22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 ALIŞVERİŞ Umuda yolculuk Umut Çocukları Derneği, Türkiye'nin sokak çocuklarını hayata kazandırmak için sürdürdüğü çalışma kapsamında, "Umut Çocuklan Ajandası 2004"ü hazırladı. Ajandadan elde edilecek gelirler vakıf kapsamında kullanılacak. www.umutcocuklari.org.tr ST. PETERSBURG'DAN MOSKOVA'YA Su üzerinde seyahat Marks& Spencer'da indirim Marks&Spencer mağazalarında geleneksel kış indirimi başladı. Yüzde 50'ye varan indirimden yararlanmak isteyenlere kredi kattına dört taksit imkânı sunuluyor. "Akıllı" kayakgiysisi Kayak giyim markalarından Spyder'ın yeni koleksiyonunda kullanılan vücut ile giysi arasındaki sıcaklığı dengeleyen ultra ince kumaş, su geçirmezlik ve terletmeme özelliğine sahip. Kumaş, mont, pantolon ve salopetlerde kullanılmış. Spyder ürünlerini, spor ürünlerini satan mağazalarda bulmak mümkün. \ Emin M. Çizmeci orki, Lenin'in ölümünden sonra yazdığı kitapta devrimin liderinin şöyle dediğinden söz ediyor:" Ve ben Rusya'yı ne kadar az tamyorum. Tanıdığım yerler Simbrisk, Kazan, Petersburg,Meenfa...Iştehepsibu kadar..." Gerçekten Rusya gibi devasa bir ülkeyi tanımak yıllar alır. Ama yine de bir yerlerden başlamak gerekir... St. Petersburg için Dostoyevski, "Dünyanın en düşsel ve en yeni tasarlanmış kenti" der. Kent ve çevresi ayrıca UNESCO "Dünya Mirası Listesi" kapsamındaki yerlerden biri. Tüm Rus devrimlerine şahitlik yapmış olan Neva Nehri ve Fin Körfezi kıyısındakikentil.Petro 1703'te kurmaya başlamış. Kurulma aşamasında diğer bölgelerdengetirilmiş binlerce işçi soğuğa dayanamayıp hayatlarını kaybetmiş. Şehrin bir anlamda kan üstünde kurulduğu söyleniyor. Şehrin planlanmasında ve yerleşiminde Batılı Avrupa ülkelerinin katkısı çok. Sovyet Devrimi'nde Leningrad olan ismi, referandum sonucu eski haline dönüştürülmüş. Sovyet rejimi 1954 yılında dünyanın en derin metrosunukentekazandırırken, dini yerlerin üçte ikisi yok edilmiş. Dini merkezlerin kullanım amaçları değiştirilerek dinlence yerlerine çevrilmiş. Sovyet rejimi sonra Genç Herry Herry, pileli mini etekler ve düşük bel pantolonlarla, spor giysilerden oluşan genç bir koleksiyon hazırlamış. Koleksiyondaki giysiler yüzde 50 indirim kampanyasına girdi. Herry mağazalan Nişantaşı ve Bakırköy'de. G Babalarveoğullar Mithat Selection, babaoğul temasıyla hazırladığı koleksiyonunda, spor kabanlar, fermuarlı cepler, çıtçıt ya da fermuarla takıp çıkartılabilen kürk ve kadife yakalar dikkat çekiyor. Koleksiyonda, fazla seyahat eden işadamları için buruşmayan kumaştan yapılmış takım elbiseler bulunuyor. sında ise St. Petersburg'da 100 kadar olan Lenin heykellerinin sayısı 20'ye kadar düşmüş. Oldukça ilginç bir hesaplaşmadeğilmi? îstatistiklere göre yılda sadece 60 gün güneşli. Petro iç açsın diye binaların renklerini açık renklerden seçmiş. Neva 'nın ekimden sonra donduğu, bu durumun nisana kadar devam ettiği de söylenenler arasmda. Zor iklim koşulları yolların sık sık bozulmasına neden olurmuş. Gogol, "Rusya'da iki büyük problem var demiş, biri yollar, diğeri Rus delileri". Kuzeyin Venedik'i denilen, kanalları üzerinde 400'den fazla köprüsü bulunan bu şehirde asiller için yapılmış200 kadar saray, yerleşim yeri var: Fıskıyeler sarayı olarak tanımlanan Peterhof, şehrin 30 kilometre dışında. Puşkin kasabası ve yazlık saray apayrı bir şaşaanın göstergesi. Romanov ihtişamını buralarda doyasıya yaşıyorsunuz. St. Petersburg'un merkezindeki eski Kışlık Saray, bugünün ünlü Hermitage Müzesi. Müze kurma fikrini 2. Katerina'yaVoltairevermiş.tkili arasındaki bu sıkı dostluk, Katerina'nın Voltaire'nin "Kanunların Ruhu" kitabını başucu kitabı yapmasına kadar vanr. Katerina, aklı başında olan bütün kralların cebinden bu kitabı eksik etmemeleri gereğinibelirtmiş. Entelektüel seviyesi çok yüksek Romanov sülalesi müzeyi zenginleştirmek için büyük çaba harcamış. Üç milyon parça eserin olduğu müzeyi dolaşmak için 25 kilometre yürümek gerekiyor. Daha neler yok ki St. Petersburg'da, soğan kubbeli Ortodoks kilise ve manastırlar, muhteşem binalar, heykeller, parklar... Ve tabii ki şehrin kalbinin attığı ünlü Nevsky Prospekt Bulvarı. SUYOK Şehirden ayrılma vakti geldiğinde, Moskova'ya uzanan su yolu üzerindeki yolculuğa başhyoruz. Nehirler, göller, kanallar, aktarma havuzları üzerinde yol alan, çoğu zaman sağınızı, solunuzu çok yakından görebildiğiniz, saatte or talama 26 kilometre hızla giden bir otel, lokanta, seyir mekânı, aktivite alanı konumundaki nehir gemisi tam bir keyif mekânı. Nehir gemisinin adı bildik bir isim, Lenin. St. Petersburg'dan ayrıldıktan sonra bir süre Neva Nehri üzerinde seyrediyorsunuz. Valaam Adası'na gitmek için Avrupa'nın en büyükgölü Ladoga'dan geçiyorsunuz. Gölün suyueliniziuzun süre tutamayacağınız kadar soğuk. Adaysa dini yapılanmanın olduğu tam bir doğa cenneti. Aroma kokulu oksijen soluyorsunuz. Svır Nehri ve Mandroga geçildikten sonra Onega Gölü'ne giriliyor. Gölün kuzeyinde ünlü Kizhi Adası veTahta Mimari Açık Hava Miızesi bulunuyor. Yer UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nin kapsamında. St. PetersburgMoskova arasındaki nehir yolu ikl bln kilometre. Yol boyunca birkaç yüzyılın Içinden geçiyorsunuz, tabii ki tarihi yapılar aracılığı ile... Birkaç isim de yolculuğunuza eşlik ediyor, Petro, Katerina, Romanov'lar, Puşkin ve elbette Lenin... Çam ağacından 1714'lerde yapılmış yazlık/kışlık kiliseler, eski orijinal Rus evleri arasında toprak patika yollardan yürümek epey keyifli. Petrozavodsk Kuzeybatı Rusya'da orta büyüklükte bir kent. Onuda Petro kurmuş. 1770'lerde Isveç ve Türklere karşı yapılan savaşlarda kullanılan silahların büyük kısmı burada üretilmiş. Ortalama sıcaklığın yazm 15, kışm 25 derece olduğu bu yörelerde halk arasında özellikle soğuk için hoş söylemler var: "Yaz nedir? Yaz, az kar yağan zamandır". Su yolu üzerindeki yolculuğun kaptana göre en zor geçişi olan VolgaBaltık Kanalı üzerinde Beyaz Gölü'ne (BeloyaLake)geçerekyola devam ediliyor. Gorits yerleşimi ünlü Kikilo Belozersky Manastırı (Kirill of White LakeMomastery) ile tanınıyor. Dünya daki en büyük kale/manastırlardan olduğu, ikon müzesinde de ikonların en iyilerinin bulunduğu vurgulanıyor. Rusya'da gerçekten votka ve biranın çok tüketildiğini gözleyebiliyorsunuz. Yollarda kadınerkek ellerinde bira içerek dolaşıyor. Boş şişeleri toplamak da yoksullara düşüyor. Nehir gemimiz Shensna Nehri, Rybinsk rezervuarı, Volga Nehri yolunu kullanarak geçmişi 11. yüzyıla giden Yaroslavl'a varıyor. Kent Akıllı Yaroslavtarafındankurulmuş. 13. yüzyıldan Spassky Manastırı ve Eliah (Ilyas) Peygamber Kilisesi önemli ziyaret yerleri. 2. Katerina'nın günlüğünde Moskova ve Kazan'dan sonra buranın üçüncü güzel kent olduğu notu düşülmüş. Şehrin sembolü olan ayıya 11. yüzyılda paganlartaparmış. Şehrin yanından geçen Volga en azından îstanbul Boğazı kadar geniş, suyu bol bir nehir görüntüsünde. 14. yy. Ipatyevsky Manastırı'ylabilinen Kostroma ve 11. yüzyılda kurulmuş, özellikle de 16. yüzyıldan kalma eserleriyle Uglich, güzergâhın Moskova öncesi son noktaları. MOSKOVA "Rusya'yı anlamak isteyen Moskova'ya gelsin" diyen Rus sözüne uyarak son durağımıza ulaştık. Yaygın, tek merkezi olmayan bir kent. Yine de ilk uğranacak adresler belli. Kremlin ve bitişiğindeki Kızıl Meydan. Kızıl Rusya'da güzeli ifade eden bir sözcüE Kremlin ise eski şehrin kurulduğu, tahkim edilip surlarla çevrelenen alan anlamınageliyor. Geçmişlebağlantısıolan her şehirde Kremlin var. Moskova Kremlin'ini 1417. yüzyıl arasında yapılandırmış. Kremlin içindeki kiliseler, silahhane müzesi (Armoury; ünlü Feberje mücevherlerinin de bir kısmı burada) ile Kızıl Meydan'daki St. Basil Katedrali, Gum Çarşısı öncelikli uğrak yerleri olma durumunda. Rus Ortodoks sanatını bir arada görmek mümkün. Ünlü Arbat Sokağı'nda volta atmadan olmaz tabii. • Tatlı şeyler Emin Pastanesi'nin yeni ürü kestaneli ve profiterollü pastalar değişik tatlar denemek isteyenleri bekliyor. Müşteri danışma hattı: 0212 886 88 66 Bir Rus sokak çalgıcısı... Antikanın iyisi Antikayla ilgilenen sanatseverler, Alif Art'ta Osmanlı hat, gümüş, tombak, mücevher, Beykoz cam eserlerinin örneklerini görebüir. Alif Art 19 Arahk'tan itibaren Nişantaşı'ndaki galerilerinde meraklılarıyla \ buluşuyor. PAZARIN PENCERESİNDEN I Selçuk Erez Aşkın kimyası ve... • apının eşiğinde oturmuştum, kertenkeleleri sayıyor, arada . bir babama bakıyordum... Öğrendiğim son şarkıyı söylemeye başladım: "Çırılçıplak bir kadın isterdimçırılçıplak isterdim onu gece ayışığındabir kadın bedeni isterdim." Zeze! Evet baba? Ne diyorsun? Çırılçıplak bir kadın isterdim!" Yanağıma bir tokat indi; bir tokat, bir, bir daha..." Vasconcelos'un, "Şeker Portakalı" romanında bu küçük oğlan çocuğunu babası dövüyor ama zavallı çocuğun söyledikleri, babasının sandığı gibi zamansız bir cinsel uyanma değil, sosyal olarak cinsel kimliği edinme girişimini "Ki Bu çocuğun cinsel dürtüsü, birkaç yıl sonra bedeninde erkeklik hormonu düzeyi arttığında bahis konusu olacak. Bu hormon ne yapacak? Çok şey yapacak; yaptıklanndan biri de onun koku algılayan yapılarını, "feromon" denen ve karşı cinsten gelen kokulan algılayacak düzeye getirecektir. Zeze kız olsaydı? Yine fark etmeyecek, kadın hormonu düzeyi yanında yine kadın bedeninde az miktarda bulunan erkeklik hormonu yeterince oluştuğunda onu "feromon"lara karşı hassaslaştıracaktı. "Nasıl da bir açılış içindeyim, tenine yakınöyle seyrek dokunsam, sıkı dokunsam da yinedudaklanmda sözcükler, açıp gözkapaklanmıkapayarak koklasam, ah endamlı haykırışlarladokuyorsun gökyüzümü..." Tekin bakışta salt aşkı, sevgiyi gibi geliyor ama "tene yakınlık", "koklamak" gibi sözcükler, aslında tanımladığının aşkın tümü olmayıp sadece "başlangıcı" olduğunu gösteriyor: Birçok yaratık gibi, insanın da karşı cinse sadece görüntü, önkoşullanmaların etkisi vb. ile değilkendine o kaynaktan ulaşan bazı kokulu maddeler nedeniyle yöneldiğini biliyoruz. Koltuk altlarında, kasıklarda ve göğüs uçlarında bulunan ter bezlerinin yaydıklan, "feromon" olarak alınan ve kişiye özel olduğuna inanılan bu kokuların, pek az miktarının bile karşı cinsten birinin kimyasal zevkıne uyması ile başlarmış aşk. Sonra? Michael Mc Clintock bir "hayku" yazıp söylemiş bunu: "Biz beklerken yeniden yapmak için onu bahar yağmuru çiselemeye başladı." Aynı şairden bir "hayku" daha: "O giderken sıcak yastıkta kokusu kalmış" Insanı âşık eden, ona böyle ince aşk sevdiğimize baktığımızda, onu andığımızda ürettiği kimyasal bir maddeymiş: Feniletilamin olarak belirlenen bu kimyasal nesne, eskiden gençlerin kullandıkları, insana geçici bir "aşırı iyilik, güçlülük, enerji fazlalığı, düşünce berraklığı ve mutluluk" hissi veren amfetamin'e benzer etkisi olan bir madde. Bu doğal doping maddesi çikolatada da az miktarda var... Sevgiliden uzak kalmak, beyinde yeterince feniletilamin oluşmasını engellemesi, birçok madde bağımhlarında görülen "eksiklik sendromuna", bedensel ve ruhsal olumsuz tepkilere neden oluyor. Ardından ne gelir? însanoğlunun beyni zamanla bu maddenin yoğun etkisiyle yorulur, belki de buna alışırmış... Ortalama dört yıl sonra feniletil'in yerini yine beyinde üretilen "endorfin"ler alıyor. Bunların etkileri, morfininkini andırıyor: Sükunete, endişelerin giderilmesine yol açıyor: Uzun süre bir arada yaşayabilmiş, çiftlerde birinin varlığı, diğerinde "endorfin" salgısına, yani huzura neden oluyor. Araştırmalar, "aşk"ın, belli etkileşimlerle, belli adımlarla gelişen, her evresi ayrı kimyasal maddelerce belirlenen bir biyososyal olaylar zincirinden oluştuğunu yansıtıyor bize. Bütün bunları bilmek neye yarar? Çoluğa da yarar, çocuğa da bıze de yarar ama özellikle kızlarını, doğal olarak yöneleceklerine değil de görücü usulüyle bu kademeleri geçip mutluluğu bulma şansı tanınmadan yeterince bilmedikleri oğlanlarla evlendirenlerin işledikleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle