Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LUCAS HARARI’DEN ‘YAZIN SON GÜLÜ’
İçinden film geçen çizgi roman
Romancı olmayı düşleyen genç bir adamın, ilham bulma niyetiyle gittiği sahil kasabasında Hitchcockvari
bir hikâyenin içine düşmesini anlatan bir çizgi roman Yazın Son Gülü (Çeviren: Tolga Üyken / Karakarga
Yayınları). Lucas Harari, ikinci çizgi romanında özgün bir çizgi ve görsel anlatım yakalamış. Harari’nin
Hitchcock’tan Eric Rohmer’e, Jack London’dan John Fante’ye, birçok sanat alanından ustaya ve onların
eserlerine göndermeler içeren Yazın Son Gülü’nde olgunlaştırmaya başladığı grafik üslubu da övgüye değer.
Kitabın sinematografik dilini detaylandırırsak, Harari’nin Yazın Son Gülü’nü yazmaya karar verdiğinde, tıpkı kahra-
TOLGA ÜYKEN
çevirisini yaptığım ilk çizgi romanı Dağın Kalbi’nde oldu- manı Leo gibi “yazamama” dehlizinde kaybolduğunu ifade
ğu gibi Yazın Son Gülü’nde de Harari, sayfalarca tek bir ko- ediyor. Kendisini bir sinefil olarak tanımlayan Lucas Harari,
ucas Harari’nin ikinci çizgi romanı, sinematografik
nuşma balonunun bulunmayan ve derdini salt çizgilerle an-
iki erkek kardeşinin sinemacı olması sebebiyle bu sanat ala-
dille kaleme aldığı Yazın Son Gülü’nün (Çeviren:
latan pasajlar, yer yer adeta bir film rejisi yaparcasına usta- nıyla küçük yaşlardan itibaren ilgili olduğunu da belirtiyor.
L Tolga Üyken / Karakarga Yayınları) esas oğlanı
lıkla belirlenmiş yakın planlar, bazen çift sayfayı kaplayan Yazın Son Gülü, çizerin görsel üslubu ve renk tercihleriy-
Leo, Paris’te yaşayan, geçimini bir çamaşırhanede çalışa-
manzara kadrajları gibi tercihlerle okuyucuyu hikâyenin içi- le de dikkat çeken bir çalışma. Harari yapıtlarını çizgi roman
rak sağlayan ancak büyük hayalleri olan bir gençtir. Yazar
ne daha da almayı başarıyor. literatüründe “ligne claire” diye tabir edilen ve dilimize “te-
olmak ister ama bir türlü o istediği romanı yazamaz. “Ya-
Mimar bir anne-babanın çocuğu olan Harari’nin mi- miz çizgi” diye çevrilebilecek bir tarzda sunuyor.
zar tıkanması” denilebilecek esin yetersizliğinden dertlidir.
mari tutkusunu, mekânların duyguları olduğunu başarıy- Yalın ve kesin çizgilerle vücuda gelen bu tarzı gözünüzün
Bir gün çamaşırhanede uzun zamandır görüşmediği bir
la hissettirdiği bu kitabında da görmek olanaklı. İlk çiz- önüne getirmek için Tenten’i anımsayabilirsiniz. Yüz ifade-
akrabasıyla karşılaşır. Ve o akrabası gökte ararken yerde
gi romanı Dağın Kalbi’nde mimarisiyle dikkat çeken Vals lerinde, gözlerin sadece basit iki noktayla, kaşların da iki çiz-
bulduğu bir fırsat sunar: “Bir süreliğine benim yazlık evde
Kaplıcaları’nı merkeze alan çizer, Yazın Son Gülü’nde de gicikle resmedildiği bu tarz, Harari’ye göre duyguların daha
kalıp, eve göz kulak olur musun?”
sahil kasabasının panoramasını sergiliyor. net aktarılmasını sağlıyor.
Leo, bu davete balıklama atlayarak gözünü bir sahil ka-
Harari’nin Yazın Son Gülü’yle ilgili verdiği bir röportaj- Renk skalası noktasında da pek cömert değil. Birkaç ren-
sabasında açar. Ancak keşmekeşin hakim olduğu kalabalık
da, kitabını 60’ların ve 70’lerin sinemasına bir saygı duru- gin tonlarıyla yetinmeyi seçse de, analog fotoğrafçılıktaki
Paris’e göre çok sakin ve izole bir yer olan bu şirin kasa-
şu olarak nitelendirdiğini de belirtelim. Özellikle 50’lerin tozcukları veya “grainler”i andıran dokular renkli yüzey-
bada, pek de şirin olaylar yaşanmamaktadır. Leo gelmeden
sonu ve 60’ların başında altın çağını yaşayan Fransız Yeni lere ayrı bir duygu katıyor.
kısa süre önce kasabada yaşayan bazı delikanlıların kaybol-
Dalga akımının etkilerini çizgi romanda görmek olanaklı. Sonuç olarak Yazın Son Gülü, Alfred Hitchcock’tan Eric
ması, polisi çoktan harekete geçirmişken, kahramanımızın
Bu etki, sadece görsellik ve estetikle sınırlı kalmıyor, ek- Rohmer’e, Jack London’dan John Fante’ye farklı sanat alan-
aklı bir de 17 yaşındaki güzel komşu kızı Rose’la karışır.
sen karakterin yaşadıklarının yazarın yaşamıyla paralellikler larından ustalara ve eserlerine göndermeler içeren başarılı
Fransızca “gül” anlamına gelen Rose, hem kitabın ismine
hem de kahramanına esin kaynağı olurken, Leo-Rose ilişki- göstermesi Yeni Dalga “auteur”lerinin kendi gerçeklikleri- bir çizgi roman. Lucas Harari’nin henüz ikinci yapıtında ol-
si ve Rose’un gizemli babası hikâyeyi çok katmanlı kılıyor. nin peşinde koşma tercihlerini de anımsatıyor. Zira Harari, gunlaştırmaya başladığı grafik üslubu da övgüye değer. n
CAN| MODERN
“Ben Cennet’i her
zaman bir tür
kütüphane olarak
hayal etmiştim.”
Jorge Luis Borges, bu kez kadim
inanışlardan kâbuslara, efsanelerden
yazılı edebiyata, tarihten müziğe,
cinnetten tutkuya birçok durağa uğrayan
iki uzun ve destansı yolculukta rehberimiz
oluyor. Dünyasının kapısını dinleyenleri
için araladığı konuşmalarını derleyen
Yedi Gece ve ilk kez Türkçede yayımlanan
Tango, Can Modern’de.