Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ELVAN ÇUBUKÇU’DAN KÖPEK DÜŞÜ’
Uyumsuz bir dünyanın insanları
Elvan Çubukçu’nun Kırmızı Kedi Yayınevi
“
etiketiyle yayımlanan kitabı Köpek Düşü’ndeki
öykülerinde anlatım neredeyse baştan sona
alegorik ve bu alegorik öykülerde belli yaşam
kesitleriyle toplumsal yabancılaşma çok çeşitli
görünümleriyle yansıtılıyor.
Bunun yanında kültürel yozlaşma, burjuva
yaşam tarzının anlamsızlığı vs… gibi temalar
da işlenmiş. Bir noktanın altı çizilmeli ama;
yazarın dilsel tutumu ve anlatım tarzının
özgünlüğü...
”
Bir zamanlar olmak istediğim akrep ve geçitler, tüp geçitler, yürüyen merdiven- bolmuş, valizleri sandal ağacı kokulu
YAŞAR CEVHER
yelkovan bu kez hızla kovalıyordu beni. ler, otomatik kapılar, açılan köprüler, banyo duş setleri, ahşap fil ve Buda
Soluksuz kaçıyor ve saklanıyordum.” turnikeler, elektronik göstergeler, dijital heykelleriyle tıka basa dönüyorlardı.
DEVRİMCİLEŞEN DİL
Doğal olarak böyle toplumlarda hasta, panolarda akıp giden yazılar, aynı anda Bilmezden geliyorlardı; o bomboş
VE YABANCILAŞMA!
toplum dışı insan tiplerine sık sık rastla- durup aynı anda ilerleyen kitleler. ruhları ne o görkemli filler ne de o etine
Elvan Çubukçu, Köpek Düşü’ndeki
rız. “Eskatolgyanın Birkaç Sayfası” adlı Bir ara onlarca büyük ekranda kendi- dolgun Buda bey doldurabilirdi. Çünkü
(Kırmızı Kedi Yayınevi) öykülerinde
öykü bu tiplerden birini “Şekil Oktay” ve ni gördü, tanış sanıp selam verdi, son- bunu bilirlerse ölebilirlerdi.”
özgün diliyle gerçekliği bambaşka bir
köpeği “Sör Bobo”yu şöyle anlatır: ra kendi olduğunu anladı, güldü, gülüm-
renge boyuyor böylelikle de algı kalıp-
“Dayak yemedikleri her güne derin iç semesini ve hâlâ endişeli bakan gözleri- DOKUNAKLI ÖYKÜLER
larımızı içten içe dönüştürüyor. Yepyeni
çekişlerle minnettarlıklarını sunan birer it ni inceledi.
Kitabın kapanış öyküsü “Yıldız Tozu”
şeyleri alışılmadık bir dille anlatıyor.
ve kopuktular. İkisi de F tipinden tahliye … Mağaza, dükkân, sokak isimlerin- dokunaklı bir öykü. Çok şey olmak iste-
Hatta anlatımının, dilin devrimcileşti-
olduktan hemen sonra ilk kez bu sokakta de, tabelalarda, levhalarda göz gez-
yen ama yaşamı, yapmaktan çok hayal
rilmesini içerdiği dahi söylenebilir.
göz göze gelmişlerdi. Sör Bobo’nun kula- dirdi; @ dürüm, my noz, tabanway, eden insanlardan birinin öyküsü:
Dile çok hâkim bir yazar olarak adeta
ğında, üzerinde ‘no.34066947’ yazan mavi Ctrl+Alt+Delete internet cafe, Voltrane
“Gözündeki bozukluğu fark etmesiyle
virtüözlük yapıyor.
plastik bir küpe vardı. Biri ruhtan biri ka- LPG, Shark Sofrası, Bangabandhu Şeyh yıldızlara merakı tesadüf bu ya, aynı
Öykülerin kurgulandığı temel proble-
fadan ama ikisi de derinden çentikliydi.” Mucibburrahman bulvarı.”
günlere rastlıyor. Herkes yıldızlı bir gece
matik yabancılaşma. Kapitalist toplumda
dediğinde, o başının üstünde sessizce pat-
ve elbette önceki ekonomik sistemlerde
AKKÜLTÜRASYON SÜRECİ! TOPLUMSAL GÖRÜNGÜLER
layan havai fişekler görüyor. … Bu sade-
de insan hiçbir zaman öz etkinlikte
Çubukçu dokuz öyküsünde de insanın Zaman zaman sarkastik bir kırbaç
ce yıldızlı bir gece değil, benim gördükle-
bulunamazdı.
aykırı her haline, değişik toplumsal şaklaması etkiyle ama yine de zarafet- rim gerçek; ben bir gök bilimciyim!”
Kapitalist sistemde iş ilişkisi işlevsel-
durumlara ve ülkedeki “akkültürasyon” ten kopmayan bir dil tutumuyla bu türden
Öykü, hepsi birbirinden dokunaklı ya
dir. Çoğunlukla seçimlerimizle gerçekleş-
ya da yozlaşma süreçlerine oldukça sert toplumsal görüngüleri belleğe kazıyor El-
da belli bir buruklukla gülümseten epizot-
mez. Bu ilişkide birey zorunlu olarak
bir ironiyle göndermeler yapıyor. van Çubukçu: “Önlerindeki genişçe bul-
ları içeriyor. Kitabın bütünü gibi.
büyük ruhsal acılara mal olan bir kalıba
Bu açıdan “Yalnız George” adlı öykü- varda gri ve beyaz arabaların çoğunlukta
dökülmek zorundadır. Elvan Çubukçu’nun akıcı dili, ince
olduğu ağır akışlı bir trafik vardı. Arala-
deki yaşlı eczacı hayli ilginç: 30 yıl önce alayları, ince duyarlılıklarına karşın
Bu nedenle yaptığı işten zevk alması,
bir felsefe dergisine “Althusser’in Elleri” ra serpiştirilmiş kara cipleri, uyumlu ka-
daha da önemlisi o iş dolayımıyla kendini kitap belirli bir çaba ile dikkati gerekti-
başlıklı bir makale göndermiştir. Sonraki dın projesinde bir koca ve arka koltukta riyor. Kanımca, klasik öykü formunu bu
gerçekleştirmesi beklenemez. Bu da
ömrü makalesinin yayımlanıp yayımlan- bir çocuk kazanmış kadınlar sürüyordu.
yabancılaşmanın ta kendisidir. denli ustalıkla kullanabilen bir yazar için
İlk öykü de bu tema çevresinde oluştu- mayacağını öğrenmekle geçer. Piyangoyu kazanmış olmanın rehaveti alegorik anlatımlara bu kadar ağırlık
Yine bir gün dergi bürosuna uğramak üzerlerindeydi. Çocuklarını okuldan
rulmuş: “Ne korkunç. Ben kimse miyim? verilmesi “kolay okumayı seçen ortalama
Kimse olmak erişilebilecek bir mertebe üzere evden ayrıldığında karşılaştığı almak, onları çeşit çeşit kursa taşımak okur için bir” güçlük yaratacak.
mi? Yaşamımı sürdürmek üstelik de illa şeyler, içine savrulduğu görüntülere dışında sık sık Uzakdoğu’da kendilerini Eminim ki yazarın gözlem gücü,
bir şeyler kazanmak istiyor muyum? kapılır sürüklenir: “Magma gibi akışkan bulma yolculuklarına çıkıyorlardı. dile hâkimiyeti ve tematik seçimleri
… Geriye ne kalacak? Bu bir kâbus.
kent onu içine almış bir yerlere sürüklü- Bitmek bilmeyen ve hiçbir yerde son- okurlarında daha soluklu, daha bütünlük-
Söylüyorum işte, korkarak büyüyordum. yordu. Trafik ışıkları, alt geçitler, üst lanmayan bu yolculuklardan iyice kay- lü eserler beklentisini oluşturacak.
n
İKAROS YAYINLARI KLASİKLER SERİSİ - CICERO’DAN ‘YAŞLILIK’!
omalı devlet adamı, bilgin, hatip, Cicero’nun yapıtta Cato’nun ve başka yaşlı arasında, yaşlılık konusunda da bir kitap
kimselerin siyasal eylemlerinden uzunca yazmaya yönlendiren nedenler arasındadır.
yazar, Marcus Tullius Cicero’nun
yaşlılık üzerine olan bu yapıtını (Cato söz etmesi onun bu yapıtı yalnızca, kendisi- De Divination isimli yapıtından
R
nin dediği gibi, yaşlılık denen yükü hafiflet- anladığımıza göre Cicero ahlakın düşük
Maior) İÖ 44’te, altmış iki yaşındayken
yazdığı kabul edilmektedir. mek için değil, biraz da yaşına karşın devlet olduğu bir dönemde gençliğe ders vermek,
işlerinde yine de pek yararlı olabileceğini yardımda bulunmak istemiş ve bu yapıtını
Cicero yaşlılık konusundaki düşünceleri-
ni Yaşlı Cato’ya söyletir; çünkü onun tarihsel anlatmak için yazdığını gösterir. biraz da gençlerin kaçınmalarını istediği
Ancak Cicero’nun sevgili kızı Tulliola’yı tehlikelerden söz etmek için yazmıştır.
bir kişilik olması dolayısıyla önem ve ilgiyle
dinleneceğini düşünür. yitirişi ve yaşının ilerleyişi de onu kesinlik- Yaşlılık, İkaros Yayınları’nca
le felsefeyle uğraşmaya ve bu türden yapıtlar Ayşe Sarıgöllü’nün çevirisiyle yayımlanıyor.
O sırada devlet işlerinden uzak olan
n
16 16 Eylül 2021 KITAP