Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kendi iç sesinde bir yolcu: Cioran Bir düşten düşünceye, bir duygudan zamanın labirentlerine döndürür sizi Cioran. İşte orada kendi olma yolculuğunuza başlamanın da işaretleri vardır. Kimi kez Borges’e, Dostoyevski’ye yakın durur; onların söyle(ye)medikleriyle bir patika kurar kendine. Düşte düşüncede beraber olmasanız da çıktığınız duygu yolculuklarında size eşlik eder. Bu da kendinde olma, kendine dönme uğrakları yaratmanızda size ivme katar. İnsanın kendi olma yolculuğu da işte böyle başlar. Kendinize dönük bir bakış edinebilmek için Cioranvari bir düşünürün size eşlik etmesi anlamlıdır. C ioran, mutlak olandan yana değildir. Kırılgandır düşünceleri. Zamanın ruhunun yansımalarını bulsanız da onunla kendi zamanınızı yaratmanın yolculuğuna çıkarsınız. Kuşkusuz sizi etkiler, hatta yer yer kaygılandırır. Bir yerde şunu da der: “Biz, hepimiz huzurun anahtarını yitirmiş, artık büyük acının sırlarından başka bir şeye varamayan öfkelileriz, çılgınlarız.” (s. 8, Varolma Eğilimi) Çağrısı yaşama dinginliğini var eden akıl ve duygu bileşkesinin yoludur. Orada hem kendine karşı düşünmeyi hem de seni sağlayanları görmeyi öğrenirsin. Düşüş ve düşkünlük, bağımlılık ve bağlılık nedir bunların ayırdına varırsın. Seni sen eden bazı kavramları yeniden var edip anlamlar yüklersin. Örneğin; onun şu sözlerinden yola çıkarsak eğer; “Derinliklere inme, sessizliği, sarsıntılarımızın hatta yetilerimizin durdurulmasını gerektirir” ister istemez kendi sesinize döner, orada yol almayı öncelersiniz. Öyle ki; kendi derinliğine varma yolu başka seslerin sessizliğiyle (nasıl) başlar bunu hatırlatır size, Cioran. İnsan eylemdedir. Onu sıradanlıktan, sığlıktan kurtaran da budur. Duyguda, düşüncede, yaşayıştaki eylemlilik hali; aykırı olanı değil, gerekli olanları gösterir size. Ki diğerlerini ayıklayarak varmışsınızdır zaten oraya. İşte orada boyun eğiş, hatta baş edememe değil, kendi varoluşunun sesi, soluğu ve rengi vardır. Ki, ilk ve son söze yakın olma yolculuğuna çıkmışsınız madem; kendini görme/ kendi olma bakışı kaçınılmaz. Bunu size “ne” verirse oradasınızdır. Bunu “nasıl” eyleyebileceğinizi de işte donandığınız o duygu/düşünce magması var edecektir. Kendine gitmek de diyebiliriz buna. Şunu diyordu Cioran: “Kurtuluşu gerçekten istiyorsak, bizden kaynaklanmalı: Onu başka bir yerde, hazır bir sistemde ya da Doğulu bir öğretide aramamak gerekir.” İnsan, kendini avutmak için >> 20 18 Mart 2021