Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ULUÇ GÜRKAN’DAN ‘ATATÜRK’ÜN İZINDE’ İkinci Mustafa Kemal olmak Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirerek Türkiye’yi emperyalizmin pençesinde yok olmaktan kurtaran Atatürk bu işi nasıl başardı? ORHAN TÜLEYLİOĞLU Uluç Gürkan, Atatürk’ün İzinde Türkiye Dünyayı Değiştirecektir adlı kitabını bu sorudan yola çıkarak kuruyor. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla başlayan kurtuluş sürecinden günümüze değin geçen yüz yılı mercek altına alıyor. Cumhuriyetin temel evrelerini ayrıntılı ve özgün yorumuyla inceliyor. “Atatürk’ün izinde Türkiye dünyayı değiştirebilir. İslam dünyasının laiklik temelinde gerçekten demokratikleşmesine öncülük yaparak, 21. yüzyılın barış ve refah umudu olabilir” diyor. Kitabın hemen başında, birçok devlet adamı ve düşünürün Atatürk ile ilgili görüşlerine yer veren yazar, 1923 Türk Devrimi’nin yalnız bizim tarihimizde değil, dünya tarihi içinde yeni bir akım yarattığını anımsatıyor; bu akımın, başta mazlum uluslar, tüm insanlığın özgürlüğe ve demokrasiye yönelişinin tarihi bir adımı olduğunu belirtiyor. Uluç Gürkan, Atatürk’ün yaşarken 20. yüz yılı nasıl etkilemişse, öldükten sonra da yüzyıla damgasını aynı ağırlıkta vurmuş olduğunu belgelerle ortaya koyuyor. Atatürk’ün laik ve demokratik, Kemalist Türk Devrimi’nin Türkiye’nin aydınlık geleceğine dönük ulusal modernleşme ideolojisinin, Türk toplumunun tüm sorunlarının çözümünde kullanılacak bir rehber olduğunu vurguluyor. Gürkan, George Bush’un 2000’li yıllara damgasını vuran Evanjelist saplantılı Büyük Ortadoğu Projesi ve bu proje kapsamında Türkiye’de yaşanan olaylara geniş yer veriyor. Bu süreci Türkiye’nin antiKemalist dönüşümü olarak değerlendiriyor. Ekonomik kriz ile başlayan, Başbakan Bülent Ecevit’in tasfiyesiyle sona eren bu döneme ışık tutuyor. ANTİDEMOKRATİK SİYASET TARZI TOPLUMA DAYATILDI 21. yüzyıla, uluslararası arenada saygın, sözü dikkate alınan bir ülke olarak giren Türkiye’nin Şubat 2001 yılında yaşadığı kriz den sonra dünya oyuncusu olarak yükselen yıldızı sönmüş, sözü olan ve dinlenen Türkiye imajının yerine ekonomik baskılarla “Söz dinletilen Türkiye” algısı yerleşmeye başlamıştır. 2003 Irak işgalinden bu yana Ortadoğu’da, özellikle de güney sınırlarımızda yaşananların tamamı Türkiye’nin aleyhine gelişmiş, tahribat son derece ağır olmuştur. Türkiye, AKP iktidarıyla birlikte 20022013 yılları arasında ABD’nin Ortadoğu senaryosunda “model ülke” rolü ile stratejik ortak olarak yer almıştır. Ülke içinde laik ve demokratik düzen daha İslami bir yapıya dönüştürülmekte, toplum da adım adım bunu kabullenmeye zorlanmaktadır. Gerçekte hiç de demokratik olmayan, hatta demokrasinin dışına düşmüş bir siyaset tarzı topluma dayatılmaktadır. Demokrasiden uzaklaşılırken ülke de hızlı adımlarla siyasi bir çöküntüye sürüklenmektedir. Türkiye bu karanlık senaryoyu değiştirmelidir. Bu gücü vardır. Bu güç, Atatürk’ün gerçekleştirdiği Devrim’dedir. Uluç Gürkan, bir yandan geleceğe umutla bakmamızı öte yandan da geçmişi anlamamızı sağlayan bu kitabıyla yeni düşünce ufukları açarak kitabını şu sözlerle noktalıyor: “El açıp ikinci bir Atatürk beklemek yerine hepimiz bir arada sorumluluk üstlenmek durumundayız. Hep birlikte ‘İkinci Mustafa Kemal’ olmalıyız. Türk Devrimi’ni günümüze taşımalıyız. Hem ülkemizde hem de dünyada barışa ve refaha giden yolu her türlü engeli aşarak tamamlamalıyız.” n Atatürk’ün İzinde Türkiye Dünyayı Değiştirecektir / Uluç Gürkan / Tekin Yay. / 312 s. / 2019. NURER UĞURLU’DAN ‘VASIYETIM’ ‘Vasiyeti hiçbir kişi ve kurum değiştiremez!’ Nurer Uğurlu, yıllara varan bir çalışma sonucu, ulaştığı orijinal belge ve fotoğraflarla Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda kendi el yazısıyla düzenlediği vasiyetini kitaplaştırdı. GAMZE AKDEMİR gamze.akdemir@cumhuriyet.com.tr Atatürk’ün Vasiyetim adlı kitabının yayımlanma sürecini anlatır mısınız? Kitabın yazılması ve ortaya çıkması çok uzun sürdü. Hiçbir kitabımı bu kadar zor ve güç koşullar içinde yazmadım. Kitap yazılırken her sözcüğü yerinde kullanmak gerekiyordu. Zorluğun en önemli nedenlerinden biri de orijinal belgeye, yani Atatürk’ün kendi el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetine ulaşmaktı. Vasiyetin yazıldığı biliniyordu ama orijinal belgeyi birkaç kişi ve kurum dışında gören ve okuyan yoktu. n Atatürk kendi el yazısıyla düzenlediği vasiyetnamesini hangi tarihte yazdı ve kime teslim etti? Atatürk, vasiyetnamesini 5 Eylül 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda yazdı. 6 Kasım 1938’de saat 11:10’da, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak ile Dr. Neşet Ömer İrdelep’in hazır bulunduğu sırada İstanbul Altıncı Noteri İsmail Kunter’e, “Bu benim vasiyetnamemdir. Size teslim ediyorum. Kanunu icabatını icra edersiniz,” diyerek verdi. n Kitapta Türkiye İş Bankası, CHP ve Türk Dil Kurumu konusunu nasıl ele alıyorsunuz? Atatürk’ün vasiyetinin asıl konusu para, menkul ve gayrimenkul değildir. Bunlar da vardı ama o kadar önemli sayılmazdı. Önemli olan hisse senetleriydi. Bu senetler içinde de en önemli olanları Türkiye İş Ban kası kurucu hisseleriydi. Bugünkü maddî değeri çok büyük olan bu senetlerdir Maden Kömürü TAŞ hisse senetleri de vardı . Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki nakit ve hisse senetlerinin durumu şöyledir: Emekli hesabı 19.566.80, 4 numaralı şahsî hesap (Türkiye İş Bankası) 53.453.18, 2 numaralı hesap (Türkiye İş Bankası) 1.446.872, Türkiye İş Bankası hisse senedi (adet) 119.125.00, Müessis hisse senedi (Türkiye İş Bankası, adet) 569.00. Bu hisse senetleri Atatürk’ün vasiyetnamesindeki koşullarla Cumhuriyet Halk Partisi’ne devredilmiştir. Bu devir, Atatürk’ün kendi el yazısıyla düzenlediği vasiyetnamede şöyledir: “Malik olduğum bütün nakit ve hisse senetlerile Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne âtideki şartlarla, terk ve vasiyet ediyorum.” Bu vasiyetnamenin en önemli bölümü olan 6. Maddesi de şöyledir: “Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.” n Atatürk’ün Türk ulusuna hazine yoluyla bağışladığı gayrimenkuller nelerdir? Ankara’da Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesut, Çakırlar çiftlikleri. Yalova’da Millet ve Baltacı çiftlikleri. Silifke’de Tekir ve Şövalye çiftlikleri. Dörtyol’da Portakal bahçesi ile Karabasamak çiftliği, Tarsus’da Piloğlu çiftliği Atatürk’ün bu çiftliklerinden bazıları bugün Tarım ve Orman Bakanlığı’nca Devlet Üretme Çiftlikleri olarak kullanılmaktadır. Fabrika ve imalâthaneler ise şöyledir: Bira fabrikası, Malt fabrikası, Buz fabrikası, Soda ve Gazoz fabrikası, Deri fabrikası, Ziraat Aletleri ve Demir fabrikası, Şarap imalâthanesi, bir değirmen. Atatürk, taşınır taşınmaz bütün mallarını kurucusu olduğu CHP’ye bırakmayı düşünmüş ve 1927 Kurultayı’nda bunu açıklamıştı. Ancak sonraları kararını değiştirmiş, bunları devlet hazinesine ve yerel yönetimlere bırakmayı daha uygun ve yararlı görmüştür. n Bu kitap AKP’nin bu vasiyetin hiçe sayılmasına ilişkin girişimlerine nasıl bir yanıttır? Hiçbir kişi ve kurum, Atatürk’ün bu vasiyetnamesinin özüne dokunamaz, değiştiremez. n Vasiyetim / Haz: Nurer Uğurlu / Örgün Yayınları / 88 s. / 2019 16 13 Haziran 2019