Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BEN AARONOVITCH’TEN ‘LONDRA NEHİRLERİ’ Londra sokaklarında ‘büyülü’ bir polisiye NİL DOĞA Y a büyü gerçekten var olsaydı? Ya insanları öcülere, gulyabanilere, kötücül ruhlara karşı korumak için gizli bir topluluk tarafından kontrol ediliyor olsaydı? Buraya kadar her şey kulağa tanıdık geliyor değil mi, Harry Potter, Jonathan Strange ve Bay Norrell... Fakat Ben Aaoronovitch’in yaptığı farklı bir şey var, bütün bunları alıp hikâyesini nefes kesen bir polisiyeye dönüştürmek için kullanmak. Peter Grant, deneme süresinin sonuna gelmiş, dikkati dağınık bir polis memuruydu ve Vaka Takip Birimi’ne başka gerçek polislerin evrak işlerini yapmak için atanmak üzereydi, ta ki bir gece bir hayalet ile olay mahallinde yaptığı kısa sohbet kaderini değiştirene kadar. Olay yerine tekrar giderek aynı hayaleti, görgü tanığını bulmaya çalışırken karşılaştığı müfettişe gerçeği söylediğinde kendisini Thomas Nightingale’ın elli sene sonra ilk kez kabul ettiği büyücü çırağı olarak bulur. Bu noktadan sonra Peter’ın başı büyüden ve beladan kurtulmuyor, Londra gecelerinin kargaşası hiç bitmiyor. OLDUKÇA İNGİLİZ VE SIRA DIŞI eğlenceli! Ben Aaronovitch’in uzun soluklu fantastik polisiye serisinin ilk kitabı Londra Nehirleri oldukça İngiliz, fakat onu asıl eğlenceli ve sıra dışı yapan özelliklerden biri de tam olarak bu aslında. Jim Butcher’ın Dresden Dosyaları’ndaki Chicago’nun aksine, tüm o büyülerin, hayaletlerin, gulyabanilerin arasında olduk ça ayrıntılı ve gerçekçi bir dünya kurulmuş, âdeta Londra sokaklarında dolaşıyor gibi hissediyorsunuz, âdeta Londra nefes alıp veren başlı başına bir karakter gibi. DOĞAÜSTÜ OLAĞANÜSTÜ TEMPO! Polis Memuru Grant kolaylıkla sevilebilen bir karakter, esprili, akıllı, kendine özgü birkaç numaraya sahip ve elbette hatalara da. Nightingale, Grant’in hemen en temel büyüler ve Londra’da aralarında yaşayan doğaüstü güçlerle ilgili bir eğitime alıyor, fakat bu süreç hikâyenin okuru yoracak kadar yavaşlamasına fırsat tanımıyor ve Peter Grant, art arda iki büyük ola ya balıklama dalıyor denebilir. Bu noktada aklımıza takılan tek soru, dikkati dağınık polis memuru Peter Grant’in ve geri kalan tüm polis teşkilatının bu doğaüstü yaratıkların varlığını ve yaşanan bazı dehşet verici olayları bu denli kolay kabullenmiş olması, hissedilebilir duygu yoğunluğunun eksikliği. Bununla birlikte Londra Nehirleri’nin temposunu, yaratıcılığını ve farklılığını göz ardı etmek mümkün değil. Her yeni sayfayla birlikte bu gizemli dünyayı öğrenmeye, anlamaya daha hevesli hale geliyor, bu büyülü şehrin sokaklarında biraz daha vakit geçirmek istiyor, başka neler olabileceğini görmek için sabırsızlanıyorsunuz. Ne de olsa bu şehrin büyülü olduğunu inkâr etmek artık neredeyse imkânsız. Hele de Londra’ya gitme fırsatınız olduysa, sözedilen yerlerin yeniden gözlerinizin önünde belirmemesi mümkün değil, ayrı bir keyif alacağınız şüphesiz. n Londra Nehirleri / Ben Aaronovitch / Çeviren: Aslı Dağlı / Epsilon Yayınevi / 372 s. 23 27 Şubat 2020