arasındaki "No man's land" (Sahipsiz topraklar) denilen topraklarda 44 bin mülteci vardı. Makedon Hükümeti onlara kapılarını açmadığı için trenlerle oraya gelip çamıırun içinde günlerce yaşamak zorunda kaldılar. Bir hafta sonra kampın içerisindedizanteri,difteri,kolerasalgınlarıçıkmayabaşladı. Çünkühiçbiraltyapı yoktuve44binkişiyiçamurlubirotlağın içinde, dikenlitellerinarasınahapsetmiş lerdi BuolaykamuoyunayansıymcaMakedon Hükümeti çoktepkialdı.Busefer de bir gece içerisinde boş belediye otobüslerini kampın kenarına dayayıp içerideki btitün insanları, resmen sığır gibi, kinı hangi otobüse sığıyorsa, çocukları ailelerinden ayırarak, tıkış tıkış istif ettiler ve ülkenin dört bir yamna gönderdiler. Yaşama şartları herhalde en kötü olan kampoydu. "KİMLİKLERİ YOK" Mültecilerin yaşadıkları insanlık dramlarından etkilenmemek mümkiin değil. Yaşadıklarınız içinde sizi en çok etkileyen olay hangisi oldu ? Arnavutluk'tu vardım kurukışlarıyla birlikte kakrken.birgeçetelsizden büyük bir mülteci konvoyunun geldiğini duyduk. Hemen dışarı çıktık, bir sürü insan "Sırplarbizibombaladı" diyerekbulun duğumıız bölgeye kaçıyordu. Anıa biz onların geldiği bölgede Sırpların bombalama yapmasınm imkânsız olduğunu biliyorduk çünkü N AI O o bölgede Sırp ııça ğı uçıırtmuyordıı. Sonradan öğrendik ki meğeıNATObombalamışokonvoyu.lşteokonvoyda Miraadlıkızlatanıştım. Erkek kardeşleri ki 1213 yaşında çocuklardanbahsediyorıımUÇK'yekatılmışlardı, kendisi de kaçmıştı. Ben genelde fotoğrafını çektiğim mültecileri ilkgeçişle Türkiye'nin ilk kadın savaş fotoğrafçısı Bikem Ekberzade'nin görüntülediği kareler arasında Afgan mülteciler de bulunuyor. rinden sonra da takip ederim, kampta da izlerim. Fakat Mira benim tek kaybetti ğim mülteci oldu. O gece arbedeniniçerisinde ben fotoğrafını çektikten sonra içinde bulunduğu kağnıyla devam edip gitti. Kampagittiğimdedebulamadım. Türkiye'deki mültecilerle ilgili projenizianlatırmısınız? Son bir yıldır World Press Photo'nun sponsorluğunda Istanbul'daki Afrikalı iki yasadışı mülteciyi çekiyorum. Birisi Eti yopyalı, birisi Somalili, 21 ve 24 yaşlarında iki kadınla bir yılı birlikte geçirdik ve ben o bir yıl boyunca günlük tııttum. Somalili olan kız, kabileler arasındaki bir kan davası sonucunda canını kurtarmak için Ye ye'deki mültecilerin yaşam koşullarına dikkat çekmek amacıyla iki gün önce Ankara Kızılay metrosunda açtığı sergi, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü nedeniyle bugün Ankara Yiiksel Caddesi'ndeki Mülkiyeliler Derneği Lokali'nin dış cephesine taşınıyor. Birleşmiş Milletler'in katkılarıyla açılan sergi, Temmıızda tstaııbul'a, sonbaharda da Izmir'e gidecek. Türkiye'deyaşayan yasadışı mültecilerin fotoğraflarından ve mültecilerle ilgili tııt 280 kilometrelik yolu zor koşullar nedeniyle44 saattegiderek kıızeye vardım. C) sırada Arnavutluk'un kuzeyindeki olayla n görüntüleyen tek foto muhabiri bendinı. Arnavutluk'taki mülteci kampımn cliğerlerinden bir farkı var mıydı? Mülteci kampı standarttır. Beninı Arnavutluk'tagördüğümmültecikampıda diğerleri de resmen insanlık dramıydı. Örneğin o sırada Makedonya ile Kosova men'ekaçmış. Oradaşimdiki çocuğunun babasıyla tanışmış, mülteci olarak birlikte Fransa'yagitmeyekararvermişler. Yoldn bütün pasaportlarını ve dokümanlarını yırtıp atmışlar. Fakat Fransa'ya alınmamı^ vegerigönderilmişler. Bunun üzerinebıı kız bir tekneye binip I Iatay'a kadar gelnıiş. Hatay açıklarında denize atlamış, kıyıya kadar yüzmüş. Karayaçıktığızamarı Tiirkiye'de olduğunu anlamış. Bu kızdu çok derinyaralarvardı, yaşadıkları onubi razmanikdepresit sınırınagetirmişti. Türkiye'de mültecilerle ilgili en büyük yasalsorunne? Bııraya mülteci olarakgeleninsanlarır tanınmaması. Mülteci tanımımn 1951 Cenevre Konvansiyonu'nda " Avrupa'dar gelenler" olarak sınırlandırılmış olması Türkiye daha sonra buna ek olarak getiri len ve multecinin geldiği yeri "tüm dünya" olarak tanımlayan 1967 C.enevreProtokolü'nücoğrafiçekincekoyarakimza lamış. Yanibizdehâlâ sadece Avrupa'dar gelenler mülteci olabiliyor. Afrika'dan Irak'tan vs. gelenler, "geçici stğınmacı' olarak görülüyor. Buçokbüyükbirsorun 1 lalbııki devlet bu sığınmacıları mültec olarak tanırsa, bu insanlar Birleşmiş Mil letler'in f onundan da yararlanabilecckler Türkiye'deki mültecilerin yaşam ko şulları nasıl? Gerçekten çok kötü. Çok sağlıksız ko şullarda yaşadıkları için başta tüberkülo> olmak üzere çok büyük sağlık sorunlarıy la karşı karşıyalar. Mülteci statüleri olma dığı içinçoğuçocuklarınıokulagöndere miyor. En büyük sorun da "yurtsuzluk' olayı. Transit ülkelerdedoğanmültecile rin çocukları hiçbiryurdaaitolamıyorlar bu çocııkların kinılikleri ve kimlik kartla n yok. Benim bıı projedeki amacım, in sanların en azından, mültecilerin yaşadığ bukoşullardanhaberdarolmaları.# OSMAN BAHADIR [email protected] 80 yıl önce daha çalışkan oluyorlar. Erkek vatandaşlanmızuı güçlerine gitmeyeceğini ümid ederek diyebiliriz ki, kadın vatandaşlarımız şimdiye kadar kudretleriyle mütenasip olarak kendilerine verilen işleri daha büyük bir şevk ve hevesle, daha fazla bir ihtimam ile görmüşlerdir.Bunun için Posta ve Telgraf Müdüriyeti'nin hanımlardan müşteki (şikayetçi) olması bizim bilhassa nazarı dikkatimizi celb ediyordu. RlffiM/İ istihfaf (küçümseme) hissi uyanması da insan ruhiyatının hususiyetlerinden birini teşkil eder. Biz öyle zannediyoruz ki, Posta ve Telgraf muhitinde de böyle bir ruhiyat ve bu ruhiyat altında hareket eden böyle bir zihniyet mevcuttur. Bunun haricinde kadın hizmetlerinden memnun kalmamayı mucip olabilecek hiçbir sebep bulunmadığına eminiz. Tetkikatımız esnasında gördük ki, telgrafhane hizmetlerinde elyevm (halihazırda) Hayrünnisa, Hilkat, Meliha, Mehlika, Talia isimlerinde beş hanım çalışıyor.En güç hizmetler bu hanımların işleridir. Çünkü doğrudan doğruya erkeklerle birlikte muhabere vazifesi alıyorlar ve nöbet tutuyorlar.Bu hanımları bularak kendileriyle konuştuk. Kendilerine haklarındaki şikayetlerden bahsettik. Onlar da şikayetleri hissetmiş görünüyorlar ve hatta gazetemizde yazılan havadisten dolayı da müteessir bulunuyorlardı. İyi rüştiye veya lise tahsili görmüş oldukları anlaşılan bu hanımlar, bu vazifelere geçmek için Posta Telgraf Mektebi'nde de okıımuş ve imtihan vermişlerdi. Bize erkeklerle beraber çalıştıklarını, onlardan hiçbir yerde geri kalmadıklarını, vazifelerine karşı en küçük bir ihmal ve tekasülleri ( tembellikleri) gösterilmek kabil olmadığını söylerken hissediyorduk ki, orada sadece hizmet ve memuriyetlerini muhafaza etmek endişesiyle değil, belki de aynı zamanda cinslerinin iş haysiyet ve izzeti nefsini müdafaa vazifesiyle mütehassıs idiler. Bizim yaptığımız tetkikatın telgrafhanenin en güç işi olan muhabere memurluğundaki bu beş hanımın vazifelerini ifada bir kusurları olmadığı merkezinde zuhur ettiğini söylemeği bir vazife biliyoruz. Memleketimizde kadınlarımızı milli faaliyetin takviye ve tezyidi işine sevk etmek meselesi, iktisadi, ictimai yani hayati bir zaruret halindedir Kabil olduğu kadar kadın işçiliğinden istifade mecburiyetinde bulunuyoruz. Erkeklerimiz için büro işlerinden, telefonculuktan, telgrafçılıktan başka yapılacak daha mühim, daha karlı ve hayırlı işler vardır. Gayemiz erkekleri bu işlere sevk ederek tedrici surette yukardaki nevi işlere kadınları geçirmeğe çalışmak olmahdır. Bunun için nagehani surette (ansızın) nazarı dikkatimizi celp eden bu mesele üzerine bilhassa alakadar oldıık ve bu alakadarkkla Posta ve Telgraf Müdüriyeti Umumiyesi'nin meseleye nazarı dikkatini celp etmeğe lüzum ve zaruret gördük. Herhangi bir anane muhitinin herhangi bir yenüik karşısında duyması gayet tabii olan bir memnuniyetsizliğe bakarak hizmeti umumiyede f aydalı bir rol oynamaya yeni teşebbüs eden kadınlarımızın şevk ve heveslerini kırmakta mana olmadığını burada katiyetle söylemeğe lüzum vardır. Kadınlık .alemimizi tehdit etmekte olan türlü türlü ahlaki tehlikelere karşı yegane çare ve ilaç onlan işlerinden mahrum etmek değil, belki de kendilerine kabil olduğu kadar fazla iş vermektir. Çok kuvvetle zannediyoruz ki, eğer Posta ve Telgraf Müdüriyeti'nde cidden böyle bir tasavvur mevcut ise, mutlaka yanlış malumata istinad etmektedir. Bundan başka bu meselenin sade bir idare meselesi değil, aynı zamanda memleketin iktisadi ve ictimai siyaseti işi olduğunu da unutmamak lazımdır. 22 Ktium 1924 Posta ve telgraf hizmetinde kadınlar P osta ve Telgraf Müdüriyeti'nde çalışan hanımların, vazifelerini iyi yapmadıldarı için kendilerinin işten çıkarılacaklarına dair işittiğimiz bir havadisi, evvelki günkü nüshamızda neşretmiştik. Kadınların kalem işlerinde ve umumi hizmetlerde istihdamı keyfiyeti memleketimizde çok yeni zamanlardan beri görülmeğe başlamış bir hadise olduğu için Posta ve Telgraf Müdüriyeti'nin neden dolayı hanımların işlerinden memnun kalmadığını ve kendilerini çıkarmak istediğini anlamak üzere tahkikat yapmağa lüzum gördük. Bütün dünyada kalem işleri kadınların ellerine geçmiş gibidir. Bundan başka fazla miktarda bedeni kuvvet sarftnı istilzam etmeyen (gerektirmeyen) fenni işlerde de kadınların istihdamı her tarafta artmıştır. Bizde kadınların da çalışarak milli faaliyeti arttırmaya yardım etmeleri zarureti hasıl olduğu zamandan itibaren kadınlarımıza gösterebileceğimiz işler, muallimlikten başlayarak, ticarethane memıırluğu, kalem işleri ve nihayet posta ve telgraf işleri gibi az bilgiye muhtaç olan ve ifası fazla miktarda bedeni kuvvete lüzum göstermeyen hizmetler idi. Bundan başka her yerde pek çok tecrübe edilmiş ve bizim memlekette de tecrübe edilmekte bulunmuştur ki, kadınlar büro işlerini erkeklere nisbetle daha fazla bir ihtimam ve dikkatle yapıyorlar, daha muntazam ve Yaptığımız tetkikat neticesinde şunu gördük ki, filhakika Posta ve Telgraf muhitinde böyle bir ademi memnuniyet (memnuniyetsizlik) vardır. Ancak bu ademi memnuniyet için ciddi bir sebep gösterilebildiği de yoktur. Biz çok iyi anlıyoruz ki, kadınlarımızın erkeklerle yan yana umumi hizmetlere kanşmaları hadisesi çok yenidir. Bütün yeniliklere karşı her anane muhitinde bir nevi ademi memnuniyet ve
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle