Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Farklı gibi görünse de…
Anıl Basılı’nın, bir süre önce merakla okuduğum “Başarısızlar Kulübü”nün ardından yine benzer
gerçeklere, bir türlü fark edemediğimiz/ sağır, kör kaldığımız olgulara parmak bastığı “Mükemmeller
Kulübü”yle de bitip tükenmeyen yolculuklara çıktım.
rincilerle / “mükemmel”lerle sürdürmeyi “aferin”lik
nişle taşıyor günlerimize…
Y. BEKİR YURDAKUL
sayanlar. Sonra arka sıradakiler, önde koşanlar… Okullara kayıtların puan sıralamasına bağlandı-
Yan yana görmesek de onları, çoğunlukla yalnız-
ğı, arkadaşlığın yerine rekabetin hatta hasım ol-
ükemmeller Kulübü… Kitabın kapağı-
lar rıhtımında kalakalanlar… Ardından sokaklara, maların konduğu anlamsız sürece cephe açan
nı kapadığımda da uzun uzun düşündüm.
kendilerinden sevgi esirgenen, her eve dönüşte sı- Mükemmeller Kulübü’nün yalnızca yetkili etkilileri
M Tıpkı okurken sıklıkla yaptığım gibi. Sonra
nav sonuçlarıyla karşılanan çocukların arasına ka- değil hepimizi derinden düşündürmesini dileyerek
güldüm kendi kendime:
rıştım… Peşimde Anıl Basılı’nın kahramanlarının, çıkıyorum yarış sırasından…
“Hadi bakalım” dedim, “Şöyle mükemmel bir ya-
başta Ege / pardon “Şampiyon”, çığlığı: Sanırım “Sen kötüsün, beceriksizsin, ne zaman
zı döktürmenin vaktidir!” Aslına bakarsanız hiç-
“Hayatım boyunca sadece başarıya odaklandım. başardın ki” demek kadar “Sen zayıf değilsin, mü-
bir yazının başına böyle bir hevesle oturmam. Bir
Bence bu büyük bir başarısızlık.” kemmelsin, her zaman birinci olmalısın” demenin
esin, çıkış noktası düşürür beni yola… Sonrası,
“Her şeyi yarıştırdığımız gibi arkadaşlıklarımızı da de hayatı, gülümsemeyi, dayanışmayı ve arkadaş-
-pek o kadar kolay olmasa da- dökülür gelir işte.
yarıştırdığımızı düşünüyorum…” lığı ıskalamak olduğunu fark ettiğimiz gün değişe-
“Mükemmel değiliz! Olmak zorunda da değiliz.” bilecek bir şeyler.
İKİ UÇTA AYNI ŞARKI
“İnsanların bocalama hakları yok mu?” Anıl Basılı’yı okuyunca eminim siz de hemen
Anıl Basılı’nın, bir süre önce merakla okuduğum
kendi mükemmeller kulübünüzü kurup çevrenize
Başarısızlar Kulübü’nün ardından -farklı görün-
MÜKEMMELİN PEŞİNDE EKSİK KALANLAR
bambaşka bir gözle başlayacaksınız.
se de- yine benzer gerçeklere, bir türlü fark ede-
Yaşamını dedesiyle sürdürmek zorunda olan
Çocuk arkadaşlarımdan Ada’ya sormuştum,
mediğimiz/ sağır, kör kaldığımız olgulara parmak
Şampiyon… Evet, onun adı Şampiyon! Her yarışta
beş yaşındaydı o zamanlar, büyüyünce ne ola-
bastığı Mükemmeller Kulübü’yle de bitip tüken-
hep finali ilk gören olmak zorunda…
cağını. Hiç unutamadım, “Hâlâ Ada olmak istiyo-
meyen yolculuklara çıktım. Onlarca kitabın kapı-
Neredeyse adını unutmuş. Okulda, evde, so-
rum!” deyişini. Gönül bahçemde Ege’yle tanıştır-
sını çaldım, yüzlerce karakter seslendi pencerem-
kakta… yalnız ve hep Şampiyon! Oysa bir tanecik
dım Ada’yı, çok iyi arkadaş oldular, oynuyorlar.
den, sayamayacağım denli çok derslikte, derste
olsun sevgi sözü duymak istiyor dedesinden. De-
Her işte ve daima mükemmel olma takıntılarımız-
buldum kendimi… Öyle çok çocuk gelip durdu ki
deyse onun için hep mükemmelin peşinde.
dan, aynı hırsla çocuklarımızı yorma yolculukların-
karşımda onlara okul hallerimizi anlatayım derken
Anıl Basılı, Ege ve arkadaşlarının Mükemmeller
dan vazgeçmek, “Ada olmak / kalmak” için vakit hiç
onlar dinletti bana kendilerini / dertlerini…
Kulübü macerasının arka planında hepimizi
geç değil. Merak etmeyin, ben de öyle yormadım
İlkin kendimi, hiçbir elemeye tabi olmaksızın
bütün çocuklar için yeniden düşünmeye; mutlu
kendimi mükemmel bir yazı için. Anıl Basılı’nın kah-
oluşmuş kendi lise sınıflarımdan birinin önünde
olmanın, gülümsemenin, kendini iyi hissetmenin,
ramanı Ege’ye kulak verdim, hepsi bu…
n
buldum… Sonra neredeyse bütün notları zayıf Se-
gerçek arkadaşlığın aslında şu anlamsız yarışlar-
her çıkageldi. Sınıfta varlığını fark edip en dipten Mükemmeller Kulübü / Anıl Basılı / Resimle-
dan, hep “mükemmel” olma koşusundan çok
ortalara çıkaran öğretmeni görevden ayrılınca en daha kolay olduğunu enfes bir kurguyla ve gözü- yen: Afra Elif / Timaş Yayınları /
128 s. / 13+ / 2023.
çok ağlayan Seher. Ve sınıftaki koşuyu yalnızca bi- müze sokmadan, yarış(tır)madan, zarif bir sesle-
Mavi bir yolculuk…
Erol Büyükmeriç’in ustalıkla sahneye çağırdığı Cansever dizeleri çıkıyor hepimize karşıcı…
Şiirin, anlatının akıcı dilinin yanı başına martılar doluşuyor. O masmavi çocuğun
dünyasını Serap Deliorman’ın şiir-desenleri çoğaltıyor, gülümsetiyor.
Masmavi Bir Çocuk’la yıllar öncesinde buluşturu- bir şairin şiirinin ardın-
Y. BEKİR YURDAKUL
yor. “İnsan yaşadığı yere benzer/ O yerin suyuna, daki gize çağırdığı yol-
o yerin toprağına…” diyen şairle bir anda çocuk culuk bitmesin istiyo-
airin hayatı şiire
Ömer Edip oluveriyoruz.
ruz. Yeniden düşüyo-
dahil.” Böyle (mi?)
‘‘Ş
Cami avlusunda maça duruyor, tramvaya asılıyor,
ruz yola… Mahalle arala-
demişti Cemal Sü-
o akşamsefalarıyla çevrili kuyuya bakıp kalıyor, kü-
rını, çarşı pazarı dolaşıyoruz…
reya. Bir söyleşisinde Ma-
tüphaneden “ciddi” kitaplar okuyup notlar alıyoruz.
Kokular, tatlar, renkler çoğalı-
rio Levi de “Yazarların bü-
İstanbul sokaklarında çocukluğuyla karşılaşan
tün yapıtları yaslanır onların yaşamlarına, yaşadık- yor. Bir de çiçek satıcısı çıkı-
Edip Cansever’in peşine takılıyoruz sonra. Ara-
verse şu sokak başından…
larının izleri her yapıtında az çok, şöyle ya da böyle
n
da şaire takılıyor gözümüz, çoğun çocuk Ömer
yer alır…” diyerek altını çizmişti bu gerçeğin.
Cansever Bir Edip Masma-
Edip’le yitip gidiyoruz onun çocuk dünyasında…
SANKİ KENDİ ÇOCUKLUĞUMUZ vi Bir Çocuk / Erol Büyükme-
Büyükmeriç’in ustalıkla sahneye çağırdığı Canse-
Aslına bakarsanız asıl seslenen, yazarı / yazı- riç / Resimleyen:
ver dizeleri çıkıyor karşımıza… Şiirin, anlatının akı-
yı asıl besleyense “o bir daha ele geçmez ülke” ço- Serap Deliorman
cı dilinin yanı başına martılar doluşuyor. O masmavi
cukluğudur. Erol Büyükmeriç, kurguladığı masal- çocuğun dünyasını Serap Deliorman’ın şiir-desenle- / Everest Çocuk /
sı yolculukla hepimizi “Cansever Bir Edip” kılıyor, ri çoğaltıyor, gülümsetiyor. İki usta sanatçının, usta 112 s. / 10+ / 2023. Desen: SERAP DELİORMAN
26
2 Kasım 2023