Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zaman durunca…
Her günü birbirinin kopyası, birbirine yapıştırılmış sıkışık telaşlarla yaşamaktan; kendine,
sevdiği işlere fırsat bulamamaktan ya da yoksunluktan yakınan çocukların gözünden zamanın
nasıl göründüğü, algılandığı üzerine kurduğu hikâyesinde Fatma Burçak sıkı bir gündelik
hayat eleştirisi sunuyor.
Teyzesi çöpten bulduğu kitapları eve sokmasını iste-
Y. BEKİR YURDAKUL
miyordu. Zer de dışarıda, çöp arabasına yaslanıp oku-
Naz, yine kitabını oku-
yordu. Soğuk bir gece, aklında
atma Burçak, Zaman Bekçileri’ni sımsıcak bir
maya durdu.
notla açıyor: Romanın ilk cümlelerini karanlık bir
O kitaptaki kahraman olmayı diledi bir an. “Bu fikir
F kış günü yazmış. Ne ki kısa bir süre sonra ona
çok hoşuna gitti. Sanki böyle bir şey olabilirmiş, bir ki-
rehberlik eden bulutunu ve aklındaki hikâyeyi yitiriver-
tabın içine girebilirmiş gibi gecenin karanlığına doğru
miş. Hadi, merak edin:
var gücüyle haykırdı: ZAMAN DURSUN!”
“Bulutun rehberliği” hikâyenin akışı içinde fantastik
bir yolculuk olarak çıkıveriyor karşımıza… Ve Burçak,
YAKINMALAR FARKLI OLSA DA…
Zaman Bekçileri’ni, Bursa Nilüfer Belediyesi’nin bü-
Ezo, Nes, Teo, Zer… Birbirlerinden habersiz ne ki
yük bir titizlik ve istikrarla yıllardır hizmete açık tuttuğu
aynı anda aynı şeyi dileyince olanlar olur ve kesişir yol-
“Göl Yazıevi”nde tamamlamış.
ları. Oysa onlar, kendilerinden habersiz dayatılan içi tı-
Gelelim kahramanlarımızın dediklerine…
ka basa doldurulmuş zamana ilişkin durumu anlatma-
ya ve bundan kurtulmaya uğraşmışlardı.
ORTAK DİLEK: ZAMAN DURSUN…
“Zaman durursa tüm sorunlarının çözülebileceğine
“Okul saatlerini büyükler değil de çocuklar belirle-
kalpten inanıyorlardı.” Her şeyi birbirine bağlayan bu
yebilseydi, sabah karanlıkta kalkıp okula gitmek yerine
ipi, düğüm olmaktan kurtarmanın bir yolu olmalıydı.
doya doya uyuyup… yataktan mutlu kalksalardı. Hafta
Geçmişin bekçisi bilge keçi Rapus, geleceğin bekçi-
sonu yetişmeye çalıştıkları etkinlikler de okulun bir par-
si meraklı Temora ve başka karakterler de katılır bu il-
çası olsaydı. Hem bu kadar uzun sürmezdi okul hem
ginç olduğu kadar sürükleyici oyuna...
de daha ilginç bir yer olabilirdi…”
Evrenin çözemediğimiz sırlarını anlamak, belki de
Ah be Ezo! Hoş, güzel söylediklerin de bunları konuş-
kendimizi oyalamak için hikâyeler uydurduğumuz gibi
mak için zaman yok ki! Herkesin yetişmesi gereken işle-
Rapus, Temora ve ötekiler de sırlarını korumak için il-
ri, programları… Daha da sıkılıyordu Ezo bu telaşlardan:
ginç yöntemler bulmaya uğraşırlar.
“Hepimiz saatler tarafından yönetiliyoruz… Saçma de-
ğil mi bu, saate bakmadan hiçbir şey yapamaz mıyız? Za-
GÜNDELİK HAYAT ELEŞTİRİSİ
mana aldırmadan yaşayamaz mıyız? Bıktım artık! Bütün
Zaman, belki en çok kafa yorduğumuz, bizim uydur-
saatler ortadan kalksın, zaman dursun istiyorum.”
mamız olmasına karşın sanki dışımızdaymış gibi dav-
Ona endişeyle bakan Teo ve Nez’e aldırmadan başı-
randığımız bir olgu.
nı gri bulutlara doğru kaldırıp bağırdı: “ZAMAN DUR-
Yakın biz zamana değin gökyüzü yön verirken yaşa-
SUN!” Okula gitmemek değildi ki onun derdi. Plan
mımıza şimdilerde artık zamanı, kendi bitip tükenme-
yapmayı da istemiyor değildi.
yen planlarımızı sığdırmaya uğraştığımız yaşamımızla
Ne ki her şeyin üstelik kendisine sorulmadan ve önce-
düzenler olduk. Ne kadar düzenlediğimiz ve neleri ıs-
den bağlandığı saatler… Köle gibi hissediyordu kendini.
kaladığımız da ortada!
“Saatin kaç olduğunun farkında mısın? Tam bir bu-
Her günü birbirinin kopyası, birbirine yapıştırılmış sı-
çuk saattir oynuyorsun.”
kışık telaşlarla yaşamaktan; kendine, sevdiği işlere fır-
“Ödevlerimi yaptım, sınavım yok. Neden biraz daha
sat bulamamaktan yakınan çocukların gözünden za-
fazla oynayamıyorum baba?”
manın nasıl göründüğü, algılandığı üzerine kurduğu
“Bir gün yapılması ya da yetişmesi gereken şeyler yüzün-
Babasına ilk kez gördüğü biriymiş gibi bakarak ko-
hikâyesinde Fatma Burçak sıkı bir gündelik hayat eleş-
den nefes almayı bile unutacaklar” diye düşündü Nes…
nuşmuştu Teo. Hem yalnızca oynamıyordu ki o! Ye-
tirisi sunuyor bize.
Saatler, planlar ortadan kalksa; bütün toplantılar,
ni bir oyun programlıyordu. Üstelik neredeyse sonu-
Yaşadığımız anın değerini zaman zaman unutsak da
randevular iptal olsa ne iyi olurdu!.. O an kalbinin atış-
na gelmişti.
çocukların bunun farkında oldukları bir gerçek. O bü-
larını duyabiliyordu. Dudaklarından dökülen kelimeleri
“Saatler! Kendisinin değil ama ne yazık ki babasının
yülü çağlarımızda hepimiz için durum aynı aslında. He-
de ancak kendisi duyabilirdi: “ZAMAN DURSUN!”
saatlerle, bilgisayarlarla, oyunlarla ilgili sorunları vardı…
le ki sıkıntı veren bir işin içinde kaybolmamışsak. Za-
Nes’in isteği çok açıktı oysa: İnsanlar birbirlerine daha
Oynadığı oyundaki büyücü kahramanın güçlerine sahip ten o durumda da yakınmalardan payı zaman da alır.
çok zaman ayırsınlar, aileler daha çok birlikte olsunlar…
olmayı diledi o an.
Hayatın gülümsetmelerini unutarak uyacağımız plan-
İlkokulu bitirdiği yaz babasını, kız kardeşi Naz’ın do-
Gözlerini kısıp parmağını ekranın sağ alt köşesinde- ların başarısıyla kıvanç duymak yerine her yönüyle var-
ğumunda annesini yitirmişti Zer. Kimseleri yoktu. Tey-
ki dijital saatin üzerine koydu.” Kendi kendine haykır-
sıl ve ortaklaşa tasarlanmış bir gündelik hayata göz kırp-
zesine sığınmışlardı. Kardeşi okusun istiyordu, bu yüz-
dı: “Kaybolmanızı istiyorum zaman yutucu saatler! ZA- mamızı anımsatıyor. Dar vakitlere sıkışmış günleri gün
den okula da gidememişti.
MAN DURSUN!”
ışığıyla aydınlatmanın yolunu bulacak da bizleriz değil-
Önce eniştesinin yanında çaycı çıraklığına başladı.
Ünlü bir dans grubunun, dans okulu öğrencileri için se bir şeylerden, örneğin zamandan yakınmak değil.
n
Sonra kâğıt toplayıcılığı… “İnsanlar ne kadar çok kitap
özel olarak sunacağı gösterisine Nes’i kim götürecek-
ti? Annesinin bitmeyen toplantıları ve yazışmaları, ba- atıyorlardı çöpe… Zer bulduğu bütün kitapları siliyor, Zaman Bekçileri / Fatma Burçak / Kelime Yayın-
basının hasta muayeneleri… temizliyor, okuyordu…” ları / 144 s. / 10+ / 2023.
7 Aralık 2023
24
Desen: NAZLI ŞAHİN