02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

>1MART 2004 / SAYI939 YAŞAM '• I Bizleri aşk mahvedecek... ^i bir araştırma, yürek acısının yarattığı gerilimin insanı Sdürebileceğini ortaya koyuyor. Yolunda gitmeyen bir ilişki ise hasta :çliyor. Sık grip oluyorsanız ilişkiniz yolunda gitmiyor olabilir... ürek acısının yarattığı sızı hemen hemen hepimizin hiç de yabancısı olmadığı bir şey. Ancak bu sızının ucu neye varabilir? Kırık bir yürek, ezgilerdeki gibi, gerçekten de insanı öldürebilir mi? Dünya üzerindeki tüm kalp uzmanları, ölümcül olabilen kalp hastalığının bildiğimiz yağlı yemek, sigara vs nedenlerinin dışındaki bir noktaya dikkat çekiyorlar. Ruhbilimciler ve öteki bilim insanları ile kanıtlar da bunu destekliyor, yani yürek acısının yarattığı duygusal çöküş, kalp hastalıklan ve kimi başka rahatsızlıkları körükleyebiliyor.Dahası, yürek acısı kimi zaman ölüme bile neden olabiüyor. gerekir,"diyenruhbilimciEvansbudeğişikliklerin belli bir düzeni izlemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Evans, beynin ruhsal ve toplumsal değişkenleri kaydederdk merkezi sinir sistemi aracılığıyla tepki gösterdiğine ve belli hormonların salgılanmasına önayak olduğuna, bedenin kimyası$daki bu değişimin de bireyin ruh dururAı vesağhğınıetkıledığıne dikkat çekiyor. 't \ SORUNLUtLÎŞKİ:GRÎP Yürek acısı çekenler yalnızca kalple Ûgili sorunlar yaşamakla da kalmayıp, mide vebağırsakrahatsızlıklarındankassorunlarına uzanan çeşitli bozukluklara da y&kalanıyorlar. Evans'ın dahaönceyaptığı biraraştırma.ilişkilerindesorunlarıolap kişilerin soğuk algınlığı ve gribe daha duyarlı olduklarını, yani bağışıklık sisteminin belli bölümlerinde bir çöküş yaşandlğını ortaya koyuyor. Evans'ın stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerıni incelediği araştırma da kısa bir süreöncetamamlandı.Iki bin kişinin farklı duygusal koşullar altında incelendıği bu araştırmada stres ya da yoksunluğun bedendeki ımmunoglobulin A (IgA) düzeyleriyle ilintili olduğu ortaya kondu. Mikroplara karşı koruyucu etkisi olan bu antikorun duygusal yaşamları çalkantılı olan kişilerde duşuk olduğu görüldü. IgA düzeylerinin ölçülmesi şaşırtıcı bir biçimde, kimi ilişkilerin geleceği konusundabirkestirimdebulunmamızada yardımcı olabiliyor. Geçen yıl Amerika'da yapılan ruhbilimsel deneyler ilişkinin "niteliğinin", taraflardan herbırinin bağışıklık sistemi ya da hormon dengeleri gibi birtakım fizyolojikparametrelerlebelirlftnebileceğinigösteriyor. Eldeedilen bulgular hangi ilişkilerin daha uzun ömürlü olabileceği konusunda da kimi ipuçlan veriyor. Buna göre, kortizol gibi stresebağlı hormon düzeyleri daha yüksek olan kişilerin ilişkileri daha kısa ömürlü oluyor. Özellikle Batılı toplumlarda tanı konmamış çok sayıda kalp hastası var. Bunlar kimi zaman sona eren bir ilişkinin ardından yaşanan stresle fark ediliyor. Öyle ki, atalanmızın gönül işi zor iştir deyişi doğru olsa gerek. Buna bağlı olarak, tıkmnda giden ilişki birçoğumuz için daha sağlıkh biryaşamanlamınada geliyor. • The Guardian'dan çeviren: RİTAURGAN Y Enstitüsü uzmanlarından Martin Cowie, "Kırık bir yürek ölüme neden olabilir mi sorusuna basit bir yanıt vermek gerekiyorsa, bunun yanıtı görünüşe bakılırsa evet olacaktır," diyor ve bu yanıtının sonuçları yakında yayımlanacak, iki bin kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya dayandırdığına dikkat çekiyor. YAŞADÎKKAT! Bugüne dek yapılan tüm araştırmalar kalpleri kırılan insanlarda ölüm riskinin çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu araştırmalardan ilki 1969 yılında " British MedicalJournal" adlı dergide yayımlanan, yaşları 55 ya da üzerinde olan 4500 dul kadının dokuz yıl boyunca izlendikleri bir araştırmaydı. Söz konusu araştırmanın sonucunda sevdiklerinden ayrı kalan deneklerin ilk altı ay içindeki ölüm riskinin beklendiğinden yüzde 40 daha yüksek olduğu ve zamanla giderek azaldığma tanık olunmaktaydı. Bu kişilerde en yaygın görülen ölüm nedeninin kalp krizi olması, ölüme yol açan şeyin gerçekten de yürekle ilintili bir sorundan kaynaklandığını gözler önüne seriyordu. Bulgular kırık kalp öyküsüne destek veriyordu. 1996 yılında yayımlanan daha geniş kapsamlı bir araştırma da bir önceki sonuçları doğruladı. Yaşları 35 ile 84 arasında değişen bir buçuk milyon denek üzerinde yapılan bu araştırmada eşlerini yitiren kişilerin ölümriskininilk altı ay içinde yüzde20ile35 oranındayükseldiğigörüldü. Dahası, bu kişilerin kaza, şiddet ya da ÂŞIĞINHALLERİ... Âşık olmanın bedende birtakım fiziksel etkiler yarattığı ezelden beri bilinir. Kişi sevdiğini düşündüğünde ya da onunla göz göze geldiğinde kanındaki adrenalin düzeyi fırlar, gözbebekleri açılır, kalp atışları hızlanır, kan mide gibi yaşamsal olmayan organlara yönelir ve çok daha fazla terlemeye başlar. Âşık olmanın yarattığı etki gerçekte, kişinin söz gelişi gergin bir iş görüşmesinde yaşadığı, tipik bir " savaş ya da kaç" tepkisine özdeş bir etkidir. Ne var ki, aşkta hüsrana uğramanın da kendine özgü birtakım sonuçları vardır. Bu durumda bedenin temposu düşer, bağışıklık sistemi çöker ve bedeni saran stres hormonları kişiyi hastalıklı birine dönüştürür. Londra Imperial College kardiyologlarından ve Ulusal Kalp ve Akciğer alkole bağlı nedenlerle yaşamlarını yıtirme olasılığmın da yaklaşık yüzde 100 oranında bir artış gösterdiğine ve bu gibi durumlarda ölenlerin çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğuna da tanık olundu. King's College tıp ve sanat profesörlerinden Bran Hunvitz akut stres sonucunda kalp krızı ya da ritim bozukluklannın yaşanabileceğine, solunum güçlüğü ve çarpıntıya neden olan şiddetli ritım bozukluğunun ölüme yol açabileceğine dikkat çekiyor. Covvie de bu görüşe katılıyor ve " Kişi sevip bel bağladığı birini yitirdiğinde yaşamı altüst olur ve bir yığın sıkıntıyla karşılaşır. Bu sıkmtıların bir bölümü toplumsal ve nıhsal nedenlerden kaynak lanır. Sevdiğinin desteğinden yoksun kalan kişi bunalıma girer, kendini içkiye verir ve bu nedenle de başına bir kaza gelmesi ya da bir kavgaya tutuşması çok daha olağandır" diyor... Ruhsal bi r olayın, söz gelişi yürek acısının insanbedenininasıletkilediğihenüz tam olarak bilinmemekle birlikte, araştırmacılar bu sürecin son derece karmaşık olduğu görüşündebirleşiyorlar. "Ruhsal olayların kimi sağlık sorunlarıyla doğrudan bedene yansıması düşünülemez. Bedendebu süreci körükleyen aşamah birtakım değişiklikler meydana geliyor olmalı. Ruhsal rahatsızlığın bir türbağışıklık sistemi bozukluğu olarak bedene yansıması Ayrılık ya da yoksunluk kadınların yaşamını kısaltıyor... Dona Rosa'dan : adolar dinlediniz... rökçe fygun evcan )zdemir H asretin, umutsuz aşkların, ayrılıkların, acının müziği fado... Latince'de "kader" anlamına geliyor. Portekiz'in geleneksel müziğinin adı. Lizbon sokaklarında, salâş mekanlarda söylenen fado şarkıları, hayatın içinden acı dolu öyküler sunuyor. Her birinin birer öyküsü olan bu şarkılarda, hüzün kadar asilik de var.Bu yüzden de fado sanatçılannın (fadista) sesi, acı kadar gururu da barındırıyor... Portekizli ünlü fado sanatçısı Dona Ro ıdo sanatçısı ona Rosa tanbulluları lyüledi... sa, geçen hafta Beyoğlu Ses Konserleri kapsamında Türkiye'de ilk kez dinleyicilerle buluştu. Rosa'ya akordeonu ile Enzo Daversa, gitarı ilejoao Godinho eşlik etti. Dilenci bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Rosa, dört yaşında geçirdiği menenjit hastalığı sonucu görme duyusunu kaybetti. Rosa, Lizbon sokaklarında şarkı söyleyerek hayatını kazanırken, 2000 yılında dünya geleneksel müziğinde en iyilerin belirlendiği Womex'e katıldı. Buradakazandığı başarıyla daha hızlı yükselmeye başladı. Dona Rosa ile fado ve yaşamı üzerine konuştuk: Bize fadoyu anlatır mısınız ? Fadonun çok çeşitli biçimleri var, farklı tarzlarda söyleniyor. Bizim söylediğimiz daha çok özlemve hasret üzerine kurulu. Arap müziğinin etkilerini taşıyan fado, kaybolmuş denizcileri özleyenlerin, birbi rini sevip de kavuşamayanların, acı çekenlerin duygu yüklü müziğidir. Toplumun hangi kesimine hitap ediyor, herkes fado dinler mi Portekiz'de? Fado, ayırım gözetmeksizin herkese hitap eden bir müzik türü. Çünkü sadece ve tamamen duygularlailgili. Portekiz'defado kulüpleri vardır. însanlar o kulüplere gidip fado dinlerler. Kimi oturduğu yerden mırddanır şarkının sözlerini, kimi gitan kapıp söylemeye başlar, kimi dans eder. Herkes kendinden bir şeyler bulur fadoda. Fado söylerken 12 telli gitar dışında başka müzik aleti kullanıhyor mu? Eskiden daha çok piyano eşliğinde söylenirmiş. Şimdi daha çok 12 telli Portekiz gitarı kullanılıyor. Bu gitar sadece Portekiz'e özgü ve el yapımı. Sesiniz de hiiznii daha katmerliyor gibiydi... Çünkü fado hüzünlü, ses de öyle... Fadonun popüler müziğe yenilmemesini neye bağhyorsunuz? Fado söylemek zordur. Herkes fado söyleyemez ki. Ama popüler müzik öyle mi ? Her isteyen istediği şekilde söylüyor. Sanırım fadonun sırrı burada. Zaten bizim de popüler olmak gibi bir çaba ve kaygımız hiç olmadı. Ya şarkıların sözleri... Fado şarkılarının hepsi anonimdir. Yıllar önce yazılmış ve bugün hâlâ söylüyoruz. Her şarkının bir öyküsü vardır: Kocası denizde kaybolmuş kadınlar, umutsuz aşk yaşayanlar... Herkesin yaşayabileceği acılar, fado şarkılarında dile getirilir. Fado söylerken kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Size bu konuda tek bir şey söyleyeyim; fadoda kendimi buluyorum... Ük defa Tii rkiye'ye geldiniz. Seyircinin ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Buraya ilk defa geldik, ama çok sevdik. Seyircinin ilgisi bizi şaşırttı. Konser sırasında aldığımız elektrikten çok etkilendik.# îSSEgJSSKS»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle