19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

böyle bir yolu seçmez, gerekli/yararlı olduğunu bildiğinden öylesine bir seçimi “adanış” görür. Evet, kendini adamak… Yani, o yolculukta insanın “düşüncesi varlığına, varlığı düşüncesine dönüşür.” Buna şunları da ekler, Cioran: “Her şeyden yoksundur, salt kendisidir, direnir.” ZAMAN VE VAROLUŞ SORGUSU Sözü değil düşünceyi, değişken bir bakış edinmek için gönüllü sürgünlüğü seçendir, Cioran. Bu, aynı zamanda onun yer/yurt ve dil değişmesidir. Başkalarının sesi olmak yerine, kendi sesinin arayışındadır. İnsanın birey olma derdi bunu kaçınılmaz kılar. İçinde ve dışındadır hayatın. Yani zaman içizaman dışı yaşamdadır. Tutunmak için yaşamak bakışını yıkar kendinde. Hiçliğe sarılması da sanki bundandır! “Ben” olmak sorunsalını aşınca, kendi duvarlarını da yıkar. Kaçış ve sığınış derdi olanın sanrısını bilir. Gizde, gizemde değil; sırlı olanın düşünce ivmesindedir. Yani varoluşun duyumudur onda esas olan. Orada doğumyaşamölüm vardır. Bize anlamak değil, yaşamak ve anlamlandırmak için varolduğumuzu düşündürür. Onun arayışında bir “kanıt” yoktur; görüp hissetmek, bunun üzerine düşünmek yeterlidir. O nedenle ikilemlerden yola çıkar sıklıkla. Madem ZAMAN varlığın göstergesi, hatta göstereni; öyleyse oradan başlamalı. 1964’te yayımladığı Zamana Düşüş hem onun zamana bakışını hem de zamanlar arası geçişlerin düşünsel yolculuğunu anlatır. Bir yerde şunları söyler: “Zaman kanımdan çekildi; birbirine destek olur ve birlikte akarlardı; şimdi donup kalmışlarken, artık hiçbir şeyin olmamasına şaşmak mı gerekir?” Dağılıp giden, çözülen zamanın tanıklığında hissederek düşünerek varoluşsal bir bakışla kurar her bir denemesini. Cioran’ı tanımlayan da budur: Denemeci. 1949’da yayımlanan Çürümenin Kitabı’na 1947’de Fransa’da başlar, Fransızca yazar. 1937’de Gözyaşları ve Azizler’i Romanya’da yayımlar. Onun aykırı kimliğinin izleri bu yapıtına yansır. Bu anlamda Cioran’ı “yeni tip filozof” olarak tanımlayabiliriz! Yani kendi dünyasını kendinden yola çıkarak kuran… Onu ayrıksı kılan da budur. Bir okul’dan, bir akademi’den gelmez. Gene de ben onun Montaigne’in, Bacon’ın yanında anılması gerektiğini düşünürüm. Açık düşüncelidir. Karanlık yanları olsa da sorgulayıcılığı, melankolisi, sayıklamaları yaşama arzusunu önde tutması düşünce dünyasındaki çeşitliliği gösterir. YABAN DİLDE KONUMLANMAK Kendini göçmen/sürgün/vatansız gören biridir Cioran. Onun kaçışı, dilde, düşüncede sığını barınakları yaratır benliğinde. Oradan bakar kendine, varoluşumuza, evrene. Doğmuş olmanın sakıncasından söz eder ara ara… “İnsan olma şaşkınlığından önce, olma şaşkınlığı gelir” der. Kuşkucu yanı onu nihilist kılmıştır. Unutmayalım ki; savaş çağında var olmuştur. Onun nihilizme yönelimi, tarih sorgusu, tanrı ve kötülük kavramına bakışı, ölümle yolu, intihara bakışı, ütopyanın karanlığı ...aşınan/çözülen dünya karşısında insanın “ne”liğini irdeleyişi… İşte tüm bunlar onda bir zaman sorgusuna dönüşür. O nedenle 1950’lerde yazdığı Zamana Düşüş, içimizdeki kötüyü gösterirken, onu kovmanın yolları üzerine de düşündürür bizi. Kendi sorgusu, Cioran’ın en temel bakışıdır. Dünyaya oradan bakar/baktırır. Cioran, kendi zaman eğrinizin postulatlarını çizmenizde size pencere açar. Kuşkusuz orada, onun da etkilendiği çağın/zamanın ruhu vardır. Avrupa felsefesinin aklı/düşünce sistematiği Cioran’ın bakışındadır her daim. Cioran’ı okurken ister istemez “üç Rumen”i yan yana düşünürsünüz: Ionesco/Mirca Eliade/Panait Istrati. Onu “olduğu yerde göçebe” kılan nedir düşüncesinin kıyılarında gezinirken bu üçlüye de dönmeden edemezsiniz. Cioran’ın izine düşerek kapsamlı bir biyografi yazan diğer bir yurttaşı Ilinca ZariffopolJohnston şunun altını çizer: “Cioran’ın kendisi için bir Orta Avrupalı kimliği oluşturma arzusu o denli güçlüydü ki, tarihi gerçekleri kendi amacına uyacak şekilde hafifçe değiştirmekte bir beis görmedi.” Cioran’ı inşa ettiği kimliğinin izlerinden giderek okumak için bir başlama noktası olabilir bu biyografik yapıt… n OKUMA ÖNERILERI E.M. CIORAN: 4 Zamana Düşüş, Çev.: Haldun Bayrı, 2020, Metis Yay., 143 s. 4 Tarih ve Ütopya, Çev.: Haldun Bayrı, 1999, Metis Yay., 115 s. 4 Burukluk, Çev.: Haldun Bayrı, 2011, Metis Yay., 94 s. 4 Çürümenin Kitabı, Çev.: Haldun Bayrı, 2000, Metis Yay., 166 s. 4 Doğmuş Olmanın Sakıncası, Çev.: Kenan Sarıalioğlu, 2017, 194 s. 4 Ilinca Zariffopol, Cioran’ın İzinde; Çev.: Ümid Gurbanov, 2020, Ketebe Yay., 444 s. 21 18 Mart 2021 BILIM FELSEFE 2012 yılında yapılan çığır açıcı bir buluş, tarımdan kanser tedavilerine kadar çeşitli alanlardaki sorunların üstesinden gelmek için yeni yollar açtı. Gen düzenleme çağına giriyoruz ve biyoloji, oyunu değiştirmek üzere. Sonsuza dek. Nessa Carey çev. Elanur Yılmaz 192 sayfa Spinoza’nın Etika’sı, felsefe tarihindeki en dikkat çekici, önemli ve zor kitaplardan biridir. Spinoza’nın felsefesi üzerine çalışan yaşayan en önemli isimlerden biri olan Steven Nadler’ın bu kitabı Etika’yı bire bir markaja alıp yorumlayan, uzun zamandır eksikliği duyulan derinlikli bir eser. Steven Nadler çev. Özgür Şahin 408 sayfa SAY YAYINLARI’NDAN YENİ KİTAPLAR Susannah Cahalan çev. Enes Toplanır 416 sayfa Gregory N. Derry çev. Ümit Hüsrev Yolsal 440 sayfa Platon çev. Furkan Akderin 480 sayfa www.sayyayincilik.com / www.saykitap.com Tel.: (0212) 512 21 58 • eposta: [email protected] www.facebook.com/sayyayinlari www.twitter.com/sayyayinlari www.instagram.com/sayyayincilik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle