Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SİNEMA 21MART2004/SAYI93' Şehir Gerillal "Duvara Karşı"nm Altın Ayı ödülünü aldığı Berlin Film Festivali'nde bir film, medyanm pek ilgisini çekmese de izleyicinin beğenisini kazandı. Adı "Şehir Gerillaları" olan filmin yönetmeni Neco Çelik de üçüncü kuşak bir Almancı. Çelik filminde hiphop'çu gençleri ve bir dostluk öyküsü anlatıyor. Neco Çelik Neco Çelik 1972 yıhnda Berlin'de doğdu. 1993'te Naunynritze Gençlik Merkezi'nde medya eğitmeni olarak çalışmaya başladı. Gençlerle birlikte sayısız proje geliştirdi. Thomas Arslan'ın "Kardeşler" filminde ilk oyunculuk denemesini yaptı. Martin Eigler'in "Freunde" filminin senaryosunu yönetmenle birlikte yazdı. 1998 yılında çektiği "36 m Konu" adlı kurmaca belgesel, ilk filmi oldu. Martina Priessner Berlin lli dördüncü Uluslararası Berlin Film Festivali'nin yankıları devam ediyor. Festivalin yarışma bölümünde Almanya'yı temsileden "Duvara Karşı" (FatihAkın) ve "Gece Şarkılarını Söyler" (Romuald Karmakar) adlı iki filmin yönetmenlerinin Alman kökenli olmaması, üstelik Fatih Akın'ın büyük ödül Altın Ayı'yı kazanması, tartışmaları daha da alevlendirdi. Festivalde gösterilen 400'e yakın filmin İçinde Türkiye'den tek bir yapımın dahi olmaması özellikle dikkatleri çekerken, medyanın göz ardı ettiği bir film, Berlin doğumlu genç yönetmen Neco Çelik'in ikinci uzun metrajlı çalışması "Şehir Gerillaları" idi. Oyuncıı olan arkadaşı Erhan Emre ile "36Pictures" yapım şirketinikuran Neco Çelik, projelerini "Biz Almanya'nın StevenSpielberg'iveTomCruise'uyuz" diyerek tanımlarken son derece ciddi. Bağımsız çalişan ikili, festivale katılan filmlerini, Erhan Emre'nin televizyon dizilerinden kazandığı paralarla biriktirebilmiş. Kazandıkları her kuruşu yeni projelere yatıran Kreuzbergli sinema âşıklan, alternatif bir yapım ağı kurmak istiyorlar. 1993 yılındanbuyana bir gençlikmerkezinde eğitmen olarak da çalişan Neco Çelik'in bugüne kadar çektiği kısa ve uzun metrajlı filmler ile belgesellerin tümü,Kreuzberg'ingöbeğinde,500metre çapındaki bir alanda gerçekleştirilmiş. Genç yönetmen, "tnsanları büyüleyen öyküler anlatabilmek için başka yerlere gitmemegerekyok" diyor. "Şehir Gerillaları" fikrinasıl doğdu? Öykii aslında çokbasit. Kendım de hip hop çevresinden geldiğimden, gençlerin sokaktakiyaşamlarıüzerinc bir film çekmek hep hayalimdi. Filmin öyküsü de gençlerle yaptığım çalışmalara dayanıyor. Gençlerin kavga dövüşten bıkıp, rap ve breakdance sanatına yöneldıklerine çoğu kez bizzat tanık oldum. Başka kaynaklara yönelip öykü bulmak yerine, mahallemde olan biten olaylardan esinlendim. Otobiyografık bir öykü mü? Hayır, daha çok çevremde gözlemledi E lara dayanıyor. Kendi yaşadıklarımla da bir bağlantısı var kuşkusuz. Ben eskıden daha çok bir graffiti sanatçısıydım, ama sokak çeteleri ve hıphop gibi olgular da bu kültürün bir parçası. Kimisi graffiti yapmaya karar veriyor, kimisi de çete kurup, kızlarahava atmak istiyor. Ben graffiti yapmaya karar verdim ve hoşuma da gitti. Neden hiphop camiasından ayrıldın? Benim için daha önemli olan farklı şeyler keşfettim ve bunlarm başında da sinema geliyordu. Filminde, Danger'i erkek sanan Kaspar ve onun dostluğunu kaybederim korkusuyla bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeyen Danger'in öyküsünü anlatıyorsun. Neden böylebir öykü? Gençkızların,erkeklertarafındankabul görmek için her türlü şeyi yapmaya hazırolduklarınıgözlemledim.Erkekler gibı konuşuyorlar, onlar gibi giyiniyorlar, onlar gibi davranıyorlar ve böylece müm kün olduğu kadar" cool" görünmek istiyorlar. Bir an geliyor ki aralarındaki cinsiyet farkı tamamen ortadan kalkıyor. Bu benim için acayip bir durumdu ve adeta bir şok etkisi yarattı. Ama "Şehir Gerillaları" dostluğun her şeye rağmen mümkün olduğunu gösteriyor! FUmin öyküsünü kurgularken deneyimlerini birebir aktarmadım. Danger genç bir erkek gibi giyinmiyor ya da kendini diğerlerine kabul ettirebilmek için onlar gibi davranmıyor. O,kendisi. Ama, ne zaman Kaspar'la tanışıyor ve çok iyi dost olabileceklerini anlıyor, işte o noktada arkadaşını kaybetmemek için gerçeği söylemekten korkuyor. Danger için Kaspar'ın dostluğu çok önemli ve onu kaybetnıek ıstemiyor. Aslında stratejik şekilde düşünülmüş bir plan değil bu. Orneğin Kaspar "Hadigelkıztavlamayagidelim" dediği zaman Danger bunu olgun birtavırla karşılıyor. Ama kız olduğunu hissettiren durumlar sıklaşıyor ve karmaşıkbir hale geliyor. Her şeye rağmen bunu da bir sorun olarak göstermek istemedim. Zaten sonuçta yanlış anlaşılma da büyük bir sorun yaratmadan tatlıya bağ kızıyor, kendisini kazıklanmış hissedıyor. Ama hayat da devam ediyor. Kahramanlarını yaratırken nasıl bir yolizledin? Filmi oluşturan öyküleri kısa bölümler halinde kâğıda dökmüştüm. Breakdance, DJ'ler, rap, graffiti, kısacası hip hop kültüriinü oluşturan bütün öğeler mevcuttu. Diyaloglar ise kabaca yazılmıştı. Bunları oyuncularm eline tutuşturup, "gerisi artıksizekahnış" dedim. Kısasüredeöykünün ruhunu kavradılar. Diyaloglar, mekânlar, her şey zaten çokyakından bildiklerişeylerdi. Mekânları nasıl buldunuz ? Mekânlann hepsini graffiti yaptığımız dönemden tanıyorduk. Zaten öyle uzun mesafeleri kat edecek gücümüz de yoktu. 15 kişilik bir ekiple arabasız oradan buraya gitmek sorun. Böylece bütün filmi, ça pı bin metre olan bir alan içinde çektık. Bazı mekânlar önceden kafamdaydı, ama yolda bazen bir anda karar verip, hesapta olmayan yerlerde de çekını yaptık. Ayrıca dıjital kamerayla sinema tormatında gö runtuler yakalayan harika bir kamerama nımızvardı. Oyuncuların çekimlerden önce filmden bir beklentisi var mıydı ? Kesınlikle yoktu. Herkes imece usulü çalıştı. "Neco'yabiriyilıkyapıyoruz", diye yaklaştılar. Filmin sinemalarda gösterileceğini kimse hayal etmiyordu. Çoğu, filmin çekildiğini bile unutmuştu. Ama çekimler sırasındaki hava da zalen boyleydi. " Neco, ne yapacaksak çabuk söyle, evde daha işim var" falan diyorlardı. Ben de, " şöyle sağa dön, böyle sola bak " diye komut veriyordum. Sonra da "hadi görüşürüz" diyeçekipgidiyorlardı. Gerçekten acayip bir durumdu. Ekip için duzenlediğimiz ilk gösterimde bu duyguyu çok iyi yakaladım.Birçoğu "Böyle bir şey çıkacağını bilseydik daha iyi asılırdık ışc" dıye hayıflandı. Zaten çekimlerı bitiıdikten sonra iki yıl hiçbir şey yapamadık. Postprodüksiyon için paramız yoktu. Araya "Alltag" (GünlükYaşam) girinceelinıiz biraz paralandı ve bunu da hemen" Şehir Gerillaları"na yatırdık. Film Uluslararası Berlin Film Festivali'nin "German Cinema" bölümünde gösterildi. Bunu bekliyor muydun ? Ben iflah ohnaz bir iyimserim. Filmle Cannes'abilegideceğimidüşünüyorum! (Gülüyor.) "ŞehirGerillaları" insanların hiç görmedikleri farklı bir Berlin'i anlatan hoş, sempatik bir film. Her şey iyi gidiyor aslında. Würzburg Film Festivali'nde bir seyirci ödülü de kazandık. "Alltag" ve "Şehir Gerillaları" ile birbirinden çok farklı iki film yaptın... Tarz bakımmdan gerçekten çok farklı Şehir Gerillaları, Danger ile Kaspar'ın dostluğunu anlatıyor... Danger ve Kaspar... X "> raffiti gruplarından atılan Danger ve 1 Kaspar tesadüfen bir araya gelerek, ^^l ölen bir spreyci arkadaşlannın anısına bir proje geliştirmek isterler. Ama Kaspar, Danger'in kız olduğunu anlamaz. Danger de bir şey söylemez... Breakdance delisi Bülent ve nişanlısı Pepsi'nin düğünleri yaklaşırken, damat adayının tek derdi breakdance yapmaktır. Pepsi "ya ben, ya dans" deyip rest çeker... Madlen'le birlikte bir plak şirketi kurup genç yeteneklere albüm yapmak isteyen Ozan, rapçileri ikna etmek için evinde bir parti yerir ve bütün kahramanlarımızın yolları burada kesişir... Graffiti resimleriyle doldurulmıış, duvarlar, baştan aşağı uçuk figurlerle spreylenmiş tren vagonları, ellerindeki dev teyplerden yayılan müzikle sokakları arşınlayan rapçiler, sokak köşelerinde kafaları üzerinde fırıldak gibi dönen breakdance'çiler: "Şehir Gerillalan" böylesi bir hip hop ve graffiti dünyasında yaşayan gençlerin öyküsü... lar. ürtakbır sinema dilinin olup olmad ğını bilemiyorum. tçımdcn geldiği gil çekıyorum filmlenmı ve bir çekmecey konmak istemiyorum. Filmlere çok farl htepkilergeldı.Birçokinsan"ŞehirG< rıllalan"nı daha çok beğendi." Alltag"".e ufak ayrıntısına kadar planlanmış bir pî« jeydi ve çekimlerde fazla doğaçlama ya[ ma şansımız yoktu. Oysa "Şehir Gerill; ları"nda tam anlamıyla bir anarşi eg( mendi. Filmi sempatik kılan da belki bı Almanyagaripbırülke."Şehir Gerillal; rı"na amatör bir çalışma diye bakıhyo yok kamera sallanıyormuş, güya oyuncı lukiyıdeğilmiş. "Alltag" iseprofesyone ce çekildi, allanıp pullandı ve bu yüzde de daha fazla ilgi gördü. Ben ise ikisini ortasını bulmak istıyorum ve bunu da yc ni projemde gerçekleştireceğim. Konusune? Sokak futbolu. Yeteneklerinı sokâ aralarmda harcayan, babalarının kendilt ri için öngördüğü şeyleri yapmak istemı yen futbolcular. Babalar, oğullarının m rede futbol oynayacağına karar veriyo mesela Alman milli takımına değil d Tiirkiye'de mılli takıma gırmeleri için jc; riyer yapünyorlar. Belli bir noktaya kadî geliyorlar, ama sonra kariyerleri bitiyorv tekrar sokak aralarında futbol oynamay devam ediyorlar... Bir futbolcu melodi; mı yapmak istiyorum. Berlinale'nin "Uluslararası Genç S nemacılarForumu"nda"StatusYo!"il hip hopu konu alan başka bir film dalı gösterildi. Burada hip hopçularla dazlal lar arasındaki çatışmalar anlatılıyor. Bö; lesi bir konu seni çekiyor mu ? Hip hopun özünde politık bir külti olduğu söylenemez. Hatta kanımca apc litik bir gençlik kültürü.Gerçi tek tükd olsa, politik mesajlar veren gençler yo değil. Ama bu kültüre asıl damgasını vı ran müzik, belli bir yaşam duygusu. Bell geçmişte farklıydı ama bugün artık toplı mun bütün kesimlerinden gençler hij hopa ilgi duyuyor. Bu kültürün çıkışın eşlikeden isyankâr tavır bugün artık b efsane olmaktan öte bir anlam taşnruyoı Sağcı gençlik kültürü Berlin'de hi hop canıiasında bir rol oynuyor mu ya d senin duvarın yıkılmasından sonra ne g bi gözlemlerin oldu? Krcuzberg'de sağcı gençlere hiç bula: madık. Böyle bir niyetımiz de olmadı hiı Berlin ın dığer ilçelerinde durum dah farklı olabilir. Onlar kendı semtlerinde; di, biz de kendi semtimizde. Duvarın y kılması hiçbir şey değiştirmedı. Fatih Akın'ın filmi "Duvara Karşı Altın Ayı Odülü'nü kazandı. Bu sencı filmleri ve yönetmenleri belli çekmecelı re sokmaya çalişan egemen anlayışta b değişikliğe yol açar mı ? Çekmeceler hâlâ mevcut. Türkiye kc kenli yönetmenlerden Türkler üzerin film yapması bekleniyor. Egemen anlay şın beklentisi bu. Etnik kökcn ya da kü t ür gibi olgular" Alltag" vc "Şehir Geri lalan"nda olduğu gibi öykünün dokı sunda belırleyici bir rolc sahip değilse, ir sanlar şaşırıyor. Ama bunu hep hesab katmak gerekıyor. Farklı öyküler anlatıh caktır kuşkusuz ve kimileri hayal kırıkl