23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

William Wordsworth / Şiirler cevatcapan33@gmail.com Çeviren: Nazmi Ağıl İ ngiliz Romantizminin kurucusu sayılan William Wordsworth 7 Nisan 1770’te doğdu. Dünya görüşünü Fransız Devrimi ve sanayi devrimi belirledi. Coleridge ile birlikte yayımladıkları Lirik Baladlar’a yazdığı önsöz İngiltere’de Romantizmin manifestosu kabul edildi. Sanayi toplumuna kar şı gösterdiği çevre ve doğa duyarlığı şiirlerinin başat temasıdır. 1843’te Kraliyet Şairi unvanı aldı. 23 Nisan 1850’de öldü. DÜNYA ÇOK FAZLA BİZE Dünya çok fazla bize, bitmek bilmez bir yarış, Kazan harca, hep çöpe olan tüm güçlerimiz. Doğada bize ait dediklerimiz ne az, Verdik kalplerimizi, aşağılık bir bağış! Göğsü mehtaba doğru inip kalkan bu deniz, Şimdi uyuyan çiçek, ama sonradan tekrar Uluması saatler boyu sürecek rüzgâr. Bunların ve hepsinin havasında değiliz. Coşturmuyor bizleri, Tanrım! Ah neden sanki Eski inancı emmiş bir Pagan değilim ben? O zaman bu hoş kırda durup baktığım yerden Hüznümü azaltacak şeyler görürdüm belki. Sudan kalkan Proteus’u görür, duyardım Tritonu çelenkli borusunu üflerken. KALBİM YERİNDEN FIRLAR Gökkuşağı görmeyeyim Kalbim yerinden fırlar: Çocukluğumda böyleydi, Büyüdüm, hâlâ böyleyim; Ve yine olayım böyle bir ihtiyar. Yoksa öleyim! Çocuk babasıdır İnsanın. Ve birbirlerine, dilerim, Doğaya imanla eklensin günlerim. TUHAF TUTKU NÖBETLERİ YAŞADIM Tuhaf tutku nöbetleri yaşadım, Çekinmeyip anlatacağım ama sade Âşıkların kulağına, bakın Ne oldu bir keresinde. Her gün tazeyken sevdiğim Bir haziran gülü kadar, Kulübesine niyetlendim Bir akşam, gökte ay var. Aya diktim gözümü, Bitti uçsuz bucaksız mera, Sabırsız adımlarla vardı atım, O canım patikalara. Ve işte meyve bahçesine geldik; Tek, çıktığımız şu tepe kaldı; Derken, ay Lucy’nin evi üstünde Alçaldı, daha da alçaldı. Başım nazik tabiatın en kibar Lütfü o tatlı rüyalardaydı, Ve gözüm de her an İnmekte olan aydaydı. Adım adım çıkmaya devam Ediyordu atım, soluk vermeden: Ki kulübenin çatısı ardında Ay, düşüverdi birden. Ne olmaz vehimlere kapılır Seven birisi: “Tanrım” diye haykırdım, “Yoksa öldü mü Lucy?” BİR BULUT GİBİ YALNIZ DOLAŞTIM Bir bulut gibi yalnız dolaştım Vadiler, tepeler üzerinde süzülen, Ve bir kalabalıkla karşılaştım Bir sürü altın nergisle birden; Gölün kıyısında, ağaçların dibinde, Meltemle, kıpır kıpır dans eden. Samanyolunda göz kırpıp Işıldayan yıldızlar gibi, körfez Hattı boyunca uzayıp Gidiyorlardı bitimsiz, aralıksız. İlk bakışta sayıları on bin kadardı, Neşeyle sallanıp duruyorlardı. Yanlarında dalgalar da danstaydı, fakat Daha şendi onlar köpüklü dalgalardan. Böyle coşkun bir grup kendisine refakat Eder de sevinçle dolmaz mı bir ozan. Baktım bakıp durdum, ama sormadım şunu: Bu gösterinin nasıl bir zenginlik sunduğunu. Çünkü sık sık, düşünceli ya da öylesine Kanepemde uzanmış yatıyorken, Yalnızlığın lütfu olan o gönül gözüne, Çıkıp, görünüveriyorlar aniden. İşte o dem kalbim en hoş hislerle Doluyor ve dansa duruyor nergislerle. BİR UYKU MÜHÜRLEMİŞTİ RUHUMU Gökkuşağı görmeyeyim Kalbim yerinden fırlar: Çocukluğumda böyleydi, Büyüdüm, hâlâ böyleyim; Ve yine olayım böyle bir ihtiyar. Yoksa öleyim! Çocuk babasıdır İnsanın. Ve birbirlerine, dilerim, Doğaya imanla eklensin günlerim. 20 10 Eylül 2020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle