Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet JACK NICHOLSON Sayfa 8 NORAH JONES Sayfa 16 KELİME KELİME BENNU GEREDE VE HÜSEYİN ÇAĞLAYAN Esra Başıbüyük Sayfa 3 Tasarımda Zeynep Fadıllıoğlu imzası Nilüfer Zengin eynep Fadıllıoğlu bır tasarımcı... "Eşdurumundan", lokanta dekorasyonlarıyla başladığı tasarım işini şimdi ekıbıyle birlıkte, her alanda sürdürüyor. Türkiye'de de pek çok evın tasarımında imzası olmasma karşın Ingıltere'dedahafazlabilinen birısim. îngiltere'dekı Andrew Martin, House&Garden gibı onemh ve ağırlığı olan ıç mımarı ve dekorasyon dergilerinden öduller almış. Bu odüllerden birçoğumuzun haberı yok. Son olarak da eşi Metin Fadılhoğlu'nun Londra'da açtığı Chıntimani adlı lokantanın tasarımı London Town tarafından 2003 'ün en iyi üçüncü tasarımı olarak ilanedildi Fadıllıoğlu'yla tasarımcılık, ödüller ve yaşamı üzerınekonuştuk. Zeynep Fadıllıoğlu, Türkiye'den çok İngîltere'de tanınan bir mekân tasarımcısı. İstanbul'da pek çok gece kulübünün, restoranın tasarımı ona ait. ZF Design adlı şirketiyle yalnızca restoran değil, ev ve ofis tasarımları da yapan Fadıllıoğlu tasarımın Oscar'ı olarak görülebilecek Andrew Martin En İyi İç Tasarımcı Ödülü'nü aldı. Z Basında hep ailenizle anılıvorsunuz... Biraz ailenizden söz eder misiniz? Babamın büyük babası.SalihBosna, Bosna'dan Adana'ya göç etmış. Bosna Dokuma Fabrikası'nı kurmuş, Türkiye'nin ilk sanayicilerinden... Annemin büyük babası da Bosna'dan gelmiş, Bursa'ya yerleşmiş ve orada ipek fabrikası kurmuş. Anne tarafım antika koleksiyoncusu, annemin büyük babası ince şeylere çok meraklı bir adammış. Bıraktığı eşyalardan tanıdım onu .. Evımizin içinde çok ciddi antikalar vardı ama bunlar daha ziyade Avrupa kökenliydi. Son derece Atatürkçü, medeni bir aile. Belki bu durum, bendekendi kültürümüze merakı geliştirdi. Rıfat'ın (Özbek) babası olan eniştemin ailesiyse, Abdülhak Hamid soyundan. Onlarda daha ziyade Osmanlı parçaları vardı. Daha sıcak gelıyordu bana... Derken, 1617 yaşlarında çağdaş Türk resmi toplamaya başla dım tlk olarak, kanserderneğınden birNuriIyem resmi aldım. Resme olan bu ciddi ilgiden tasarıma geçiş nasıl oldu ? Çoğu zamanımı bitpazarında geçirirdim, yüzük yapmak için küçük parçalar toplardım. Sonradan taş merakım çıktı. Bahçeyetaşlarkoyardım... Ozamanbunlarla.birkaçyabancı ve kuçük bir Türk kide dışında kımse ilgılenmezdi. Bıtpazarı kültürüyle ıç içeydim ve ilk defa profesyonel olarak evimi yaptığımda, evim bu topladığım eşyalarla doluydu. Gelen insanlar şaşırıyordu. Eşyalar tanıdıktı ama bir araya gelişi ilginçti. Yaptığınız işlerde Osmanlı etkisinden söz ediliyor hep... Sizi, aileniz dışında, bu etkilenmeye taşıyan şeylerneler? Kendi kültürümüzden ne kadar kopuk olduğumuzu okulda anladım. Ingiltere'de önemli bazı evlerde Iznik tabaklan gördüm. Tanıdık geldi, ama ne olduğunu bilmiyordum. Bizim yalıda da mesela bleublanc takımlan vardı, ama Iznik yoktu. Çok utanmıştım... Sonraîznikçalıştım ve Metin'le beraber, ilk paralarımızla Iznik aldık. Iznik sergisi yapılmamıştı daha; îbrahim Paşa'da îznik sergisi yapılmamıştı, daha... Türkiye'de yoktu pek, yurtdışındaki Ermeni ailelerde falan vardı. Bir tabloya bakışım farklılaştı. Dedemin evinde Abdülhak Hamid'in piyanosunun yanında çift taraflı bir piyano vardı mesela... OnnoTunç'laiddiayagirmiştik... "Olamaz" demişti bana. Gördükten sonra "Garo'ylakarşdıklı çalacağız" derdi. Böyleçokbiricikparçaların içinde büyüdüm. Bunlar baktığımı gormemı sağladı. Okula gidince de her §ey daha yerine oturdu. Devamı9 say/ada ÜLKUGİRAY'LAKULÜP55 | PAPYE MAŞE | DİJİTAL DÜNYA | SATRANÇ | BRİÇ | ANKET DEFTERİ | MODA , SOFRA | MEKÂN Bir 'dava'dan daha fazlası 16 Mart 1978'in üzerinden 26 yıl geçti. 7 öğrencinin öldüğü, 50 öğrencinin yaralandığı katliamla ilgili dava hâlâ sürüyor. Davanın sanıkları ve tanıkları ise Türkiye'nin gündeminden düşmüyor... Berat Günçıkan Sayfa 5 İnsana ait tek mekân Bugüne kadar gördüğümüz bedenlere ne kadar çıplak, ne kadar bir mekân olarak bakabildik? "Çıplak" 1945 sonrası "nü'ierini izleyiciye sunuyor... özlemAJtunok Sayfaö Dans: Bedenle tanışma hali Dans ve teknoloji... 6. Uluslararası Çağdaş Dans Festivali, bu iki konuyu ve birbirleriyle ilişkisini tartışıyor. Melike Sümertaş Sayfa 7