22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 Çocukla yedi dakika Ne giyecek, ne yiyecek, nereye gidecek, hep ebeveynler karar veriyor... Bireysel Gelişim Uzmanı Nil Gün'e göre böyle bir yaklaşım, doğası karanfil olan bir çocuğu , zorla papatya yapmak. Oysa çocuğa dokunarak sevmek, onunla yedi dakika konuşmak, hem özgüveninin gelişmesini sağlıyor hem de sorumluluk duygusunun... Ayla Önder Çocuklara dair seminer anekdotları • Küçük bir çocuğıın dolapta bir sürü hapı görmesi son derece sakıncalıdır Annebabasınm oııları kullanma sıklığı çocuğun dıkkatini çeker. Başım ağrıyor, yut hapı. Uyuyamıyorum, yut hapı. Sakinleşmek için yııt hapı. Çocuklarımızın gözü önünde hap yuta yuta şıınu öğretiyoruz; Her şey için bir kolay çözüm var: Hap. Ondan sonra çocuğumuzun uyuşturucu hap aldığını duyunca panik oluyoru/. üysa hiçbir hap çözüm değildir. Sadece sorım veren duyguları yatıştırır. • TV'ler bugün çocuk eğitimine en büyük darbedir. Düşünün bir saat içinde 7 ceset ve 50 yaralı ile karşılaşıyor çocuk. Filmin kahramanı öldürüyor, yıkıyor, kırıyor ve başarıyor. Çocuk şiddeti öğreniyor. Reklamlarda sahte muduluklar dağıtılıyor. Bilmem ne kahvesi ya da kolası içersem çok mutlu olacağım diye şartlanıyor çocuk Mutluluğıın dışardan gelen bir şey olduğunu öğreniyor... • Minimum olarak insanlar günde 4 kez sarılırlarsa daha sağlıklı oluyorlar. Hıyolojik olarak bağışıkhk sistemleri daha iyi çalışıyor. îlk 6 yılı anne babasıyla geçiriyor çocuk. Çocuğun hayat hakkındaki düşünceleri, hayatı algılaması ilk 6 yaşta şekilleniyor. 06 yaş arası çocuğun damgalama, 612 yaş arası modelleme, 1213 ise sosyalleşme dönemi. Sarılma iki insan arasındaki en yakın ilişkidir. Şunu da sakın unutmayın. Çocuk gerçek sarılma ile formalite sarılma arasındaki farkın ayırdına çok iyi varıyor. S on zamanlarda bazı reklamlarda "dokunma' eylemine özellikle vıırgu yapılıyor. "Dokunmadan sevemezsin" ve "sevmek dokunmaktır"birbirinerakip ikitemizlik ürü nünün sloganı. Peki, ne derece hayata ge çiyorbufelsefegünlükhayatta. Izlediğim seminerindeetkisiyle,uzunsüredirtanıdığım bir anneyepat diye şunu sordum: "Çocuğuna hiç dokundun mu?" 12yaşında bir kızı vardı ve çocukla ilişkisi "otorite"yedayalıydı."Çocukkenkoynumuza alıyoruz, günde kaç kere emziriyoruz, çocuk o zaman zaten tadıyor dokunma duygusunu"diye yanıtverdi. Çocuğu şımartmamak gerekirdi ona göre. Sert olmak, yüzvermemek, çocuğun bazı "kötüolaylar"içinegirmesiniengellerdi. Kızıgeldi gözleriminönüne.Suskun, içine kapalıydı veaşırıunutkandı. Benişaşırtan.yaklaşık 5 yıldır çocuğuna hiç dokunmamıştı! Neden "dokunma" gündeme geldi şimdi? Atacan Koleji'nde " Dokunmanın mucizesi" diyeiladeedilebilecekyeni bir eğitim sisteminetanıkoldum. Okul yönetimi önce öğretmenleri eğitmiş, ardından bu eğitimi öğrencilerle sürdürmüştü. Hahanın belli günlerinde "Özsaygı", "Özgüven" ve "Özsorumluluk"derslerini alananaokuluveilköğretimöğrencilerinin,derslerindedaha fazla başarıgösterdiğini bizzat öğretmenleri söyliiyordu. Bu derslerin içeriği ailelere de bıldirılmiş fakat onlar tam olarak anlamakta zorlanmışlar. Sadece sabahları kendileri ne daha fazla sarılan bir uraklıklar ve yüksek nodar. Çocuklarındaki olumlu değişim karşısında etkilenen ebeveynler, okul yönetimini soru yağmuruna tutuncayönetim, bütün velilere 4 saatlik eğitim semineri vermeyi kararlaştırdı. HEYKELTIRAŞ ANNE BABALAR Kişisel Gelişim Uzmanı Gün'e göre dünyanın büyük çoğunluğu "heykeltraş" annebabalardanoluşuyor. "Çocuksahibi" deyiminde "sahibi" kelimesineözellikle vurgu yaparak eleştirmeyi de ihmal etmiyor: "Çocuğun 'sahibi' olduğumuz zaman onu, doyurulmamış beklentilerimiz, doyurulmamış hayallerimiz doğrultusundaşekillendiriyoruz.Negiymesine, yemesine, hangi seçimleri yapması gerektiğine, hangi okula gitmesine, hatta kiminle evleneceğine varana kadar herşeyi biz belirliyoru/.." Bu aniayışın çocuğun doğasmaaykırıolduğununaltını çiziyorGün. Çoğumuz heykeltraş anne babalar tarafından vetiştirildik. "Anamdan babamdan görduğumu yapanm" diyor birçok insan... İşte, "Self Esteem" adı verilen, "Butunsel Eğitim" olarak da anılan bu eğitim modelı, bu geleneği kırmayı hedetliyor... SADECE 7 DAKİKA Bir anne baba çocuğuna kaç kere sarılır. Sanlma nasıl bir duygudur? Nil Gün'e göre günde üç kere sanlmak çocuğu ruhsal açıdan doyuruyor. Aynı şekildekarşılıklı konuşmak daöyle. Her gün 7 dakika ayırarak onlarla konuşmak da son derece geliştirici. Fakat Gün, bu konuşmanın kalitesinedikkat çekiyor. "Çocukla konuşurken. 'Bu yemeği beğendinmi' şeklinde değil, 'Bu yemeğin nesini beğendin' diye sormak gerekiyor..Tatilin iyi geçti mi?' yerine, 'Tatilde en çok neden hoşlanÇocuğunu 7 dakika dinleyen, ona dokunan bir anne, özgüven aşılıyor demektir... dın'sorusuylaaçıklayıcıyanıt almaya çalışın. Hediye almışsanız'Bubluzun neyini beğendin diye sorun". Bir kreşte de bu tür sorular sorarak ve her gün 7 dakika doyurucu sohbet ger çeldeştiren kreşöğretmenleri, üçayınsonundabakmışlarkiçocuklardahasakin, daha ha/ırcevap! tşleven demir ışıldar! Çocukların içindeki potansiyeli ortaya çıkarmaya çalışmak yerine onları "Sen aptalsın", "Çok sakarsın" diye hakaret eden ebeveynlerin yanhş âavrnndığmı vurguluyorGün. Bir annenin, çocuk evden çıkarken "Hırkanıal" diye ısrar etmesinin tercümesini ise şöyle yapıyor: "Sen ne zaman üşüyeceğini ne zaman terleyeceğini bilmeyecek kadar yetersizsin!" Çocuğa hep hata yapacak gibi davranmanın doğaya aykırı olduğunu vurguluyor: "Oysa etrafınızabir bakın.Doğadan örnek alın. Kocaman çam ağacının tüm bilgisi o küçücük kozalakların içinde var." Nil Gün Amerika'da 20 bin uyuşturucu kullanan gencin ve ergenin üzerinde yapılan bir araştırmadan da söz ediyor. Bu araştırma için hazırlanmış soruların asıl amacı, "Annebabanızla iletişiminiz n sıl" sorusunayanıt aramak.Bu çerçevec hazırlanmış bir sorııda seçenekler şöyl "Ebeveynimizleçok yakınız","Yakıns yılırız", "Pek yakın değiliz", "Hiçyak değiliz." UYUŞTURUCU VEİLGİ Seçeneğin "Hiç yakın değilİ7" böl münü işaretleyenler, hayatm sıkıcı okl ğunıı düşünüyorlar. Etik değerlerı öneı semiyorljr. İyi bir eğitim a/cM/anna ina mıyorlar. Üniversiteyegitmekgibi bir ı yetleri yok. Her türlü uyuşturucu kull nan 20 bin gence sorulan bu sorularla o ların aileyapılarıda irdelenmiş. Anne b ba hayata ve aileye karşı öfkeli.kızgın • umursamaz davranıyorsa, çocuklarıı karşı son derece ilgisizlerse kullanıl; maddeeroinmiş. Kısacası çocuk yetiştirmek öyle kol. bir iş değil, önce sizin hayata bakış açını bir gozden geçirmeniz lazım... Sonra ye dakikayı küçümsememeniz ve çocuğun zugerçektendinlemeniz...Nedenbira ket yapıldığında sizin de çocuğunuz "eb veynimle çokyakınım" demesin...# Aylin Kotil Kalifiye mi, üniversite mezunu mu? B ir süredir gazeteleıde imam hatip liseleri Sorun u irdeleniyor. Ben bu meseleninaşikârolansiyasitarafından ziyade sistemin çelişkisine değinmek istiyorum. Meslek liselerini diğer liselerdenayıranen büyük özellik, lise çağına gelmiş olan bireyin meslek edinmesinisağlamakveliseöğrenimi bittikten sonra da onların iş hayatına atılmalarına yardımcı olmak. Bu okulları seçen öğrencilerin seçimlerini yaptıkları noktada zaten üniversite öğrenimini düşünmedilderi bilinen birgerçek. Ancak kendi okuduklan branşla ilgili yüksekokııl okumak isteyebilirler ki bu da en doğal hakları. Zaten herkes üniversitemezunu olmak zorunda değil ve meslek okulları da bu yüzden var. Ancak sistem ters işlediğinden tüm meslek lisesi öğrencileri kendilerini üniversite okumamecbııriyetindehisseder. rından da içimizde bu konuda sorun yaşamayanımızyoktur. Çocuklarımız için bir konuşma terapisti aramaya kalksak emin olıın ki bayağı derin bir araştırmaya girmemiz gerekir. Eğitim sistemimiz oturmadığı için bunun yansımalarını doğrudan ilgimiz olsun olmasın hepimiz günlük hayatımızda yaşıyoruz. Küçükyaştaki çocuklarımızın okul sonrası "Fransa bu tutumunu ne kadar sürdürür? Dünyadakf iki gücün etkisinden sıyrılmak isteyip bu pastada ben de varım demek ister mi? Türkiye'yi de içine alan Cezayir, Fas, Tunus'a uzanan bir bölgede hâkim güç olmak saatlerini bale, piyano, yüzme (hepsi bir arada) gibi aktivitelerle doldurup sıkılmalarına bilefırsat tanımayız ki bana göre bir çocuğun sıkılıp kendi kendineoyalanmayıdadeneyimlemesi lazım. Diğer yandan da birçok çocuğumuza temel eğitimi bile veremeyiz. Nice köy okullarının hatta şehirokullarınınöğretmen açığı devam ediyor. ( )rtamız yok, tıpkı herkesin üniversite mezunu olması uğruna kalifiye Gelgelelim ülkemizde kalifiye ve ara eleman eksikliği hat boyutta. Bir diş hekiminin yardımcısı, meslek lisesi ya da yüksek okul mezunu değil, küçüklüğünden beri yanında yetiştirmiş olduğu birisi. Ya da evimizegelen tesisatçı 'babadan' öğrendikleriylebozuklıık eleman ve ara iş kollarının hayat bulamaması gibi. Meslek lisesinde öğrenim görmeyi seçen öğrencininbiranöncemesleğindeuzmanlaşıp hayata atılmayı istemesi gerekirken neden ısrarla kendi meslek kolunun dışında bir üni versite eğitimi almak istediğini anlayabilmiş değilim. Burada bir tek imam hatip liselerinde öğrenim gören kız öğrencileri anlayabiliyorum çünkü kadm imam olmadığı için kendilerine başka bir meslek dalı arayabilirler. Ancak bu durumda da neden imam hatip lisesinde öğrenim görüyorlar ona cevapveremiyorum. Siyasilerimizden bu konularda daha farklı bir devlet adamı ciddiyeti sergilemelerini beklemek sanırım abartılı bir tutum olmaz. Suni vekendilerine göre buldukları çözüm yolları dışında tüm sistemi teoriden uzak günlük hayatta işlerlik kazandıracak hale getirmeleri ve sorunun bir sistem sorunıı olduğunu kavramak durumundalar. AKDENİZ BİRLİĞİ KURULAMAZ MI? 8 Mayıs akşamı Alman kanalında izlediğim haber programında CDU milletvekıllerinin sempatik olmayan konuşmalarını dinledir Bu toplulukta Türkiye'yi istemediklerini g yet iyi bildiğim halde bizzat duymak oldukı onurkırıcı idi. CSU Başkanı Stoiber'in Avr pa Parlamentosu seçimleri için Türkiye'n AB üyeliğinin reddini seçim kampanyasım ana konu yapacağını açıklaması da duydukl rımatuzbiberoldu. Bizimse bunları bile bile verdiğimiz tavizl J reisehiçdeğinmekistemiyorum. Almanya'nın AB'deki hâkimiyeti aşikâr. 1 ginç olansa bugüne kadar birbirinden nefr eden Fransa ve Almanya'nın aynı potada c ması. Tarihin izlerini ülkelerinbenliğinden s mek zordur. Almanya'nın bu hâkim gücüni, yanında Fransa'nın sessiz kalışı daha da ilgin Fransa bu tutumunu ne kadar sürdürü Dünyadaki iki gücün etkisinden sıyrılmak i teyip bu pastada ben de varım demek ister m Bu tutumunu sürdürmekten vazgeçerse b Akdeniz Bırliği kurmayı düşünür raıı.' 'l'ürk ye'yi de içine alan Cezayir, Fas, Tunus'a uz nan bir bölgede hâkim güç olmak ister mi? A uyesi ülkelerın halklan mutsuzolduğu için i iki büyük gücün karşısında varlık göstern arzusu baskın gelebileceğmden dünya fark oluşumlaragebekalabilir. I ürkiye'nindeb tür oluşabilecek yeni oluşumları göz önünc bulundurup jeopolitik konumunu çok iyi p zarlayıp farklı stratejılergeliştirmesigerekeb lir.»'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle