Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çanakkale kadar eski bir mahalle, Çay. Mahallenin sakinleri Romanlar. Yerleşik yaşamalarının tarihi tam 540 yıl ama onlar yine de yerleşmenin kurallarınauymuyorlar... Çay Mahallesi'nin koruma altına alınmasında bu tarihin de payı var. Çift kişilik yaylı yatak ile birlikte çift kişilik sandıklı lüks baza alana ister aynı ölçüde yatak başlıgı, ister çift işiiik spesiyal kaz tüyü \ y o r g a n , ister çitt kişiiik \ uyku seti hediye! ^ z YATAŞ 1 ÇayMaha Romanlarındır... îpek Yezdani H indistan'dan gelıp Romanya'ya gitmek üzere 540 yıl önce yola çıktılar. Anadolu'yu kendilerıne yol güzergâhı yaptılar. Çanakkale'den geçerken Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı Çimenlik Kalesi'nin inşaatında çalıştılar. Kale tamamlandıktan sonra ıse ortasından denİ2 geçen bu kenti beğenıp buraya yerleşmeye karar verdiler. Çanakkale kentinin kurucusu olan Romanlar, tam 540 yıl boyunca kalenın arkasında kurdukları Çay Mahallesi'nde, aynı dermeçatma evlerde yaşadılar. Mahalle, Yunanlı taş ustalarının ve demir ustası Romanlann izlenni taşıyan tarihi kalenin etrafındaki ışte bu evleriyle, aradan yüzyıllar geçtikten sonra da Turkiye'de sadecefiziksel değil, "sosyal ve kultürel dokusunun da korunması amacıyla " koruma altına alınan ilk yerleşim yen oldu. Çay, resmi adıyla Fevzı Paşa Mahallesi, mazgallarından sular akan dar sokaklan, rengârenk boyanmış evleri, kapılannın önüne atılmış kilimleri, kilımlerın üzerine oturmuş çekirdek çıtlayan esmer kadınları, sokak ortasında darbuka çalan bıçkın delıkanlılan ve el arabalarının üzerine çıkmış göbek atan çocuklanyla adeta Kusturica filmlerinden birkareyı anımsatıyor. Mahalledeki her ev başka bir renge boyanmış: Ortalık pembe, mavi, yeşıl, sarılardan geçilmiyor. Rengârenk evlerin içinde ise sadece kıyafetleri değil, kendileri de rengârenk olan insanlar yaşıyor. ANIYAŞAMAK... Kâşif Peary Eslumo rehberlerinden birine "Ne düşünmektesin?" diye sorduğunda, "Düşünmem gerekmiyor" diye cevap veriyor rehber, "Bol miktarda etim var çünkü." Geleceği düşünmeden, mevcut zamanı ve mekânı değerlendirerek yaşayan bir diğer topluluk da herhalde "Romanlar". Kendi deyimleriyle "Çanakkale'nın en guzel ve en fakır mahallesinde" yaşayan Romanlar, duru bir yaşam sürüyorlar, kazandıklarını aynı gun harcayarak, ellerındeki tüm parayı şaraba, muziğe ve eğlenceyeyatırarak... Paranın, karıyerin, işin, güzel evlerin, otomobillerin, beşyıldızlıotellerınbaşaramadığını, onlar sadece "yaşadıkları ana yatırım yaparak" başanyorlar Mahalledekilerle sohbetimiz önce" nerelisin" den başlıyor, sonra söz yaşam koşullarına geliyor ve sohbet gitgide kızışıyor, bir sure sonra her ağızdan ayrı bir laf çıkıyor. Altın dişli Roman kadınların konuşmalanyla, el arabalarının uzerinden "Benı çeksene" dıye seslenen çocukların bağırtıları, mahallenin ruhuna uygun bir şekılde birbirıne karışıp bir Roman ezgisi havasında kulağımıza çahnıyor. 'BENÎM ATALARIM BURALI' Kökenlerını sorduğumuz zaman hemen herkes "Ben Çanakkaleliyim, benim atalarım buralı" diye cevap veriyor. 50 yaşlarında bir kadın," Anam dababam da buralı ama burası eskiden daha güzeldi, şahaneydi. Şimdikanalizasyonubozuk, yağmur yağdığı zaman kanallardan sular taşıyor. Farelerden bize rahat kalmadı kızım " diyor. Altın bilezikleri güneşte parıldayan bir diğeri ise "Çanakkale'nin en güzel yeri burası ama kıymetı yok" diyehayıflanıyor. Neyle geçindiklerini soruyoruz. "Buradaki gençler hamalcı olur, arabacı olur, yazıhaneci olur" diye yanıtlıyorlar. "Ama çoğu müzisyen olur bunlarm, klarnet çalarlar"... Çay Mahallesi'nin en eski sakinlerinden Şakir Ak, kalenin dibindeki bırincı evde oturuyor " Bızım burada ev varken daha Barbaros Mahallesi'nde bıle ev yoktıı, Çanakkale'dekıtek mahalle burasıydı" diyor. 85 yaşındaki Hakkı Demirdöven, eski bir denızcı "Babam îlimiyeli'ydı, kendısı Rum'dur. Annem buralı, ben de Geliboluluyum" diyor. "Burayı seviyor musunuz" diye soruyoruz, "Buralarııyileştirseler, gu zelleştirseler çok güzel olur. Ah şurayı bir tertibe soksalar, nasıl olur biliyor musun sen ? " diye iç geçirıyor. "Pekineistiyorsunuz" diyoruz, "Öylebeşkatlıbina yaramaz bıze, en fazla iki kat olacak, bir apartmanda 45daireoldumukavgaederbizımkıler,ama2hane oldu mu şahane olur. Bir de buraları temızleseler..." diye karşılık veriyor. Osıradagelinigıriyorlafa: "Sen şimdi bu sokakları böyle pis görüyorsun ya, herkesin evine gıremezsin temızlikten, titizlıkten "... Demirdöven cümlesinı kaldığı yerden sürdurüyor: "Burayı devletinguzelleştırmesılazım.çunkübizde para yok. Buradakiler kazandığı parayla ekmeğını Çay Mahallesi tarihi surların kenarında yer alıyor. Şakir Ak mahallenin eskilerinden. (sağ alt) Fotoğraflar: STEFAN BLADH