23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RAHİME SARIÇELİK’TEN ‘OĞULLARA MEKTUPLAR’ ‘Erkeklik ve mülkiyetçi zihniyet doğru orantılıdır!’ Oğullara Mektuplar (Kaos Çocuk Parkı Yayınları), kadın teması önde olmakla birlikte, kadını modern görünümlü bir ataerkillikle baskıladığının ve kendisinden uzaklaştırarak yalnızlaştırdığının farkına iş işten geçtikten sonra varmış, yalnızlaşan bir erkeğin, Can’ın öyküsü... Erkeklik rollerinden, mülkiyetçi zihniyetten kurtulmakta güçlük çeken bir oğulun arınma yolunu toplumun biçtiği rollerden sıyrılmış annesinin mektuplarında adımlaması... Fransa’da yaşayan ve toplumsal cinsiyet ilişkileri konusunda yıllardır makaleler kaleme alan Rahime Sarıçelik romanında, erkeklik hastalığını ve dışlanan kadınlık meselelerini gerçekçi bir kurgusallıkla işliyor. şiddetin normalleştirilmesidir. Bu kaygı ve noktaya ilişkin neler söylersiniz? GAMZE AKDEMİR kızgınlık beni yola çıkardı. Bu kitap da Çok doğru. Gene burada da benim Türk kadınları ve erkeklerinin mü- erkeklik ve “mülkiyetçi zihni- cadelesine uzaktan bir katkı diyebilirim. yet” doğru orantılıdır diyece- ERKEKLİK HASTALIĞI! ğim. Mülkiyetçi zihniyet algısı- n Oğullara Mektuplar’da ÖZNEL YANSILAR na ben kadının çilesi diyorum. kadın teması önde olmakla bir- n Yıllardır yurtdışında yaşayan bir ya- Can’ın şansı toplumun kadın- likte yalnızlaşan bir erkeği zar olarak romandaki öznel yansıları lık ve anne rolünden sıyrılmış, okuyoruz öncelikle. sorsam neler söylersiniz? ona rehber olmuş, hayat müca- Kadını modern görünüm- Yurtdışında yaşamak gerçekle yüzleş- delesine tanıklık ettiği bir anne lü bir ataerkillikle baskıladığı- mek açısından çok faydalı. Toplumsal ile büyümüş olmasıdır. nın ve kendisinden uzaklaştı- cinsiyet ilişkileri konusunda yıllardır ma- Değişimi buna bağlayabiliriz. rarak yalnızlaştırdığının farkı- kaleler yazıyorum ancak çok sınırlı bir şe- Zaten yoksa birkaç mektupla olacak na iş işten geçtikten sonra va- kilde görülüp okunuyor. Yani araştırmacı- iş değil bu. Ayrıca aksi halde kız ran Can’ınki nasıl bir savru- ların ilgi alanları doğrultusunda. arkadaşına attığı tokadın pişman- luş, yalnızlaşma? Ancak kurgu ile çok okura ulaşabilirsiniz. lığını yaşaması da olası değildir. Dışlanma korkusu Can’ın Ben de erkeklik hastalığı ve dışlanan kadın- savruluşu... Toplumun eril çığ- lık meselelerini kurgu ile açmak istedim. Bu- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ lığı, gene o toplumun kendi kül- nu yaparken de Fransa’dan ve Türkiye’den n Ağırlıkla mektuplar çevre- türünce belirlediği cinsiyet rol- karakterlerden bahsetmem de öznel yansı- sinde öyküsel sekanslarla eklem- lerinin dışına çıkan ya da bu rol- lar olarak görülebilir. lenen romanınız- leri sorgulayan herkesin kulak- Ve bir de 4 yaşında olan da, kadınları, ka- larında yankılanır. bir oğlum var. Yarın onun dınlığı ağır bir şe- Başarı kulağı tıkayabilmek- da nasıl bir dünyada yaşa- kilde dramatize et- te. Yani kendine giden yolu bul- yacağını tahmin etmek zor miyorsunuz. makta. Bu yalnızlık gerektirir. değil. Bir gün o da erkek- Vurguyu top- Yalnızlık bu anlamda olumsuz lik sınavından geçebilir. lumsala odaklar- bir durum hiç değildir. Kendini Edvin’e de bu konuda oku- ken öznel bireyi ıs- bulma çabasıdır. yacağı bir şey bırakmak is- kalamadan, deği- Ancak değindiğiniz Can’ın tedim diyebilirim. şenleri, değişme- yalnızlığı olumsuzdur. Bu iki yenleri sebepleri ve yalnızlık kavramındaki ayrım ‘SABAHATTİN ALİ sonuçlarıyla eşza- farkındalıktır. Can’da anne- KONFERANSLARIM tanımının dışındadır. Tıpkı anne gibi... Can manlı ortaya koyuyorsunuz. nin mektupları farkındalık yaratacaktır. SÜRÜYOR!’ içten içe bunu sever. Mücadelecidir onlar. Bilindiği gibi bugün Tür- Can’ın farkındalığının önemi, hegemonik n Sabahattin Ali üzerine Ancak Can için erkeklik rollerinden kiye, İstanbul Sözleşmesi’ni erkeklik kavramı ile kadının yanında er- çalışmalarınızdan ve us- sıyrılmak hiç de kolay değildir. Tüm vü- imzalayan ilk ülkelerden biri keğin de ezildiğini anlamasıdır. ta yazarın yapıtlarının esi- cuduna ve beynine çöken sert erkek, duy- iken bundan geri adım atan n Can’ın öz,eleştirileri eril toplumda ninden bahseder misiniz? gusunu belli etmeyen güçlü erkek tanımı- ülkeler arasında. Ancak ben, önce nelere karşılık geliyor? Sabahattin Ali üzerine bir doktora yap- nın altından çıkmak nasıl bir ailede yaşa- bu romanda İstanbul Sözleşmesi’nden bah- Erkeklik hastalığı kavramı tıpkı şu gün- mış olmak elbette ki hem yazı üslubu hem dığınla da bazen ilgili olmuyor. settiğimde böyle bir durum yoktu. lerde tüm dünyaca yaşadığımız Covid-19 Ve bu aslında kültürel bir tuzak. Can’ın da 2019’da Şili’nin başkenti Santiago’daki de öykü ve roman tekniği açısından bana gibi... Bu nedenle kitabın başında şöyle bir birçok şey kattı. bu tuzağa düşmemesi adeta mümkün değildir. ulusal stadyumda toplanan binlerce femi- not yazma gereği duydum: “Erkeklikler tar- Sabahattin Ali’den Fransa ve diğer ülkeler- nist kadın, erkek şiddetine karşı Las Te- tışılmadıkça kadınlar kurtulamayacak ve biz KADININ ÇİLESİ sis adındaki danslı şarkıyla tepkilerini di- de hâlâ söz etmeye devam ediyorum. En son hiçbir zaman insandan konuşamayacağız.” 16 Mart’ta Université Sorbonne Nouvelle’de n Kültürel ya da ataerkil koşullanan le getirmelerinin ardından Kadın Cinayet- Être et naître victime(s)? (Kurban olmak ve erkeğin, sahiplenme / sevme / âşık olma lerini Durduracağız Platformu organizas- ‘ERKEKLİK ROLLERİNDEN kavramlarını yorumlayışındaki o malum doğmak) konulu bir konferans konuşmasın- SIYRILMAK KOLAY DEĞİL’ yonu ile Şili’deki kadın hakları ve kadın- da yazardan söz ettim. Ve sanıyorum ağus- sakat “mülkiyetçi zihniyet” ekseninde ta- lara yönelik şiddet konularına dikkat çek- n Annesi yaşamda takıldığı anlarda mek- tos sonrası metin olarak üniversite tarafın- tuplarındaki paylaşımlarıyla gerçekçi bir nımaya başlıyoruz onu ilk kertede. mek amacıyla toplandı. Annesinin mektuplarında adeta şifa Sadece Türkiye’deki kadınların bu dansı dan yayımlanacak. hesaplaşma yapmasını sağlıyor Can’ın. Her ikisine de saygı duyduğu, anne- buluyor Can. Ehlileşiyor, insanlaşıyor, yaparken polis şiddetine maruz kalması be- n Üzerinde çalıştığınız yeni romanını- arınıyor, adım atmaya cesaretleniyor... nim için artık yazılması gereken satırlardı. zın odağında neler var? sinden izler bulduğu Reyhan’ı çok sev- mesinin bir nedeni de bu diyebilir miyiz? Bütünüyle değişeceğini sanmamakla bir- Sizin kavramınızla söylersek “mülkiyet- Yine dünyanın ikincilleri olarak tanım- çi zihniyet” şiddeti normalleştirmeye ça- Reyhan biraz önce değindiğimiz gerçek likte bir gelişim gösterdiği açık, Can’ın ladığım, edebiyatın da dışladığı bir karak- kadın olma çabasının, ataerkil toplumun rol baştaki yapısı / yaklaşımı ile sonda vardığı lışmaktadır. Romanı yazma nedenim de bu terin var olma çabası. n 6 30 Eylül 2021
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle