Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 MAYIS 2004 / SAYI 947 3AŞKENT GÜNLERİ Maviye devam Vîüşerref Hekimoğlu B ahara dönünce renklerle güzel buluşuyoruz. Sergiler sürüyor. Doğadaki zenginliği yaşayarak azeleniyor insan. Üzgünüm, sergileri akından izleyerniyorum. Ama belli anatçıların renklerini yaşıyorum. Kimi essamlar sergilerini evlere taşıyor erdeyse, iyi ki taşıyorlar. Renklerin yansını başka türlü algılıyoruz. )rneğin, Galeri Nev, 20 yılına ulaştı. mkara ve lstanbul'da birçok serginin v sahipliğini yaptı. Yazarken büyük oşku duyuyorum. Galeri Nev'i sanat ve ültür yaşamına güzel boyutlar katan ir kuruluş olarak selamlamaktan uıtluluk duyuyorum. Yirmi yıl önce ıNKA'da çalışırken iki güzel adam eliyor yanıma. tki genç mimar, sevgili )ino'nun selamıyla. Bu genç mimarlara Ivermeni istiyorum diyor Abidin Dino. .1 değil gönül verdim. Dar çevremde üyük yer aldı iki genç mimar. Galeri Nev, 100'den fazla sergiye ev ıhipliği yaptı. Başkent yaşamıni oyutlandıran çalışmalarla kültür ve ınat çevrelerini dalgalandıran bir uruluş oldu. Çağdaş bir galeri azandırdı başkentimize. Galeri'de jılan sergiler 1950 sonrasını içeriyor. ierre Bonnord, Picasso, Salvador •ali, Carl Henning, Petersen, Leopold evi, Savra sergileri ilk dönemde Cazın meydan okuyan sesı Aykırı müzisyen GREG OSBY iki konser için İstanbul'daydı, tabii altosaksofonu da. Cazın politik çalkantılardan sonra büyük sıçramalar yaşadığını düşünüyor. Bugün o çalkantılardan birini yaşatan Bush için "Benim nezdimde bir saygınlığı yok" diyor. Murat Beşer Ali Mert C îrtuğrul Oııalp'ın bir çalışması. ışanan olaylar. Yayın programında da izel olaylar gerçekleşti. Orijinal baslu ızeleri yayımladı. Galeri Nev'in ockholm, Madrid ve Atina'da uslararası alanda da seçkin ıpıtlardan oluşan sergiler düzenledi. liibin Orhon, Erol Akyavaş, Mehmet eleryüz, Nejad Devrim ve Alev Ebul iya'nın yapıtları ile yeni ufuklara ılımlar sağladı. Istanbul Uluslararası ınat Fuarı, Merkez Bankası oleksiyonu, Tüm Sanat Galerileri erneği ve Açık Radyo gibi kültürel •lişimlerin kuruluşunda da emeği var. i ciltlik, "Müze Kitabı" da sanat verlerden büyük ilgi topladı. Dahası ır, îstanbul ve Ankara Nev'leri giderek •nişliyor uluslararası bir kuruluş arak da sanat severlerin ilgisini pluyor. Bir gerçeği daha kanıtlıyor. •vgiyle, ilgiyle güzel ürünler oluşuyor • zaman. Galeri Nev'in kısa sürede r şadığı atılımlar da kanıtlıyor bu irüşü. Doğrudan sapmayanlar her ılda güzel orneklerle ufkumuzu açıyor. * v'r Vf az müziğinin 9O'lı yıllardaki "sessiz ve derinden" çıkışını temsil eden önemli isımlerin başında kuşkusıız Greg Osby geliyor. Alto saksofonun modern tınılarıyla müzikal evrenin sınırlarındayeni ııfuk turları atan aykırı müzisyen, îstanbul, Babylon'da nefis iki caz akşamı yaşattı. îlk yansında yeni bestelerine, ikinci yarısında caz standartlarının modern yorumlarına yer veren sanatçı, yeni projeleri, gençlık tutkusu, müzik anlayışı ve "küresel sorunlar"lailgilisorularımızıyanıtladı. Birlikte geldiğiniz toplulukta tanımadığımız yeni isimler var. Şu andatanımıyorolabilirsiniz, amayakında isimlerini sık duyacağınızdan eminim. Piyanist Megumi Yonezawa Japonya'dan. 30 yaşında veBerkleemezunu. Basçı Matthew Brewer 21 yaşında, Tuliard'da eğitimine devam ediyor. Davulcu Damion Reid ise Los Angeles'tan katıldi; araştırıcı yönüyle olağanüstü bir yetenek. Turne sonunda yeni bir albüm kaydı söz konusu olacaksa, neler seslendireceksiniz? Geçen yıl" St. Louis Shoes " albümüyle birlikte caz standartlarına odaklandim. Standart çalmak, var olan müziğin üzerine yeni katkılar yapılabileceği anlamına geliyor. Bu orijinal materyale dayanarak birçok müzisyen birbirinden çok farklı şeyler yapabiliyor. Bu da standart çalmanınbilenekadar deneysel ola bileceğini gösteriyor. Yeni çalışmada da bu çizgisürecek. Kayıtlarıdabuekiplemiyapacaksınız? 1 Temmuz'da çıkacak albümde buradan yalnızca Yonezawa var. Bu, canlı bir konser kaydı. Joan Osborne da bıze katıldi Daha çok folk ve rock şarkıcısı olarak bilıniyor, ama müziğebirincelikvemasumiyetkattığınıdüşünüyorum. Bu katkı, bir değişime mi işaret ediyor? Caz müziği sürekli gelişen, değişen bir yapıya sahip. Genelde dünyadaki politik yapıda büyük çalkantılar yaşandıktan sonra bir oturma dönemi gelir, işte o dönemlerde caz miiziği büyük bir sıçrama yaşar diye düşünüyorum. Tarıhine bakıldığında da birınci ve ikinci dünya savaşları ve Vietnam'dan sonra böyle olduğıı görüliiyor. Bugün de bir savaş var, komşumuz olan iilkede bir ABD saldırısı yaşanıyor. Müzik barıştan, ö zgürlükten y ana bir çizgiyi temsil ediyor. Nasıl görüyorsunuz bu gelişmeleri? Tabii oradaki saldırıyı onaylamam mümkün değil. Halk adına kimin onayladığını da bilmıyorum. Bu işten özel çıkarları olan bazı güçlerin bu saldırısı, halkın tutumunu kesinlikle yansıtmıyor. Bush'un benim nezdimde de, Amerikan halkı nezdinde de bir saygınlığı yok. Çıkacak albümünüze dönersek piyanoda uzun süredir Jason Moran'la çalışıyordunuz, onun olmaması ilginç. Evet altı yıl birlikte çalıştık. Altı yıl caz için çok uzun bir süre ve artık piyanoyu yeni birine vermem gerektiğini düşündüm. Bazı eleştirmenler Moran ile aranızda bir "alt benlik" ilişkisi kurmaya başlamıştı. Hvet ama bu yanlış bir değerlendirme. Çünkü Jason daha çok genç. Sürekli gelişen ve çok geniş potansiyeli olan bir müzisyen İl Ia böyle bir iüşkikurmakgerekiyorsaomeğin McCoy Tyner'la John Coltrane, Duke Ellington'la Bılly Strayhorn, Charlie Parker'la DizzyGillespiearasındakurulabilir. Siz uzun süre "mbase" müzik akımının önemli temsilcilerinden biri oldunuz. Hiphop ile cazı ustaca kaynaştırdınız. "Mbase" müziğine zaman içinde neler oldu ? "Mbase"i oluşturan ekıp yaşlandı. 20'li yaşlarda paylaştığımız bazı şeylerden sonra, farklı müzikal doğrultularda yol aldık. Çoğumuz bir kolektif olarak paylaştığımız şeyleri, bu yolda da bir şekilde barındırdık. "Mbase" akımını terk ettiğimizi söylemek doğru olmaz. Belki farklı noktalara odaklandığımız, ama bu odaklanma ve açılım içinde eski birikimi barındırdığımız söylenebilir. Şimdi hepimizin ayrı projeleri var. Steve Coleman başta olmak üzere ortaya atılan müzikal ilkelerin yeniden tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Charlie Parker, Ornette Coleman, Wayne Esin Afşar Sanatçı En büyük hatanız nedir? Çok dakik olmak. Çünkü bu ülkede kimse randevusuna zamanmda gitmiyor. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Bir yakınını kaybetmek. Hayattaki en büyük keyfiniz nedir? Şarkı söylemek. En sevdiğiniz yazar kim? Bizden Yaşar Kemal, Orhan Pamuk.. Yabancılardan Umberto Eco. En sevdiğiniz film/ yönetmen? Fellıni ve Carlos Saura'yı çok severım. Son yıllarda sevrettiklerim arasında en Sizce en büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Dante ile Beatris, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun. Sizi en çök güldüren şey nedir? Beni en çok bu soru güldürüyor. Beğendiğiniz, takdir ettiğiniz siyasi karakter kim? (geçmişten de olabilir) Türkiye'den Atatürk harıç hayran olduğum bir polıtıkacı yok. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Kedi. Zaten Ankara Devlet Konservatuan'nda okıjrken hann sivam En çok yaşamak istediğiniz şehir? Çok yer gördüm, ama her şeye rağmen yine îstanbul. Sonra Paris. Güncel olaylar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Son zamanlarda sürekli üzülmekteyim. Çağrı kartlarında mavinin egemenliği r. Ünlü ressamlar maviyi çizmeden luk alınıyor denebilir. Postadan gelen ırtlarda yine mavinin şarkısı çalıyor. •ssam Ertuğrul Onalp'den mavi bir lam. Balıklarla söyleşiyor ressamımız. iç mavi birden fırçalarda hızını ımıyor kimi zaman. Sevgili okurlarım son günlerde aviye karşın karanlığa dönük olaylar ı var. Beni yüreklendiren kartlarınıza, ızel dileklerinize içten teşekkürlerimle ni mavilerde buluşmayı umut Shorter;müziğinizdehangisinden daha fazla iz bulmak mümkiin? Biri olmadan diğerinin olamayacağı bir bütün olarak görüyorum saydığınız isimleri. Hepsinin de iuerimde belli bir etkisi olduğunu söyleyebilirım. Bu isimlerın hepsi çıkmanız gereken basamaklar gibi ve benim hâlâ tırmanmam, öğrenmem gerekiyor. Cazmüziğinden olduğıı kadar oda müziğinden, Bartok ve Stravinsky'den, izlenimcilerden, Debussy ve Ravel'den de öğrenmeye çalışıyorum. Felsefe ve disiplin olarak da yeni düzeylere çıkmaya çalışıyorunı. Bütün bu kaynakları, öğrenmenin sınırsız evreninde geniş bir kütüphanegibidüşünebiliriz. Doğduğunuz yer olan St. Louis'e selanT gönderdiğiniz, son albümünüzdeki, "St. Louis Shoes"daki kaynağa bakacak olursak, ayakkabıları yeni kıyafeder takip edecek mi? (Gülerek) Evet St. Louis'deki çocukluğu j ma selam yollarken yoksulgünlerimi hatırlitdım. Bizim için o zamanlar ayakkabı çok önemli bi r kıyafetti. Gençtik ve paramız yolfr tu, cuma ve cumartesi akşamları biryeregideceğimiz zamanlar, eskı ayakkabılarımızı psujp* latmak için saatlerimizi harcardık. (îngilizce'deki "blues" ve "shoes" sözcüklerininyakınhklarına işaret ederek)St. Louis'in"blues"uyla ayakkabıları arasında böyle bir bağ varsanırım. Caz eleştirmenleri modern ya da avangard tarzınızı, içindeki swing ve blues eksiğiyle eleştiriyor. St. Louis göndermesiyle bu eleştiriyi karşılamayı mı düşündünüz ? Müziğin içindeki swing ve blues bu şekildö birölçüyevurularakyargılanmamalı.Geçmişi tekrar etmiyoruz, diye böyle bir eleştiri getirilmesi anlamsız. iyi bakıldığında müziğin.^ içindeki swing de, blues da yakalanabilir. Üç yıl önceki "Symbols of Light" albümünde farklı bir yöne gitmiş, yaylı dörtlüsüyle birlikte çalmıştınız. Altoda kimi tonların yaylı çalgılaradaha uygun düştüğü söylenebilir mi ? Orneğin Lee Konitz'in böyle bir tonu var, sizin tarzınız ise çok keskin kaçıyor. Evet çok doğru bir tespit. Belkı de bu yüzden tarzım, "sound"umveyaklaşımımlade: ğişik müzik türlerine uzanmaya çalışıyorum. Beklcntilerin gerçekleşmemesi... Belki de müziğin büyüsü burada. Orneğin John Coltrane, Philly Joe Jones ve Paul Chambers'ın, ya da Herbie Hancock, Ron Carter ve Tony Williams'ın bir araya gelişi de böyledir; genel beklentinin dışında bir şeyi açığa çıkarırlar. Bence dinleyici için de, müzisyen için de bir " meydan okuma" yaşanmalı. .J Son olarak, bazı eleştirmenler sizin tarzınızı anlatırken "piyano gibi saksofon çalıyor" tanımlamasını getiriyor. Cîençken en çok etkilendiğim müzisyenler piyanıstler oldu. Özellikle Bud Powell. Alto çalmaya başladığımda, Charlie Parker'dan çok onu taklit etmeye çalıştım. Altonun imkânlarını genişletmek derken de biraz bu piyano sımülasyonunu kastediyorum. Çünkü piyanoda, saksofondan farklı olarak, aynı anda birçok notaya basabiliyorsunuz. Ben de