Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA
apağımızda, Avrupa Bir-
liği Edebiyat Ödüllü Gök-
K ten Düşen Şeyler isim-
li yapıtıyla Fin yazar Selja Ahava,
yer alıyor. Kesintiye uğramış ya-
şamlar, parçalanan kimlikler, ke-
Aşka ne oldu?
der, anlaşılma arzusu ve insanın
kapanma ihtiyacı hakkındaki,
Aşk, hayatta da sanatta da temel dinamik, bu yanıyla başat bir rol oynuyor hep.
edebi bir peri masalı niteliğinde-
ki dokunaklı hikâyesinde Ahava;
Ne var ki aşk, hayatta yaşandığı biçimiyle gelmiyor sanatta karşımıza. Böyle olsaydı sanata
zaman, sevginin gücü ve değişi-
gerek kalır mıydı? Aşkın yazında serüveni, bu nedenle hayattakinden apayrı bir yolda
min kaçınılmazlığı üzerine uzun
soluklu bir düşünce sunuyor.
salkımlar halinde ilerliyor.
Özge Acıoğlu’nun söyleşisi...
uşku yok ki her baba, ev hapsi dahil tür-
Üçüncü sayfamızda, “aşk”ın
birey, yaşadığı lü yollardan baskı yapıp
yazın serüveninin izini sürdüğü,
aşktan edindiği Stellina’nın Diego’yla
“Aşka ne oldu?” başlıklı yazısıy-
duygusal de-
evlenmesini sağlayacak- la M. Sadık Aslankara yer alıyor.
K neyim eşliğin- Feridun Andaç, “Bisikletle ka-
tır. Ya sonra?
de değerlendiriyor dışın- zanılmış özgürlük!” başlıklı ya-
Pirandello, yer yer
zısında, Marc Augé’nin, Bisik-
daki aşkları. Bir tür özdeş-
tersinlemeli karakter
let Mucizesi çevresinde bisikle-
leyim diyelim buna. Oysa
yansıtımlarıyla komedi
tin insanın kendi olma macera-
örtüşmelerine karşın aşk-
dell’Arte havasında baş-
sındaki yerini imliyor.
lar kişiden kişiye değişen
tan sona sıkı sıkıya takip
Ülker İnce, “Yeni Osmanlıca”
öznellikle yaşanıyor. Ayrı-
edilen bir anlatı kuruyor.
başlıklı yazısında, “Hayır, Arapça
ca kadın-erkek bakışında-
Anlatılarını örtük de olsa
sözcük kullanılmamalı demiyo-
ki farklar da giriyor araya.
bir çalım ortaoyunu çağ-
rum. Yeri geldiğinde ve anlaşılır
Bütün sanat dalları, el
rışımıyla köpürten Hüse-
bir gerekçeniz varsa hepsi kulla-
değmediği sanısıyla nice
yin Rahmi Gürpınar’ın da nılabilir. Ancak felsefe gibi ciddi
onu. İçses’e göre sorun, kadının “adama
“aşk hikâyesi” kurup parlatmaya girişse de
konularda yazı yazmak öncelikle
yaştaşı Pirandello’yla en azından bu
fazla anlam yükleme(si)”dir. (42)
bu hikâyelerin sonunun geleceği yok. Bu
dil titizliği isteyen bir iştir demek
yapıttaki tutuma benzer yaklaşım sergi-
Örneğin “Biz birlikte iyiysek neden
çerçevede edebiyat da benzemezlik pe-
istiyorum” vargısıyla Arapça söz-
lediği söylenebilir.
birlikte olamıyoruz? Neden başkaları
şindeki cevval arayışlarıyla dikkati çekiyor.
cüklerin kullanımını irdeliyor.
Bunda Pirandello İtalyancasını başa-
aramıza giriyor?” (32) diye sorar, baş-
Oysa kişi hikâyeye hazır, yeter ki “aşk” Barış Doster, Atatürk’ün, “Dip-
rıyla Türkçe söyleyen çevirmen Neyyire
ka bir erkek için ikna etmeye çalışır onu:
lomatlar, barışın kurmayları-
olsun. Farklı yapıtlarda karşısına çıkan
Gül Işık’ın baskın rolünün bulunduğunu
“Elbet başka birine de âşık olacaksın.”
dır” sözünü anımsatan Hüner
her aşkla ilk kez karşılaşıyormuş hava-
da söyleyebiliriz.
“Yine olur, yine olur. Ömür uzun.” (48)
Tuncer’in Atatürk Döneminde
sında nahif zihinle algılaması bundan.
“(M)addiyat tanrısı” (91), aşk tanrıçası-
Aslı, romanda erkek bakışına da yer
Türk Dış Politikası’nı inceliyor.
açarken, usta bir örtüklükle erotizmi nın önüne mi geçmiştir peki?
Kadir İncesu, Muammer
ASLI PERKER, “AYRILIĞIN İLK GÜNÜ”
koltuklayıp aynı zamanda her iki cins
Hacıoğlu’nun toplu şiirleri Ben
Aslı Perker, “halk romancısı” konu-
için özellikle duygudaşlık zemini yarat- DERYA SÖNMEZ, “SIRÇA KANATLAR”
Çabuk Akşam Oluyorum’u şair
muyla on beş yılı aşkın zamandır yayım-
maya çabalıyor. Bu amaçla İçses’in Koronavirüsle boğuştuğumuz şu dar za- Volkan Hacıoğlu ile konuşuyor.
ladığı her romanında, öteki yazarlar gibi
söylenmesini monologdan uzaklaştırıp Mustafa Yakut, usta Gürcü
manlarda Derya Sönmez, ilk öykü kitabıyla
aşka da yer açtı. Ancak bu kez farklı bir
tarihçi Ramaz Surmanidze’nin,
dramatik aks üzerinde kaydırmalı hüner-
okuru selamlıyor özveriye koşullu hekim-
aşk “hikâyesi” kurgulamış olarak geliyor:
çeşitli yazı, haber ve efsanele-
le metne akış kazandırıyor.
lik sessizliğiyle: Sırça Kanatlar (Sel, 2021)
Ayrılığın İlk Günü (Epsilon, 2021)
re konu olmuş gerçek bir kişinin
Sonuçta aşka bir şey olmuyor elbette.
Aşkta, birbirine değme noktasında
İçses’i aracılığıyla tanıdığımız kadın,
yaşamını anlattığı Emrula - Bir
Bildiğimiz aşk yine. Bu, bizdeki bozulmanın
yetersiz, özensiz kalan, arayışa karşın
“tek eşli bir ilişki istemediğini söyle(yen)”
İsyanın Romanı’nı inceliyor.
sonucu. Öyle ya bunca açgözlülük, savur-
birbiriyle buluşamayan insanlarla tanıştı-
(15) sevgilisinden ayrılmışsa da ona tut- Didem Gamze Dinç, Niyazi
ganlık, saldırganlık, şiddet yaşanırken sür-
rıyor bizi öykülerinde.
kusunu sürdürmektedir. Altunya ile belgeleriyle derlediği,
dürülebilir bir dünya, aşk kalır mı insana?
Bu yönde anlatısını, artalanla kurduğu
Türkiye’de Beden Eğitiminin
Roman iki düzlemde akıyor. İlkinde
görülüyor Derya’nın ilk yapıtında. Bunun
Öncü Kızları’nı konuşuyor.
kadının bir gün içinde eylemlerine, olan
LUIGI PIRANDELLO,
gereği olarak sessizlikleri, suskunlukları
Yaşar Cevher, Elvan
bitene tanıklık yaparken ikinci düzlemde
“SIRASINI BEKLEYENLER”
büyük ustalıkla kullanıp anlamlandırmayı Çubukçu’nun, toplumsal ya-
İçses’in onunla didişmesini izliyoruz.
Luigi Pirandello, bizde daha çok
bancılaşmayı özgün bir anlatım-
okura bırakıyor.
Anlatı düzlemi, İçses tarafından ikin-
oyun yazarlığıyla bilinen önemli bir ad.
la yansıttığı öykü kitabı Köpek
Anlatıcısının söylediği gibi “anlamı
ci tekil kişiye (kadına) yönelik özöyküsel
Yazar, Sırasını Bekleyenler (Çev. Neyyire
Düşü’nü değerlendiriyor.
karnında taşıyan” (51) öykü bunlar. Met-
seslenimle sürüyor, böylece kadının
Gül Işık, Can, 2021) adlı romanında top-
İpek Özbey, Seyfettin Araç’ın,
ni böyle bir yaklaşımla işlemek, anlatıyı
yaşamına yönelik ayrıntılara ulaşıyoruz.
lumun, aşka bakışında günübirlik çıkarcı
aşkın, sadakatin, Tanrı’nın sor-
ekonomik temelde kurma, sözcük
İçses durmadan sorgular: “Sil baştan
tutumu deşiyor görece.
gulandığı monodiyalog romanı
seçimi, sözdizimi, parlatma, işlevsel-dol-
mı başlayacaksın? Yeni biriyle, yeni bir
Ravi, evlilik çağı gelen kızı Stellina için,
Sevgili Yalnızlık’ı inceliyor.
gu, ayrıntı yerleştirme vb. ustalık gerekti-
aşk, yeni bir hayat.” “Kafa yorduğun tek
kendince “sağduyunun sesi”ne sığınıp Samet Şahin, Dursun Ali
riyor. Derya bunu başarıyor.
şey aşk hayatın, utanç verici.” (25, 26)
“Kafamızı kullanalım!” der, yetmiş ikisinden Yaz’ın Düşünce Tarihi Işığında
Kadınlar erkeğin yanında kendilerini
Ne ki bu arada hamiledir kadın.
Muhasebe Felsefesi’ni irdeliyor.
yetmiş üçüne giren varlıklı Diego’yu koca
hep “yalnız hissediyor” (45); “dudakları(n)
İçses’ten kadının otuz beşinde oldu- Melisa Duran, Salih Bolat ile
adayı olarak seçip “Delikanlılara gelince:
ın yerinde küçük bir yarık, ağzı(n)ı açınca dergi ve gazetelerde yayımladı-
ğunu öğreniriz, aralıklarla vurgulanır bu.
İhtiyar öldüğünde elini sallasa ellisi” der. Bu
karanlık bir kuyu.” (28) ğı yazılardan bir seçki sunduğu
İyi eğitimlidir kadın, yurtdışında öğrenim
arada işsiz güçsüz saf delikanlı Pepè’nin
Gittikçe Yakın’ı konuşuyor.
Sahi, aşka ne oldu? n
görmüş, yüksek lisans yapmış, çevresi
halkaya katılması, kentteki öteki adayları
Zeynep Tandoğan, Eylem
düzeyli insanla dolu bir akademisyendir, da farklı yönlerde harekete geçirir.
Ata Güleç’in, “Başka türlüsü
ara ara erkeklerle birliktelikler de yaşar. www.sadikaslankara.com, her per-
Diego, “müstakbel kayınpederiyle
mümkün”ü duyumsattığı öykü
Yine de kadını “delirteceği”ni (60) birlikte boy göstermeye başlamıştı(r)” şembe öykü-roman, tiyatro, belgesel
kitabı Uzak Değil’i inceliyor.
bile bile İçses, sevgilisine dönük sıkıştırır zaten. (9, 10, 13) Öte yandan anne- alanlarında güncellenerek sürüyor.
Y. Bekir Yurdakul, Yalvaç
Ural’ın, Gülendam Nenem -
Rumi - Annem ve Ben’i merce-
l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya
ğe alıyor.
l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş - Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Hakan Akarsu
İyi okumalar...
l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel
Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Reklam Genel
Editörden...
Koordinatörü: Esra Bozok l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr
cumkitap@cumhuriyet.com.tr
l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:
KITAP
11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. twitter: www.twitter.com/CumKitap