Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
( )
1905 / 23 TEMMUZ 1972
Suat Derviş: Kültür, özgürlük
ve insanlaşma savaşımımızın
parlayan yıldızı!
Çocukluk arkadaşı Nâzım Hikmet’in kendisinden habersiz gönderdiği bir mücadeleci, cesur, öncü bir gazeteci ve yazardır Suat Derviş.
şiiri Yusuf Ziya Ortaç tarafından “Türk edebiyatının göklerine
Tüm yazdıklarında kadın özgürlüğünü şiddetle savunan,
doğan yeni bir yıldız” denilerek Alemdar gazetesinde
özgürlüğünü her şeyden daha değerli sayan, kültür,
yayımlanan (1918), İkdam gazetesinde ilk defa “kadın sayfası”nı özgürlük ve insanlaşma savaşımımızın hep parlayan yıldızı Suat Derviş’i
düzenleyen, Son Posta, Vatan, Cumhuriyet gazetelerinde röportajları “Şair” dediği çocukluk arkadaşı Nâzım Hikmet’in
“Gölgesi” adlı şiirinden dizelerle anıyorum:
yayımlanan, gazeteci olarak Uluslararası Montrö ve
Lozan Konferanslarını izleyen, 1920’lerde başlayarak çoğu gazetede
“Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını;/ Bir kere eğemedim bu kadının
tefrika edilmekle kalan (ve ancak son yıllarda kitaplaşan) başını./ Kaç kere sürükledi gururumu ölüme/
sayısı 50’ye ulaşan roman, 4 öykü kitabı yazan, renkli, sıra dışı, güçlü, Fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme”.
Suat Derviş (Libra-2021) adlı kitabında incelediği bu röportaj-
ÖNER YAĞCI
ların bir kısmı Çöken İstanbul’da (İthaki-2021) yer aldı.
Gazetecilik yaşamında önemli etkisi olan Tan gazetesi için gön-
SUAT DERVİŞ: ‘BENİ HAYAL DEĞİL,
derildiği Sovyetler Birliği’nden dönüşte yazdığı Niçin Sovyetler
HAYAT ALAKADAR EDİYOR!’
Birliği’nin Dostuyum? (Kırklı Yıllar içinde, TÜSTAV-2002) ad-
Ölümü bekleyen hasta bir genç kız Şadan’ın duygularıyla
lı kitabı nedeniyle baskılara uğradı, iş bulmakta zorlandı, takma
kambur, deli dolu, şair ruhlu Hasan’ın ona olan aşkını anlattığı
adlarla yazmak zorunda kaldı. Düşünceleri uğruna bedeller öde-
ilk romanı Kara Kitap’tan (1921) sonra 1920’lerde kendi deyi-
di, TKP davasından tutuklandı, Paris’te sürgün yaşadı.
şiyle “Aşka feda edilen bir evlatla evlada feda edilen bir aşkın
“Mesleğimin benim üzerimde çok tesiri oldu. Ben yalnız edebi-
hikâyesi” olan Hiçbiri, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Buhran Gece-
yatçı değil aynı zamanda gazeteciyim. Gazeteciliğe başladıktan
si, Fatma’nın Günahı, Gönül Gibi, 1930’larda Emine, Sultanın
sonra memleketimi ve insanlarımı tanıdım. İstanbul’un en fakir
Karıları, Onu Bekliyorum, Onları Ben Öldürdüm, Baba-Oğul,
semtlerini bildiğim gibi, en ücra köşelerinden en lüks muhitleri-
Sen Benim Babam Değilsin adlı romanlarında, İstanbul’un ko-
ne kadar girip çıktım. Sefaleti ve refahı aynı şehirde birbirinden
naklarında, köşklerinde, sayfiye evlerinde yaşayan Batı özentili
çok uzakta değil, aynı şehrin belediye hudutları içinde seyrettim”
varlıklı kadınların ruhsal durumlarını, gösterişli yaşamlarını, zi-
diyerek bir yandan adaletsizliğe, faşizme karşı sert yazılar yazdı.
1
yafetlerini, giysilerini, aşklarını anlattı usta yazar Suat Derviş
‘BEN GAZETECİ OLDUKTAN SONRA GERÇEKÇİ
(1905 / 23 Temmuz 1972).
Bu yıllarda Ahmed Ferdi: Bir Kış Gecesi, Behire’nin Talipleri ESERLERİMİ YAZMAYA BAŞLADIM’
ve Beni mi? adlı yine aşk temelli öykü kitaplarını da yayımladı. Behçet Necatigil’e yazdığı mektupta, “Gazetecilikte yaptığım
1930’ların sonunda Nazilerin iktidara geldiği Almanya’dan röportajlar beni hayatın gerçekleriyle çok karşı karşıya getirdi.
dönünce, gazeteciliği gereği İstanbul sokaklarındaki yoksulluğa Ben gazeteci olduktan sonra gerçekçi eserlerimi yazmaya başladım.
tanıklık edince, “Bundan sonra çalakalem yazmayacağım” di- Ve asıl sevdiğim romanlarım bu tarihten sonra yazdıklarımdır”
yerek artık varlıklı insanların gösterişli yaşamını aktaran bu aşk diyen Suat Derviş, toplumsal gerçekçi romanlarını tefrika ettirdi.
romanlarını yazmayacağını duyurdu.
İlk romanlarında varlıklı kadınları aktaran Suat Derviş’in
“Beni hayal değil hayat alakadar ediyor” diyerek bir roman- toplumsal sorunları işlediği gerçekçi temelde yükselen yapıtla-
dan çok toplumcu gerçekçi bir bildiriye benzeyen Bu Roman Olan rının hemen hepsinde güçlü kadın portresi vardı.
Şeylerin Romanıdır, Tan gazetesinde şöyle sunuldu: Kapitalizm eleştirisi olan İstanbul’un Bir Gecesi’nde,
“Bu roman, olan şeylerin romanıdır. İşte siz, hayatta bütün
İstanbul’un bir kıyı mahallesinin ev kadınlarını, bakkalını, ka-
olan şeyleri bunda göreceksiniz. Suat Derviş, ‘Olan Şeylerin badayılarını, sokak kadınlarını; Hiç’te, sevgi ve güven arayan,
Romanı’nı yazmak için hayatın anlaşılmaz taraflarını çok ya- mahalle baskısına aldırmayan, dul kadın kimliğini kabullenme-
kından ve içinden tetkik etmiştir” (1937). yen Seza’nın dramatik öyküsünü anlattı.
TUTUKLANDI, SÜRGÜN YAŞADI, TAKMA FRANSA’DA YAYIMLANAN İLK TÜRK ROMANI:
ADLARLA YAZMAK ZORUNDA KALDI! ‘ANKARA MAHPUSU’
1940’larla birlikte, ülkemizde toplumcu gerçekçi akımın ilk Fransa’da yayımlanan ilk Türk romanı olan ve “İlk önce ku-
sursuz ve tam klasik bir aşk ve tutku romanıdır… Çağımızın bir
önemli dergisi Yeni Edebiyat’ta ve gazetelerde fıkralar, eleştiri-
ler, öyküler yayımladı. kitabıdır… Bize en sade hikâyeyi, en sade dille anlatan bu üs-
Emine Seda Çekin Işık’ın Eylemi Kaleminde Bir Muharrir: luptan daha az süslü, daha az ‘Doğulu’ bir üslup bulunamaz”
>>
6 24 Temmuz 2025