Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MERHABA Bu sırlara akıl ermez Fantastik yazın akıl çağının ürünüdür. Aydınlanma çağıyla usun, bilimin efendiliği başlamıştır insan dünyasında. Bu gelişme “akla güven, gerisini merak etme sen” rahatlığına herkeste yol açmamıştır. R omantiklerin bir kısmı, “Salt kuru akılla olmaz, gönül gücü de gerekir insana” derken, bir başka grup, usun, bilimin her şeyi anlama, açıklama yetisini sorgulamaya yönelmiştir. Aslında bu da kuşkucu aklın gereğidir. Akıl, ermediği olayların, varlıkların olduğunun bilincindedir. Aklın ötesi edebiyat için yeni bir alan olarak 18. yüzyılın sonralarına doğru açılacak, hortlaklar, vampirler, hayaletler, deliler, ‘akıl almaz’ olaylar sayfalara koşuşacaktır. Masamda fantastik edebiyat ustalarına ilişkin bir kitap var. E. A. Poe’dan başlatmışlar ama bence ilk pîr Ernst Theodor Amadeus Hoffmann’dır. Aynı zamanda ressam ve besteci olan bu zekâ küpü bunalımlı deha dünyayı sorgulamadan yaşayabileceği açık saydam bir alan olarak değil, tekinsiz bir giz gizem diyarı olarak görmüştür. Onunla birlikte, günümüze gelişerek, popülerleşerek gelen fantastik edebiyat ortaya çıkmıştır. GÖRÜNEN DÜNYANIN ÖTESİ Fantastik edebiyat bir bakıma insan imgeleminin bilinen, görünen dünyanın ötesine yolculuğudur. Ancak, gün değil tün yönünde bir yolculuktur bu. Fantastik edebiyat, bir yandan usun sınırları olduğunu kabul ederken, öbür yandan sınır dışına korkuyla, ama bir o kadar da merakla bakar. Nitekim, Stephen King’e kadar uzanan bu yazın türünde hava kapalı, vakit gece, ses çığlıktır. Güzel güzel yaşarken birdenbire doğaüstü diyebileceğimiz bir şeyler ortaya çıkar, hayatı cehenneme çevirir. Poe’dan Henry James’e, Maupassant’dan Borges’e büyük ustaların kalem oynattıkları bir türden söz ediyoruz. Howard Phililips Lovecraft salt bu türde ürettiği için özel olarak anılmayı hak ediyor. Lovecraft okuyunca insan, dipsiz bir kuyuya düşer gibi olur. “Günün birinde, dağınık bilgilerin eşgüdümü gerçeklik ve gerçeklik içinde bizim konumumuz hakkında öylesine korkutucu perspektifler açacak ki önümüze, bunları görünce bizim ya delirmemiz ya da bu öldürücü ışıktan yeni bir obskürantizmin huzur ve güvenliğine sığınmak üzere kaçmamız gerekecek.” diyen bir yazarın insanlık ile ilgili bulgu ve kanıları olumlu değil ne yazık ki! RUH DENEN YENİ VE İkinci kardeş büyülü ger GİZEMLİ ÜLKE! çekçilik, Novalis’in 1798 ve Aslında fantastik yazı Franz Roh’un 1925 yılında nı, ustalarından Hans Heine kullandıkları bir kavram olma Ewers’in deyişiyle, “Psyché sına karşın serpilebileceği ik (ruh) denen yeni ve gizem do limi Güney Amerika’da bul lu ülkeyi keşif yollarından biri” olarak görebiliriz. Bitti mi o keşif, yoksa kendimizi bulalım E. T. A. Hoffmann muştur. Toplumsal sorunlara yönelik gerçekçi yaklaşımın bazı doğaüstü etmenler derken, iyice yitirdik mi? Fan le bezenmesinden daha fazla tastik edebiyatın gördüğü il sını görürüm bu türde. Gelişti giye bakılırsa kendi içimiz ği coğrafyada insanların çoğu de daha çok kovalamaca ve dünyaya zaten bizim aklımıza saklambaç oynayacağız. Ya sığdıramadığımız öğeleri do zın da bu ölümcül oyunumuzu ğal sayarak bakar, doğa do yansıtmayı sürdürecek. Kaçış alanları bulunabilir el Novalis ğaüstü ayırımını yapmaz. Bu nedenle, özellikle ölüm konu bette. Bunlardan biri fante sunu işleyen büyülü gerçekçi zi yazın türü. Bazen karıştı öyküler fantastikle karışır. Ör rılır fantezi ve fantastik. Oy neğin, Siyah Orfe filminin öy sa düzenleri karşıttır. Fante küsünü fantastik sayan ince zide bizimkine benzemeyen lemeler gördüm, büyülü ger ama kendi içinde belirli ya çekçi sayan da. salara göre işleyen tutarlı bir dünya görülür. Fantastikte bizim dünyamızı bilemediğimiz H. P. Lovecraft Üç kardeşi kabaca şöyle betimleyebilirim. Fantastik, hortlaktan korkar. Gerçeküstücü, etmenler alt üst eder. Tolkien hortlağı yakalayıp otopsi yap fantezi yazarıdır. Onun çizdiği maya çalışır. Büyülü gerçekçi, dünyaya kendimizi kaptırarak örneğin bir Meksikalı, alır hortla kendimizden uzaklaşmaya ça ğı karşısına, onunla kafa çeker. lışırız. Günümüzde fantezi mi ağır basıyor, fantastik mi, bi Edgar Allen Poe lemiyorum. Ancak, bizi kendi İYİ SAATTE OLSUNLAR! Türlerin gelişiminin iklim mizle, korkularımız, bilgilerimi den, kültürden de etkilendi zin, inançlarımızın sınırlarıyla yüzleştirme ği anlaşılıyor. Fantastik türün kökenin ye çalışan yazın türlerini yeğliyorum. de özellikle Hıristiyanlığa özgü güçlü Şeytan motifiyle iyi / kötü ayırımı da bu US DIŞI İMGELEM ÂLEMİ lunur. Belki de bu yüzden fantastik tü VE TOPLUMSAL! rü, Aziz Efendi’nin Muhayyelat’ıyla yazı Bu bakımdan fantastiğin iki kardeşin nımıza erken bir giriş yapmasına karşın den, ayrımlarını da vurgulayarak, söz fazla ilerlemedi. Gerçi Hoffmann oku edebiliriz. Birincisi gerçeküstücülük. İn ru ve Suat karakterinin yaratıcısı Ah sanın akıl dışında kalan varlığının, ru met Hamdi, Abdullah Efendi’nin Rüya hunun sanat yoluyla araştırılmasıdır bu ları ve Ev Sahibi gibi öyküleriyle göster akım. Gerçeküstücüler, ruhbilimin sağla diği fantastik yazın becerisini geliştirebi dığı bilgilerden, Dostoyevski, Proust gibi lirdi ama yazarlık “projesini” başka ko ruh yazarlarının veriminden, masal, gotik, nulara yöneltti. Bu arada, Saatleri Ayar grotesk, romantik, fantastik, gerçekçiliğe lama Enstitüsü’nde, bizim fantastikçiler meydan okuyan ne tür varsa hepsinden olan ispiritizmacılarla nasıl gırgır geçtiği yararlanarak us dışına, imgelem âlemine ni unutmayalım. Fantastik Türkçe yazın açılmışlar, birbirine benzemez türlü im bugün ne aşamadadır bilemiyorum. An geyi fikri bir araya getirerek gerçekliği alt cak, ‘İyi Saatte Olsunlar’ üzerinden bize üst etmeye çalışmışlardır. Gerçeküstücü özgü bir fantastik yazın türünün taklitçi lükte korkudan çok merak ve sırlı insan liğe düşmeden geliştirilmiş olabileceğini gerçeğine ulaşma isteği ağır basar. düşünmüşümdür. n B u sayıda kapsamlı bir Fantastik Edebiyat dosyasıyla karşınızdayız. Sınırları kolay çizilebilecek bir tür değil fantastik edebiyat. Fantastik sözcüğünden kasıt, düş gücünün alabildiğine kullanılarak ortaya konduğu düş ürünü öğelerle oluşturulmuş, bilimkurguya kardeş bir yazınsal türse, bu türün başlangıcını Gılgamış’a, İlyada ve Odysseia destanlarına dek götürebiliriz. Binbir Gece Masalları’ndaki, Dede Korkut’taki düşlem gücünü başka nerde bulabiliriz? Bugünse fantastik edebiyat denince daha çok 19. yüzyıldan buyana yazılan düşlemsel yapıtlar anlaşılıyor. 1984, Hayvan Çiftliği ya da Zaman Makinesi gibi doğrudan siyasal içerikli olanlar yanında günümüz insanlarını kendinden geçiren Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi fantezinin önde, insani sorunların derinlerde yer alabildiği ürünlere, polisiye gerilimden yararlananlardan bilimkurgu sınırlarında dolaşanlara dek çok farklı ürünler görebiliyoruz. Tabii, bir de bu türü kamçılayan işin ticari yanı var. Okurun ilgisi bu türe yöneldikçe yayıncılar da daha çok fantastik edebiyata kayıyorlar. Sayfalarımız boyunca hem bu türde ürün veren yazarlarımızın hem de bu tür üstüne kafa yoran yazarların görüş ve değerlendirmelerini okuyacaksınız. Bu dosyayı hazırlayan arkadaşımız Gamze Akdemir’e teşekkür ederiz. * Bu sayımızda ayrıca geniş okur kesimlerinin beğenisini kazanmış Isabel Allende’nin yeni yayımlanan romanı Kış Ortasında üstüne bir değerlendirme ve yeni kuşak öykü yazarları arasında kendine özgü bir yeri olan Bora Abdo’yla yeni kitabı üstüne yapılmış bir söyleşi de bulacaksınız. İyi okumalar. KItap l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap