Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HERKÜL MİLLAS VE ÖZDEMİR İNCE’NİN ÇEVİRİSİYLE
‘KONSTANTİNOS KAVAFİS - BÜTÜN ŞİİRLERİ’
Muzip, bilge bir
ölümsüz: Kavafis!
Krallık, satraplık, komutanlık gibi göz kamaştırıcı şeylere erişmiş insanları
da anlatır Kavafis, bilgeleri de. Şiirlerinde şu izleğin ısrarla sürdürüldüğünü
görürsünüz: İnsanoğlu ün, şan, şeref gibi göz kamaştırıcı şeylerin peşinde
koşar, parlak ışıklara, sırmalı giysilere bayılır ama bunlar ne kadar da hava
cıva şeylerdir, bir var bir yokturlar.
Herkül Millas ile Özdemir İnce, yayına hazırladıkları Konstantinos Kavafis
- Bütün Şiirleri (Sia Kitap) adlı kitaba Kavafis uzmanı yazar Stratis
Tsirkas’ın tanıtma yazısını almışlar -önsöz yerine-. Çevirmenler şairin
Sular İdaresi’ndeki iş arkadaşlarından biriyle yapılmış (ve yıllar önce galiba
İskenderiye’de bir gazetede yayımlanmış) bir söyleşiyi de koymuşlar.
den çıktığı gerçeğini dikkate almaz, çevir- mı okumalısınız buna karar veren biziz” ken, “halkın ve sofistlerin övgülerini/ o
ÜLKER İNCE
menin adına hiç dikkat etmez, adını öğren- demek istiyorlar. erişilmesi zor, o paha biçilmez alkışla-
mezlerdi. (Şimdi yavaş yavaş değişiyor.
Onlara da biri söylese keşke, siz rı/ Agora’yı, Tiyatro’yu, ve Defne taçları-
ÖNSÖZLER...
Okurlar çevirmenlere de dikkat ediyorlar.) de çevirmenler gibi “gizli görünürlüğe” nı” isterken sana satraplık (valilik gibi bir
Herkül Millas ile Özdemir İnce’nin
Bereket çeviri kuramcıları çevirmenlere, yazgılı insanlarsınız. Sizin de yayımlanan şey) verdiler diyor.
hazırladıkları (yani çift ana dilli İstanbul
hayır siz görünmez değilsiniz, o metinler- kitaplarda izleriniz var. Daha fazla görü- “O erişilmesi zor” sözü özellikle dikkat
Rumu bir Yunan vatandaşı olan Herkül
de ayak izleriniz var, bir metnin bir tek çe- nürlük istemeniz gereksiz ve sevimsiz.
istiyor. Kavafis krallık, satraplık, komu-
Millas’la bir Türk vatandaşı olan şair
virisi olmaz, sizin çeviriniz izinizi taşır de- Gelelim Kavafis çevirilerine. Çevirmen-
tanlık gibi göz kamaştırıcı şeylere erişmiş
Özdemir İnce tarafından Yunanca aslın-
diler de çevirmenler biraz rahatladı. ler kitaba bir önsöz eklemekle de kalmayıp insanları anlatır, bunları erişilebilir şeyler
dan aktarılmış şiirlerle hazırlanmış), Sia
(nereden buldularsa) bir de şairin Sular İda- arasında sayarken “o erişilmesi zor” şey-
Yayınları tarafından yayımlanmış Kons-
KUSURSUZ ÇEVİRİ, CAN YÜCEL resi’ndeki iş arkadaşlarından biriyle yapıl-
lerin neler olduğuna da işaret eder, hele
tantinos Kavafis- Bütün Şiirleri adlı kitabı
VE ÇEVİRİNİN İKİ YÖNLÜLÜĞÜ mış (ve yıllar önce galiba İskenderiye’de
bir şiirinde “bilgelerden” söz eder, “Yal-
okudum. Kitaba Kavafis uzmanı olan
Ancak okur, çevirmenin karda yürü- bir gazetede yayımlanmış) bir söyleşiyi de nızca olan şeyleri bilir insanlar” der,
Yunan bir yazarın, Stratis Tsirkas’ın
yüp izini belli etmemesini ister. Karda yü- koymuşlar. Kavafis’in iş arkadaşı olan adam
“Geleceği tüm ışıkların sahipleri bilir/ o
tanıtma yazısını almışlar –önsöz yerine-.
rüyüp de iz bırakmamak olası mı, bunun anlatıyor, Sular İdaresi’nde memurluk ya-
yalnız ve mutlak olan Tanrılar./ Bilgeler
Şimdilerde genelde önsözleri kitabın
olanaksız olduğunu okur da bal gibi bi- parken tanıdığı Kavafis’i.
de sezerler olacakları./ Tehlike işareti ve-
sonuna koyuyorlar. Daha mı iyi oluyor,
lir elbette ama yine de çevirmenin izlerini Kavafis’in işe nasıl hep geç geldiğini, ami-
rirler bazen/ …Oysa… /dışarda halklar
yani? Bana göre aslında başa da koysanız
gizlemesini, izlerin görünmemesini ister. ri geç kaldığını anlamasın diye biriyle şap-
hiçbir şey duymaz sokakta” der.
>>
sona da koysanız hiç kimse önsözü oku-
Can Yücel’in çevirilerinden belki de kasını üst kattaki odasına gönderip askı-
mak zorunda değil. İsteyen önce okur, is-
bazı okurlar bu yüzden rahatsız olmuş- lığa astırdığını (amirleri onun işe geldiği-
teyen okumaz, isteyen sonra okur, isteyen
tur. Ben herkese, Skakespeare’in (genel- ni ama belki de tuvalete gittiğini sansınlar
hem önce hem sonra okur.
de “Olmak ya da olmamak” diye), her zaman masasının üzerine dos-
Kitabı yayına hazırlayanlar,
diye çevrilen) “To be or nor yaları yığıp bazı dosyaları inceliyormuş
iplerin kendi ellerinde olduğu-
to be” dizesinin “Bir ihti- gibi yaptığını, çok çalışıyormuş gibi gö-
nu, okura önsözü sonra ya da
mal daha var, o da ölmek mi ründüğünü falan.
önce okutabileceklerini düşü-
dersin?” biçimindeki Can Güle güle ölürsünüz okurken. Mu-
nüyorlarsa hata ediyorlar.
Yücel çevirisinden daha ku- zip, oyuncu bir adam Kavafis. İnsanları
Bazen -belki dikkatimi bile
sursuz bir çevirisi olabilir kandırdıkça kıs kıs gülüyordu herhalde.
fazla vermeden- önsözü ön-
mi diye sorardım, sorduğum Onu anlatan iş arkadaşı da şaşıp şaşıp
ce okumayı yararlı bulurum.
kişiler, boyun büker susardı. kalıyor, o matrak adamın dünyaca tanı-
Önce okumanın kendine göre
“İyi ama”… derlerdi. nan bir şair olmasına, hele bazı adamla-
yararları vardır, kitaba bir ha-
Çevirinin iki yönlülüğün- rın gelip kendisine onu anlattırmasına!
zırlıktır bu. Metnin kabul sa-
den geliyor bu, kendi anadi-
lonuna girmeden önce bina-
linizde bir metin okuyorsu-
ERİŞİLMESİ ZOR!
ya dışarıdan bakmak isterim.
nuz ama o metnin başka bir Bunları okuduktan sonra şiirleri okuma-
Bu bina kaç katlı, pencereleri
dile ve kültüre ait olduğunu ya başladım. İnsan bazen bazı yazar ve şa-
var mı, küçük mü büyük mü,
az mı çok mu falan. biliyorsunuz. Çevirinin bu iki duyguyu da irlerin “büyük” olduğunu duya duya bü-
vermesini ister okur. yüyor ama neden büyük olduğu konusun-
Çevirmenlerdeki bu görünmezlik duy- da ilk elden bilgisi olmayabiliyor. Ben de
ÇEVİRMENİN GÖRÜNMEZLİĞİ!
Bir zamanlar çevirmenler kendilerinin gusu kitapları yayına hazırlayan editör- o merakla okudum şiirleri.
lerde de var anlaşılan. Önsözleri kitapla- O çok ünlü Kent şiirinden (“Başka di-
görünmezliğine çok içerlerlerdi. İnsanlar
rın başından alıp sonuna koymaya baş- yarlara, başka denizlere giderim dedin”
sözgelimi Dostoyevski’nin Türkçeye çev-
rilmiş bir romanını okur, o romana hay- ladılar. Bu davranışta görünürlük kazan- diye başlayan şiirden sonra) “Satrap-
ran olur ama o metnin doğrudan doğru- ma isteğinin, bu karın ağrısının ipuçları- lık” başlıklı bir şiir var. O şiirde Kava-
Fotoğraflar Pacino-C.P. Cavafy Archives
ya Dostoyevski’nin kaleminden çıkmış bir nı görüyorum, sanki “Biz varız, yok de- fis özetle (şiirin özeti mi olur ama özet-
- Onassis Foundation
metin olmadığı, bir çevirmenin kalemin- ğiliz, buradayız, önsözü önce mi sonra le) sen neler hayal ederken, neler ister-
12 30 Eylül 2021