27 Temmuz 2025 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

( ) 1905 / 23 TEMMUZ 1972 Suat Derviş: Kültür, özgürlük ve insanlaşma savaşımımızın parlayan yıldızı! Çocukluk arkadaşı Nâzım Hikmet’in kendisinden habersiz gönderdiği bir mücadeleci, cesur, öncü bir gazeteci ve yazardır Suat Derviş. şiiri Yusuf Ziya Ortaç tarafından “Türk edebiyatının göklerine Tüm yazdıklarında kadın özgürlüğünü şiddetle savunan, doğan yeni bir yıldız” denilerek Alemdar gazetesinde özgürlüğünü her şeyden daha değerli sayan, kültür, yayımlanan (1918), İkdam gazetesinde ilk defa “kadın sayfası”nı özgürlük ve insanlaşma savaşımımızın hep parlayan yıldızı Suat Derviş’i düzenleyen, Son Posta, Vatan, Cumhuriyet gazetelerinde röportajları “Şair” dediği çocukluk arkadaşı Nâzım Hikmet’in “Gölgesi” adlı şiirinden dizelerle anıyorum: yayımlanan, gazeteci olarak Uluslararası Montrö ve Lozan Konferanslarını izleyen, 1920’lerde başlayarak çoğu gazetede “Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını;/ Bir kere eğemedim bu kadının tefrika edilmekle kalan (ve ancak son yıllarda kitaplaşan) başını./ Kaç kere sürükledi gururumu ölüme/ sayısı 50’ye ulaşan roman, 4 öykü kitabı yazan, renkli, sıra dışı, güçlü, Fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme”. Suat Derviş (Libra-2021) adlı kitabında incelediği bu röportaj- ÖNER YAĞCI ların bir kısmı Çöken İstanbul’da (İthaki-2021) yer aldı. Gazetecilik yaşamında önemli etkisi olan Tan gazetesi için gön- SUAT DERVİŞ: ‘BENİ HAYAL DEĞİL, derildiği Sovyetler Birliği’nden dönüşte yazdığı Niçin Sovyetler HAYAT ALAKADAR EDİYOR!’ Birliği’nin Dostuyum? (Kırklı Yıllar içinde, TÜSTAV-2002) ad- Ölümü bekleyen hasta bir genç kız Şadan’ın duygularıyla lı kitabı nedeniyle baskılara uğradı, iş bulmakta zorlandı, takma kambur, deli dolu, şair ruhlu Hasan’ın ona olan aşkını anlattığı adlarla yazmak zorunda kaldı. Düşünceleri uğruna bedeller öde- ilk romanı Kara Kitap’tan (1921) sonra 1920’lerde kendi deyi- di, TKP davasından tutuklandı, Paris’te sürgün yaşadı. şiyle “Aşka feda edilen bir evlatla evlada feda edilen bir aşkın “Mesleğimin benim üzerimde çok tesiri oldu. Ben yalnız edebi- hikâyesi” olan Hiçbiri, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Buhran Gece- yatçı değil aynı zamanda gazeteciyim. Gazeteciliğe başladıktan si, Fatma’nın Günahı, Gönül Gibi, 1930’larda Emine, Sultanın sonra memleketimi ve insanlarımı tanıdım. İstanbul’un en fakir Karıları, Onu Bekliyorum, Onları Ben Öldürdüm, Baba-Oğul, semtlerini bildiğim gibi, en ücra köşelerinden en lüks muhitleri- Sen Benim Babam Değilsin adlı romanlarında, İstanbul’un ko- ne kadar girip çıktım. Sefaleti ve refahı aynı şehirde birbirinden naklarında, köşklerinde, sayfiye evlerinde yaşayan Batı özentili çok uzakta değil, aynı şehrin belediye hudutları içinde seyrettim” varlıklı kadınların ruhsal durumlarını, gösterişli yaşamlarını, zi- diyerek bir yandan adaletsizliğe, faşizme karşı sert yazılar yazdı. 1 yafetlerini, giysilerini, aşklarını anlattı usta yazar Suat Derviş ‘BEN GAZETECİ OLDUKTAN SONRA GERÇEKÇİ (1905 / 23 Temmuz 1972). Bu yıllarda Ahmed Ferdi: Bir Kış Gecesi, Behire’nin Talipleri ESERLERİMİ YAZMAYA BAŞLADIM’ ve Beni mi? adlı yine aşk temelli öykü kitaplarını da yayımladı. Behçet Necatigil’e yazdığı mektupta, “Gazetecilikte yaptığım 1930’ların sonunda Nazilerin iktidara geldiği Almanya’dan röportajlar beni hayatın gerçekleriyle çok karşı karşıya getirdi. dönünce, gazeteciliği gereği İstanbul sokaklarındaki yoksulluğa Ben gazeteci olduktan sonra gerçekçi eserlerimi yazmaya başladım. tanıklık edince, “Bundan sonra çalakalem yazmayacağım” di- Ve asıl sevdiğim romanlarım bu tarihten sonra yazdıklarımdır” yerek artık varlıklı insanların gösterişli yaşamını aktaran bu aşk diyen Suat Derviş, toplumsal gerçekçi romanlarını tefrika ettirdi. romanlarını yazmayacağını duyurdu. İlk romanlarında varlıklı kadınları aktaran Suat Derviş’in “Beni hayal değil hayat alakadar ediyor” diyerek bir roman- toplumsal sorunları işlediği gerçekçi temelde yükselen yapıtla- dan çok toplumcu gerçekçi bir bildiriye benzeyen Bu Roman Olan rının hemen hepsinde güçlü kadın portresi vardı. Şeylerin Romanıdır, Tan gazetesinde şöyle sunuldu: Kapitalizm eleştirisi olan İstanbul’un Bir Gecesi’nde, “Bu roman, olan şeylerin romanıdır. İşte siz, hayatta bütün İstanbul’un bir kıyı mahallesinin ev kadınlarını, bakkalını, ka- olan şeyleri bunda göreceksiniz. Suat Derviş, ‘Olan Şeylerin badayılarını, sokak kadınlarını; Hiç’te, sevgi ve güven arayan, Romanı’nı yazmak için hayatın anlaşılmaz taraflarını çok ya- mahalle baskısına aldırmayan, dul kadın kimliğini kabullenme- kından ve içinden tetkik etmiştir” (1937). yen Seza’nın dramatik öyküsünü anlattı. TUTUKLANDI, SÜRGÜN YAŞADI, TAKMA FRANSA’DA YAYIMLANAN İLK TÜRK ROMANI: ADLARLA YAZMAK ZORUNDA KALDI! ‘ANKARA MAHPUSU’ 1940’larla birlikte, ülkemizde toplumcu gerçekçi akımın ilk Fransa’da yayımlanan ilk Türk romanı olan ve “İlk önce ku- sursuz ve tam klasik bir aşk ve tutku romanıdır… Çağımızın bir önemli dergisi Yeni Edebiyat’ta ve gazetelerde fıkralar, eleştiri- ler, öyküler yayımladı. kitabıdır… Bize en sade hikâyeyi, en sade dille anlatan bu üs- Emine Seda Çekin Işık’ın Eylemi Kaleminde Bir Muharrir: luptan daha az süslü, daha az ‘Doğulu’ bir üslup bulunamaz” >> 6 24 Temmuz 2025
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle