Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ASUMAN SUNER’DEN “HONG KONGİSTANBUL” Bir uçtan bir uca Asya “Hong Kongİstanbul”, Asuman Suner’in modern kent deneyimine yaklaşımını, alanının değerli fikir insanlarının düşünceleriyle zenginleştirdiği, iki şehre bir diğerinin merceğinden baktığı kitabı. Çalışma okuru yormayan anlatımı ve tadında bırakılmış akademik diliyle bir bilgi ve gözlem denizi vaat ediyor. kerem gürel “ Bir kitabın bize mutluluk olasılığını sunduğuna neden inandığımı tam olarak bilmiyorum. Ama bu alçak gönüllü mucize için gerçekten minnettarım” der Jorge Luis Borges. Ancak onun yaşadığı gibi küçük mucizelere şahit olmak her zaman mümkün olmuyor tabii. Hele ki günümüzde sayısı artan, Ümit Alan’ın deyimiyle, kitap benzeri ürünler arasında nitelikli eserlere rastlamak; işte bu, önemli bir mutluluk kaynağı. Bu tarz kitaplar eline geçtiğinde eminim pek çok kişi de benim gibi mutlu oluyordur. Zira Latinlerin de dediği gibi “Ars longa, vita brevis” yani “sanat uzun, hayat kısa.” “ÇIPLAK BİR KAYA PARÇASI” Hoyrat bir edayla harcadığımız zamanımızın boşa gitmediğini hissettiren nitelikli kitaplardan biri geçti elime. Asuman Suner’in kaleme aldığı Hong Kongİstanbul, her sayfasında okumanın keyfini (Borges’in deyimiyle alçakgönüllü küçük mucizeleri) yaşatan değerli bir çalışma. Suner’in bilgisinin ve tecrübelerinin yansıması olan kitap, Hong Kong ile İstanbul arasında kurulan hatta ilerliyor. Teşekkür kısmında da belirtildiği üzere kitap, akademik bir çalışma olmanın ötesinde, yirmi yıllık bir yolculuğun hikâyesi. 1995’te, henüz İngiliz idaresi altındayken Hong Kong’a giden Suner, yüzölçümü küçük ancak küresel etkisi hayli büyük bu adanın, demokrasinin beşiği addedilen bir ülkeden Çin gibi otoriter bir ülkeye devrine de şahit olmuş. Toplam altı bölümden oluşan kitapta yazarın düşünce ve gözlemleri çıkıyor okurun karşısına. ‘İlk Bakış’ isimli giriş bölümünde kitaba temel oluşturacak modern kent deneyimi, Baudelaire’den Georg Simmel’e, Walter Benjamin’den David Frisby’e kadar pek çok yazarın, araştırmacının ve düşünürün fikirlerinden hareket ediyor Suner. İlerleyen bölümlerde Kraliçe Victoria döneminde “çıplak bir kaya parçası” olarak tanımlanan Hong Kong’un İngiliz idaresine geçişinin hikâyesi yer alıyor. Kitap, Asuman Suner’in bilgisinin ve tecrübelerinin yansıması. Sonrası ise emperyalizmin bildik karanlık yüzü. Bu küçük ada parçasında da Güney Afrika’daki apartheid yönetimine benzer bir yönetimin kurulması gecikmiyor. Adayı geçici olarak devralan İngilizlerin adadan çekilme sürecine ve el değiştirmenin gerçekleştiği 1 Temmuz 1997 ve sonrasına özellikle değinen Suner’in de dikkat çektiği üzere, doksan dokuz yıl sonra Hong Kong anavatana katıldığında ne o eski ada parçasıdır ne de Çin on dokuzuncu yüzyılın imparatorluk devletidir. Bu yeni dönemde Hong Kong’a ihtiyaç duyan Çin değil, Çin’e ihtiyaç duyan bir Hong Kong ortaya çıkıyor. Zira bu yeni dönemde Çin, oyunun kurallarını belirleyen aslî güçlerden birine dönüşüyor. Sömürgecilik sonrası dönemde, adada yaşanan sıkıntılara da değinen yazara göre yönetim değişimindeki sancılı süreç ve Hong Kongluların yaşadığı aidiyet karmaşası ile tüm bunlara eklenen ve ada ekonomisini derinden etkileyen Kuş Gribi, yerli halk için zorlu günlerin başlangıcı oluyor. Suner’e göre yaşanan bu derin hayal kırıklığı, 2014’te patlak veren Şemsiye Hareketi’ni ortaya çıkarıyor. Hong Kongluların Çin’e yönelttiği demokrasi talebinin bir dışavurumu olan bu hareket, hem otoriter Çin merkezî idaresi hem de onlar tarafından görevlendirilen Hong Kong yönetimince Batı kaynaklı, kentin refahını ve mutluluğunu hedef alan bir komplo olarak nitelenip bastırılıyor. Sonuç olarak Hong Kong el değiştirmenin yirminci yılında, devasa Çin egemenliğinin gölgesinde, demokrasi ve özgürlük alanını genişletmekten ziyade koruma çabasında kalmış küçük bir adacığa dönüşüyor. İKİ ŞEHRİN YAŞANTISI ‘Hong Kong 1997/2017: Fragmanlar’ başlıklı bölümle bizleri Hong Kong yaşamının gizli ve açık ayrıntılarına sürükleyen yazar, gözlem ve tespitlerini “havaalanı, dikeylik, yoğunluk, tempo, para, güvenlik...” gibi alt başlıklar altında okura sunuyor. 1998’de kapanan ve o zamana kadar dünyanın en tehlikeli havaalanları arasında sayılan Kai Tak’dan, sahip olduğu 1309 gökdelen ile en yakın rakibi New York’u ikiye katlayan şehirdeki dikey mimarinin detaylarına, her bütçeye hitap eden tüketim mabetleri ile kazanılan “AVM Kent” imajından, adada hizmetçi olarak çalışan Filipinli kadınların pazar günleri kapattığı Chater Road’un hikâyesinde gizlenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok farklı bilgiye ulaşmak mümkün. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken şey, yazarın anlatımındaki derinlik. Suner oldukça iyi bir gözlemci ancak anlatımını, safi bir gezi yazarı gibi sadece gözleme dayandırmamış. Bu gözlemler sonucu elde edilen veriler tıpkı giriş bölümünde olduğu gibi Simmel ve Benjamin gibi düşünürlerin fikirleriyle de ilişkilendirmiş. Kitapta İstanbul’a ayrılan kısım Hong Kong’a nispetle az. Ancak yine de 19972017 arasında, sadece Hong Kong’da değil İstanbul’da da meydana gelen değişmeleri ortaya koyuluyor. Yazar her iki şehrin ayrı ayrı yaşadığı bu süreci anlatırken ilginç zamanlarda yaşamanın bir tür lanet olduğunu anımsatan Çin atasözüne de özellikle vurgu yapıyor. ‘Son Bakış’ isimli bölümde okur, gerek şehir yaşamında ortaya çıkan değişimin ve sorunların benzerliğine gerek İstanbul’da ortaya çıkan Gezi Direnişi ile Hong Kong’da ortaya çıkan Şemsiye Hareketi arasındaki benzerliklere ve farklılıklara ulaşıyor. Hong Kongİstanbul, Suner’in modern kent deneyimine yaklaşımını, alanının değerli fikir insanlarının düşünceleriyle zenginleştirdiği, iki şehre bir diğerinin merceğinden baktığı kitabı. Çalışma okuru yormayan anlatımı ve tadında bırakılmış akademik diliyle bir bilgi ve gözlem denizi vaat ediyor. Suner’in bu değerli kitabını okuyunca Hong Kong zihnimde İngiliz eğitiminden geçip anavatanına döndüğünde ailesi ve gelenekleri ile çatışan Çinli bir genç imgesine dönüştü. İstanbul ise binlerce yıllık geçmişiyle küçük yaşta sokağa terk edilen, yaşamadığı zorluk, görmediği sıkıntı kalmayan ama buna rağmen ayakta kalmayı başarmış bir ihtiyara. n Hong Kongİstanbul / Asuman Suner / Metis Yayınları / 264 s. 4 24 Ocak 2019 KItap