Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ŞUBAT 2004 / SAYI933 BARIŞ 3 Hayatın bittiği yer.. Cesinlikle insanlık dışı ve kabul edilemez olan duvar, Filistinlileri adeta "açık bir :ezaevi"ne kapatıyor, bunun yanı sıra insanları birbirinden de ayırıyor. İsrailli barış aktivisti Uri Avnery İ srailli barış aktivisti Avnery, 1923 yılında Almanya'da Vestfalya'da dünyaya geldi. Dedesi Joseph Esterman, küçük bir Yahudi cemaatinde öğretmenlik yapıyordu. Aıle sıkı bir Alman kültürü ile yoğrulmuştu. Müzik düşkünü olan babası, Brahms ve Beethoven hayranıydı. Wagner'in Nurnberg'li Usta Şarkıcılar en sevdiği parçaydı. Evlerinde klasık Alman edebiyatını temsil eden tek bir kitap eksik değildi. Uri, 15'ine basmadan bu kitaplann hepsinı hatmetmişti. Goethe'nin 500 sayfalık Faust'unun iki bölümünü de ezbere okuyabiliyordu. 1913'te Uri'nin annesiyle evlenirken, düğünden önce Faust'un ilk bölümünü ezberlemesi için elinden geleni yapmıştı. Babası bir siyonistti. Düğününde Filistin topraklanna onun adına bir ağaç dıkilmişti armağan olarak. Ağaç onu öylesine heyecanlandırmıştı ki... Bir gün o topraklara gitmeyi ise hayal bile etmemişti. Siyonistler, o yıllarda Alman toplumu içinde çok küçük bir azınhktılar, ilk Siyonist kongre toplandığında Uri 9 yaşındaydı. Genç bir Alman avukat babasına "Sizin gibi Yahudilere artık burada ihtiyaç yok" dedi günün birinde. Naziler yükselişe geçmeye başlamıştı. Aile Almanya'yı terk etmeye karar verdi. Başlangıçta Finlandiya ya da Filipinler'e gitmeyi düşündüler ama, Siyonist duygular onları Filistin'e yöneltti. Uri, 15 yaşındayken, sağ eğilimli yeraltı örgütü Irgun Zvai Leumi'ye katıldı. Ancak üç yıl sonra "Arap karşıtı ve gerici" bulduğu örgütten ayrıldı. ilk gazetecilik deneyimini 1946'da çıkardığı "Genç Filistin" adlı dergiyle yaşadı. Yahudilerden inanılmaz bir tepkı aldı. Çünkü o, Yahudilerin Arapların doğal müttefiki olmasını savunuyordu. Savaş başlayınca orduya katıldı ve "Samson'un Duvisrm yapımıria NlsaA 2002'de başlandı... pek fezdani O rtadoğu tarihine "Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ile yüz yüze görüşen ilk îsrailli" olarakgeçeneskilsrailmilletvekili, ÎsrailFilistin Barışı Için Israil Konseyi ile Banş Bloku 'nun kurucu üyesi, gazeteciyazar Uri. Avnery Istanbul'daydı. " Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu" tarafından düzenlenen "Savaşsız Bir Dünya îçin Uluslararası Buluşma"ya katılan Avnery ile Israil Başbakanı Şaron'un ördüğü duvankonuştuk tsrailFilistin barışı için birçok önemli adıtn attınız. Sizce bu anlaşmazhğın giderilememesinin temel nedenleri nelerdir? ÎsrailFilistin anlaşmazhğı dünyanın en karmaşık ve en uzun süren çatışmalarından biri. Ancak çözümü de bir o kadar basit: Israil'in işgali kaldırması ve bağımsız bir Filistin devletinin varhğını kabul etmesi. 1948'de Israil devletinin kurulmasının ardından o zamanki Filistin topraklarının yüzde 78'i Israil'e, yüzde 22 'si Filistin'e ait oldu. Ancak şimdi, Şaron bu toprakların da yarısını istiyor. Bu Filistinliler açısından kesinlikle kabul edilemez bir durum. Şaron hükümeti tarafından Filistin topraklarının etrafında inşa edilen duvar, Filistinlilerin hayatını nasıl etkiliyor? Kesinlikle insanlık dışı ve kabul edilemez olan bu duvar, Filistinlileri adeta " açık bir cezaevi"ne kapatıyor ve insanları birbirinden de ayırıyor. Düşünsenizebir, şu an "Son aylarda bfr general, iki albay, beş yüzbaşı işgal bölgesinde çarpışmayı reddetti. Orduyu terk edenler bile var." da duvarın kısmen örüldüğü Kalkilya kentinde, evleri duvarın bir tarafında, bahçe ve topraklan ise duvarın diğer tarafında kalmış olan köylüler bulunuyor. Okulları, hastaneleri duvarın dışında bırakılmış kasabalar var. Bu duvar sadece ÎsrailFilistin topraklarınıbölmeklekalmıyor, Filistin topraklarını da kendi içinde birçok yerleşim bölgesine bölüyor. Yani Filistin toprakları, bu duvarla birçok kuçük bölgeye ayrılıyor ve bu bölgeler de Yahudi yerleşim birimlerince çevreleniyor. Filistinlilere kendi hakları olan yüzde 22'yi verip banşyapılmasını istiyoruz, ancak Şaron, ördüğü duvarla Filistin'e sadece yüzde 11 'i bırakmak niyetinde, asıl sorun da buradan kaynaklanıyor. Duvara ve Şaron'un işgal politikalanna karşı muhalefet ne durumda ? Israil'de Şaron'un saldırgan politıkalarına karşı hem ordu içinde, hem de ordu dışında muhalif sesler gitgide çoğalıyor. Örneğin, gençler arasında işgal bölgelerinde askerlikyapmayı reddedenlerin sayısı 600'ü buldu. Son aylarda Hava Kuvvetleri'nden bir general, iki albay, beş yüzbaşı, ordunun en elit bölümünden rütbeli insanlar, işgal bölgesinde çarpışmayı reddettiler. En son yine rütbeli bir asker 'Israil'in Filistin topraklarında yaptıklarının Nazi politikalarına benzediğini' söyleyerek orduyu terk etti. Duvar karşıtıçoksayıdagösteriyapıldı.hâlâda yapılıyor. Hatta iki hafta önce Israillibir sivil, bu gösterilerde tsrailli bir asker tarafından vurularak öldürüldü. Yani Israil'de işgale ve Yahudi yerleşim birimlerine karşı sayısı giderek artan bir muhalefet kesimi var. Bizler, yani benim gibi "Laik bir devlet özlemi içinde olan banş akti vistleri", bu işgalin derhal son bulması, bağımsız Filistin devletinin tanınması ve Arap dünyasıyla barış içinde yaşayan laik bir Israil devleti için mücadele ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki banş, saldırganlıkla veya askeri güçlerle değil, ancak barışçıl politikalarla sağlanabilir. Ancak îsrail'de halkın çoğunluğu Şaron'u destekliyor... Evet, bu doğru. Eski başbakanımız Ehud Barak, Filistin lideri Arafat'la Camp David'de görüşmeye gittiğinde, oradaki barış görüşmeleribaşarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü Barak'ın önerdiği koşullar, Filistinlilerin istediklerinden daha azdı. Barak, bu görüşmeden sonra barış çabalarınadevamedeceği yerde "Filistinlilerbarış istemiyor, Israil devletinin çökmesini istiyorlar"dedi. insanlar da"Eğer barış imkânsızsa, o zaman biz de Şaron'u seçeriz" diye düşündüler, çünkü Şaron tüm hayatı boyunca Araplarla kavga etti. Ama bu demek değil ki Israilliler Şaron'un işgal planlarını kabul etti. Şaron duvan örerken, "Bu duvarbarış ve güvenlik için " dediği için destek gördü. Ama artıklsrail'dehalkŞarondadahil olmak üzere tüm politikacılardan bıkmış durumda. Özellikle son dönemde Şaron'un adı çok büyük bir yolsuzluk olayına karıştı, o yüzden desteği de gitgide azalıyor. insanlar artık gerçekten banş istiyor ve barış için çok sayıda taviz vermeye de hazırlar. Ama sorun şu ki, barışın mümkün olduğuna inanmıyorlar. Görevimiz, onlara Filistinlilerin de barış istediğini ve bu barışı Filistin'in gerçek lideri olan Arafat'la yapmamız gerektiğini anlatmak. Filistinliler'in hayatını zorlaştıran şeylerin başında ne geliyor? Filistin halkına cezaevi hayatı yaşatan "kontrol noktalan." Filistin toprakları içinde yaklaşık 100 kontrol noktası var ve insanlar bu kontrol noktalan yuzünden hayatlarından bezmiş durumdalar. Örneğin, El Halil kentinden Kudüs'e gitmek normalde yarım saat sürüyorsa, bu kontrol noktalan yuzünden 78 saat sürüyor. Çünkü arada sekiz tane kontrol noktası var ve birinden diğerine aynı araçla geçemiyorsunuz. Sürekli araç değiştirmek zorundasınız. Yağmur, çamur fark etmez, otobanda aracınızdan inip başka araç bulmak zorundasınız. Acil hastalar, yaşhlar ve hamile kadınlar kontrol noktaları yuzünden hayatlarını bile kaybedebüirler. insanlar köylerinden hareket edemiyorlar, birçok yerde ekonomik hayat çökmüş durumda. Zaten Filistin'de yüzde 6070 oranında issizlik var. Ve eöer bir an önce Avnery Almanya doğumlu, tsrail'de yaşıyor. Tilkileri" komando timinin üyesi oldu. iki kez yaralandı. Yazar, gazeteci ve banşçı Avnery'nin çizgisi yarım asırdır hep muhalefette kalmak oldu. O artık Filistin devletini savunan bir Israilliydi. Haaretz gazetesinde editörlüğe başladı, ancak hükümetin politikasına zıt düşen yazıları engellenince istifa etti. Daha sonra Haolam Hazeh dergisinı yayımlamaya başladı. Dergi, Israil gizli servisince "Bir numaralı halk düşmanı" ilan edildi. Kezlerce saldırıya uğradı, matbaası bombalandı. Avnery 1975 yılında da bir suikast girişiminden kurtuldu. 1965 yılında Israil hükümeti baskıcı basın yasalan çıkannca Avnery "Dinle devlet işlerinin ayrılmasını ve bağımsız Filistin devletini savunan bir parti kurdu ve üç dönem Israil Parlamentosu'nda milletvekillıği yaptı. ARAFAT'LA BULUŞMA... Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) önderliği ile temas kuran ilk Isralli Avnery'ydi. 1982 yıhnda abluka altındaki Beyrut'a girdi ve Yaser Arafat ile de yüz yüze görüştü. Israil yönetimini barışa zorlamak için Araplarla birlikte dönemin başbakanı lzak Rabin'ın evinin önünde çadır kurdu ve 45 gün süreyle eylemini sürdürdü. Sorunu kıtaplarıyla da dile getiren Avnery, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde bir Filistin devleti kurulmasını, türrı FüistvnU v\it\ıklvAatw\ salıverilmesini, tüm yeni yerleşim birimlerinin yıkılarak bu toprakların Filistinli sahıplerine iade edilmesini ve Kudüs'ün her iki devletin ortak başkentı olmasını savunuyor. Hitler'den kaçan bir aileden gelme olduğunu hiç unutmuyor ve şöyle diyor: Çok eskiden söylenmiş bilgece bir söze göre hareket ediyoruz: Karanlığa lanet okuyacağına, bir mum yak. Arkadaşlarımızla birlikte, barış hareketi içinde bulunan her iki taraftan binlerce kişi, birlikte pek çok mum yaktık. Avnery Ma'ariv Israil'de yaşıyor ve Ma'ariv aazetesındeki kösesinden fikirlerini vazmaya devam DUVAR: Açık cezaevi înşaat çalışmaları Nisan 2002'de Nablus kenti yalunlartndaki Kfar Salem köyünden başladı. Duvar, Batı Şeria ile Gazze arasındaki bağlantıyı tümüyle koparıyor. Tel Aviv'in kuzeydoğusundan başlayan 8 metre yüksekliğindeki duvarın toplam uzunluğu 650 kilometreyi aşacak. Duvar, bazı noktalarda Batı Şeria'nın 20 km. içlerine kadar uzamyor. Bu da Filistinlilerin kendi tarlalarına, su kaynaklarına, işyerlerine ve sağlık hizmetlerine ulaşımlarını önlüyor. Duvarın baştan başa çevrelediği kentlerden biri olan Kalkilya'da 600'den fazla dükkân kapatümış. Duvar yuzünden çiftçilerin topraklarının yüzde 45'ine el konmuş... Kalkilya Belediye Başkanı Maruf Zehran duvarın hayatlarını nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: "Biz komşulanmız Israillilerle açık ilişki içinde olmak istiyoruz. Ortak iş yapabilmek, birbirimizle ilişki kurabilmek istiyoruz. Ancak şimdi kente hiçbir şekilde giriş yok. Kent, 14 kilometre boyunca uzanan, 8 metre yüksekliğindeki duvarla çevriliyor. Hiçbir girişçıkış yok. Kent çevresindeki bize ait 32 köyle iletişim bile kuramıyoruz. Kent dışına çıkmamıza izin verilmiyor." Dikenli teller, elektronik alarm sistemiyle donanmış duvarın genişliği birçok yerde 6070 metreye ulaşıyor. Çalışmalar bir yıldır çok hızlı biçimde yürütülüyor, 500 buldozer aynı anda çalıştırılıyor.