28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BEN AARONOVITCH’TEN ‘LONDRA NEHİRLERİ’ Londra sokaklarında ‘büyülü’ bir polisiye NİL DOĞA Y a büyü gerçekten var olsaydı? Ya insanları öcülere, gulyabanilere, kötücül ruhlara karşı korumak için gizli bir topluluk tarafından kontrol ediliyor olsaydı? Buraya kadar her şey kulağa tanıdık geliyor değil mi, Harry Potter, Jonathan Strange ve Bay Norrell... Fakat Ben Aaoronovitch’in yaptığı farklı bir şey var, bütün bunları alıp hikâyesini nefes kesen bir polisiyeye dönüştürmek için kullanmak. Peter Grant, deneme süresinin sonuna gelmiş, dikkati dağınık bir polis memuruydu ve Vaka Takip Birimi’ne başka gerçek polislerin evrak işlerini yapmak için atanmak üzereydi, ta ki bir gece bir hayalet ile olay mahallinde yaptığı kısa sohbet kaderini değiştirene kadar. Olay yerine tekrar giderek aynı hayaleti, görgü tanığını bulmaya çalışırken karşılaştığı müfettişe gerçeği söylediğinde kendisini Thomas Nightingale’ın elli sene sonra ilk kez kabul ettiği büyücü çırağı olarak bulur. Bu noktadan sonra Peter’ın başı büyüden ve beladan kurtulmuyor, Londra gecelerinin kargaşası hiç bitmiyor. OLDUKÇA İNGİLİZ VE SIRA DIŞI eğlenceli! Ben Aaronovitch’in uzun soluklu fantastik polisiye serisinin ilk kitabı Londra Nehirleri oldukça İngiliz, fakat onu asıl eğlenceli ve sıra dışı yapan özelliklerden biri de tam olarak bu aslında. Jim Butcher’ın Dresden Dosyaları’ndaki Chicago’nun aksine, tüm o büyülerin, hayaletlerin, gulyabanilerin arasında olduk ça ayrıntılı ve gerçekçi bir dünya kurulmuş, âdeta Londra sokaklarında dolaşıyor gibi hissediyorsunuz, âdeta Londra nefes alıp veren başlı başına bir karakter gibi. DOĞAÜSTÜ OLAĞANÜSTÜ TEMPO! Polis Memuru Grant kolaylıkla sevilebilen bir karakter, esprili, akıllı, kendine özgü birkaç numaraya sahip ve elbette hatalara da. Nightingale, Grant’in hemen en temel büyüler ve Londra’da aralarında yaşayan doğaüstü güçlerle ilgili bir eğitime alıyor, fakat bu süreç hikâyenin okuru yoracak kadar yavaşlamasına fırsat tanımıyor ve Peter Grant, art arda iki büyük ola ya balıklama dalıyor denebilir. Bu noktada aklımıza takılan tek soru, dikkati dağınık polis memuru Peter Grant’in ve geri kalan tüm polis teşkilatının bu doğaüstü yaratıkların varlığını ve yaşanan bazı dehşet verici olayları bu denli kolay kabullenmiş olması, hissedilebilir duygu yoğunluğunun eksikliği. Bununla birlikte Londra Nehirleri’nin temposunu, yaratıcılığını ve farklılığını göz ardı etmek mümkün değil. Her yeni sayfayla birlikte bu gizemli dünyayı öğrenmeye, anlamaya daha hevesli hale geliyor, bu büyülü şehrin sokaklarında biraz daha vakit geçirmek istiyor, başka neler olabileceğini görmek için sabırsızlanıyorsunuz. Ne de olsa bu şehrin büyülü olduğunu inkâr etmek artık neredeyse imkânsız. Hele de Londra’ya gitme fırsatınız olduysa, sözedilen yerlerin yeniden gözlerinizin önünde belirmemesi mümkün değil, ayrı bir keyif alacağınız şüphesiz. n Londra Nehirleri / Ben Aaronovitch / Çeviren: Aslı Dağlı / Epsilon Yayınevi / 372 s. 23 27 Şubat 2020
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle