24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Modern yalnızların sesi ve özgür kadının rehberi: Janet Frame! Anlatı şablonlarını yerle bir ettiği yapıtlarında bulanık, kederli bir dünya sunsa da bu bulanıklık ve kederi, yaşamdan ve mücadeleden bir vazgeçiş değil, direniş ve molasız yolculukların yoldaşı kılmış Janet Frame (28 Ağustos 1924-29 Ocak 2004), trajedilere boyun eğmediği yaşamının kaydını tuttuğu kitaplarıyla hem modern yalnızların sesi hem de aklını pusulası kılan özgür kadının rehberidir. Toplumdan “deli” diye dışlanan, ilk kitabının Yeni Zelanda’nın en prestijli ödüllerinden birini alması üzerine “lobotomi”den kıl payı kurtulan, “Yazım beni kurtardı” demiş, yurdunun münzevi ama uluslararası üne sahip yazarıdır... Hep o kıvırcık kızıl saçlı küçük kızdır... Tekil ve çoğunlukla kapalı, zihinsel göç hareketlerinin aykırılıklarıyla ve geleneksel kurgu düzeninden uzak yazınında Janet Frame için sanat ve hayal gücü, deneyimin, deliliğin ve belleğin sarmal bir gerçekliğe çağrılmasıdır. Suskundur o; ne var ki suskunluğunu yazılarında patlatır! Psikiyatri hastanesinde dayatılan kimliksizlikten uluslararası alanda tanınan bir yazar olmaya geçişi sağlayan yapıtlarıyla Janet Frame, klostrofobik kurgu evreninde okuyucusunu zorlar. Sudaki Yüzler’deki Istina gibi, yaşamın zorlukları karşısında ise ayakta durmanın bir yolunu daima arar ve umudunu hiç kaybetmez. JERRY BAUER anksiyete sıkıntısı olduğunu bir türlü kabul ettiremez. Toplumdan “deli” diye dışlanan, Yeni Zelanda’nın Z. DOĞAN KORELİ münzevi ama uluslararası üne sahip yazarı Janet Frame, Lobotomi ameliyatına alınacağı günlerde çıkan ilk kita- çoğu insanı tımarhaneye düşürecek çilelere katlandıktan bının Yeni Zelanda’nın en prestijli ödüllerinden birini al- TOPLUMDAN ‘DELİ’ DİYE DIŞLANAN KIVIRCIK ması üzerine bu ameliyat yapılmaz. Hatta bir doktorun sonra büyüyüp ülkesinin en iyi yazarlarından biri olan kı- KIZIL SAÇLI KÜÇÜK KIZ, BÜYÜK YAZAR! vırcık kızıl saçlı küçük kızdır... dikkatiyle şizofren olmadığı fark edilerek sekiz yıl tutul- Kurmaca metinleri, yazarın yaşamöyküsüyle ilişkilendi- duğu klinikten kurtulur. İroni şu ki o zaten yıllarca tımarhanededir. Oamaru’da- rirken Jules Renard’ın “Yaşamımı kitaplarıma fazlasıyla Frame’in akıl hastanesinde zamanı geçirmek için kul- ki çocukluğu; iki kız kardeşinin farklı zamanlarda boğulup yansıttım. Kemirilmiş bir kemikten başka bir şey değil mi- landığı yazma uğraşı bu işkenceden kurtuluşunu sağlar. ölmesi, erkek kardeşinin epilepsi nöbetlerine tanıklık, baba yim ben?” vargısını usta yazar Janet Frame (28 Ağustos “Yazım beni kurtardı” demesi boşuna değildir. şiddeti başta olmak üzere çeşitli travmatik olaylarla geçer. 1924-29 Ocak 2004) anlatıları için de düşünmemek ola- naksız. Kişisel biyografisi de buna denk düştüğünden ol- ‘SOFRAMDA BİR MELEK’ LOBOTOMİDEN KIL PAYI KURTULUŞ! sa gerek -ki kendisi çoğunlukla kabul etmese de- aslında Frame’in bütün bu duygusal fay hatlarını olanca yansıttığı Öğretmenken yaşadığı bir panik atak nedeniyle yerel kurgudan çok, olanı yazmış gibidir. Soframda Bir Melek (Çev. Ayça Çınaroğlu / YKY) adlı oto- hastanenin nöropsikiyatri servisine, hiçbir değerlendir- biyografisi alışılmışın dışında yoğun bir iç dökümü sunar. Trajedilere boyun eğmediği yaşamının kaydını tuttuğu me ve teste bağlı olmadan şizofren tanısıyla yatırılır. Bu- Jane Campion tarafından sinemaya da uyarlanan kitap- kitapları bugün hem modern yalnızların sesi hem de aklını rada iki yüzden fazla elektrokonvülsif şoka maruz bırakı- ta geri dönüşlü referanslarla geçmişi çağırır yazar. Üç bö- pusulası kılan özgür kadının rehberidir. lır. Sürekli “deli” muamelesi görür. Sadece depresyon ve lümden oluşan yapıtta yaşananlar allanıp pullanmadan do- ğaçlama anlatılır. Bir yazar olarak elde ettiği uluslarara- sı başarıların ve kitaplarının hangi şartlar altında yazıldı- ğının izi sürülür. Gotik psikiyatri hastaneleri, hastaları bu hastanelere yönlendiren zihinsel kusurlar ele alınır. Yazar, burada, ru- hunu boy aynasında yansıtır. Toplumsal iletişim sorunla- rı yaşamanın, aileyle anlaşamamanın bir anormallik gös- tergesi olmadığını vurgular. Ama nafile... Kahraman, onu anormal olarak tanımlayanlar tarafından gittikçe yalnızlı- ğa itilir. O da başka insanlarla kaynaşmaktansa yazı yaz- mayı, hayal dünyasını keşfetmeyi tercih eder. Yapıtlarına tutunur. Okuyucuyla göz teması kurar. ‘SUDAKİ YÜZLER’ İki farklı akıl hastanesinde yaşanan olayları anlattığı Su- daki Yüzler’de (Çev. Ayça Çınaroğlu / YKY) Frame, marji- nalize edilip toplum dışına itilen ve insani haklardan >> 4 8 Eylül 2022
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle