Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şairin ömrü şiire dahil...
Ataol Behramoğlu’nun yeni şiirlerinden oluşan Köprülere Şiirler
(Tekin Yayınevi) kitabını okurken bir yerin zamanını, zamanın oradaki rengini / biçimini düşündüm
demeliyim. “Köprü”yü kurabilecek bağların dilsel metaforu olarak düşünürken, Behramoğlu’nun şiirleriyle
çıktığım okuma yolculuğu beni Anadolu’nun birçok yerindeki köprülere (ki bunlardan çocukken en çok
etkilendiğim Çobandede Köprüsü’ne), oradan Paris’in Seine Nehri üzerindeki köprülere, Saraybosna’nın,
Mostar’ın, Üsküp’ün köprülerine döndürdü.
Köprüleri odak alan şiirler demetinde yerin / yurdun / insanlığın renklerini taşıyor bize.
ayatı anlamaya ça- renklerini taşıyor bize:
lıştığım günlerdi. “Ülkem beni ağlatacak kadar güzel
Öyküler, roman- Bu doğa ve tarih kardeşliği
lar okuyor; sinema Yeter ki bozmasın sevgisiz bir al
H tutkumun bu oku- Bu eşsiz güzelliği.”
ma yolcuğuma eşlik etmesine Onun hümanist bakışının yan-
de seviniyordum. Çünkü ha- sılarıyla birlikte bir yerin dilini “şi-
yatın şiirini bana gösteren bir irsel söz”le kurmanın düşüncesi-
buluşmaydı bu. Sıkıcı ders ki- ni de getirir her bir şiiri.
taplarımın gösterdiklerinin dı- Yer bir bakıma tarihtir, insanlı-
şında bir dünyaya açılan kapı- ğın yaşama kültürünün en geniş
lardan geçiyordum. havzasıdır, bellektir.
İşte tam bu dönemeçte şiir Hafıza mekânları diyebileceği-
hayatıma dokunmuştu. Oku- miz köprülerin öyküleriyle gelip
yup bildiklerimizin ötesinde bir şairin sözceleminde yer bulması
dünyanın seyrine çıkıyordum. anlamlıdır.
Nâzım Hikmet’in “Şeyh Bed- Behramoğlu, yaşama birikimiyle
reddin Destanı”, “Kuvayi Milliye hayata bakan biridir. Şiirinin sözü-
Destanı” şiirleriyle, Neruda’nın nü de bu imbikten geçirir. Şair, bir
“Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir bakıma, sözüne de yurt arar.
Şarkı”, Lorca’nın “Çingene Tür- Bilir ki bunu var eden birikim
küleri” derken dergiler: Varlık, hayatın tözündedir. Gören, hisse-
Papirüs, Yeni Dergi... Memet den, duyan ve giden bakışıyla şii-
Fuat’ın “Türk Edebiyatı” seçki- rini kurduğuna göre…
leri; ve Cem Yayınevi’nin şiir di- Köprülere dönüp bakması, bir
zisinde karşıma çıkan şairler... Gelin görün ki yaşayan şiirin da- dilsel metaforu olarak düşünürken, varoluş simgesi olarak hayatımızda-
16-17 yaşlarında edebiyat tutku- marlarını var eden coğrafyayı bilme- Behramoğlu’nun şiirleriyle çıktığım ki yerini görmesi; bunlar üzerine yaz-
nu bir gencin, Doğu’nun iki komşu den, o toprağın kokusunu, dilin şen- okuma yolculuğu beni Anadolu’nun ması onunu imgelemindeki renkle-
kenti arasındaki yolculuğunda ilk uğ- liğini anlamadan varamazsınız her bi- birçok yerindeki köprülere (ki bunlar- ri, sesleri, görüntüleri bize taşıması
rak yeri olan bir kitabevinde karşısı- rinin söylediklerinin sırrına. dan çocukken en çok etkilendiğim ötemizde duran belleğin ışıltısının ne-
na çıkan şiir kitapları, bunların şairle- Çobandede Köprüsü’ne), oradan ler içerdiğini düşünmemize de neden
riyle karşılaşması bugün bize abartı- ‘İYİ ŞAİR’İN SÖZÜ Paris’in Seine Nehri üzerindeki köp- oluyor diyebilirim.
lı gelebilir. İyi şairlerin yüzü her daim insana rülere, Saraybosna’nın, Mostar’ın, Köprüler insanlığın yaşamında na-
Ama “12 Mart” askeri darbesinin dönüktür. Dünyaya, insanlık durum- Üsküp’ün köprülerine döndürdü. sıl da süregelen bir simge… Şairin
esintisinden geçen ülkemizde bu dö- larına oradan bakarlar. sözü de yeryüzündeki köprülere da-
neme dair edilebilecek sözlerin en Kurdukları dil yurdu, yaşama yurt- BİR YERİN DİLİ ir bir övgülemeyle birlikte hayatımız-
tok, en yalınını söyleyen şairlerle bu- larının renklerini, seslerini taşır. Ataol Behramoğlu’nun şiir evrenine daki anlamını görmemize dönük bir
luşmuşsanız... Bilirler ki insanın yeryüzündeki ko- bakınca; yer ve yurt duygusunun ne çağrı aslında.
Yani Ataol Behramoğlu’nu, Re- naklanışı yerin / zamanın / yaşama denli baskın olduğunu gözlersiniz. “Malabadi Köprüsü”ne dair edilen
fik Durbaş’ı, Nihat Behram’ı, Turgut kültürünün değerleri ile oluşur. 1965’te yayımlanan ilk şiir kitabı Bir sözlerin ağıtsı yanı ise bu çağrının en
Uyar’ı, Edip Cansever’i, İsmet Özel’i Ataol Behramoğlu’nun yeni şiirle- Ermeni General’den ikinci kitabı Bir etkili yanı:
karşımıza çıkaran Kars’taki o kitabe- rinden oluşan Köprülere Şiirler kitabı- Gün Mutlaka’ya (1969) geçerken ade- “Bu nasıl bir nankörlük,
vini anmadan Behramoğlu’nun şimdi nı okurken, bir yerin zamanını, zama- ta “Köprü Şiir” olan “Okudukça Ne Emeğe, emanete,
masamda duran yeni şiir kitabındaki nın oradaki rengini / biçimini düşün- Kötü Eskimesi Şiirin” Behramoğlu’nun Nasıl bir saygısızlık,
şiirleri nasıl okuyabilirim? düm demeliyim. hem poetik yolculuğunun hem de şi- Ve duygusuzluk böyle.
Şiirin, şairin hayatına dair olduğu- Atina’daydım, şiirleri okuduğumda. irdeki “insani renk”in içerdiği anlamla- Malabadi Köprüsü
nu öğreten şairler yurdundayız. Top- Torunum Leandros’a Mektuplar’ı rı bize gösterir. Duruyor sitem gibi,
rağı mümbit bir Anadolu... Dili, kültü- yazmaya başlamıştım. Aynı havza- Belleğimize kazınan “Ne Yağmur… Hüznüyle yüzyılların,
rü, tarihi, edebiyatı da öyle. nın (Ege Denizi’nin) çocuklarının ne Ne Şiirler…”, şairin hayatın şiirini ya- Ve bütün görkemiyle.”
Yunus’tan Karacaoğlan’a, Pir Sul- denli yakın olduklarını, ortak kültü- zarken şiirin hayatımızdaki yerini de Dönülüp yeniden yeniden okuna-
tan Abdal’dan Dadaloğlu’na geçin- rel değerlere, tarihlerle aralarında na- getirip bize göstermesinin bir simge- cak şiirler Köprülere Şiirler. Ve okun-
ce görürüz bunu... Nâzım Hikmet ile sıl köprüler kurulabileceğini anlatan sidir adeta! dukça da üzerinde düşünülüp yeni
Yahya Kemal’i yan yana okuyunca mektupları tasarlamıştım. Bu kez köprüleri odak alan şiirler sözler biriktirecek bir duyarlılığın ışıl-
daha bir anlarız o kadim birikimi... “Köprü”yü kurabilecek bağların demetinde yerin / yurdun / insanlığın tısını getiren…
n
4 28 Ekim 2021