Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ERENDİZ ATASÜ İLE ‘BİR BAŞKA DÜĞÜN GECESİ’Nİ KONUŞTUK
‘İsyan duyuyorum. Feminizm
durduğum zemin ama bakışımı
sınırlandıran ufuk çizgisi değil!’
Edebiyatta 40 yılı geride bırakan Erendiz Atasü, modern edebiyatımızın başyapıtı Bir Düğün Gecesi’ne saygı duruşunda
bulunduğu yeni yapıtı Bir Başka Düğün Gecesi’nde (Can Yayınları) günümüzün çetin gerçeklerine bakıyor.
Alıkonulma, sırt çevirme ve vicdan azabını, çaresizlik, güvensizlik ve edilgenlik gibi zor durumları irdelediği romanında
usta yazar, korkunç bir travma etrafında gelişen olayları ve bu travmanın farklı kesimlerden kişilerin yaşamlarında
yarattığı sarsıntıları, hesaplaşmaları ve her şeye karşın yeni başlangıçlar yapma cesareti bulanları anlatıyor.
Ama yardım eden Oğuz ve Erdem
GAMZE AKDEMİR
gibi erkeklerin de tenlerinde bir ir-
gamze.akdemir@cumhuriyet.com.tr
kilme bedeni, evliliklerinin durgun
su kuyusuna düşmüş bir taş!
‘EDEBİYATIN BİR ÖZELLİĞİ
Roman bunu belli belirsiz bir ge-
DE, BELLİ BİR DÖNEME
rilimle yaşatıyor okura. Menekşe bu
TANIKLIK ETMESİ!’
bağlamda eşikte gibi hep değil mi?
n Modern edebiyatın toplumsal
Evet, çok doğru bir saptama ve sap-
gerçeklere tam anlamıyla meydan
tamanın çok güzel ifadelenişi: Evli-
okuduğu yumruk gibi bir yapıt Bir
liklerin durgun suyuna düşen taş! Ha-
Başka Düğün Gecesi romanınız.
ni eskiler der ya “güzellik başa bela”
Bir labirentin kıskacında görüne-
diye. Menekşe’nin yazgısı da işte o he-
nin ardındaki yaşamların acı
sap. Galiba evlilik kurumunun zorluk-
gerçekçiliğiyle, hüzünle karılmış
ları mı desem, sorunları mı desem, işte
romanınızda, sosyolojik memleket
onlardan biri monotonluk.
ve dünya gerçekliklerine uzanıyoruz
Neo-liberal iktisatta herkes çok ça-
adım adım.
lışmak zorunda. Eşlerin birbirlerine,
Bir sıfır noktası, çekirdeği bozun-
çocuklarına, aile büyüklerine ayıra-
muş / bozunan toplumsal doku, pek
bildikleri zaman bir otuz yıl öncesi-
çok alanda başta kadını olmak üzere
ne göre çok az. Ortak amaçlar da yok
toplumu betere yol aldıran yozlaşmış
oldu. Evli çiftler için çocuklarını ye-
çağın yozlaşmış sistematiği... Huku-
tiştirmek, ev ve araba sahibi olmaya
ki, ekonomik, siyasi işle(me)yiş...
indirgendi amaçlar. Çocuk yoksa da-
Ve romandaki Oğuz Gerçeker’in
ha da fena!
ifadesiyle “21. yüzyıl Türkiye’sinin
NECATİ SAVAŞ
Teknoloji bazı alanlarda büyük ko-
yeni orta sınıfını seyrediyoruz. Yan-
laylık sağlıyor ama gündelik yaşa-
gın yerinde panayır!”...
mı kolaylaştıracağına zamanı tüke-
Romanınızı o yangın yerindeki pa-
tiyor, iş hayatı ve özel yaşam arasındaki
lendiği üstünedir. Buradaki belli kesim,
‘GENÇLİĞİMİ KABUSÂ
nayırı hangi gözlemleriniz, tanıklıkları-
sınır da eriyor her an çalan akıllı telefon-
yerli köklü şehirliler ile ancak bir iki ku-
ÇEVİREN ETMEN!’
nız doğrultusunda kaleme aldınız?
şağın yaşamı boyunca şehirli olan kimse- lar sayesinde!
Kadınların yazgısı, kadınlara yapılan
Edebiyatın bir “özelliği”, gerçekten de
Böylece insanlar Rene Clair’in o enfes
lerdir orta sınıflar. Bu kesimlerdeki son
belli bir dönme tanıklık etmesidir. Top- haksızlıklar beni sarsıyor; acı veriyor;
sessiz film başyapıtı “Ara”da olduğu gi-
kırk yılın değişimleri görebildiğim kada-
çünkü duyduklarım, gördüklerim bir ka-
lumsal meselelerle ilgilenmeyen büyük
bi, niye ve nereye koştuklarını bilemeden
rıyla şöyle:
yazarlar da vardır. Ancak yazar aynı za- dın olarak deneyimledi-
sürekli ve monoton bir koşturmacayı sür-
Politik bilincin zayıfla-
ğim kimi yaşantıları çağ-
manda bir aydınsa olup bitenle içtenlikle
ması, bireyin kendinin far- dürüyorlar iken… ortama pat diye güzel
ilgilenmemesi olanaklı değildir. rıştırıyor.
ve yaralı bir genç kadın düşüyor, üstelik
kına varışı ama bilgilenme
Romanın başkişisinin
İşte onu tanıklığa zorlayan kendi için-
bu genç kadın farkında olmadan şiir söy-
alanı genellikle televiz-
de acısını hissettiği, neredeyse kendi ya- uğradığı felaket başıma
yon realite şovları ve akıl- leyen biri…
gelmediyse de gençliğimi
şantısı gibi deneyimlediği toplumsal
Zavallı Oğuz Bey’le Erdem ne yapsınlar!
lı telefonla sınırlı kaldığın-
olaylardır. kabusâ çeviren bir etmen-
dan kendi bilgi ve düşün-
di, parmağıma nikah hal-
Bu tanıklık benim metinlerimin örne-
ce dünyasıyla ilgili yeter- ‘MÜTHİŞ BİR YALNIZLAŞMA,
ğinde, olayların dış hatlarındansa, olay- kası geçinceye kadar, so-
FECİ BİR BEDENDEN KOPUŞ!’
li bilincinin gelişememe- kakta, otobüste, sinemada
ları deneyimleyen bireylerin iç dünyala-
si, el ele giden dine sarılış n “Karanlıkta bekleşiyorlar... yüzleri
rındaki yansımalar üstüne olagelmiştir, ta uğradığım dil ve el sarkın-
olmayan kadınlar... suskun... ağlamak-
ve dinden kopuş, fakirlik- tılıkları! Şimdilerde, kadın
ilk romanım Dağın Öteki Yüzü’nden beri.
ten utanma, kanaatkârlığın lı... gidecek yerleri yok... lanet çökmüş
Orada, belli bir toplumsal kesimi tem- cinayetleriyle yarışıyor,
yerini açgözlülüğün alma- üzerlerine... iki büklüm kalakalmışlar...
sil edebilen bir ailenin bireyleri açısından kadınlara karşı işlenen cin-
ziyan olmuş bedenler... ruhları kötü-
Cumhuriyet deneyimi yansıtılıyordu. sı, borca dayalı gündelik sel suçlar. İsyan duyuyo-
yaşam, düşük ücretler ve/ rüm... Orası bir istasyon. Kederli kadın-
rum. Feminizm durduğum
‘ZAYIFLAYAN POLİTİK BİLİNÇ veya işsizlik ile neo-libe- zemindir; ama bakışımı sı- lar istasyonu.”
ralizmin pompaladığı lüks merakı ve sa- Menekşe’nin kadınlara ve kadınlığa
VE ORTA SINIFLAR!’ nırlandıran ufuk çizgisi değildir.
Yeni romanım Bir Başka Düğün Gecesi hip olma tutkusu arasında bunalma ve el ilişkin düşüncelerinde başka neler var?
Menekşe bir felakete uğruyor. Başına
ise neo-liberalizm+köktendincilik sarma- ele giden başka bir zıt ikiz, kadınların in- MENEKŞE’NİN YAZGISI!
lında çözülen toplumdaki ahlaki çürüyü- san olduğunun kabul edilmesi ve kadınla- n Devlet katında yalnız bırakılan bu felaketin niçin ve nasıl geldiğini çöze-
şün, gene belli kesimlerin temsilcisi ola- rın özellikle din baskısıyla köleleştirilme- Menekşe’ye en azından çevresinde sa- miyor. Travma! Müthiş bir yalnızlaşma.
bilecek bireyler tarafından nasıl deneyim- ye çalışılması... hip çıkanlar hiç yok da değil ama... Mensubu olduğu gruplardan
>>
10 28 Ekim 2021