Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 KASIM 2004 / SAYI 972 Mehmet Günsür, babası Nedim Günsür'ün resimleri için "Zamanla anlaşılacaktır" demişti. Babasının 10. ölüm yıldönümünde artık o da yok. Annesi Emine Günsür ise onlardan kalan anılar, resimler, öykülerle yaşıyor. ( Bu resimler korunmalı.. Özlem Altunok edri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi, On'lar Grubu, Paris yılları, Zonguldak, Izmir, îstanbul ve her zaman resimler, resimler... Maden işçileri, gurbetçiler, lunapark, uçurtmalar, balıkçılar... Hep buralı, hep kcndisi kalarak söz söylemek istemiş Nedim Günsür, sessiz ama ısrarcı. 13 Kasım, ressam Nedim Günsür'ün 10. ölüm yıldönümü. Eşi Emine Günsür onun resimleriyle, bu 10. yılda ses vermek istemiş, babası gibi sessiz ve ısrarcı oğluyla birlikte, Ama artık o da yok... Emine Günsür'le neredeyse bütün yüzeyleri resimlerle dolu evinde geçmişı konuştuk... Nasıl tanıştınız Nedim Günsür'le, yollarınız nerede keşisti? Çok enteresan. Ta ilkokuldan beri okuma meraklısıyım. Nedim'le tanışmamız da kitap yüzünden oldu. Nedim'in arkadaşı Rıza bizim kiracımızdı, akademide okuyordu, aynı zamanda abimin de arkadaşıydı. Yaz tatillerinde îstanbul'a geldiğimde Rıza'nın zengin kütüphanesinden de yararlanırdım. Bir gün bana "Bugün yakışıklı bir arkadaşım gelecek, görmek ister misin?, Paris'ten yeni döndü, resim öğretmeni olacak, o da çok kitap okur." B evlendik. Ve Zonguldak'a gittik. Maden işçileri resimleri o dönemde yapıldı sanırım... Evet. Nedim müthiş sarsıldı Zonguldak'ı gördüğünde. Hertarafkara.şehrin ortasmdan geçen kömür taşıyan trenler, maden işçileri... Hemen orada madenci resimleri yapmaya başladı. Sonra tayini Karadeniz Ereğlisi'ne çıkınca oraya geçtik. Orada da maden ocaklarının içine girdı, madencilerle konuştu. Bir gün çocuklarla birlikte ocağın kapısına kadar gitmiştik, grizu patlaması oldu, o gün kadınların, babalann ocak kapısına koşturmalarını, acdannı gördük. Birkaç sergilik resim yaptı o dönemde. dedi. Anlattıkları cazip geldi, ama ben sesimi çıkarmadım, "bakarız" dedim sadece. Hiç unutmuyorum Panait îstrati'nin "Baraga'nm Devedikenleri"ni bitirmiştim. Kitabı koltuğumun altına alıp Rıza'lara gittim. Nedim de oradaydı, tanıştık ve hemen kitap üzerine konuşmaya başladık. Gittikten sonra Rıza "Nasıl, düşünür müsün" diye sordu. "Kısmet" dedim, ama içimden olurladım. Sonra yemek yedik birlikte arkadaşlarla, bir şekilde buluşmaya başladık. Apar topar 1954'te tayin işlerini de ayarlamak için Nedim Günsür'ün iki çabşması... İSTANBUL RESİMLERİ Sonraki durak neresiydi? 1959'da "Benim için burası bitti, yapacağımı yapum." dedi. Pat, istifayı bastı, biz Mehmet'le baş başa kaldık Ereğli'de. Sonra eş durumundan ben de îstanbul'a geldim. Onun tayinini yapmadılar, iyi de oldu, kendini resme verdi. Yaptı kenara koydu, yaptı kenara koydu... Bir yandan da bunahyordu, çünkü sürekli resim yapıyordu ama satış yoktu. Bu kez Beykoz Ortaokulu'nda ücretli öğretmenlik yapmaya başladı. Orada bir gün öğretmenler bir direniş yaptılar, Nedim de en öndeydi, işine son verildi ve ondan sonra tamamen resme döndü. îstanbul resimleri de o dönemde başladı. Bütün bunlar biz Büyükdere' de baba evinde otururken oldu. Evden çıkmak zorunda kahnca, ben öğretmenlikten istifa ettim, aldığım ikramiyeyle Göztepe'deki bu evi aldık. Bundan sonra yaptığı resimler de çok verimli oldu. Yıl... 1978'di. Demek ki insanlar 54'ten 78'e kadar Nedim'i ancak tanıyabildiler. Deniz resimleri daha üstündeki boya kurumadan satılıyordu. "Meğer ne çok deniz seven insan varmış" diyorduk. Her yaz mutlaka denizi olan bir yere gidiyor, Akdeniz, Ege bütün kıyılan geziyorduk. Bu gezilerde Nedim sürekli resim yapıyordu. Sonunda yazlan Dikili'de geçirmeye başladık. Siz bu zaman içinde hep Nedim Günsür'ü izleyen, ona uyum sağlayan kişi mi oldunuz? Evet. Mesela akşam olur, Nedim gazetcsini, ben örgümü elime alırdun. Mehmet yanımızda oyuncaklarıyla oynardı. Nedim okur, anlatır, biz de dinlerdik Mehmet de babası okurken yakaladığ sözcükleri tekrarlar, onu taklit ederdi Gündüz okuldaydım, geceler de böylı geçerdi aşağı yukarı. Zaten Mehmet dün yaya geldiğinde benim işim onu yetiştir mek, bir yerlere getirmek oldu. Galata saray'a girmesi için kurslara gönderme den onu ben hazırladım. Öyle anlar olu yordu ki, taksitini kumbarada biriktirir dik. Ama o ikinci sene kendini okulda ta nıttı, iftihara geçti, okul bursunu kazan dı. Bize hiç yük olmadan bitirdi. Mehme de babasına benzerdi. Sessiz, ağırbaşlı. C da akademide okudu, okurken evlendi. DÜNYAYA BİR DAHA GELSEM.. Zor bir hayat mıydi; bir ressamla ya şamak? Türlü türlü zorluklar yaşadık tabii, a ma ben bunlan göze almıştım. Zaten Nc dim beni uyarmıştı, "Dikkatli karar ve benim çok sıkıntılarım olacak, bir res samla yaşamak kolay iş değildir" demiş ti. Ben de ona şakalaştığımız zamanlard "Sen beni değil, ben seni aldım." deı dim. Siz kendinizi yaşamaya fırsat bulabi diniz mi? Bulamadım. Çünkü bir tek benim ms aşıma kalmıştık. Aynca özel ders veriı dim, dikiş dikerdim. Böyle geçti işte...^ ma çok güzeldi, çok iyiydi. Bir daha dür yaya gelmek olsa, yine Nedim'le yaşarırr •Nedim Günsür zor biri miydi? '•*r Sıkıntıları, bunalımlan olurdu elbett resmiyle ilgili. Nedim çok anlatan, konı şan biri değildi, meselelerini kendi ker dine çözmeye çalışırdı. Ama insanlarl iyi ilişki kurardı, onlan dinlemeyi bilird Akademide arkadaşları ona aziz anlam na gelen St. Nedim derdi. Hayatta yapmak istediği, inandığı heı şeyi yaptı, istemediği hiçbir şeyi de yaf madı. Çok bozulmuştum Ereğli'de bi: denbire istifa edip "Burası benim içi bitti" dediğinde. Zorlanmıştım. Kaste tiği de buydu zaten, bü tür zorluklaı katlanıp katlanamayacağımdı. Tuna Kiremitçi Oyuncu En büyük hatanız nedir? Ne mutlu ki çok önemli bir hata gelmiyor aklıma. Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey sizce nedir? Kendi isteği dışında yalnız kalması. Hayattaki en büyük keyfiniz? Eşimle ve arkadaşlarımla zaman geçirmek. En sevdiğiniz yazar kim? Vladimir Nabokov. En sevdiğiniz film/yönetmen? Kötü Kan/Leos Carax. En büyük aşk hikâyesi kimlerinki? Eşimle yaşadığım aşk. Çünkü hayatımı değiştirdi. Sizi en çok güldüren şey nedir? Sabahları yaptığım şaşkınhklar. Beğendiğiniz, takdir ettiğiniz siyasi karakter kim? (Geçmişten de olabilir.) Gazi Mustafa Kemal. Bir hayvan olsaydınız, ne olurdunuz? Yunus. En çok yaşamak istediğiniz şehir? îstanbul. Güncel ola^lar içinde yakın zamanda sizi en çok üzen olay nedir? Beslan'daki okul katliamı beni derinden sarstı. Dünya gündemindeki ya da hayatinızdaki bir olayı değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz? Dünya gündeminde değişmesi gereken o kadar çok şey var ki, böyle bir şansım gerçekten olsaydı hangisini seçeceğimi bilemezdim. Hayatıma gelince, annem ve babamın biraz daha yaşamalarını çok isterdim. Yazmak dışında kendinizi ifade edebileceğiniz başka bir alan var mi? Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sinemacı olarak yetiştirildim. Dolayısıyla bu alanda senarist ya da yönetmen olarak ifade edebiliyorum kendimi. Ayrıca çok sıkışırsam bar müzisyenliği de yapabilirim. Yangında kurtarılacak ilk üç şey sizin için nedir? Kitaplarım, gitarım ve babamdan kalan Zippo çakmak. Bir kitap kahramanı olmak isteseydiniz kim olurdunuz? Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'ndcki Toıp/s. 'PASİF KOMÜNİST' Kızgınlıkları yok muydu, öfkesi,.. Elbette isyanlan vardı yaptığı işe, h; yata dair. Sol tandansh biriydi sonuçta Cezaevine girmedi ama, bir süre taki edildi. Evimize de arada bir birileri kon role gelirdi. En sonunda siciline pasif k< münist yazdıklarını öğrendik. Nedim çc bozulmuştu bu lafa. Bu 10 yıl içinde neler oldu? Hiçbir şey olmadı. Mehmet "Babaı gerçekten sanatçıysa bu memleketin ak demisi, müzesi var. Onların önayak olm sı lazım. Zamanla anlayacak ve yapaca] lardır" derdi. Bu yüzden hiçbir girişin de bulunmadık. Ne olacak sizdeki bu belgeler, foto raflar, resimler... Ben de bilmiyorum. îşin içinden çık madım. Fransa'da metroya binmek iç aldığı bilet bile duruyor, yarım kalan sc resmi... Ya Mehmet Günsür... Mehmet'in acısı Nedim'i bastırdı t bii. "Allah bu acınızı unutturmasın" d ya başsağlığrna gelenler. "Bu, ne saçn söz" derdim. Meğer doğruymuş, Me met her şeyi unutturdu. Nedim'in 1 ölüm yıldönümünde bir şeyler yapalı diyorduk. O da gitti. • • +