Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MAHİR ÜNSAL ERİŞ’TEN ‘ACAİP’
‘Kendimi oğulluğum ve babalığımla
bir imtihana tabi tuttum’
Mahir Ünsal Eriş yeni romanı Acaip (Can Yayınları) ile uzak masalların, yalnız erkeklerin, olanaksız bir aşkın
öyküsüne davet ediyor okuyucuyu. Eriş, Gaip ve Acaip ile başlayan Tekzip ile devam edecek üçlemesinde
romanlarını bir ‘aile meselesi’ üstünden kurmuş. Eriş ile ülkenin karanlık suçlarına da perde aralayan Acaip
üstünden, baba-oğul çatışmasını, erkeklik savaşlarını ve doğunun masallarını konuştuk.
ELÇİN POYRAZLAR
‘EN TEMEL MESELE AİLE’
n Acaip, olanaksız bir aşkın öyküsü olarak başlı-
yor ancak o imkansızlığın içinde ülke tarihine uza-
nan karanlık suçlar var.
Bu romanını bir aşk romanı mı yoksa suç romanı
mı olarak tasarladın?
Açıkçası hem ikisi hem de hiçbiri. Aslında ben
Acaip’i, tıpkı Gaip’te yaptığım, serinin son kitabı ola-
rak düşündüğüm Tekzip’te de yapmayı planladığım
gibi bir “aile meselesi” olarak kurdum. Gaip’te de
Acaip’te de en temel mesele aile.
Tabii toplumun siyasi ve tarihsel macerasını yara-
tan dinamiklerin aile ilişkileri özelinde de mikro öl-
çekte geçerli olduğu hakikati de var. Bu açıdan Acaip,
suç ekseninde seyreden bir aşk hikâyesi ama yine de
her şartta bir aile romanı.
n Romanın anlatıcı kahramanı Samim yoksul,
kimsesiz ve sevgiye aç bir karakter.
Faili meçhullerin ülkesinde adeta hayatı meçhul biri.
Samim’i biriyle tanıştıracak olsan hakkında ne derdin?
Samim kaşıkla veren hayatın kepçeyle geri istediği,
sevgiye, yakınlığa ama en çok da bir aileye aç, kırılmış,
Teşekkür ederim bu tespit için. Tam olarak aklım-
den, kalbinden görüyoruz. Yine de Güzin, Samim
dökülmüş bir adam.
dan geçen buydu. O hikâyede de adamı inanmak öl-
için bir muamma. Samim bir hayale mi Aşık?
Samim’e kıyasla ben çok sıradan, normal, dört başı
dürüyordu. Samim’in hikayesinin vardığı yer de bu-
Bunu yanıtlamam çok zor inan ki.
mamur bir ailede büyüdüm ama açıkçası kendimle çok
nu gösteriyor.
n Roman bireyin gaddar bir sistem karşısında-
bariz benzerlikler gördüğüm biri. Ama arkadaşlık et-
n Acaip’in Gaip isimli romanınla bir bağı var. Ay-
ki çaresizliğini, yenilgiyi kabullenişini ama yine de
mek isteyeceğim biri değil sanırım.
nı öykünün ucunu başka bir aynadan okuyoruz.
unutmayışını hissettiriyor. Samim’in hesabı aslın-
‘ÜÇLEMEMİN TEMEL EKSENİ
Romanın sonu da devam hissi uyandırıyor.
da kiminle?
BABA-OĞUL ÇATIŞMASI!’
Başta belirtitğim gibi Tekzip adlı bir roman daha
Samim’in kavgası, varoluşuyla. Çünkü derdi daha
n Acaip aynı zamanda bir baba-oğul çatışması,
yazmak istiyorum.
dünyaya gelişiyle başlıyor ve romanın son sayfasına
hatta “devlet babanın” korkutucu gücü satırlarda Gaip ve Acaip’ten bildiğimiz dünyayı bir de
kadar sürdüğüne tanık oluyoruz. Bir kendi varlığını
hissediliyor. Bir çocuğun çok merak ettiği babasıyla
Zeki’nin gözünden görelim bakalım, hakikaten de
bir anlam içine sığıştırma çabası Samim’inki.
tanışması da en vurucu noktalardan biri…
haklılar haklı, zalimler zalim miymiş, yoksa hiç kim-
n Romanda Kafkaesk ögeler var. Bunlardan bi-
Baba-oğul çatışması Gaip, Acaip ve Tekzip üçleme-
se ilk taşı atacak kadar günahsız değil miymiş! Niye-
ri Samim’in işi. Ofisi, arkadaşları, anlatılan öyküler
min temel ekseni diyebilirim. Anneler üzerine yaz-
tim bu yönde. Ama ömür neye ne kadar izin verir, bi-
Samim’e tuhaf geliyor ancak pek de kurcalamıyor.
mak kıyasla kolaydır. Konforlu bir alandır. Ama baba- lemiyorum tabii.
Samim gerçeklerden kaçmak istiyor gibi?
lar üzerine yazmak, hele de bir oğlan çocukları için ol-
O biraz Doğululuktan kaynaklı bence. Ofisin sebe-
‘ÇOK MERAKLI BİR POLİSİYE OKURUYUM’
dukça zorlayıcı.
binin, kaynağının, bu işin kapsamının sorgulanma-
n Benim tutku alanım olduğu ve bu romanda izle-
Biz Doğulu toplumlar babayı ilahi bir konuma yer-
sı olasılığı doğduğunda durumu açıklayan sözün bile
rini gördüğüm için sormadan edemiyorum; polisiye
leştiriyoruz ister istemez. Böyle büyüyen çocuklar da
Uygurcadan geliyor olması bunun kanıtı.
edebiyatla aran nasıl?
baba olduklarında bu ilişki biçimini yeniden üretiyor-
Biz doğulular böyleyizdir, biz iyiysek her şey iyi-
Çok meraklı bir polisiye okuruyum. Çocukluğum-
lar. Belki son bir-iki kuşaktır bunun çatlaklar göster-
dir. Kurcalamaya gerek yok. Biz iyi değilsek dünya
dan beri çizgi roman sevdalısı biri olduğum için poli-
diğini söyleyebiliriz.
dönmüyor demektir. Kavga başlar. Dünyanın en çok
siye okurluğuna transferim çok kolay oldu.
Ama baba meselesi hâlâ bizde yaralarla anılan bir
kavga eden milletleri bizleriz bu yüzden.
Klasiklerin dışında da çağdaş örnekleri, çeviriler
meseledir. Ben de bu konuda yazmaya cüret göstere-
n İş arkadaşlarının anlattığı uzak ülkelere ait masalla-
kadar Türkçe yazılmış polisiyeleri de takip etmeye
rek kendi kendimle, oğulluğumla ve babalığımla bir
rı özellikle de denizci öykülerini Samim çok önemsiyor.
çalışıyorum.
imtihana tabi tutmaya çalıştım kendimi.
Denizci babasıyla ilgili merakını da bu masallar üs-
n Metinde edebiyat işçiliği anlamında dil konu-
Çünkü, evet, babalarımız bizi biz uyurken seviyor
tünden gidermeye çalışıyor diyebilir miyiz?
sunda çok titizsin. Üslup mu öykü mü desem hangi-
ama biz de onları sevmeyi öğrenemiyoruz bu kemik-
Bilemiyorum belki de gerçeklikle kavgasını bu ne
sini seçerdin?
leşmiş baba-oğul çekişmesi yüzünden.
olduğu bile tam anlaşılmayan masallarla vermeye ça-
Ben öykücüyüm. Hep öyküyü düşünürüm. Benim
En iyisini Kemal Varol söyler “Küfran” adlı şii-
balıyordur. Yuvasızlığı, kimsesizliği içinde kendine
için üslup kurduğum öyküyle verili olarak kendiliğin-
rinde, “Anneler erken/ ölümlerine yakın sevilir baba-
yuva olacak başka bir gerçeklik arıyordur belki. den gelen bir şeydir. Hikâyenin doğuştan gelen özel-
lar”. Yani “erkeklik” savaşının artık siperlere çekil-
n Ben Samim’in Güzin’e uzun aşk mektubunu bi-
liğidir üslup. Hikâyeyi tam inandığım haliyle kurmayı
miş ordulara terk edildiği zamanlarda.
raz da bu öykülerden birine benzettim. Tankerdeki
başardığıma kani olursa üslup için ayrıca mesai yap-
‘SAMİM’İN KAVGASI, VAROLUŞUYLA!’ buzlukta donarak ölen adamın öyküsüne. maya çabalamam. Ama elbette özeniyorum. Dile, ifa-
n Benim en merak ettiğim karakter Samim’in sev- Adamın ölümünün her anını duvara kazıması gi- deye, üsluba, yazığım şeyin çağına ait söyleyiş ve an-
gilisi Güzin oldu. Güzin’i sadece Samim’in gözün- bi, son ana kadar hayata tutunma çabası gibi? latım biçimlerine dikkat etmeye çalışıyorum.
n
12 2 Kasım 2023
MUHSİN AKGÜN