17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Birol Ünel gösterimde olan "Kalbîn Zamanı"nda aşk acısı çeken Demir'i oynuyor. Konular farklı olsa da oyunculuğu "Duvara Karşrnın Cahit'inden pek de farklı değil. Peki, yüzü oyunculuğunun öniine geçiyor mu? "Bu, | kültürel bir şizofr< dîye yanıthyor... ograf: HIDIR DURMAN r Özlem Altunok t H epimiz çok beğendik onu "Duvara Karşı"da. Belki de beyazperdede şimdiye kadar pek karşılaşmadığımız büyülü bir hava yaydığı için. Biraz buralı, ama daha çok yabancı olduğu için de hemen sahiplendik. Yine de herkesin kafasında Birol Ünel'e dair, ele avuca sığmayan bir boşluk var. O, bunu "kültürel §izofreni"yle açıklıyor. Ali Özgentürk'ün yönettiği, Hülya Avşar, Halil Ergün, Oktay Kaynarca'nın da rol aldığı "Kalbin Zamanı"nda, bu şizofrenik hal seyirciye de bulaşıyor. Filmin yarattığı düş kırıklığını Ünel'in görüntüsüyle doldurmaya çalışmak yetmiyor. Çünkü o oynamaktan çok, yüzünü, gövdesini bir karaktere dönüştürüyor. Anlaşılan, güçlü yüzünü peşinden her yere taşımakta kararlı. Yakında "Hırsız Var" filminde de izleyeceğimiz Birol Ünel'le oyunculuğu konuştuk. 60'ın üzerinde filmde rol aldınız, önemli yönetmenlerle çalıştmız, ödülleriniz var. Buna rağmen buradasınız... Ne arıyorsunuz burada? tlgi, para, şöhret... Bazı şeyler insanın hayatında daha önceden beliriyor. Kader... Kadere boyun eğecek bir tipe benzemiyorsunuz ama... Aslında mistik bir yonüm var benim. Biraz da aileden geliyor bu yan. Pek göstermek istememekle beraber, olaylari önceden hissetmek, sezmek gibi bir yeteneğimiz var. Bir yandan da çingeneyim, göçmenim diyorsunuz? Ait olmamayı mı seviyorsunuz? Buraya dair hem aileden gelen bir bilgi, hem de kendi gördüklerim var. Ama zaten bunu dünyanın neresine gidersem yapıyorum. En alttan, detaylardan başlayarak hayatı izlemeye çalışıyorum. Ashnda bunu en iyi merak açıklar. Beni merak buraya getirdi. Mesleğiniz oyunculuksa bu merakı işinize de taşıyarak daha başanh olabilirsiniz. Ne buldunuz? Merak hiçbir zaman bitmez, çünkü insan hiçbir zaman doyuma ulaşmaz. Bu bir hastalık. Ne buldum? 10 yıldır buraya gelmiyordum zaten. Değişimi en çok caddelerde gördüm. însanlar daha rahat ve özgür geldi. Özellikle kadınların kendilerine daha çok guvendiklerini, daha iyi konumlarda olduklarını gördum. însanların beden dillerini kullanmaları da çok etkileyici. Çünkü beden dili, insanm özgüvenini gösteren tepkisel bir unsurdur. Kötü şeyler yok mu gördüklerinizin arasında? Dünyanın bütün büyük kentlerinde olduğu gibi burada da sokak çocukları... Eskiden sokakta bu kadar insan yoktu. Onların sokağa itildiğini, boş bırakıldığını görüyorum. Oysa hayatlarını değiştirmek başka bir yaşam kurmak istiyorlar. Ancak arkalannda çok büyük bir mafya var. Ben de onlarla ilgili bir proje yapmak istiyorum. • Burada tiyatro açmak, ders vermek de istiyorsunuz. Bu kadar kısa sürede nasıl bağ kuruyorsunuz? Sanatçıların psikolojik ve iyileştirici bir görevi de olmalı. Zaten oyunculuk tezimi tutuklu çocuklar üzerine yaptım. O sırada onlarla beraber olmasaydım, o çocuklar hapiste olacaklardı. Ama bu, tek başına altından kalkılabilecek bir iş değil, desteğe ihtiyacım var. Türkiye'deki oyunculuğu nasıl buluyorsunuz? Türkiye'de kJasik anlamda sanat var, yani sanatçıların sanatı var. Avrupa'da, özellikle Almanya'da tiyatroda doğallıktan çok uzaklaşıldı. Estetik, görsellik çok daha önemli. Mesela burada hâlâ 80'li yılların oyunları o zamanın mantığıyla oynanıyor, oysa artık yeni biçimlerle sahnelenmesi gerekir. Zamanın ruhunu dinlemek lazım. "Duvara Karşı" bu yüzden mi başarılı oldu? Hayır. "Duvara Kar§ı"nın başarılı olmasının birinci nedeni, benim o filmde rol almış olmam, ikincisi yinc benim oynamam, üçüncüsü de kesinlikle benim oynamamdı. Bunu söylemek gerekiyor artık. (gülüyor) hit oldum. Oraya girmek, orada olmak o kadar zor ki, insanın içinden ruhunu çekip alıyorlar. Yani sadece o soğuk suyun içine atlayınca oyuncu olunmaz, eğitimin önemi de burada. Beni izleyen insanlar rol yaptığımı düşünebilir, ama ben ne yaptığımı biliyorum. Rolü oynamak ve rolden çıkmak arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Farkında olmak yeterli mi? Gerçek oyunculuk, psikolojik olarak da güçlu olmayı gerektiriyor. Bu yüzden elinde koca kitaplarla gelip de, görünüşüne, bilgisine şeklen güvenenlerle işim olmaz. Oynamak kadar, rol üzerine düşünmeyi de önemsediğiniz için yönetmenlerin kara Iistesinde olduğunuz doğru mu? Böyle durumlarda yapacak bir şey yok, "Teşekkür ede rim " deyip geri çekilmek en doğrusu. Birçok yönetmen sanatçının düşünmesınden hoşlanmaz, oysa yaratıcılığıı ortaya çıkarılması için toplu çalışılması gereken bir işiı içindeyiz. Tabii ki ekibin başı vardır, ama herkesin o dü şüncenin oluşması için emek vermesi gerekir. "Hırsız Var"dan hiç bahsetmiyorsunuz, memnun kal madınız mı? Aslında memnun kalmamaktan çok, ne çıkacağını bil miyorum. Sadece hissettiklerim var, hislerim pek olum lu değil, ama şaşırabılihm de. • SEZON FINALI AŞKVENEFRET BİRARADA Yoksa Fatih Akın'a kızgın misınız? Onunla arkadaşlığımız sevgi ve nefret üzerine kurulu. Kedi köpek gibi yani... Bazı korkunç üişkilerin böyle bir enerjisi vardır; aslında bu iniş çıkışlı durum ortaya doğurganlığın çıkmasını sağlıyor. Bir aşk ilişkisi gibi, kavga olmadan seks, özlem, heyecan da olmaz. Yani Fatih Akın'la aşk yaşıyorsunuz... Hoşlanıyorum ondan, hem de çok... (gülüşmeler) Onunla çahşacağınız Alamut projesi ne durumda? Bunlar söylenti... Fatih'e Alamut gibi bir mitosu sinemaya dönüştüremeyeceğini söylemiştim. Çekecek olsa bile kesinlikle içinde yer almam. Ali Özgentürk'le çalışmak nasıldı? Filmden önce onunla iki üç dakika konuşmak, bu filmde olma hissimi güçlendirmişti. Ali Ozgentürk'ün rejisörlüğünden de çok memnun kaldım. Ben de rolümü oluştururken içe dönük ve olayların ortasındaydım. Nasıl bir durumdu bu? Demir rolü nostaljik, ruhu olan bir roldü. Film, birbirlerine âşık iki insanın neden birleşemediğinı, neden aynı havayı soluyamadığım sorguluyor. Oldukça hassas dengesi olan bir film. Ortalıkta olan bir olayı insanlar ortaya çıkaramıyorlar. "Hayatımı sahneliyorum" demişsiniz bir yerde. Nasıl bir bütünii oynuyorsunuz? Aslında Almanya'nın önemli bir şairi Thomas Brasch'ın bir sözünü söylemiştim orada. Brasch, "Ben şarkı değilim, şarkıcıyun." demişti. Bu, nasıl anladığınıza bağlı. Sen yazdığın şey misin, ya da senin resmin yazdıklarından mı çıkıyor, sen karar ver. Bunu tehlikeli bir yüzünüz olduğu için sordum. Kullanmaya çok açık... Hayır, ben tehlikeli değilim. Değilim! (gülüşmeler) Siz değil, yüzünüzün bıraktığı etkiyi kullanmak tehlikeli değil mi? Kültürel şizofreni olarak görün bunu. Sonsuza kadar kullanacağım bu yüzü. Sanatçıyım, bu mesleği seviyorum ve bunun için de çok büyük bedeller ödüyorum. O zaman oyunculuğun tehlikelerini konuşalım... Sanatçılık öğrenilmesi gereken bir olgu. Insanm oynadığı rolden özbenliğine dönebilmesi gerçekten çok zor. Bunu "Kalbin Zamanı"nda da gördük; o arkadaş (Arda Kanpolat) yaşadığı rolden kendi özüne dönemediği için intihar etti. 23 ydlık oyunculuk yaşamımda ljuna 4 kez şa Cumhuriyet DERGİ* Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına tlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız Editör: Berat Günçıkan Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Baskı: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş. Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/lstanbul îdare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. (0212) 512 05 05 Cumhuriyet Reklam (0212) 512 41 19/512 48 30 512 47 78 *Cumhunyet Gazetesı'nın parastz pazar ekidir. Yerel süreli yayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle