25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Büyülü Gerçekçilik; parçalanan kristal!’ NAZLI ERAY sa… İşte bu Büyülü Gerçekçilik olurdu. düzeltiler yama gibi du Daima süslü defterlere el yazısıyla yazı ruyor. Onun için Büyü yorum romanlarımı. Doludizgin, soluk so lü Gerçekçilik yapılan, luğa, kör olurcasına… Bir sanrı, bir heze kurulan, kurgulanan de yan gibi yazarım. Freni tutmayan bir ara ğil, içten gelen bir gö ‘‘B üyülü Gerçekçilik… Altmış tane kitabım olduğuna göre hayatımın büyük ve geniş bir anlamı, izdüşümü. İçinde yaşadığım bir değişik dünya. Bu dünyayı ben nasıl yakaladım? Gelin bir ona bakalım…” 15 yaşında sessiz, dünyayı izleyen bir çocuk; ortaokul son sınıfta ve “Mösyö Hristo” adlı büyülü gerçekçi bir hikâye yazıyor. 1960’lı yıllar… Şişhane yokuşundaki bir kapıcı... Bir sabah vakti bir güvercin olarak Kuledibi’ne uçan ve Pera’yı bir kuş olarak on iki saat tepeden dolaşıp hayatının muhasebesini yapan bir yaşlı adam... O yaşta bir gencin yazdığı bu öykü okul çevrelerini sallamış, bana ilk defa yazar olmanın nasıl olduğunu tattırmıştı. Galatasaray Lisesi’nden, İstanbul Üniversitesi’nden hayranlarım oluşmuştu. bada uçar gibiyimdir. Belki romanlarımın çabuk okunmasının sırrı budur. Elektronik bir çağda yaşıyoruz. Yavaş bir kitabı okumak güç, kitabın çağa ayak uydurması, ona sımsıkı sarılması gerek. Buna kitabın elektronik çağ ile valsi de diyebilirim. Hiçbir zaman planlı yazmam. Bir çetelem bile yoktur. Kalemimin beni koşturduğu yollardan giderim. Bu tehlikelidir, saplanıp kalabilirsin de ama bana hiç olmadı, şanslıyım. BÜYÜLÜ BELGESEL GERÇEKÇİLİK! Metinlerimde düzeltme, değiştirme yapılmıyor çünkü o zaman o Büyülü Gerçekçi kahkaha veya ağlayış bozuluyor, rüş, bir duygu yelpazesi adeta bir kristal kadehin taş üstünde kırılıp parçalanmasıdır. Yeni bir tarz denedim, daha önce denendi mi bilmiyorum; “Büyülü Belgesel Gerçekçilik”. Stalin’i, Eva Peron’u, Kennedy’i öyle yazdım. Yaşamlarını kitaplar dolusu inceledim. Dolayısıyla tüm bilgiler gerçekti fakat sonra üstlerine büyülü gerçekçi tülümü attım ve öyle tamamladım. EFENDİLER: GOGOL, BUZZATİ, KAFKA! Okuduğum yazarlar arasında; William Shakespeare, Büyülü Gerçekçi ol duğu yeni anlaşılan Nikolay Gogol, Portekiz edebiyatını şahlandırmış deha Fernando Pessoa, 20. yüzyılın edebiyat mimarisini şe PRİZMANIN KIRIKLARINDA SÜRÜLEN İZ Gözüm dünyaya hep öyle bir prizmadan bakıyor. O prizmanın kırıkları ve pırıltıları da Büyülü Gerçekçilik. Kitaplarımda tarzım hep bu. O zamanlar bunun anlaşılması imkânsızdı. Fransa da Sürrrealizm (Gerçeküstücülük) yeni başlamıştı. Fakat gene de hikâyem büyük yankı yaptı ve Büyülü Gerçekçi dünyanın temelini o zamandan atmış oldum. 1982’de Gabriel Garcia Marquez’in Nobel Edebiyat Ödülünü alması Büyülü Gerçekçilik’in ne olduğunu iyice açığa çıkardı. 1998’de Portekizli Jose Saramago Nobel aldığında ise Avrupa edebiyatında Büyülü Gerçekçilik’in hakimiyeti çoktan anlaşılmıştı. Artık “Ahmet Ayşe’yi seviyor” romanlarının zamanı geçmişti. Okuru yan kapıdan sokup, kendi dünyanda dolaştırıp onu inanamayacağına inandırıp, sarsıp, ağlatıp ve güldürüp bir başka kapıdan çıkarıyordun. İşte bir ustanın yapabileceği Büyülü Gerçekçilik buydu. Okuruna katılma hissi, heyecan, şaşkınlık ve mutluluk verebilmek… Bir rüyada yaşar gi killendirmiş Franz Kafka, Japon Yasunari Kavabata düşlerimi beslemiş, bende bir kardeşlik hissi uyandır mıştır. Fellini, Antonioni gibi sinemacılar da öyle… Nikolay Gogol, Dino Buzzati, Franz Kafka; 20. yüzyılın ve Büyülü Gerçekçilik’in efendileri. Ölümsüz William Shakespeare de bence bir Büyülü Gerçekçi. Hamlet’in kurukafayla konuş ması, kraliçelerin cinayetleri, Caliban ve peri Ariel, Bir Yaz Gecesi Rüyası benim için Büyülü Gerçekçilik. Ahmet Hamdi Tanpınar da beni çok heyecanlandırır. Yer yer Büyülü Gerçekçilik’e kayışları var ama o çok başka türlü, ayrıntılı, değişiktir. Onu çok seviyorum. Yaşadığı zamanlar an bi onu yaşatmak ve sonra şu yaşadığımız dünyaya bırakıvermek… O Mösyö Hristo’yu yazdığım yıllara geri dönebilsem, o çürük diş gibi eski apartmanın bir odasında OKUMA LİSTESİ 4 William Shakespere: Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Othello (Türkiye İş Bankası Kültür Yay.) 4 Nikolay Gogol: Bir Delinin Hatıra Defte ri (Türkiye İş Bankası Kültür Yay.), Palto (İtha 4 Dino Buzzati: Tatar Çölü (İletişim Yay.) Yasunari Kavabata: Uykuda Sevilen Kızlar (As sos Yay.) 4 Jose Saramago: Bütün İsimler, Körlük (Kırmızı Kedi Kitabevi), 4 Ahmet Hamdi Tanpınar: Saatleri Ayarlama düşüncelere dalsam, pen ki Yay.) Enstitüsü, Mahur Beste (Dergah Yayınları) ceremden Şişhane Yokuşu gözükse, Tepebaşı’nın oralarda güneş batsa, içerdeki odada annem babam sağ ol 4 Kafka: Dava, Amerika (Türkiye İş Bankası Kültür Yay.) 4 Fernando Pessoa: Huzursuzluğun Kitabı (Can Yay.), Ophelia’ya Mektuplar (Sel Yayıncılık) 4 Gabriel Garcia Marquez: Yüzyıllık Yalnızlık, Yaprak Fırtınası, Kırmızı Pazartesi (Can Ya yınları) 4 Salman Rüşdi: Şeytan Ayetleri. laşılmaması, ona karşı ilgisiz kalınması şaşırtıcı. Ölüm fermanı ile aranırken Salman Rüşdi ile Oxford’da buluştum. Rüşdi ile çekilen fotoğrafımı yayınlamamamı sıkı sıkı tembih ettiler ama yayımladım. Bunalım içindeydi, kimseyle konuşamıyordu. ABD’deyken Gabriel Garcia Marquez’i tanıma fırsatı buldum, ABD’ye sığınmıştı. O sıralar Yüzyıllık Yalnızlık’ı yazıyordu. Büyük patlaması ve Nobel’i alışı sonra oldu. Bunlar heyecan verici deneyimler… FANTASTİK İLE BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK FARKI Çocuk kitaplarımı da Büyülü Gerçekçi yazıyorum. Fantastik ile Büyülü Gerçekçilik arasında büyük bir fark var. Fantastik deyince Yüzüklerin Efendisi, Harry Potter, Spiderman gibi birtakım kitaplar, filmler akla geliyor. Büyülü Gerçekçilik ise bambaşka edebi bir tür. Fantastik edebiyat ve fantastik sinema daha çok Batıda serpilmiş, ABD’de İngiltere’de ortaya çıkmış, daha değişik, içinde cadılar, büyücüler, krallar olan bir edebiyat türü. Büyülü Gerçekçilik ise bir ruhun içindeki kristalin güneşte rengârenk parlaması, zekâ oyunları, okurla âdeta pinpon oynar gibi karşılıklı alışverişler, okuru o dünyaya katmaktır. ‘BÜYÜLÜ GERÇEKÇİ YAZDIM, YAŞADIM, KABUL ETTİRDİM!’ İlk başta bütün editörlerim, Attilâ İlhan, Yaşar Nabi Nayır bunun çok zor olduğunu söylemişlerdi. Çok şanslıyım büyük bir okur kitlem var. Büyülü Gerçekçi yazdım, yaşadım ve kabul ettirdim. Yeniden o 16 yaşındaki çocuk olabilmeyi isterdim. Bileğinde garip bir bilezikle doğmuş, hayatı hiç bilmeyen, cesur ve kendine güvenen bir kapıcıyı güpegündüz gökyüzüne uçuran… Bugünkü gibi cep telefonu, bilgisayar, böyle filmler gibi hiçbir şey olmadığı bir zamanda böyle bir dünyayı yakalayabilmiş o çocuk pekâlâ hayatında bambaşka şeyler de yapabilirdi. Ama ben ister miyim bunu? Hayır! Yeniden dünyaya gelsem gene yazar olurdum, gene ruhumu ve kalbimi sayfalara akıtarak yazardım. Gene beni şu an çevreleyen 2025 yıllık okurlarımla ki bunların çoğu artık ailem gibi oldu, benimle yaşıyorlar , sürdürdüğüm bu hayatı seçerdim ve dünya kabuğu üzerinde yaptığım seyahatleri hiçbir zaman bırakmazdım. n 10 27 Şubat 2020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle