17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 KASIM 2004 / SAYI 975 Biz de kendimizi arıyoruz YANSIMALAR, Birol Yayla ve Şenol Filiz tarafından kurulmuş. Sadece müzik yapmıyor, sıradanlığa, insanların kullanılabilir ve kolay harcanabilir bir malzeme haline gelmesine, umutsuzluğa ve boş vermişliğe karşı bir duruş da sergiliyorlar. Istekleri, gündelik koşuşturmaca içindeki insanlara içlerine bakmaları için mola verdirmek. Işte 14 yılın öyküsü... Esra Açıkgöz irol Yayla ve Aziz Şenol Filiz, Yansımalar grubunun kurucuları. Müziklerinde geleneksel ve modern müziği mistik bir havada birleştirmeyi başarmışlar. Onlar için bundan daha doğal bir şey yok, çünkü onlar geleneksel müzik eğitimi almış, 21. yy. metropollerinde yaşayan insanlar. Parçalarda kendinı hissettıren huznün nedeni ise, insanın içine bakabilmesini sağlayacak en iyi araç olması. 1991'de "Yansımalar", 1995'te "Bab'ı Esrar", 2000'de "Serzeniş" ve2001'de "Vuslat"ı çıkaran ikilinin, 1998'de "Mahur" ve 2000'de ise "Miras" adlı klasik saz eserlerinden oluşan albümleri de var. Birol Yayla ve Şenol Filiz ile yenı albumlen Pervane, enstrumanter muzik ve insanlar hakkında konuştuk. B Klasik bir soru olacak ama, Yansımalar grubunun kuruluş hikâyesini anlatır mısınız? Birol Yayla: Bu uzun hikâye, 1980 yılında ITÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'na girmemizle başladı. Şenol'la aynı sınıftaydık. Okula girışimizden itibaren 10 yühk bir sürede hem kendi içimizdeki müzıkal birikim, hem beklentilerimiz yerli yerine oturdu. 1990 yılında, o zamana kadar yaptığımız çahşmalan daha kapsamh bir hale getirmeye karar verdik ve Yansımalar'ı kurduk. Daha sonra bizimle aynı ruh hali ve düşünce tarzını benimsemiş dosdarımız Nezih Yeşilnil, Engin Gürkey de gruba katıldı. Son albümümüzde Erkan Oğur da var. yapmıyoruz. Kendi isteklerimizi, hayattaki anlamımızı ku vvetlendirdiği için uğraşıyoruz. Üstelık bir de bunu insanlarla paylaşma hazzını yaşıyoruz. Sonuçta bu müzik Şenol'la Birol'un ve onun etrafındaki müzisyenlerin kendini ifade etme ve kendi beklentilerine cevap verme çabası. Biz de kendimizi anyoruz. Ş. Filiz: Arayışın durduğu noktada, zaten 'kendisizliğe' ulaşılır, ki bu da ölümdür. Bir de bizim için kaç kişinin dinlediğinden ziyade kimlerin dinlediği ya da üzerlerinde oluşan etki ve bunu ifade etme biçimleri bizi daha çok ilgilendiriyor. Üstelik zamanla dinleyici sayısmda artış yaşandı. 9O'lı yılların başuıda bu piyasaya girdiğimizde, bu işle uğraşan sanatçı da yapımcı da çok azdı. Bu tarz kasetleri hangi reyona koyacaklaruıı bile bilmiyorlardı. Şimdi dinleyiciler de, muzisyen müziği dinlemenin zevkini almaya başladılar. Bundan çok farklı derinlıkler çıkarıyorlar. Mesela, sözlu muzik aşkı anlatır, ama bu tanımı yaparken size söylenmış sozler dışında bir şans tanımaz. Sizi kuvvetlendirdiği için müzik yaptığınızı söylediniz. Neye karşı güç topluyorsunuz? B. Yayla: Başımızı kaldırıp baktığımızda Türkiye'de de dunyada da bir şeylerin yolunda olmadığını, insana layık ol mayan bir süreçten geçtiğimizi görüyoruz. Bunun iki nedeni var. Biri insanın kendi denetımi dışında olan bir şey; kullanılabilir ve kolay harcanabilir bir malzeme haline gelmemiz. Diğeri ise kendimızden uzaklaşma... Aslmda bu denetimimizde olan bir şey, ama bir insanın gündelik iş temposuna bakarsanız, işe gitmek, televizyon izlemek, günlük ihtiyaçlarını karşılamakla yetindiğini görürsünüz. Bir sis perdesinin ardında yaşıyoruz. İnsanlar böyle basit bir sıradanlığa layık değil. Güçlü durmaya çalıştığımız da bu durum, dayatılanları reddetmeye çalışıyoruz. Belki bu lüks bir karşı duruş, ama insan buna değer. Ş. Filiz: Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor, ama bize Pervane adlı yeni albümleri piyasaya çıkan Yansımalar grubunun 30 Kasım'da tş Sanat Kültür Merkezi'nde konseri var. ten bu coğrafyanın kendine has sesini ve ruhunu herkes içinde barındırıyor. Bu ne geçmişe, ne geleceğe, ne de bugune ait bir müzik. O yüzden farklı renklere, kültur ve siyasi tercihlere sahip, rock, caz, pop, Turk müziği dınleyen yaşlı ya da genç herkese hitap ediyor. ÖDÜL İÇİN BEDEL ÖDEMELİ Parçalarda huzur ve kendini yoğun bir şekilde hissettiren hüzün var... B. Yayla: İnsanların kendileriyle baş başa kaldıklarında ulaştıkları genelde hüzündür. Ama bu müzikteki karamsar bir hüzün değil, insanın kendini sorgulaması için duygu akışı sağlayan bir his. Ş. Filiz: Huzur kavramı içinde hüzün zaten vardır. İnsanlar genelde huzurlu olmayı mutluluğa atfederler. Ama huzur insanın kendi dinginliğine ulaşabilme zevkidir. Bunun içinde hüzün, üzüntü ve mutluluk da vardır. Bunlar, huzuru parçaladığımızda ortaya çıkan parçalardır. Son albümünüz Pervane'yle insanları nereye götüreceksiniz? B. Yayla: Farklı bir yaklaşım oldu, ama Yansımalar'ın ruhunu taşıyor. Doğaçlama ağırlıklı çalışmalar fazla. Daha önce albümlerimizde yer almayan müzisyenler var. Çünkü yeni yapılanma içinde bu seslere ihtiyaç duyuyoruz. Pervane, Yansımalar'ın anlatmak istediği şeyi yeni bir söylemle aktarıyor. Bu albümle, bir aşk için bu bir kişi, iş ya da daha manevi bir şey olabilir yanabilecek kadar kendini feda etme olgunluğunu vurgulamak istedik. Sıradan, sığ olmayalım, bir şeyleri göze alabilehm. Bedel ödemeden ödül alabilmek çok zor. Sizce enstrümantal müziğin fazla dinlenmemesinin sebebi ne? Ş. Filiz: Günlük ihtıyaçlara yanıt verme gibi bir derdi yok. Aslında bu onun en büyük avantajı. Böylece 20 yıl önce üretilen enstrümantal müzik bile dinleyici buluyor. 1991 yılında yayınlanan ilk albümümüz bugün hâlâ talep ediliyor. Bu bizim kendimizi güvende hissetmemizi sağhyor. Sizinle birlikte oluşan ve büyüyen, hiçbir zaman sizden vazgeçmeyecek bir kide var demek ki... Bundan sonrası için planlarınız neler? F. Şenol: Daha sık album yapmak. Ama bunu yapmış olmak için istemiyoruz. Artık yaşlanıyoruz ve periyotları belli oranda hızlandırmamız lazım diye duşünüyoruz. Zaten elimizde şekle dönuşmeyi bekleyen pek çok çalışma var. Fazla ara vermeden onları da hayata geçireceğiz. Tabii bir de konserleri arttırmayı amaçlıyoruz. Özellikle üniversite gençliğiyle buluşmayı seviyoruz. # KAPILARI ARALAMAK... Yansıtılmak istenen ne? Yansıma neyin çabasını veriyor? B. Yayla: însanları gitmek istedikleri yere götürmek. Aslında herkesin içinde sakladığı kendine ait bir kapısı var. Ama bu kapıyı gündelik hayatta açık tutmuyoruz. Gündelik telaşlarımızın peşindeyiz. Kendimizi ve kendi içimızdekileri araştırmaktan çekiniyoruz. Yansımalar müziği bu kapıları aralamak istıyor. İnsanlara bu koşuşturmaca içinde içlerine bakmak için mola verdirmeye çalışıyoruz. Yansıttığımız, her insanın kendine göre gitmek istediği yer. Şenol Filiz: O kapı aralandığında insanların karşı karşıya kaldıkları ruh halleri. Aslında yaşamdaki en büyük gayret de insanın kendi derinliklerinde ne olduğunu gozlemleyebilmesi. Oyleyse enstrümantal müziğin fazla dinlenmemesi insanların içlerine bakma korkularından... B. Yayla: Enstrümantal muzik bellı bir nosyona ulaştıktan sonra anlaşılabilecek bir tarz. Toplumun gündelik ihtiyaçlarına hitap eden bir popüler kultur var. Bu büyük kalabalığın içinde, populer kültür ve anlık tuketimin ötesinde bir şeyleri aramak için insanın ya kendini değıştirme talebi ya da hayatla ilgilı birtakım rahatsızlıkları olmalı. Bu durum sizi yılgınlığa düşürmüyor mu? B. Yayla: Hayır, çunku bunu kimse için ler de artmış durumda, özellikle gençler yoğun ilgi gösteriyor. Bu artışı neye bağlıyorsunuz? Ş. Filiz: Müzikal perspektiflerin zaman içinde gelişmesine. Bir de enstrümantal müziğin hayal kurmaya izin vermesine. Çünkü bu müzik, hazır halde almanıza rağmen üzerinde sizin de yönetmenlik yapıp yeni bir senaryo oluşturabileceğiniz bir ürün. İnsanların hayal güçlerini kısıtlamıyor, böylece kendi dünyalarını oluşturabiliyorlar. B. Yayla: Bir de iletişim çağında yaşıyor olmamızın etkisi var. Dunyada üretilen her şeye ulaşma şansına eriştik. Böylece de özellikle gençler, enstrümantal mutluluk vermiyor. İnsanlar ne kadar eğleniyor gözükseler de, genelde bir umutsuzluk, boş vermişlik var. Bizimkisi bunlara karşı bir duruş, ama içinde öfke, nefret, şiddet yok. Müziğinizde, hem geleneksel hem de modern ezgilere rastlıyoruz. Bir de mistik bir havaya... B. Yayla: Geleneksel müzik eğitimi almış, ama 21. yy.'da metropollerde yaşayan insanlarız. Dolayısıyla muziğimizde gelenekselle modernin sentezini yapmamız çok doğal. Za
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle