Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SEVİM BURAK’TAN ‘MEKTUPLAR’
Edebiyatın yanık
saraylarında...
Sevim Burak’ın yazı damarını ortaya koyan Mektuplar
(Biri Yayınları), iki yetkin yazıyla, Hasan Güçlü Kaya’nın
Sunuş’u ve Asuman Susam’ın yazısıyla başlıyor. Burak’ın
ilk mektubu Güzin Dino’ya. Sevim Burak’ı “bilinçakışçı”
diye yaftalayanlar yanılıyor bence.
Hayatın içinden geçerken hissettiklerini zihninde yeterince
pişirdikten, fokurdatıp kaynattıktan sonra yazan biri.
Buna özümseme diyorum. Gerçeği özümseyerek kendi
gerçeği yapmak; içeriğini Burak’laştırdıktan sonra
büyücü dokunuşlarla biçemlendirmek. Burak yazarlığının
ipuçlarını fazlasıyla bulabilirsiniz Mektuplar’da.
vid-19 bize de çöktü. Kapanma günlerin-
NİHAT ZİYALAN
de bunalıp dururken Facebook’ta, Biri
Yayınları’ndan çıkan Sevim Burak - Mek-
980 Haziranı darbeyle hatırlanır
tuplar paylaşımını gördüm.
oysa benim darbe yediğim aydır.
Heyecanım anı defteri sayfalarını akıt-
Türkiye’mden ayırıp Avustralya’ya
maya başladı belleğimde. Şair Hasan Güç-
göçme cezasına çarptırmıştı hayat.
lü Kaya’nın çıkardığı Biri dergisinde oğlum
1Cebimde uçak biletim, kalan birkaç
Mustafa da yazıyordu. Bundan yüreklenerek,
günümde, anılarımı köpürterek geziyor-
editör konumundaki Hasan Güçlü Kaya’dan
dum canım İstanbul’u.
(buraya posta ücreti kitabın üç katı olduğu
Vapurla Büyükada’dan Bostancı’ya
için) Adana adresime birer adet yollaması-
giderken dışarda oturdum. Her zaman
nı rica ettim. Sağ olsun yolladı.
bana güzel hayaller kurduran denizin
Kitap Hasan Güçlü Kaya’nın sunuşy-
maviliğinde, gözyaşımı saklayarak bo-
la başlıyor, ardından Asuman Susam’ın
ğuluyordum sanki. Bostancı’da Kadıköy
yazısıyla devam ediyor. İki yazı da derin-
dolmuşuna binmekten vazgeçip güzelim
likli, Mektuplar’a, Sevim Burak karizması-
yolu yürümeye karar verdim. Anı defteri-
na yakışacak nitelikte.
min sayfalarını çevirerek sıra sıra dizilmiş
mağazalara, kahvelere girip çıktım.
İLK MEKTUP GÜZİN DİNO’YA
İlk mektup Güzin Dino’ya. Mektuplar’a,
‘YANIK SARAYLAR’DA
Burak’ın yazı damarına ışık tutacak bir par-
BİR KUĞU
ça paylaşmak isterim:
Bağdat Caddesi’nde, bir kafede,
“… iki kez Kuzguncuk’tan, bir kez de son-
kuğu salınımlı Sevim Burak’ı gördüm.
Evinde Ece’yi misafir eden
ra taşınmış olduğumuz Salacak’tan … mek- SEVİM BURAK’IN İÇTENLİĞİ
Geniş kenarlı şapkasının altındaki o
kadın karşıladı bizi. Gidip haber verdi,
Yazdığından memnun olmayan, daha
tup yazmıştım. Fakat göndermedim… Zar-
iri gözleri, benimki gibi hüzünlüydü.
daktilosunun başına geçti. Yazarların dos-
fı kapattıktan sonra, tıpkı hikâyelerimi bi- iyisini yazmak için kıvranıp duran yazarın
Nedense havamızı şenlendiremeden
yasını temize çekerek geçimini sağlayan
gözü hep ilerde olur. Daha önce yazdıkla-
tirdikten sonra olduğu gibi bir kere daha
oturup sustuk bir süre.
bu kadına hayran kalmıştım.
açıp okudum ve yeterli bulmadım size gön- rını geçme koşusudur bu. Burak’ın attığı
Güneş batmak üzereydi. Hayranı oldu-
Daktilonun tak tuk ağırlamasıyla
deparların adına “içtenlik” diyebilirim.
derebilmek için.
ğum Yanık Saraylar, sarayına davet etmiş-
salonda kaynatırken Ece göründü. Aman
(Hikâyeleri de bir türlü baskıya vere- Üst düzey yazarların bir özelliğidir bu.
ti. O ahşap evin rahatlatan havası, dışarda
mem. Daha içtenini yazabileceğimi ken- Yazdığına güvenemez ama kendine güve- Allah’ım! Duvara tutuna tutuna, titrek
bıcırdayan kuşların sesiyle, sıkıntıdan uyu-
titrek yanımıza gelmek için gayret ediyor-
di kendime inandırmak isterim. Böylece nir. Bu yüzden gözünü kırpmadan inşasını
yamadığım gecelerin acısını çıkarmıştım.
hikâyeler bitmez, bir yenisi, daima bir ye- yıkar, yeniden kurar. du. Yardım etmek için ayağa fırladık.
Sabah kahvaltısındaki kızarmış ekmek
1999’da eşim Nedret’le tatile gitmiştim Bize aldırmadı, başarıyla çöktü aramıza.
nisi başlar. Bir hikâye yüz hikâye demek-
kokusunu, kahvaltılıkları, Burak’ın solgun
tir benim için. Yüz hikâye de bir yılda bi- ülkeme. 1955’te tanıştığım Ece Ayhan ile
kuğu salınımını unutamam. Birkaç yıl ön-
aynı dergide, Öküz’de yazıyordum. Geldi- ECE AYHAN: ‘TARİFE
ter. Bazen de bitmez. Benim için yazmanın
ce açık kalp ameliyatı geçirdiğini, sağlığı-
ve yazar olmanın güçlüğü burada. Bu yüz- ğimi duyunca Ece, Öküz’ün her şeyi, SIĞMAZ BİR KADIN.
nın bir türlü düzelmediğini sonradan öğ-
“şeytanım” dediğim Met-Üst’e rica etmiş, TAM BİR BÜYÜCÜ CANIM!’
den umutlu değilim gelecekten.)
rendim. O sıralar, sevgili Ömer Uluç’tan
Size de tıpkı baskıya verirmiş gibi bir mek- “Beni Nihat’la görüştür” diye. O konuştu, biz dinledik. Bir ara sözü
boşanacağını da. Ah! Nerden bilebilirdim,
Nevizade’nin ilerisinde bir kebapçı- Sevim Burak’a getirdi:
tup, gerçek bir hikâye göndermek istiyordum.
üç yıl sonra melek kanatları takarak son-
Bu kez de olmadı bu hikâye biliyorum…” da akşamımızı şenlendirdikten sonra, Ha- “Tarife sığmaz bir kadın! Edebiyatımı-
suzluğa salınacağını? “Yeterli bulmadım” sözüne dikkat! Ya tice Meryem, Ayhan Bozkurt eşliğin- za bir gömlek değil birkaç gömlek
Salgın ortalığı kasıp kavurur-
sonrası? “Hikâyeleri de bir türlü baskı- de bir arabaya doluşup köprüden, Anado- bol gelen biri bence. Yazdıklarını ilk
ken, kırk yılı aşkın bir süredir gurbet- ya veremem. Daha içtenini yazabileceğimi lu Yakası’na geçip, Ayşe Kadın tarafında okuyan ben olmak için sık sık evine
te, Avustralya’nın Sidney kentinde, Co- kendime inandırmak isterim.” görkemli bir apartmana gittik. giderdim. Son yazdığı öykünün >>
12 12 Ağustos 2021 KITAP