Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sanatçı romanda, belki de
dahi yoksun bırakılan Istina
Mavet’in hikâyesine yoğunla- kendi yazma süreciyle ilgili dü-
şır. Romanın Cassandra meta- şüncelerini formüle etme iste-
forlu anlatıcısı Istina Mavet, be- ğini meta-kurgu olarak ortaya
lirtilmeyen nedenlerle akıl hasta- koyar. Yeni romanını yazarken
nesine kapatılır, günlük yaşam- tıkanıp kalan kahramanın zi-
dan koparılır. Küçücük tek kişi- hin haritası okuyucuyu, anlatı-
lik odada kısılıp kalır. En fazla cının yarım kalan romanını ta-
on santim açılan pencereden ki- mamlama isteğiyle karşı karşı-
raz çiçeklerine bakabilir sadece. ya getirir.
Pembe üniformalı uğursuz per- Grace Cleave, Yeni
sonelin kemerine taktığı anahtar- Zelanda’dan Londra’ya yazar
ların sinir bozucu şıngırdaması- olma hevesiyle gelir. Güney
nı duyar hep. Hemşireler her sa- güneşi altında bir zamanlar kı-
zıl alev alan saçları, bu yeni ül-
bah, elektroşok uygulanacakla-
rın isimlerini bağırır. Istina Ma- kede solmakta ve toz rengini
vet, defalarca bu işkenceyi çek- almaktadır maalesef. Mutlu de-
miştir. Ona göre bu işkence in- ğildir. Yeni romanını yazarken
sanları susturmanın ve emirlere cümleler boğulur ve yürümez.
uyulması gerektiğini anlamaları- Bu sırada gazeteci Philip
nın yeni moda yoludur. Thirkettle ile tanışır. Philip,
Bu elektro şoklama sırasında Grace’i ailesiyle yaşadığı Rel-
şakaklara ıslatılmış pamuklar sü- ham’daki evlerine davet eder.
anlatım çeşitliliği ve şiirle düzyazının birlikteliği gibi bağ-
rülürken yatakların arasına çiçekli perdeler çekilir. Yastık- Ancak bu nazik davete karşılık vermek; insan içine çık-
lamlarda büyük ses getirir.
lar açılı yerleştirilirken hastalar bu acıya çığlık çığlığa bo- ma, seyahat etme ve iletişim kurma konusunda sorunlar ya-
Sanatçı bu romanında karmaşık bir zihin dünyasını dışa
yun eğer ve yavaşça bilinçlerini kaybetmeye başlar. Artık dış şayan Grace için hiç de basit değildir. Çünkü “tehlikeler-
vurabilmek yolunda kimi zaman dil bilgisi kurallarını, an-
dünyanın kapıları üzerlerine kapanmıştır. le dolu dış dünyadan korunaklı gizli iç dünyaya getir götü-
lamı, mantığı, noktalamayı ve sentaksı bilinçli olarak bo-
re koşturan bir gezgin”dir o.
zar. Çoğunlukla bir rüyada izlenimi uyandıran ilgisiz cüm-
‘ISTINA’ VE TRAJEDİNİN UMUDA EVRİLİŞİ! Sonunda kararını verir ve yola koyulur. Relham’da, Thir-
leler, eylemler sıralar. Yer yer aklın sınırlarını zorlayan be-
Istina ise, “aklının kesilmesini” ve “otomatik itaati” şid- kettle ailesinin Yeni Zelanda kökenli olmasının yarattığı çağ-
timlemelerde bulunur.
detle reddeder. Bütün bu talimat ve eylemlerden az da olsa rışımlarla anıları tetiklenir. Evdeki eşyalar, kitaplar, aile ya-
Sığınılan anılar ve zamanlar arası göndermelerle çok boyut-
şantısı onu, memleketine ve çocukluğuna çeker. “An”ı bir
şiirsel bir öz damıtabilirim diyerek kendini yazmaya adar.
lu bir dünya yaratır. Anlatı, belirgin bir olay örgüsüne sahip
Trajediyi umuda evirir. türlü yaşayamaz. Bir fincan kahvede, bir kitabın arka kapak
olmasa da imgelemlerle yüklü şiirsel ifadeler dikkat çeker.
Sudaki Yüzler’de Istina’nın kendi sesinden verilen iç mo- tanıtımında göklere ve geçmişine uçup gider.
Francie, Toby, Daphne ve Chicks’in mutlu çocuklukları-
nologlar, geçmiş ve şimdi çatışmasını da gözler önüne serer: “Hatırlatma” işiyle meşgul birinin “unutmak” isteyen
na bakış atarak başlar roman. Fakat bu mutluluk uzun sür-
“Hastaneye yatırılmışım; çünkü diğer insanlarla aramda- bilinçaltıyla çatışması olarak okunabilecek romandaki psi-
mez. İki kardeşin ayrı kazalarda ölümü, birinin nörolojik nö-
ki buz tabakasında büyük yarıklar açılmış ve ben, çekiç başlı kolojik derinlikler, “Hangi taraf haklı?” diye sorgulatır.
betleri, sonunda demiryolu işçisi ailenin çözülüşü ve yoksul-
köpek balıkları, foklar ve kutup ayılarının yan yana yüzdüğü
luk 14 yaşındaki Daphne’nin hayal dünyasından yansıtılır.
mor renkli bir denizde onların dünyalarının benden gittikçe SUSKUNLUĞUNU YAZILARINDA PATLATAN
Doktorlar, Daphne’nin duygu dünyasının aslında ciddi bir
uzaklaşmasını seyrediyorum. Buzun üstünde tek başımayım.” DİRENGEN BİR UMUTLU!
hastalık belirtisi ve gerçek dünyadan sapma olduğunu söy-
Janet Frame aynı zamanda romanda, akıl hastanesindeki Bütün hayal dalgalanmaları arasında kararını verir: Bir göç-
lerler ve bu tehlikenin önüne geçip Daphne’yi diğer insanlar
düzeni eleştirirken bir yandan da sistemin kokuşmuş yan- men kuş, o. Bu insanlar ve topraklar arasına sıkıştırılmış bir
gibi yapmak ve beynini değiştirmek için onu yanlış tedavile-
larını ve yaşamdaki paylarını örtülü taşlamalar halinde su- kuş. Sonunda bir kabulleniş ve rahatlamayla edebiyata sığı-
nar. Ayrıca benlik nedir, kimlik nasıl kazanılır, bir olmak re kurban ederler. Roman, Francisco Goya’nın gotik gravür- narak yarım kalan romanına döner ve insanların dünyasın-
lerine göndermeler yaparcasına karanlık göstergeler üretir.
ne anlama gelir gibi sorulara yanıtlar arar. Başkalarının de- dan öteye, çok uzaklara kanat çırparak Thirkettleları ziyaret
lilik olarak gördüğü şeyin olağanüstü yaratıcı dehanın be- ettiği hafta sonunun hikâyesini yazmaya koyulur.
lirtisi olabileceğini gösterir. ÖZGÜR BİR ZİHİN, ÖZGÜR BİR YAZIN: Janet Frame için sanat ve hayal gücü, deneyimin, deli-
‘BİR BAŞKA YAZA DOĞRU’
liğin ve belleğin sarmal bir gerçekliğe çağrılmasıdır. Sus-
ŞİİRLE DÜZYAZININ BİRLİKTELİĞİ Frame’in tekil ve çoğunlukla kapalı yazımı, zihinsel göç kundur o; ne var ki suskunluğunu yazılarında patlatır!
VE ‘BAYKUŞLAR ÖTERKEN’ hareketlerinin aykırılıkları, ayrıca geleneksel kurgu düzenin- Psikiyatri hastanesinde dayatılan kimliksizlikten ulusla-
Bir arkadaşının küçük bahçe kulübesinde tamamladı- den uzak yapıtları, yazında ona sınırsız özgürlük alanı açar. rarası alanda tanınan bir yazar olmaya geçişi sağlayan ya-
ğı ve bazı eleştirmenlerin ülkenin uzun zamandır beklenen Yaşarken yayımlanmayacak kadar kişisel bulduğu Bir pıtlarıyla Janet Frame, klostrofobik kurgu evreninde oku-
başyapıtı olarak düşündüğü Baykuşlar Öterken’de (Çev. Z. Başka Yaza Doğru (Çev. Z. Ceyil Özmen / YKY) romanın- yucusunu zorlar. Sudaki Yüzler’deki Istina gibi, yaşamın
Ceyil Özmen / YKY) Frame, bir Yeni Zelanda kırsalında- da da bütün bu özgürlük alanından yola çıkarak fantezi ve zorlukları karşısında ise ayakta durmanın bir yolunu daima
ki Withers ailesinin öyküsüne odaklanır. Roman özellikle gerçeklik arasında gidip gelir. arar ve umudunu hiç kaybetmez.
n
‘Post-Post-Kemalizm’
ortaya atıldı. Bu düşüncenin temel fikri de 2000’li yılla- birlikte hareket etmesi-
EMİN ADNAN rın siyasal gelişimi içinde “bir ortodoksinin yerine baş- ni sağlamak için Kema-
ka bir ortodoksiyi koyma” eğilimi olarak gözüküyor. lizm meşrulaştırıcı araç-
4 Mayıs 1950 seçimleri Türkiye’nin çok partili sis- Buna göre, 1908-1945 arası döneme sıkışmamak ge- lar arasında bir araç ola-
teme girmesinin tarihidir. 1950-1980 yılları arası rekir. Sonraki dönemlerde toplumu altüst edici toplum- rak mı kullanılmıştı?
1 çok karmaşıktır, darbeler ve toplumsal karmaşalarla sal ve siyasal gelişmeler de ortaya çıkmıştır. Bu durum- İlker Aytürk ve Berk
geçmiştir. Dış güçlerin tuzakları da belgelerle ortaya ko- da otoriterliği salt Kemalizm’de gören düşünce sarsın- Esen’in derlediği kitap-
nulmuştur. “Post-Kemalizm” kavramının siyasal tartış- tı geçirmiştir. ta Sencer Ayata, Ersin
ma alanına girmesi ve yükselmesinin tarihi 1980’li yıl- Demokratik sistemin yozlaşması, tek kişi yönetiminin Kalaycıoğlu, Tanıl Bo-
lar olarak kabul edilebilir. giderek güçlenmesi, “Post-Kemalist” söylemi ve “ikin- ra, Berrin Koyuncu Lo-
Yakın tarih inceleme ve yorumlarında Post-Kemalizm ci cumhuriyetçi” düşünceyi sarsmıştır. Kemalizm’in, as- rasdağı, Yüksel Taş-
kavramı, bir eleştiri alanına işaret eder. Bu yorumculara lında uygarlaşma ya da dünya uygarlığıyla bütünleşme kın, İlhan Uzgel ve Şeb-
göre Türkiye’nin temel sorunlarının anası, “Kemalizm” görüşü etrafında oluşan bir temel amaç taşıdığı, kabul nem Yardımcı makaleleriyle yer alıyorlar. Üzerinde cid-
ve “tek parti” iktidarıdır. Bu dönemin eleştirilmesi de- edilir duruma gelmiştir. di olarak durulması gereken bir kitap.
n
mokratikleşmenin anahtarı olarak görülmekteydi. Bu Temel tartışmalardan birisi de 12 Mart 1971 ve 12
yorumlar temelde ikinci cumhuriyetçi adı verilen yazar- Eylül 1980 darbelerinde asıl neden olarak kabul edi- Post-Post-Kemalizm: Türkiye Çalışmalarında Ye-
lar tarafından yapılmıştır. len askerlerle Kemalizm düşüncesinin bağı doğru muy- ni Arayışlar / Derleyenler: İlker Aytürk, Berk Esen /
Şimdilerde “Post-Post-Kemalist paradigma” kavramı du sorusudur. Yoksa Türkiye’nin ABD ve NATO ile İletişim Yayınları / 486 s. / 2022.
5 8 Eylül 2022