Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Edebiyatta kediler!
Edebiyat tarihi, bilim insanlarının “Felis silvestris catus” adını verdiği kedilerle yazarlar arasında tutkulu bir ilişki olduğunu yazar.
Ezop’tan beri edebiyatçılar kedileri hep sevmişlerdir. Kediler de onları, özellikle çalışma odalarını. Colette’den Paul Léautaud’ya
Doris Lessing’ten Bilge Karasu’ya, Truman Capote’den Enis Batur’a, Lewis Carroll’dan Gürsel Korat’a Ernest Hemingway’den
Lale Müldür’e, Baudelaire’den Ahmet Hamdi Tanpınar’a, daha nice yazarın yapıtlarında kedilerden söz edildiğini, onların
gündelik yaşamını zenginleştirdiğini, onlara esin kaynağı olduğunu biliyoruz.
düzen ve temizlik hastasıdır; alışkanlıklarına bağlı sakin, inmiş ruhlar olduğuna inanır, kedinin bir bulutun üzerinde
ZEYNEL KIRAN
sessiz, filozof gibi bir hayvandır; onun dostluğuna layıksa- yürüyebileceğini düşünür”. Ama kediler için en güzel sözü
Lotüs’e
nız dostunuz olur ama asla köleniz olmaz”. Leonardo de Vinci söylemiştir: “Her kedi bir sanat eseridir.”
Amerikalı yazar Mark Twain ise “Tanrının yarattıkla-
GAUTHIER: ‘FİLOZOF GİBİ BİR HAYVAN’
KADINA DÖNÜŞMÜŞ KEDİ SÖYLENİ!
rı arasında kırbaçla dize gelmeyecek tek bir yaratık varsa
Kediler eski Mısır’da Tanrı, Paris’te Tanrıça’dır. Paris ke-
Kediye adanmış zengin dünya edebiyatını okuyunca ya-
o da kedidir. İnsan kediyle çiftleştirilseydi bu insanın hay-
dileri her zaman onurlandırmıştır; onun için de dünyanın en
zarın ister erkek ister kadın olsun doğası gereği, kediyi
rına olur, kedi ise zararlı çıkardı. Sahi siz hiç sirk hayvanı
güzel kedi mezarlığı Paris’tedir. Kedigillerin bu en küçük
özellikle dişi olarak tanımladığına tanık oluruz, çünkü eril
olarak kedi gördünüz mü?” der.
üyesi kedi, dünyanın en vahşi, en canlı, Baudelaire’in dedi-
olma özelliği köpeğe özgüdür.
ği gibi en “elektrikli” en esin verici ve en kaprisli yaratığı-
Yazarların düş dünyasında en sık yinelenen kadına dö-
DA VINCI: ‘HER KEDİ BİR SANAT ESERİDİR’
dır; sanki en yüksek noktasına dek acı çekmek ve yaşamdan
nüşmüş kedi söylenidir; belki de bu nedenle kedi hep kadı-
Edebiyat tarihi, bilim insanlarının “Felis silvestris ca-
haz almak için programlanmıştır. Her şeyden önce dişi, yani
nın özü olarak görülür, kedi kadınla özdeşleştirilir. Bunun
tus” adını verdiği bu sevimli yaratıklarla yazarlar arasında
kadındır ve kadının tüm zarafetini taşır üzerinde. Ölüme kar-
dışında, kedi kendini yazarın hayatının ve yapıtının vazge-
tutkulu bir ilişki olduğunu yazar.
şı o kadar dirençlidir ki yedi¹ canlı olduğu söylenir. Kedile-
çilmez bir yardımcı ögesi olarak dayatır.
Colette’den Paul Léautaud’ya Doris Lessing’ten Bil-
ri büyük bir tutkuyla seven ve her türden kedisi olan, onla-
ge Karasu’ya, Truman Capote’den Enis Batur’a, Lewis
HUXLEY: ‘İNSANLARI BETİMLEMEK
rı büyük bir dikkatle inceleyen Paul Morand “kedilerin her
Carroll’dan Gürsel Korat’a Ernest Hemingway’den Lale
İÇİN ÖNCE KEDİLERİ GÖZLEMLEYİN!’
zaman büyük bir giz olarak kalacağı” sonucuna varmıştır.
Müldür’e, Baudelaire’den Ahmet Hamdi Tanpınar’a nice ya-
Şairlerin prensi Stéphane Mallarmé günlüğüne şunları
Belki de kediyi bu kadar çekici yapan şey, onun bu gize-
zarın yapıtlarında kedilerden söz edildiğini, onların gündelik
yazmıştır: “Bembeyaz sevimli mi sevimli bir metresim var,
minden kaynaklanmaktadır. Eski Mısır’dan günümüze
yaşamını zenginleştirdiğini, esin kaynağı olduğunu biliyoruz.
adı ‘Kar’. Cins, güzel bir kedi. Her sabah onun pembe bu-
kedi insanları büyülemiş, kendine çekmiştir. Yeri gelmiş
Ezop’tan beri edebiyatçılar kedileri hep sevmişlerdir. Ke-
rununu öperim. Yazarken o da masamın üzerinde dolaşır
insan onu Tanrılaştırmış, yeri gelmiş şeytanlaştırılmıştır
diler de onları, özellikle çalışma odalarını. “Crazy” adlı ke- ve kuyruğu yazdığım dizelerimi siler.” Aldous Huxley ise
ama kedi her zaman tüm inançların konusu olmayı sürdür-
disinin ölümünden sonra on iki yaşındayken ilk şiirini yazan yazarlara şunu öğütler: “İnsanları betimlemek istiyorsanız,
müştür. İnsan ona pek çok felsefi erdemler yüklemiş, etra-
önce kedileri gözlemleyin”.
Ernest Hemingway, kedilerin “çok farklı bir namus anlayışı
fında efsaneler yaratmıştır.
Dünya edebiyatının ünlü kedileri olarak Hippoly-
olduğunu, insanların şu ya da bu biçimde duygularını giz-
Pek çok yazara göre, varlıkları insana huzur verir, insan
te Taine’in filozof kedisini, Honoré de Balzac’ın
lediklerini, kedilerin bunu asla yapmadıklarını” yazmıştır.
için bir rehber, sadık bir dosttur. Sevilmekten, okşanmaktan
“Beauty”sini, Natsuma Soseki’nin “Vahşi Japon”unu,
Pek çok yazar kedilerinden esinlenmişler, bazen sözü onla-
başka bir çıkarı yoktur. Kedilerle konuşmak, onlara dokun-
Truman Capote’nin adsız kedisini, Charles Baudelaire’in
ra bırakıp “ben” demelerine izin vermişlerdir. Jean Cocteau
mak çok önemlidir; ama en önemlisi bunların zamanlamasıdır.
“Benim Güzel Kedim”i, Louis Ferdinand de Céline’nin
Fransız yazar Théophile Gauthier’nin deyimiyle, “Kedi için “kedi evin ruhudur”. Jules Verne, “kedilerin yeryüzüne
“Bébert”ini, Lewis Carroll’ın
“Chester”ini, Edgar Allan
Poe’nun “Kara Kedi”sini,
Charles Perrault’nun “Çizme-
li Kedi”sini ve May Sarton’un
“Tom Jones”unu sayabiliriz.
BAUDELAIRE VE ‘BENİM
GÜZEL KEDİM’
Ben sadece “Benim Gü-
zel Kedim”den söz edeceğim:
Aşktan güzelliğe her şey Ba-
udelaire için acı ve düş kırık-
lığı olmuştur. Yaşamı ve ölü-
mü hüzün vericidir. Hasta, ya-
şamın yıprattığı, çağdaşlarının
tanımazlıktan geldiği, alay et-
tiği, yargıladığı Baudelaire hiç
kuşkusuz Fransız edebiyatının
en büyük şairlerinden biridir.
Paul Morand Mark Twain Colette Doris Lessing
Baudelaire kadınları,
>>
18 20 Ekim 2022